Duydun mu Salâyı Henna, Ölmüşsün‏!

Efsunkar

Bayan Üye
(bana en büyük ihanetin, kalbinden geçirip bilmediğim)
bloem479wy.gif


Bizim güzlerimizin saçları kısaydı hep. Yarının adı dündü. Ağlamıştım da bir kuş ölmüştü. Kanadında kırk dirhem ah, lisanından damlayan bir kurşun boyu secdegah. Adına kaç ağıt yakıldı sen bilme henna’. Az biraz büyü. Kanadında kuş sesleri, kanadığında kuş sansınlar seni. Aradığında bul, bulduğunca yitir beni. Hadi, yüreğini ser sedir boyu, toplasınlar güneşe satsınlar ürkekliğinden damlayan taht-ı esaretini. Burası ihanetin haset mevsimi…


Dinle beni henna’.

Bu kadar mı küçük yani ellerim, söyle kaç adım koştun da adın yetişemedi.

Söyle seher vaktine ‘’üstüne alınmış’’ de.

Söyle, ‘’kinini ön balkona asmış kurutmuş’’de.

Söyle. ‘’Gözlerinden öperim seni ey acı’’


Bilirsin ben seni hep severim henna’. Bilmelisin burada beş vakit zemheri. Ağzıma su diye verdim ezberini, üç vakit dondu dilim. Dilim dilim doğrandım da ben emanatına

leke düşürmedim. Şimdi boyumdan aşağı devir ab-ı çeşmin yasını. Ben seni hep sevdim, sevdim, sevdim. Oysa seni sevmek için hiçbir nedenim yokken, senden geçmek için yol öyle çoktu ki henna’. Kimin nesiyim, sen, ben değilsen. Eteğinde âlem-i dünya, eğilsen. Dur, kaldırma kaşını henna’, bezm-i aşk arş-ı ala. Kıyamet dediğin bir melek, iki soluk, üç kuru kemikten kafes. Nasılsa ciğere düştü heves, öyleyse yan, yan henna’.


Ah öyle kırgının ki toplasan bir içimlik su etmez. Usandım. Üstüne yazıldım, altını çizdim, ezdim, buruştum. Bir ölüyle savaşmak hepsinden güç henna’, tutamadığım diller var anlasana. Ah ben ne utanmazım henna’, hala çanak tutuyorum aklımın günahına. Bilmesinler seni özlemek ab-ı ikram bana. Yatır dizime kanadı düşmüş omzunu, alnından akana amenna. Oysa öyle değil henna’, zor; kolay değil. Öyleyse aşk, ülfet mi külfet mi henna’?


Yüzüm bir kuru asfalt, gözlerinden geçmeyen yol yok ki henna’. Ez mağrur başımı, bela. Söylenmemiş sözler var daha. Besmeleni koy çanağa, k/üfür âdemoğlunun ayıbına. Behey henna’! Adının miracına yirmi beş vakit secde indi dizlerimle, en pak amelim sen kalsana. Âmin dursan da ayrılığa, visalin farz-ı ayn maşukuna. Olmaz, olmaz henna’, adını ben de bilmeden yanılmaz, ki adın ıslak çıra. Beni hiç sorma henna’, ben ki gözlerimden süzdüğün Leyla, ben ki kendime dönen Mevla, ben ki tepeden tırnağa ala, ala, ala. Üfle neye henna’, aşk odum anlasana.


Kâtibim, sen söyle ben tesbih tesbih ebcedime lisanı hal ile yazgımı dizerim. Kölendir bendim. Söyle, sen itersen kimin eşiğinde dönsün dünya? Yetti henna’m arttım, yumruk kadar yürek ağır bastı kefeyi, ben seni âlem-i berzahta tarttım.


Silkele ulu orta saçlarına toz konan methiyeleri. Boş ver zil takıp oynasın hükümran ihanetler. Bir cennet serabı, cehennem provasıyken dünya, avuçlarımla gelen hepi topu bu, hor görme henna’.


Talibinim, talebenim, emrinim, amadenim. Kabulünsem aşk, reddinde aşk! Bildim, kulum tek sana meyilliyim. Hadi usul usul zılgıt çal aşka.

Sükûnu lazım… İşittim. İtaat ettim. Yüreği kambur olanın dudağında gül tomurcuklanmaz.

Biliyorum sen bir melek değilsin, git makyajını yıka.


…


Gönlümün mabedinde taş kesil henna’!

Unutma unutacak nen varsa. Yüklen evvelini sırtına, düş yola. Bilirsin bu kentte her yol durak, her durak biraz sen. İçin yanmış belli, gözlerimi iç dinlen. Ah bilsem olur muydum bu kadar sen. Ahsen… En çok kendi yalanıma inanırken şimdi bana aşk desen ölemem ki ben.

Müteassıb bir eylem mi yani parmağına dolanan halka, çıldırtan bir zevk mi yoksa? Görmedim, duymadım, biliyorum! Ben her seher ön bahçede ölüyorum. Bana eziyet değil aşka çektirdiğin, kalbine kurbanını meziyet sanma. Vebali düşecek er geç tecelline asûde-hâlinin, geri say henna’, bende dur/ma.



Bak, delikli ferman. Sözlerimden düştüm tepetaklak. Üflesen cürmümü bir rüzgâr edemem ki ben. İmtihan mı diliyorsun? Hiç kimseyle aşk olmamak yazgına safa mı yani? Yapma henna, yine o eski terennüm zamana dalga. Gel-git henna', gel. Git. Yıkılsın surlar! Gönlümüzün fethine dek kayluleden zırhım var. Topla tüm ayağına ip tutuşmuş yaralı kuşları, kalbimize göçümüz var.
eylulcomflowers2581sy5.gif


Sonra, sonra henna. Sonrası şimdi, şimdi önce… Karıştım henna! Düğüm düğüm çöz beni dürr-i câna.


Ela buhurdanlık. İrem nakış. Ah bu muazzam bir seyrüsefer henna’.


Düş içime.

Dön dışıma.

Leyla’ya ya Leyla’ya.

Leyla’ya ya Mevla’ya.


Züleyha Çay
 
Sana Nazarım Değdi Henna,Gözlerini Okurken /Züleyha Çay

Gece döküldü kuşpalazı özlemin yakasından. Bu yalnızlık salgın henna! Şifahen üflemiş anneler kul bohçası kundağına tüm zehirli elma tüccarlarının eşgalini. Besmele çek henna, aşk haram lokma!
5sgc5.gif


Dilime toprak at henna’! Tüm utangaçlıklarımı gömdüm ben boğazımda iki düğüm ardına. Babamı uyandır ölüm uykusundan. Söylesene, hanginizin gücü yeter saçlarıma sarılmaya? Gözlerimi salla ölüm kalım arası… Nasıl olsa kalsam ölürüm henna’, ölsem kalırım! Dudaklarımdan dökülüyor bir serseri kent, bir masum katil, bir de leylifer. Her seher yazgısında hep aynı mı bu replikler? Öyleyse benimle oynar mısın yarım ağız hayat? Hadi saklambaç henna’, melek de sıra. Evvelim, ezelim, nazenim aşk! Demedin mi sana henna’, arkana bakma!

Kızıl gece… Hırçın sabâ…
Ay ışığında yalan söyleme bana, öldüm deme henna’, doğduğunu gördüm! Arka bahçedeyim, yirmi bir yıl kova kova hıncımı saldığım kuyu başında. ‘Leylak’ dersem çıkar mısın, hani gözlerine benzeyen? Bilmem ki sana kaç nevbaharı giydirsem… Bu Meryem orucu hangi beşerin vahyinden düştü dile henna, ‘biz’ dersem çık, ‘ben’ dersem korkarım aklım çıkacak sensizlikten!

Nöbet-i Âdem…
Sahi, sen cennetten mi düştün bu diyara? Seninde mi kursağına oturdu yasak elma? Çaresizlik ömrü nedimemiz eteğimizi tutuyorken, gökten in henna’, gök/yüzüme in! Duymuyor musun, âlemin illeti aşk senin mahperin. Sevdim henna sevdim, düş gözlerimi değerimden, katli vacibim!

Gecenin mihri bir çift bakış, işte tam şuramda sol üst köşede, biraz toprak yeşili az biraz mavi, çenemi titretecek kadar hani. Hayranım seni Yaradana, bakmam, incinirsin henna’! Ahh gözlerin nasıl da tuzak! Düşmemek için soldan geçtim, meğer sol bir düşmüşsün. Bizi gerçeğe kurgulama, ben ölmeyi sevdim!

Yürü beni henna, dört yol ağzı çıkmaz sokak suretim, ellerim durak! Müsait bir ölüm mü yani, tüm dersiz topsuz yaşamların bedeli? Bunu bana yapma henna’, üşüştü leş kargaları yüreğime. Ört üstünü gözlerimin, fena kısıldım kirpiğinin gölgesine. Yum beni bağrının orta yerine! Saçlarımı tara sinene, ellerinin güzergâhında firakımı helal say. Aşkın çarmıhında havariliğim, saatleri geri al!


Kese kâğıdına topladım aşka çalan yanlarımı… Kervan kervan soluğun geçiyorken gecelerimizden, talan oldu aşk nerdesin? Bir melek değildi fıtratın, öyleyse yerdesin! Ah seni ben mi doğurdum henna’, kimden bu yürek ağzı dikişim?

Zülâl eyle uykularına, düşlerinin ciğeri ferahlasın… Ha gözyaşın ha arsız deniz! Dur henna’, ağlama diyorum sana ağlama! Su içiyorken mi dokundular sana? Öyleyse sık zehrini aşk aksın! Değil midir ki gülmek ağlamanın zekâtı, kırkta bir kere nar'a haksın!
11tg1.gif

Gözlerimi yokla!
Bir doğarken ağladım ben, bir de ölürken. Sen hiç kendi yaşını boğdun mu yanaklarında? Az önce geçtiler solundan da, kimse alınmadı seni üstüne. Sahi sen, hayra yorulmaktan men hangi düş başı beklemektesin? Sahip çıksana rengine henna’, baksana gece vurmuş gerdanına. Hiç yakışmadı sana henna’ hiç yakışmadı sana! Ağırdan sattılar gönüllerini, çulundan belini doğrultamadı aşk… Olsun be henna’ , yürek üstü şehadet nasipmiş bize!
Eşgalin silinsin şimdi tüm bozuk liralardan, inadına kıymetlimsin! İnadına, varsa alınacak aklım helali hoş olsun sürmeli lisanına.


Mevla’ya sunulan bir önsözdü Leyla,
şükrenlillah hey vaveyla!
(Taş bastım deniz suyuna, buyurmaz mısın gece taâmımıza henna’!)
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst