Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
acıyla bağırabilirler; ancak yalnızca ben gülmekle ödüllendirilmiş bulunuyorum ve bunu istediğim zaman kullanabilirim. Bundan böyle gülme alışkanlığını edineceğim.
Gülümseyeceğim
anlayışım artacak; kıkırdayacağım
sorumluluklarım hafifleyecek; güleceğim
hayatım uzayacak
çünkü uzun yaşamanın sırrı budur ve bu sır şimdi benim oldu.
Dünyaya güleceğim.
Her şeyden önce
kendime güleceğim. Çünkü kendisini çok ciddiye alan bir insan kadar gülünç bir şey yoktur. Hiçbir zaman ruhumun tuzağına düşmeyeceğim. Tabiatın en büyük mucizesi olmama karşın
yine de sadece zaman rüzgarlarına savrulmuş bir kum taneciği değil miyim? Gerçekten de
nereden geldiğimi ya da nereye gittiğimi biliyor muyum? Bugünle ilgili endişelerim on yıl sonra aptalca gelmeyecek mi? Günün önemsiz olaylarının beni alt üst etmesine niçin izin vereyim? Bugün güneş doğmadan önce
yüzyılların ırmağında önemsiz gibi gözükmeyen ne olmuş olabilir?
Gözlerimden yaşlar akıtacak ya da lanetler yağdıracak kadar beni kızdıran insanlar ve olaylar karşısında nasıl gülebilirim? Ne zaman keyfim kaçacak olsa
derhal aklıma gelecek kadar güçlü bir alışkanlık haline gelinceye kadar
üç sözcüğü tekrarlayacağım. Atalarımdan kalma bu deyiş beni her türlü çapraşık durumdan çıkartacak ve hayatımı dengede tutacaktır:
"Bu da geçer."
Dünyaya güleceğim.
Çünkü dünyevi olan her şey gelip geçicidir. Yüreğim daraldığı zaman
bunun da geçeceğini düşünerek teselli olacağım. Başarı ile şişindiğim zaman
bunun da geçici olması nedeniyle kendimi uyaracağım. Yoksulluktan boğulduğum zaman
kendime bunun da geçici olduğunu söyleyeceğim. Zenginlik kazandığımda da kendime bunun geçici olduğunu söylemeliyim. Evet
piramitleri yapanlar nerede? Piramidin taşları altında gömülü değil mi? Ve bir gün piramit de kumum altına gömülmeyecek mi? Eğer her şey geçici ise
Hiçbir zaman kendimle ve dünyamla alay etmeyi unutacak kadar önemli
bilge
vakur
güçlü olmama izin vermeyeceğim. Bu konuda her zaman bir çocuk kalacağım
çünkü ancak bir çocuk olarak kalırsam başkalarına tepeden bakamam ve başkalarına tepeden bakmadığım sürece de haddimi bilirim.
Dünyaya güleceğim.
Gülebildiğim sürece yoksul olmam. Bu
o zaman
tabiatın en büyük armağanlarından birisidir ve ben bunu artık har vurup harman savuramam. Yalnızca gülerek ve mutlulukla gerçek başarı haline gelebilirim. Emeğimin meyvelerinden yalnızca gülerek ve mutlulukla zevk alabilirim. Eğer bu böyle olmasaydı
başarısız olmak çok daha iyi olmaz mıydı; mutluluk
yemeğe tadını veren şarap değil midir? Başarıdan zevk almak için mutluluğa sahip olmalıyım ve kahkahalar bana hizmet eden odalıklardır.