Düşünceler/Epictetos

Efsunkar

Bayan Üye
Hayatı hakkında kısa açıklama:


Hemen hemen 19 asırdan beri tarihin Epictetos diye tanıdıgı filozofun gerçek adı bilinmiyor.Epictetos takma adıdır,bu kelime;satın alınmış adam,esir,uşak demektir.M.S 1.yy da hieropoliste esir olarak dünyaya geldi.Nero zamanında Romaya götürüldü,orada ahmak ve hain bir adama satıldı.daha sonra özgürlügünü bir çok olaydan sonra elde etti.M.S 90 senesinde kendi okulunu açarak felsefesini yaydı.





1-dünyada olup biten şeylerin bir kısmı elimizdedir,bir kısmı elimizde degildir. elimizde olanlar;fikirlerimiz yaşayışımız,arzularımız,egilimlerimiz nefretlerimizbir kelimeyle bütün hareketlerimiz. elimizde olmayanlar;eşya ,mülk,şöhret,mevhibir kelime ile hareketlerimiz arasında olmayan şeylerdir. elimizde olanlar tabiatları icabı hürdürler.hiçbirşey onları durduramadıgı gibi onlara engelde olamaz.elimizde olmayanlar ise;zayıf,esir,boyunduruk altında,binlerce engel ve terslik içinde olup bütün bütün bize aykırıdırlar.

o halde hatırlaki tabiatları icabı esir olanları hür ve başkasına tabi olan şeyleri sana mahsus zannediyorsan her adımda engellere rastlayacak,kırılıcak,kasvetlenecek ve tanrıdan da,insanlardanda şikayet edeceksin.buna mukabil sana ait olanı benimser ve başkasına ait olanıda başkasının iradesinde sayarsan;ozaman kimse sana istemedigini yaptıramadıgı gibi,istediginide yapmana mani olamaz.dolaysıyla kimseden şikayet etmez,kimseyi ithametmez ve istemeden hiçbir hareketiyapmaga mecbur olmazsın. kimse sana bir fenalık edemez,düşmanın olamaz ve başına kötü,muzır bir şeyde gelmez.


2-unutmaki arzularının gayesiistediklerini elde etmektir.ve korkularının gayeside korktuklarını önlemektir.istedigini ele geçiremeyen bedbahtır;korktugu çukura düşende sefildir.hakiki menfaatine uygun olmayan şeye karşı yanlız nefretin varsa ve o şey senin elinde ise korktugun çukura asla düşmezsin.fakat ölümden, hastalıktan, fakirlikten korkarsn sefil olursun.o halde korkularının yerini degiştir. ve elmizde olmayan şeyleri,elimizde olan şeylere intikal ettir.arzularına gelince,onları şimdilik tamamıyla ortadan kaldır,zira elinde olmayan şeylerden birini arzu edersen zaruri olarak bedbaht olursun.elimizde olan şeylere gelince,henüz bunların arasında hangilerinin arzu edilmege layık oldugunu bilecek halde degilsin.bu hale gelmek için uzaklaşman veyahut araman lazım gelen şeyleri aramakla veya onlardan uzaklaşmakla iktifa et.fakat bu hareketlerin daima ihtiyatlı olmalı ve acele ile yapılmamalıdır.

--------------------

1-bu kadar büyük nimetleri dileyince unutmaki onları elde etmek için şöyle böyle çalışmak yetmeyecek ve varlıgından gayri şeylerin bir kısmından tamamiyle feraget etmen,bir kısmını başka bir zamanabırakman gerekecektir.zira bu hakiki nimetlerle birlikte servet,mevki ve mansupta istersen bu son istediklerini belki elde edemezsin. fakat buna mukabil özgürlügünü,mutlulugunu temin edecek nimetlerden mutlak surette mahrum olursun.

2-böylece her korkunç hayalin karşısında "sen bir hayalsin ve asla göründügün gibi degilsin!"demege hazır ol.sonra onu iyice tahlil et.ve bu tahlil için ögrendigin kaidelerden bilhassa birincisini yani sana azap veren şeyin elimizde olup olmadıgını bildiren kaideyi göz önünde bulundur.eger bu bizim elimizde olmayan şeylerden ise kendi kendine tereddütsüz deki:"bu,bana ait birşey degildir."

3-seni eglendiren,ihtiyaçlarını tatmi eden bir kelime sevdigin her şey karşısında kendi kendine onun ne oldugunu sormayı unutma.evvela en küçüklerinden başla.bir çömlegi seviyorsan,topraktan yapılmış bir çömlegi sevdigini bil.eger kırılırsa üzülmezsin.karını veya çocugunu seviyorsan kendi kendine fani bir varlıgı seviyorum de eger bir gün ölürse ıstırap çekmezsin.

--------------------

1-bir iş yapacagım zaman yapacagın işin ne oldugunu iyice düşün.hamama gideceksen, hamamlardaki adetleri;insanların birbirlerini su ile ıslattıklarını,itip kaktıklarını,küfür ettiklerini ve bu muhitte hırsızlıgın dogal bir hal oldugunu düşün.eger önceden kendi kendine "yıkanacagım fakat aynı zamanda varlıgımın hakiki nimeti olan hürriyetimi,bagımsızlıgımı muhafaza edicegim"dersen o zaman yapmak istedigini daha emniyetle yaparsın.başına gelecek her bir iş için bu böyledir.zira bu usul sayesinde yıkanmana herhangi bir şey engel olursa cevabın hazırdır:"ben sadece yıkanmak istemiyordum.fakat aynı zamanda özgürlük ve bagımsızlıgımıda muhafaza etmek niyetindeydim.

2-insanları kederlendiren nesne ve olaylar degil,fakat bunlar hakkında edindikleri fikirlerdir. mesela ölüm bir felaket degildir.eger bir felaket olsaydı,sokratese'de böyle görünecekti. fakat ölümün bir felaket ve kötü oldugu hakkındaki kanaat,işte asıl felaket budur.bunun içindir ki ke derli,yeisli,bedbaht oldugumuz zaman kendimizden başkasını,yani fikir ve kanaatlerimizden gayrısını itham etmemeliyiz.

3-başına gelen felaketler yüzünden başkasını itham etmek cahilin yapacagı iştir. yanlız kendini mesul saymak ,bu,gözü açılmak üzere olan bir adamın işidir. ne kendini,nede başkalarını itham etmemekse uyanık bir kimseye yakışan harekettir.

4-sana senden gelmemiş olan hususiyetlerle asla ögünme.bir at,gururla:"ben güzelim" dese buna tahammül edilebilir. fakat sen böbürlenerek "güzel bir atım var!" dersen bilki güzel bir ata sahip olmakla ögünüyorsun.bunda sana ait olan nedir? hayalgücünü kullanman! bunun için muhayyileni kullanırken tabiatı kolla.işte o zaman kendindeki meziyetle ögünebilirsin.

5-eger bir deniz yolculugunda bindigin gemi bir limana ugrar da,seni sahile su almak için yollarlarsa,yolda midye kabugu veya mantar bulursan bunları toplayabilirsin. fakat aklın daima gemide olmalıdır.sık sık başını gemiye çevirerek kaptanın seni çagırıp çagırmadıgına dikkat etmelisin.eger kaptan çagırırsa,seni eli ayagı baglı bir hayvan gibi gemiye atmalarına meydan vermemek için,elindekilerin hepsini atıp süratle geriye dönmelisin.hayat yolculugunda da vaziyet aynıdır: bir midye kabugu veya bir mantar yerine bir kadın veya bir çocuk nasibin olursa,bunları benimsersin. fakat kaptan seni çagırınca arkana bakmadan herşeyi bırakıp gitmek lazımdır.hatta eger ihtiyar isen yetişememek korkusuyla,gemiden pekte uzaklaşmamalısın.

--------------------

1-hayatında olup biten şeylerin,diledigin şekilde olmasını isteme:nasıl oluyorlarsa öyle olmalarını iste.böylece her zaman mesut olursun.

2-hastalık vucut için bir engeldir.fakat irade zayıf olmadıkça irade için engel degildir."ben topalım!".bu vucut için bir zaaftır.fakat iradem için asla bir zaaf degildir.başına gelecek her kaza için aynı şeyi düşün.o zaman bunların başka bir şeye mani olduklarını fakat sana asla engel olmadıklarını anlıyacaksın.

3-önüne çıkan şeyler karşısında,kendi içine çekilerek o şeylerden iyice istifade için mutlaka bir faziletin olacagını hatırla.eger güzel bir çocuk veya güzel bir kız görürsen,bunlara karşı kendinden denilen meziyeti bulacaksın.eger karşına zahmet; müşkilat çıkarsa,cesareti bulacaksın.böylece onları yenmek için sana tabiatın verdigi hasletlerle mukabele etmek adetini kazanırsan hayali korkuların asla seni sürükleyip götürmiyecektir.

4-her ne hakkında olursa olsun "onu kaybettim!" deme.fakat"onu geri verdim"de. çocugun mu öldü?onu geri verdin,karın mı öldü? onu da geri verdin.tarlanımı elinden aldılar? işte yine bir iade - lakin onu elinden alan kötü bir adamdı.- onu sana verenin falan veya filan vasıtayla geri almasının ne önemi var? onu sende bıraktıgı müddetçe,yolcuların otellerden istifade etmeleri gibi,adeta sana ait bir şey degilmiş gibi ondan istifade et.

5-bilgelik egitiminde ilerlemek istersen,şu endişeleri kafandan çıkarıp at: "işlerimi ihmal edersem,kısa bir süre sonra iflas ederim ve yiyip içecek bir şey bulamam.kölemi cezalandırmazsam,gittikçe küstah olur." zira endişeyle,ıstırapla varlık ve bolluk içinde yaşamaktansa;korkuları ve sıkıntıları kovup,açlık içinde ölmek daha iyidir.senin sefil olmandansa,uşagının küstah ve hain olması daha iyidir. bunun için küçük şeylerle başlayarak yola gir.yagını mı döktüler? şarabını mı çaldılar? kendi kendine deki:"huzurun bahası budur.hürriyetin bahası budur,bedavaya hiçbir şey alınmaz." esirini çagırdıgın vakit,düşün ki seni duymayabilir,yahut duysa bile emrettigin şeyi yapmayabilir."sabrım esirimi azdırabilir ve sonunda yola gelmez olur!" diyeceksin.bunun böyle olması senin için daha iyidir.çünkü bu sayede kendini endişelerden,sıkıntılardan uzaklaştırmanın çaresini bulmuş olursun.

--------------------

1-bilgelik egitiminde ilerlemek istersen,ruhu alakadar etmeyen işlerde ahmak ve budala görünmekten korkma.

2-bilginç geçinmekten sakın.bazı kimselerin nazarında bir şahsiyet gibi görünürsen, kendinden şüphe et. bil ki hem tabiata ve hem harici eşyaya iradeni uydurmak kolay degildir.fakat herşeye ragmen bunlardan birine baglanarak ötekini ihmal etmen zaruridir.

3-eger çocuklarının,karının,dostlarının ebediyen yaşamasını istiyorsan, sen delisin. zira elinde olmayan şeylerin sana tabi olmasını ve başkasına ait bulunan şeylerin sana ait olmasını istiyorsun.nitekim esirinin hiç kusur işlememesini istiyorsan yine delisin.zira seyyienin seyyieden başka birşey olmasını istiyorsun.arzularından mahrum olmamak niyetindemisin? bu mümkündür: ancak senin elinde olanları iste!

4-herbirimizin hakiki efendisi istedigimizi bize veren ve istemedigimizi yolumuzdan uzaklaştırandır.şu halde hür olmak isteyen her insan,ne başkalarının elinde olan şeyleri istemeli,nede onlardan kaçmalıdır.eger bunu yapmazsa zaruri olarak esirdir.
 
---> Düşünceler/Epictetos

DÜŞÜNCELER -6-



1-hatırla ki,hayatta bir ziyafetteymişsin gibi hareket etmelisin.yemek sana kadar geldimi,elini kibarca uzatarak bir parça al! tabagı önünden kaldırıyorlar mı? alıkoymaya çalışma.yemek henüz önüne gelmedi mi? istemeye kalkma,sıranı bekle! çocuklara,kadınlara,mevkii ve ikbale,servete karşıda böyle hareket et! o zaman ilahların bile sofrasına kabul edilmeye layık olursun.sana verileni almazsan ve küçük görürsen, o zaman yanlız ilahların davetlesi ve misafiri degil fakat müsavisi olur ve onlarla birlikte hükmedersin.işte böyle hareket ederek Oiogenes,Herakleitos ve daha bazı kimseler hakikatten layık oldukları gibi ilahi insan diye anılmışlardır.

2-bir kimsenin metameli oldugu yahut çocugu gurbette bulundugu veya mal ve mülkünü kaybettigi için agladıgını görürsen hayal gücünün coşmasına ve bu harici şeyler için bu adamın hakikaten şansız olduguna ve seni kandırmasına meydan verme!kendi kendine içinden şöyle düşün: onu üzüntüye sevk eden şey başına gelen felakettir.zira ondan başkası gam ve kasvet duymuyor.onu kederlendiren şey bu husustaki kanaatidir.bununla beraber eger lazımsa onunla birlikte aglamaktan ve sözlerinle onu teselliden kaçınma.lakin ciddi surette müteesir olmamaya dikkat et.

3-hatırla uzun veyahut kısa bir piyeste yazarın sana verdigi rolü oynayacak bir aktorsün.eger senin bir dilenci rolünü oynamanı uygun görmüşse,elinden geldigi kadar iyi oynamalısın.eger bir topalınyahut bir prensin veyahut ayak takımından birinin rolünü oynamanı uygun görürse,yine başka türlü hareket edecek degilsin.zira verilen rolü iyi oynamak sana düşer.lakin bu rolü seçmek başkasına aittir.

4-karga ugursuz bir tarzda öttügü vakit,muhayyilen sarsılmasın.hemen kendine gel ve de ki:" bu ugursuz sesin haber verdigi felaketlerin hiçbir degeri olamaz.zira bu felaketler ya benim zayıf vucudumu,ya küçücük servetimi,ya zavallı şöhretimi,yahut çocuklarımı ve karımı alakadar eder. bana gelince,benim için saadet müjdecisi olmayan hiçbir şey yoktur.zira ne olursa olsun ondan saadet çıkarabilmek benim elimdedir."



DÜŞÜNCELER -7-



1-eger yenmesi senin elinde olmayan bir savaşa girmezsen yenilmezsin.

2-bir kimsenin şan ve şeref içinde oldugunu veyahut gayet büyük bir mevkiye yükseldigini yahut son derece refah içinde oldugunu görerek,hayalgücünün tesiri altında kalıp onu bu nasibinden dolayı bahtiyar ve mesut saymaya kalkma.zira hakik özü elimizde olan şeylerde ne tamaha ne gıptaya, ne de hasete yer kalmaz ve sende paşa,temsilci,yahut konsul olmak istemez de,belki yanlız özgür olmak istersin.şimdi bu amaca giden tek bir yol vardır;elimizde olmayan şeyleri küçük görmek!

3-hatırla ki ne sana söven,ne seni döven ne de sana hakaret eden mevcuttur.fakat bu işleri yapanların seni tahkir ettikleri hakkındaki kanaatin onları sana öyle göstermektedir.şu halde ne zaman biri seni kırar veya kızdırırsa,bil ki seni kızdıran o adam degil,senin kanaatindir.

4-ölüm,sürgün ve bunlara benzeyen korkunç görünen şeyler,bilhassa ölüm daima gözünün önünde olsun.o zaman asla adi endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla çoşkunlukla arzu etmezsin.



DÜŞÜNCELER -8-



1-şayet bir gün birine yaranmak için harici eşyaya baglanırsan bil ki seviyenden düşmüşsündür.bu sebeple her hususta ve her vaziyette filozof olmak sana kafi gelsin.ve şayet filozof oldugunu göstermek istersen kendi kendine görünmeyi tercih et.bu sana kafidir.

2-şu tarzdaki düşünceler ve endişeler asla seni mutsuz etmesin:"küçük düşecegim,yeryüzünde bir hiç olarak kalacagım." zira küçük düşmek,hakir ve sefil olmak bir fenalıksa başkasının eliyle felakete çarpılamayacagın gibi fena iptilalarada düşmezsin.en büyük mevkilere geçmek veya bir eglenceye davet edilmek senin elindemidir? elbette hayır! nasıl olur da bu senin için bir küçük düşme veya ********lik olabilir? ancak sana tabi olanda bir şey olacak sen,nasıl olurda dünya yüzünde bir hiç olursun? "lakin o zaman dostlarıma hiç bir yardımım dokunmaz." hiç bir yardımım dokunmaz ne demek? onlara para mı vermiyeceksin? onları Roma hemşerisi mi yapmıyacaksın? bu işlerin bizim iktidarımız dahilinde bulunan şeylerden oldugunu ve başkalarına degil bize ait oldugunu sana kim söyledi?
kendisinden olmayan bir şeyi kim başkasına verebilir? biri çıkıpta"servet edinmege çalış bizde istifade edelim" diyebilir. - hayayı,tevazuu,sadakati,haysiyet ve asaleti muhafaza ederek servet edinilebilir - sen,zengin olmak için tutulacak yolu göster,zengin olurum.sizin sahte nimetler kazanmanız için hakiki servetimi kaybetmemi istiyorsanız,teraziyi nasıl dogru tutmadıgınıza ve ne dereceye kadar nankör ve düşüncesiz oldugunuza dikkat ediniz! neyi tercih edersiniz? parayı mı yahut arif ve sadık bir dostu mu? ah! dogrusu bu faziletleri elde etmek için bana yardım ediniz ve bunları bana kaybettirecek işleri yapmamı istemeyiniz! "fakat memeleketim benden hiçbir hizmet görmiyecek!" diyebilirsiniz.ne hizmeti? memleketin senin tarafından yaptırılmış revaklara,hamamlara sahip olmayacak mı? bunlar nedir? tabiatiyle bir demircinin papuçlarına yahut yahut bir kunduracının silahlarınada sahip olmayacak.hakikatte herkesin kendi meslegi ile ugraşması ve işini yapması kafidir.fakat şahsını numune göstererek memlekete izanlı,hakim,mütavazi ve sadık bir vatandaş kazandırırsan ona hiç hizmet etmemiş mi olursun? şüphesiz o zaman bir hizmet ve çok büyük bir hizmet etmiş ve böylece faydasız olmamış olursun. "o halde memlekette hangi seviyede yer almış olacagım",sadık ve mütevazi kalmakla yükselecegin seviyede! lakin hizmet edeyim derken bu faziletleri kaybedersen,hayasız ve saygısız olursan memleketin senden ne hayır görür?


DÜŞÜNCELER -9-



1-tabiatın amacını üzerinde iyice anlaştıgımız konulardan anlayabiliriz.mesela komşunun kölesi bir bardak veya başka bir şey kırmış olsa onu teskin için bunun alelade bir kaza oldugunu söylersin. o halde senin bardagını kırdıkları vakit de komşunun bardagı kırıldıgı zamanki kadar sakin olmalısın.bu vecizeyi en önemli meselelere tatbik et.başkasının oglu veya karısı öldüğü vakit hiç bir insan yoktur ki bunun insanlıgın mukadderi oldugunu söylemesin. fakat bu sözü söyleyen adamın oglu veya karısı ölünce yanlız hıçkırık,haykırış ve inleme duyulur:" ne kadar şansızım,mahvoldum!" böyle hallerde aynı kazaların başkalarının başına geldigi vakit duydugumuz hisleri hatırlamalıyız.

2-yapacagın her işte teşebbüsünden evvel önceden ne olacagını ve arkasından ne çıkacagını iyice düşün,ondan sonra teşebbüse kalk.bu yolu tutmazssan yapacagın her harekette evvela zevk duyarsın.zira arkasından ne çıkacagını tasavvur etmiş degilsindir.fakat sonunda rezalet kendini göstermeye başlayınca utanç içinde kalırsın.

3-olimpiyat yarışmalrında birincilik kazanmayı elbette istersin.dogrusu bunu ben de isterim.zira çok şerefli bir şeydir.fakat ilkin böyle bir teşebbüsün önünde,sonunda olup bitenleri iyice düşün.bu tetkikten sonra teşebbüse girişebilirsin.önce bir düzene girmek,zorla yemek yemek,zevki okşayan herşeyden uzaklaşmak,sıcak olsun ,soguk olsun muayyen saatlerde idman yapmak,soguk suyu ve şarabı gayet ölçülü içimek,bir kelime ile kayıtsız şartsız idman hocasına tıpkı bir doktara oldugu gibi teslim olmak,ondan sonrada müsabakalara girmek lazımdır. orada yaralanabilirsin,ayagın kırılabilir,pek çok toz yutabilirsin,bazen kamçılanır ve nihayet yenilebilirsin de.bütün bunları iyice düşünüp taşındıktan sonra gönlün dilerse git ve atlet ol.bu tedbirleri almazsan bazen pehlivanları bazen gladyatorleri taklit eden,biraz önce boru çalarken,biraz sonra trajedileri temsile kalkarak oyun oynayan çocuklar gibi abes şeylerle ugraşmış olacaksın.bazen atlet bazen gladyator,bazen hatip ve bütün bunlardan sonrada filozof olmaya kalkacak ve hakikatte hiçbir şey olmayacaksın.bir maymun gibi yapıldıgını gördügün her şeyi taklit edeceksin.her şey sırasıyle hoşuna gidecek. zira ne yapmak istedigini önceden düşünmedin ve pervasızca,tamamiyle basiretten mahrum olarak sadece hırsının ve hevesinin rehberligi ile bu işlere atıldın. böylece birçok kimseler bir filozofu görerek veyahut Euphrotes'in iyi hatip oldugunu duyarak hemen filozof olmak ister.

4-dostum evvela yapacagın işin mahiyetini anlamaya çalış. sonra bu yükü taşıyacak kadar kuvvetli olup olmadıgını anlamak için kendi karakterini tetkik et. Pentathlo mu ( Eski Yunanistanda olimpiyat oyunlarında ; güreşte,koşuda,atlamada,gülle ve mızrak atmada bu beş sporda başarılı olanlara verilen isim ) yahut gladyator mü olmak istiyorsun? kollarına,bacaklarına,beline bak.zira hepimiz aynı şey için dogmuş degiliz. filozof mu olmak istiyorsun? düşün ki bu meslege girmekle başkaları gibi yemekle beraber,ancak filozoflar kadar içebilir,onlar gibi bütün zevklere veda edebilir misin? geceleri uyanık kalıp,çalışmaya,ailenden ve dostlarından uzak kalmaya,bir esirin oyuncagı olmaya,ün,şeref,mevkii sahibi olma yolunda özetle her yerde geride durmaya icap eder.bütün bunları gözünün önüne getir ve sukunu,hürriyeti,
hakikati bu ücret mukabilinde satın alıp alamayacagını düşün.eger mümkün degilse başka yola gir ve çocuklar gibi hareket etme. bugün filozof yarın tefeci sonra hatip ve nihayet kayzer'in vekilharcı olma. bu işler birbirine uymaz. tek bir adam olman
lazım. iyi veya kötü tek bir adam. ya ruhuna ait şeylere veyahut vücüduna ait şeylerle ugraşmalısın. özetle,ya iç aleminin servetini yahut dış aleminin servetini elde etmeye çalışmalısın. yani ya bir filozofun karakterini yahut alelade bir adamın
karekterini tercih etmelisin.

5-vazifeler ekseriye bulundugumuz vaziyetle ilgili olarak ölçülür. mevzubahis olan baban mıdır? ona bakmaya,herşeyde itaate,azarlamalarına,kötü davranışlarına katlanmaya mecbursun. - fakat benim babam kötü bir baba! - iyi ama dostum,tabiat sana zaruri olarak sana iyi bir baba mı bahşedecek? hayır,sana sadece bir baba verecektir. kardeşin sana haksızlık mı ediyor? onun yine kardeşi olarak kal ve yap-
tıgına önem verme. her şeyden önce yapmaya mecbur olduguna, özgürlügünün nerede bulunduguna ve tabiatın senden yapmış olmanı istedigi şeyi yapıp yapmadıgına dikkat et. zira başkaları ( sen kendini bilirsen ) seni asla tahrik edemezler,kıramazlar.
sen ancak kırıldıgını sandıgın vakit kırılabilirsin. böylece,eger bu münasebetleri
göz önünde tutmayı adet edinirsen,komşundan,hemşerinden,amirinden daima hoşnut
olursun.


DÜŞÜNCELER -10-



1-kahine danışmaya gittigin vakit,başına gelecek şeyin ne oldugunu bilmedigini ve ögrenmek için ona gitmiş oldugunu hatırla.eger filozofsan kahine kaderini ögrenmek üzere müracat ettigin vakit,başına gelecek şeyin cinsini bildigini düşün. zira başına gelecek hadise, bize tabi olmayan bir şeyse bu, muhakkak ki, senin için ne bir iyilik, nede bir kötülüktür. şu halde kahine giderken dünyanın herhangi bir nimeti için ne temayülün, ne de nefretin olsun, aksi takdirde daima titriyeceksin. yanlız şuna inan ki, başına gelecek herhangi bir hadise sana yabancıdır ve seninle alakası yoktur. kimse sana engel olmayacagı için, hususiyeti, mahiyeti ne olursa olsun onu faydalı bir hale getirmek senin elindedir. bununla birlikte sana yol göstermek tenezzülünde bulunan ilahların huzuruna çıkar gibi emniyetle git. nihayet sana bazı tavsiyerde bulundukları vakit müracaat ettigin kişinin kim oldugunu ve itaat etmezsen etmedigin için emirlerini hakir görmüş olacagını unutma.

lakin kahinlere Sokrates'in gerekli gördügü zamanlarda müracaat et. yani yanlız hadiselerle ögrenilebilecek ve önceden akılla veyahut herhangi bir sanatın usulleriyle, kaideleri ile keşfedilemiyecek meseleler için git. bu yüzden bir dost için yahut vatan için büyük tahlikelere gögüs germe icap edince bunu yapayım mı, yahut yapmayayım mı diye kahine soru sorma. zira kahin eger kurban barsaklarının kötü oldugunu söylerse, bu işaret senin için ya ölüm, ya vurulma, yahut sürgün manasınadır. fakat aklı selim kişi bütün bunlara ragmen, dosta yardım etmeyi ve vatan için tehlikelere gögüs germeyi emreder. bu yüzden görüşlerine danıştıgın kahinden daha büyük bir kahine, öldürüldügünü gördügü bir dostuna yardıma koşmayan adamı mabedinden kovmuş olan Apollon Phthios'a itaat et.


DÜŞÜNCELER -11-



1-şimdiden sonra kendine yanlızken de olsa,başkalarıyle beraberkende olsa,asla degişmeyecek bir karakter ve daima itaat edecegin ahlak kaideleri tesbit et.

2-mümkün oldugu kadar sus yahut zaruri,elzem olan sözleri söyle ve az kelime ile söyle.nadiren vaziyet icabı konuşman lazım gelir.bu ahvalde asla alelade ve bayagı mevzulardan bahis açma.havai konuşma mevzularından olan,gladyator mücadelelerinden,at koşularından,atletlerden bahse kalkma ve yemekten içmekten de söz açma.bilhassa zem,medih ve mukayese için tanıdıgın insanları ele alma.

3-becerebilirsen dostlarının yapıp ettiklerini sözlerinle terbiye ve ahlaka uygun mevzuulara çevir.eger yabancılar arasında isen agzını hiç açma.

4-uzun zaman,sık sık,kahkahalarla gülme.

5-mecbur olmazsan hiç bir zaman,hiçbir şey için yemin etme.mecbur olursan münkün oldugu kadar az yemin et.

6-evinden dışarıda yemek yeme ve bütün ziyafetlerden kaçmaya çalış.lakin olaganüstü bir sebep seni mecbur ederse,ayaktakımı gibi hareket etmemek için,bütün dikkatini kendi üzerine topla.bil ki davetlilerden biri temiz ve namuslu degilse onun yanında oturan ve onun gibi hareket eden,özünde ne kadar saflık olursa olsun zaruri olarak kirlenir.

7-vucuda gerekli olan şeyleri mesela yeme içmeyi,elbiseyi,evi,hizmetçileri v.b...ruhun ihtiyaçları ne kadar ve nasıl icap ettiriyorsa o nispette iste.

8-münkün olursa evlenmeden önce cinsi münasebet zevklerine karşı perhizkar ol.eger bu zevkleri tadarsan hiç olmazsa meşru bir şekilde hareket et.bununla beraber bu zevklerden istifade edenlere karşı haşin olma.onları yaptıklarından ötürü kötü gözle bakma bununla birlikte kendi perhizinle ögünme.


DÜŞÜNCELER -12-



1-tiyatroya veya genel eglencelere sık sık gitmeya gerek yoktur.bazen icap ederde bu yerlere gidersen,hiçbir partiye taraftar olma ve bütün tarafgirligin kendinde kalsın!netice nasıl çıkarsa çıksın memnun olmaya çalış.zaferin yenene ait olmasından memnun ol.böylece asla ne kızar,ne de üzülürsün! bilhassa fazla alkıştan,fazla kahkahadan ve taşkın hareketlerden çekin.ve bu yerlerden kendi evine döndügün zaman,gördüklerinden uzun uzadıya bahsetme.çünkü bunlar ne senin huylarını düzeltmeye,nede seni daha ahlaklı bir adam haline getirmeye yarar.zira bu sonsuz tartışmalar ve konuşmalar yanlız senin gördügün sahnelere hayran oldugunu meydana çıkarır.

2-bazı kimselerin hikayelerini dinleme ve eserlerinide dinlemeye gitme.hiç olmazsa mecbur olmayınca gitme.lakin mecbur olursan tahammül ederek ciddiyet ve agırbaşlılıgını,hiçbir sıkıntı,keder alameti aksettirmeyen huzurunu muhafaza et.

3-mevkii sahibi büyük bir adama saygılarını arz edecegin vakit,onu evinde bulamıyacagını,evde ise yok dedirtebilecegini,yahut sana kapısını açtırmaga tenezzül etmiyecegini,yahut başvurunu kayıtsızlıkla karşılıyacagını önceden düşün.eger bütün bunlara ragmen vazifen seni mecbur ediyor ise başına gelene tahammül et ve asla "zahmete deymezdi" demeyi aklına getirme.zira bu sözler bayagı bir adamın;harici eşyanın,ruhundan başka olan şeylerin çok büyük tesiri altında kalan bir adamın sözleridir.

4-alelade konuşmalarda damdan düşer gibi ve uzun uzadıya iştirak ettigin savaşlardan ve ugradıgın tehlikelerden bahsetme.zira sen bunları anlatmakla pek çok zevk duyuyorsan,başkaları dinlemekten pek o kadar zevk duymazlar.

5-tuhaflık yapmamaya bilhassa itina et.bu yolla filozof olmayanların kılıgına girilmiş olur ve aynı zamanda başkalrının senin hakkında hürmet ve itibarı azalır.


DÜŞÜNCELER -13-



1-edebe aykırı laflara kendini bırakıp koyuvermek çok tehlikelidir.böyle konuşmalara şahit olursan,bu tarzda konuşanı azarlamaktan çekinme.eger bu mümkün degilse sus ve yüzünün kızarmasıyla bakışlarının ciddiyetiyle bu cins lafların hoşuna gitmardigini belli et.

2-şayet hayal gücün gözlerinin önünde herhangi bir şehveti canlandırırsa,hemen herzaman yapacagın gibi seni sürüklememesi için uyanık bulun.ta ki bu şehvet biraz geciksin ve sen kendinden bir mühlet isteyebilesin.ondan sonra zevk anıyla arkasından gelecek pişmanlık anını ve kendinden edecegin şikayetleri karşılaştır ve bu şehvetten duyacagın hazla ona dayandıgın vakit duyacagın ögünmeyi karşılaştır.eger bu zevki tatmanın senin için tam zamanı odugunu farz ediyorsan,onun tuzaklarıyla cazibesinin seni aldatmasına karşı tedbir al ve ona daha büyük bir zevk olan yenmiş olmanın hazzını karşısına koy.

3-bir şeye teşebbbüs ederken bu işi yapmanın senin vazifen oldugunu bildikten sonra,halk ne kadar fena düşünecek olursa olsun o işi yaparken görülmüş olmaktan korkma.eger bu hareket kötü ise onu hiç yapma.yok iyi bir hareketse,o halde seni sebepsiz ve yersiz mahkum edecek olanlardan niye korkuyorsun?

4-gücünü aşan rolü üzerine alırsan bu rolü iyi oynayamadıgın gibi yapabilecegin rolüde terk etmiş olursun.


5-yürürken bir çiviye basmamaya,ayagının burkulmamasına itina ettigin gibi,varlıgının en esaslı tarafının yani seni idare eden aklın da çarpılmamasına dikkat et.hayatımızın her hareketinde bu kaideye riayet edersek her şeyi daha ehemniyetle yapmış oluruz.
 
---> Düşünceler/Epictetos

DÜŞÜNCELER -14-


1-ayak,papucun ölçüsü oldugu gibi herkes içinde servetin ölçüsü vücuttur.bu kaideye baglanırsan daima dogru yolda yürürsün.buna önem vermezsen mahvolursun.bir uçurumda yuvarlanıyormuşsun gibi artık hiçbir şey seni tutamaz.papuç içinde böyledir.ayagının ölçüsünü bir defa aştın mı evvala yaldızlı ayakkabıların,sonra erguvan renginde kumaştan ayakkabıların olur ve nihayet nakışlı ayakkabı istemeye kalkarsın.zira bir defa sınırı aşan için artık sınır yoktur.

2-kadınlar gençkken kocaları tarafından metres sayılırlar.bu kadınlar kocalarının;yanlız temin ettikleri zevk için kendilerine kıymet verdiklerine bakarak,sadece hoşa gitmek arzusuyla süslenmeyi düşünürler ve bütün ümitlerini itimatlarını süse baglarlar.bu yüzden onlara yanlız haiz oldukları irfan,iffet,tevazu nispetinde hürmet ve itibar göreceklerini anlatmaya çalışmak kadar hiçbir şey faydalı ve zaruri degildir.

3-bir kimse sana haksızlık eder,yahut aleyhinde söylerse onun bunu yapmaya kendisini mecbur saydıgına inanmaya çalış.zira o hakikatte senin düşünceni degil,kendi fikrini takip eder.neticede kötü muhakeme ederse yanlız kendisi aldandıgı gibi yine yanlız kendini yaralamış olur.filhakika bir kimse çok dogru ve çok ve çok benimsenmiş bir kaziyeyi batıl zannederse,bundan zarar görecek kaziye degil,onu kötü muhakeme ederek aldanandır.bu kaideyi iyi kullanırsan aleyhinde söyliyenlere sabırla tahammül edersin.zira her küfredene "kendisini haklı zannediyor" diyebilirsin.

4-her şeyin iki kulpu vardır: biri onu taşımaya elverişli olan kulp,öteki taşımaya elverişli olmayan kulptur.şu halde kardeşin sana bir kötülük ederse,onu sana kötülük yaptıgı taraftan alma.zira bu onu götürüp gitmeye müsait olmayan kulptur.fakat öbür taraftan yani senin kardeşin oldugu taraftan al.bu suretle onu sana tahammül edilebilir gösteren saglam tarftan tutmuş olacaksın.

5-şu tarzda düşünmek dogru muhakeme etmemektir:"ben sizden zenginim,şu haldesizden iyiyim.ben sizden daha iyi konuşuyorum.bunula birlikte sizden daha degerliyim."dogru muhakeme etmek için şöyle düşünülmelidir:"ben sizden zenginim yani servetim sizinkinden daha fazladır.bensizden daha güzel konuşuyorum,o halde benim nutuklarım sizinkilerden daha kıymetlidir." çünkü sen ne servet nede nutuksun.



DÜŞÜNCELER -15-


1-bir kimsenin pek erkenden yıkandıgını görürsen çok erken yıkanmış olmakla kendine kötülük ettigini söyleme.sadece zamanından evvel yıkandıgını söyle.başka birinin çok fazlaşarap içtigini görürsen çok içmekle fena ettigini söyleme,sadece fazla içtigini söyle.ziraonu bu surette hareket ettiren sebebi iyice bilmeden fena ettigini nasıl bileceksin.işte bu tarzda muhakeme ettigin vakit daima gözünle bir şeyi görüyor ve başka bir şey hakkında hüküm vermiş oluyorsun.

2-kendine asla filozof deme.cahillerin önünde güzel vecizeleri sayıp dökme.en iyisi bu vecizelerin emrettikleri şeyi yap.mesala bir ziyafette nasıl yemek yendigini anlatma.fakat nasıl yenmesi lazımsa öyle ye.ve hatırla ki,herşeyde ve her yerde Sokrates böylece her gösterişten ve böbürlenmeden kaçınmıştır.bazı gençler ondan kendilerini başka filozoflara takdim etmelerini rica ederlerdi.ve o kendisine önem verilmemesine,şikayettsiz tahammül ederek onların arzularını yerine getirirdi.

3-cahillerin huzurunda derin ve mühim meseleler açılırsa sukutu muhafaza et.zira henüz hazmetmedigini iade etmekte büyük bir tehlike vardır.bir gün bir kimse çıkar da senin hiçbir şey bilmedigini ileri sürerse ve sen bu iddia karşısında öfkelenmezsen o zaman filozof olmaya başladıgını anla.zira hoyunlar ne kadar yem yemiş olduklarını çobanlarına gidip göstermezler,fakat yedikleri yemi iyice hazmettikten sonra süt ve yün yaparlar.sen de cahillere güzelce vecizeler sayıp dökme
iyice hazmetmişsen bunları hareketlerinle göster.

4-kanaatkar bir hayat sürmeye ve vucuduna sert muameleye alışmışsan,bundan gurur duyma.eger sade su içiyorsan,her fırsatta sadece su içtigini söylemeye kalkma.sabra tahammüle alışmak istiyorsan,bunları kendin için yap,başkaları için degil.heykelleri kucaklamaya kalkma.en çok susasdıgın zaman agzına bir yudum su al,sonra bunu tükür ve kimseye söyleme.

5-cahilin hali ve karakteri:hayrını ve şerrini asla kendisinden beklemez,daima başkalarından bekler.hakimin hali ve karakteri:başına gelecek bütün iyiligi ve bütün kötülügü kendisinden bekler.

6-hakkında söylenecek şeylere ehemmiyet verme,zira bunlar senin elinde olan şeyler degildir.

7-sana çok güzel,çok iyi görünen şeyler katiyen çignenmeyecek birer mukaddes gibi görünsün,zahmetli yahut zevkli,şerefli yahut utanılacak bir şey karşına çıkarsa hatırla ki mücadele günü gelmiştir.

8-ilerlemen veya mahvolman bir ana,bir cesaret veya korkaklık hareketine baglıdır.

9-sana gelince: henüz Sokrates olmamakla beraber Sokrates olmak isteyen bir adam gibi yaşamalısın.

10-felsefenin en mühim kısmı kaidelerini uygulamaktan bahseden kısmıdır.mesela asla yalan söylememelidir. ikinci kısmı bunun ispatını gösteren kısmıdır: neden yalan söylememeli? üçüncü kısım ise bu ispatların delillerini vererek,bir ispatın neden ibaret oldugunu ve onun hakikat ve kesinligini gösteren kısmıdırki delil,netice,tezat,tenakuz,hakikat butlan gibi muhtelif tabirleri tarif ve izah eder. üçüncü kısım ikincisi için ve ikinci kısım birincisi için zaruridir. fakat hepsi için zaruri olan birinci kısımdır ve orada durmak,sebat etmek lazımdır. genellikle bu nizamı tersine çevirir ve sadece üçüncü kısma önem veririz.bütün gayretimiz bütün tetkiklerimiz üçüncüsü için yani delil ve bürhan için olur. ve birinci kısmı yani uygulamadan ibaret olan kısmı ihmal eder unuturuz.bunun neticesi olarak icabında yalan söylemekten çekinmeyiz.buna mükabil yalan söylememek icapettigini her zaman iyice ispata hazırız.
 
---> Düşünceler/Epictetos

DÜŞÜNCELER -14-


1-ayak,papucun ölçüsü oldugu gibi herkes içinde servetin ölçüsü vücuttur.bu kaideye baglanırsan daima dogru yolda yürürsün.buna önem vermezsen mahvolursun.bir uçurumda yuvarlanıyormuşsun gibi artık hiçbir şey seni tutamaz.papuç içinde böyledir.ayagının ölçüsünü bir defa aştın mı evvala yaldızlı ayakkabıların,sonra erguvan renginde kumaştan ayakkabıların olur ve nihayet nakışlı ayakkabı istemeye kalkarsın.zira bir defa sınırı aşan için artık sınır yoktur.

2-kadınlar gençkken kocaları tarafından metres sayılırlar.bu kadınlar kocalarının;yanlız temin ettikleri zevk için kendilerine kıymet verdiklerine bakarak,sadece hoşa gitmek arzusuyla süslenmeyi düşünürler ve bütün ümitlerini itimatlarını süse baglarlar.bu yüzden onlara yanlız haiz oldukları irfan,iffet,tevazu nispetinde hürmet ve itibar göreceklerini anlatmaya çalışmak kadar hiçbir şey faydalı ve zaruri degildir.

3-bir kimse sana haksızlık eder,yahut aleyhinde söylerse onun bunu yapmaya kendisini mecbur saydıgına inanmaya çalış.zira o hakikatte senin düşünceni degil,kendi fikrini takip eder.neticede kötü muhakeme ederse yanlız kendisi aldandıgı gibi yine yanlız kendini yaralamış olur.filhakika bir kimse çok dogru ve çok ve çok benimsenmiş bir kaziyeyi batıl zannederse,bundan zarar görecek kaziye degil,onu kötü muhakeme ederek aldanandır.bu kaideyi iyi kullanırsan aleyhinde söyliyenlere sabırla tahammül edersin.zira her küfredene "kendisini haklı zannediyor" diyebilirsin.

4-her şeyin iki kulpu vardır: biri onu taşımaya elverişli olan kulp,öteki taşımaya elverişli olmayan kulptur.şu halde kardeşin sana bir kötülük ederse,onu sana kötülük yaptıgı taraftan alma.zira bu onu götürüp gitmeye müsait olmayan kulptur.fakat öbür taraftan yani senin kardeşin oldugu taraftan al.bu suretle onu sana tahammül edilebilir gösteren saglam tarftan tutmuş olacaksın.

5-şu tarzda düşünmek dogru muhakeme etmemektir:"ben sizden zenginim,şu haldesizden iyiyim.ben sizden daha iyi konuşuyorum.bunula birlikte sizden daha degerliyim."dogru muhakeme etmek için şöyle düşünülmelidir:"ben sizden zenginim yani servetim sizinkinden daha fazladır.bensizden daha güzel konuşuyorum,o halde benim nutuklarım sizinkilerden daha kıymetlidir." çünkü sen ne servet nede nutuksun.



DÜŞÜNCELER -15-


1-bir kimsenin pek erkenden yıkandıgını görürsen çok erken yıkanmış olmakla kendine kötülük ettigini söyleme.sadece zamanından evvel yıkandıgını söyle.başka birinin çok fazlaşarap içtigini görürsen çok içmekle fena ettigini söyleme,sadece fazla içtigini söyle.ziraonu bu surette hareket ettiren sebebi iyice bilmeden fena ettigini nasıl bileceksin.işte bu tarzda muhakeme ettigin vakit daima gözünle bir şeyi görüyor ve başka bir şey hakkında hüküm vermiş oluyorsun.

2-kendine asla filozof deme.cahillerin önünde güzel vecizeleri sayıp dökme.en iyisi bu vecizelerin emrettikleri şeyi yap.mesala bir ziyafette nasıl yemek yendigini anlatma.fakat nasıl yenmesi lazımsa öyle ye.ve hatırla ki,herşeyde ve her yerde Sokrates böylece her gösterişten ve böbürlenmeden kaçınmıştır.bazı gençler ondan kendilerini başka filozoflara takdim etmelerini rica ederlerdi.ve o kendisine önem verilmemesine,şikayettsiz tahammül ederek onların arzularını yerine getirirdi.

3-cahillerin huzurunda derin ve mühim meseleler açılırsa sukutu muhafaza et.zira henüz hazmetmedigini iade etmekte büyük bir tehlike vardır.bir gün bir kimse çıkar da senin hiçbir şey bilmedigini ileri sürerse ve sen bu iddia karşısında öfkelenmezsen o zaman filozof olmaya başladıgını anla.zira hoyunlar ne kadar yem yemiş olduklarını çobanlarına gidip göstermezler,fakat yedikleri yemi iyice hazmettikten sonra süt ve yün yaparlar.sen de cahillere güzelce vecizeler sayıp dökme
iyice hazmetmişsen bunları hareketlerinle göster.

4-kanaatkar bir hayat sürmeye ve vucuduna sert muameleye alışmışsan,bundan gurur duyma.eger sade su içiyorsan,her fırsatta sadece su içtigini söylemeye kalkma.sabra tahammüle alışmak istiyorsan,bunları kendin için yap,başkaları için degil.heykelleri kucaklamaya kalkma.en çok susasdıgın zaman agzına bir yudum su al,sonra bunu tükür ve kimseye söyleme.

5-cahilin hali ve karakteri:hayrını ve şerrini asla kendisinden beklemez,daima başkalarından bekler.hakimin hali ve karakteri:başına gelecek bütün iyiligi ve bütün kötülügü kendisinden bekler.

6-hakkında söylenecek şeylere ehemmiyet verme,zira bunlar senin elinde olan şeyler degildir.

7-sana çok güzel,çok iyi görünen şeyler katiyen çignenmeyecek birer mukaddes gibi görünsün,zahmetli yahut zevkli,şerefli yahut utanılacak bir şey karşına çıkarsa hatırla ki mücadele günü gelmiştir.

8-ilerlemen veya mahvolman bir ana,bir cesaret veya korkaklık hareketine baglıdır.

9-sana gelince: henüz Sokrates olmamakla beraber Sokrates olmak isteyen bir adam gibi yaşamalısın.

10-felsefenin en mühim kısmı kaidelerini uygulamaktan bahseden kısmıdır.mesela asla yalan söylememelidir. ikinci kısmı bunun ispatını gösteren kısmıdır: neden yalan söylememeli? üçüncü kısım ise bu ispatların delillerini vererek,bir ispatın neden ibaret oldugunu ve onun hakikat ve kesinligini gösteren kısmıdırki delil,netice,tezat,tenakuz,hakikat butlan gibi muhtelif tabirleri tarif ve izah eder. üçüncü kısım ikincisi için ve ikinci kısım birincisi için zaruridir. fakat hepsi için zaruri olan birinci kısımdır ve orada durmak,sebat etmek lazımdır. genellikle bu nizamı tersine çevirir ve sadece üçüncü kısma önem veririz.bütün gayretimiz bütün tetkiklerimiz üçüncüsü için yani delil ve bürhan için olur. ve birinci kısmı yani uygulamadan ibaret olan kısmı ihmal eder unuturuz.bunun neticesi olarak icabında yalan söylemekten çekinmeyiz.buna mükabil yalan söylememek icapettigini her zaman iyice ispata hazırız.


1-Denize açılmak niyetinde isek açılmak için iyi bir rüzgar isteriz. Bu rüzgarı endişe içinde beklerken ekseriya havanın nasıl olduğunu soruşturuz. "Ah, gene şimal rüzgarı! İşimize hiç yaramayan bu şimal rüzgarını ne yapmalı? Ne vakit batı rüzgarı esecek?" Dostum batı rüzgarı ne vakit isterse o vakit esecek, daha dogrusu ona hakim olan ne vakit isterse! Sen yeni bir Aiolos gibi rüzgari tanzim eden kuvvet misin? Biz ancak elimizde olana hakimiz ve bütün başka şeyleri karşımıza çıktıkları gibi almaya mecburuz.

2-Saati gelince öleceğim. Lakin kendisine verileni iade eden bir adam gibi öleceğim.

3-Yiyecek bir şeyinin olmadığını ve bana bunu temin için en iğrenç işlere, efendinin oturağını tutmağa kadar tenezzül edip etmemek mi lazım geldiğini soruyorsun? Bu hususta sana ne söyliyebilirim? Bazı insanlar oturak tutmayı açlıktan ölmeğe üstün tutar, bazıları oturak tutmaya katlanamazlar. Bu meselede görüşü alınacak ben değilim, sensin. Kendi kıymetini tart ve karar ver.

4-İnsanlar kendilerine ya gereğinden fazla ya da gereğinden az değer biçerler. Herkes kendine ne kıymet biçerse pahası odur. Bununla birlikte istersen kendine hür, istersen esir olarak kıymet biç. Bu senin elindedir.

5-Gömleğinin bir teli nasıl bütün diğer tellere benziyorsa öylece sen de alelade insanlara benzemek istiyorsun! Ben, sadece parlak olduğundan değil, fakat nereden kullanılırsa kullanılsın, orasını güzelleştirdiği için makbul sayılan erguvanirenkte bir kuşak olmak isterim. Niçin bana başkaları gibi olmamı tavsiye ediyorsun? O zaman sadece iplik olacağım, kadife olmıyacağım.

6-İnsanlar daha az ilkel ve daha az kaba olan bir yemegi icat ettiği için Triptolemos'a mabetler ve mezbahalar inşa ettiler. İçimizden hangimiz gönlünden, hakikatı bulanları; youmuzu aydınlatanları ve ruhlarımızdan bilgisizlikle sapıtmanın karanlıklarını kovanları takdis etmiştir.

7-Ben sana fazilet sahasında yaptığın ilerlemeyi soruyorum ve sen bana Khrysippos'un iyi anladığını öğünerek söylediğin kitabını gösteriyorsun. Bu tıpkı kuvvetini öğrenmek istediğim bir atletin bana kaslı kollarını ve geniş omuzlarını gösterceği yerde sadece eldivenlerini göstermesi gibi bir şeydir. Ey sefil esir! Bir atletin eldivenleri ile ne yaptığını ögrenmek istediğim gibi Khrysippos'un kitanınn da senin ne işine yaradığını öğrenmek isterim. Arzularını ve korkularını yerli yerince kullandın mı? Yanlız ortay koyulan şeyle ilerleme anlaşılır. Şimdi ruhu daha yüksek daha hür, daha sadık ve daha çok iffetle dolumudur? Ruhun hiçbirşeyin engel olamayacağı ve bulandıramayacağı bir halde midir? Bütün hayatından iniltileri, şikayetleri ve manasız feryatları kovabildin mi? Ah ben ne bedbahtım! Hapsin, sürgünün ve zehrin ne olduğunu iyice biliyor musun?

8-En çok göze çarpan hakikatlara teslim olmayanlarla münakaşa neye yarar? Bunlar insan değil taştırlar.

9-İnsanlar ne yaparlar? korktukları şeyden titreyerek yerlerinde dururlar ve çektikleri ıstıraptan inleyip şikayet ederler. Bu zaaftan ne çıkar, ne elde edilir? Şikayet ve küfür.

10-Ruhunun büyüklüğü enginliğiyle degil kanaatlerindeki kesinliği ve hakikatle ölçülür.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst