Єƒѕαηє
Kayıtlı Üye
Düşün
gün akşama değerken usulca
yarasından kan damlayan
denizine küsmüş
ak martılar geçir düşlerinden
yaralı turna sürülerini
çılgın kırlangıç göçlerini
bu uçsuz bucaksız everene yaz
kirpiklerinin ucundan
çiy damlalarıyla adını özgürlüğün
tabu gölgelerinin yuttuğu karanlıkta
düşün denizin kızını
bu köhne dünyada
yiğitlik ve itlik
dostluk ve puştluk
korku, cesaret ve esaret
kavga ile ihanet
ateş ile su koyunkoyuna iken
can içinde can ile
düşün denizin kızını
oba türküleri
metropol yozluğu
aşk ile yıkım
kir ile pak
nasıl iç içe yaşıyor bak
çam kokularıyla
mavi yosun saçları
acının en inadıyla
küsmeye bile hakkı olmayan
direncin tüm hoyratlığıyla
düşün denizin kızını
öfkenin kınında sevda ile umut
delindikçe daha derine inen
indikçe daha da delinen yarasıyla
gül ile dikeni sarmaşıklayan teniyle
düşün denizin kızını
bulutların ve hatta mavi göğün
kuşlarının kanadının bile kirlendiği
çocuk ellerinin dahi kanlandığı
bu katil dünyanın ortasında
kendi özsuyunun
özünün hüznüyle an
gözünün aşı ve yaşıyla
düşün denizin kızını
masallara toynak vuran gizemli deli taylar gibi
hangi çağ, hangi çığır, kaç fetih, kaç süngü yarası
kaç kanlı savaştan çıktığı bilinmeyen bir kale
hangi tapınakta, hangi Tanrıça’nın gözlerinde
yağmalanmış, linç edilmiş, gömülmüş
kaç aşkın kaç masum izi kalmışsa öyle düşle
fırtınası dinmeyen deniziyle
düşün denizin kızını
düşün ki
bağrından kanlı pençeli kartallar havalansın
ve başımıza örülen örümcek ağları dağılsın...
Meral Vurgun
gün akşama değerken usulca
yarasından kan damlayan
denizine küsmüş
ak martılar geçir düşlerinden
yaralı turna sürülerini
çılgın kırlangıç göçlerini
bu uçsuz bucaksız everene yaz
kirpiklerinin ucundan
çiy damlalarıyla adını özgürlüğün
tabu gölgelerinin yuttuğu karanlıkta
düşün denizin kızını
bu köhne dünyada
yiğitlik ve itlik
dostluk ve puştluk
korku, cesaret ve esaret
kavga ile ihanet
ateş ile su koyunkoyuna iken
can içinde can ile
düşün denizin kızını
oba türküleri
metropol yozluğu
aşk ile yıkım
kir ile pak
nasıl iç içe yaşıyor bak
çam kokularıyla
mavi yosun saçları
acının en inadıyla
küsmeye bile hakkı olmayan
direncin tüm hoyratlığıyla
düşün denizin kızını
öfkenin kınında sevda ile umut
delindikçe daha derine inen
indikçe daha da delinen yarasıyla
gül ile dikeni sarmaşıklayan teniyle
düşün denizin kızını
bulutların ve hatta mavi göğün
kuşlarının kanadının bile kirlendiği
çocuk ellerinin dahi kanlandığı
bu katil dünyanın ortasında
kendi özsuyunun
özünün hüznüyle an
gözünün aşı ve yaşıyla
düşün denizin kızını
masallara toynak vuran gizemli deli taylar gibi
hangi çağ, hangi çığır, kaç fetih, kaç süngü yarası
kaç kanlı savaştan çıktığı bilinmeyen bir kale
hangi tapınakta, hangi Tanrıça’nın gözlerinde
yağmalanmış, linç edilmiş, gömülmüş
kaç aşkın kaç masum izi kalmışsa öyle düşle
fırtınası dinmeyen deniziyle
düşün denizin kızını
düşün ki
bağrından kanlı pençeli kartallar havalansın
ve başımıza örülen örümcek ağları dağılsın...
Meral Vurgun