Silencio
Kayıtlı Üye
Ankara Uluslararası Film Festivali, son dönemde dünya sinemasında en tartışılan, en çok ilgi görmüş, ünlü yönetmenlerin ve büyük yıldızların filmlerini Ankaraya getiriyor.
5 15 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek festivalde, dünya sinemasının seçkin eserleri Ankara izleyicisiyle buluşacak. Polonyalı efsane yönetmen Andrzej Wajdanın yeni filmi Walesa bunlardan biri. Wajda, 1990lı yıllarda, işçi liderliğinden bir ülkenin kaderini değiştiren adama dönüşen Leh Walesanın gerçek öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor.
Cannes Film Festivalinden ödüllerle dönmüş olan Kanadalı genç yönetmen Xavier Dolanın 2013 tarihli filmi Tom at the Farm, psikolojik gerilim türünün önemli bir örneği olarak kabul ediliyor. Dolan, sevgilisinin ölümünün ardından onun ailesini ziyaret eden bir eşcinsel gencin tedirgin edici hikayesini anlatıyor.
İngiliz yönetmen David Mackenzienin BAFTA ödüllü, sert bir hapishane öyküsü olarak yola çıkan filmi Starred Up, aynı zamanda alışılmadık bir baba-oğul ilişkisini, acımasız ve şiddet dolu bir dünyayı gözler önüne seriyor.
Ünlü yönetmen Terry Gilliamın fantastik türdeki eseri Brazil, gelecekte yaşayan bir istatikçinin hayalle gerçeğin karıştığı hikayesini anlatıyor. Ağır bürokrasiden yola çıkarak bir sistem eleştirisine uzanan, Robert De Niro, Bob Hoskins gibi ustalarla zenginleşen film, tam bir görsel şölene dönüşen bir kara komedi.
12 ödüllü Romanya yapımı animasyon belgesel Crulic The Path to Beyond, bu yılın Konuk Ülkesi seçkisinde gösterilecek önemli eserlerden biri. Film, Romanya ile Polonya arasında diplomatik soruna neden olan bir tutuklunun açlık grevi eylemi çevresinde gelişen olayları anlatıyor. Bu türün meraklılarının yanı sıra kullandığı farklı animasyon teknikleriyle tüm sanatseverlerin ilgisini çekecek bir yapım.
İspanyol sinemasından Paolo Bergerin, 2012nin en iyi filmleri arasında değerlendirilebilecek, siyah beyaz ve diyalogsuz çekilen, Pamuk Prenses öyküsüne cesur bir yorum olarak nitelenen ve 1920lerde kadın bir boğa güreşçisini anlattığı filmi Blancanieves ise 37 ödül ile tam bir ödül rekortmeni.
Ünlü Delicatessen ve Amelie filmlerinden tanıdığımız Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunetin, 12 yaşında bir çocuğun Montanadan Washingtona yaptığı tren yolculuğunu anlattığı filmi The Young and Prodigious T.S. Spivet de festivalin görülmesi gereken yapımlarından.
Festivalin önemli filmlerinden biri de BAFTA ve Venedik dahil 17 ödül almış, 2012 tarihli Wadjda. Suudi bir kadın tarafından gizlice çekilen, ülkenin uzun metrajlı ilk filmi. Bir bisiklete sahip olmak isteyen küçük bir kızın öyküsünü anlatıyor.
Feminist yönetmen Margarethe von Trottanın yönetmenliğini yaptığı bol ödüllü Hannah Arendt filmi, siyaset bilimci, felsefeci aynı zamanda sert bir kadın olan ve kötülüğün sıradanlığı düşüncesiyle herkesi karşısına alan Hannah Arendtin yaş******* bir kesiti beyaz perdeye getiriyor.
Fransız Yeni Dalga yönetmenlerinden Jean Luc Godard, onun çağdaşı İngiliz yönetmen Peter Greenaway ve Portekiz sinemasının tanınan yönetmenlerinden Edgar Pêranın birer bölümünü çektiği 3x3D, 3D teknolojisi ile çekilmiş üç farklı bir bölümden oluşuyor. Film Ankarada ilk kez izleyici ile buluşacak.
Girls dizisiyle tanınan Adam Driver ve son yıllarda yıldızı parlayan Mia Wasikowskanın başrollerini oynadığı Tracks, Batı Avustralyanın 1700 millik çölünü dört deve ve sadık köpeğiyle geçmeye çalışan Robynin cesur öyküsünü anlatıyor.
Bunların dışında, sinema tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Orson Wellesin, Shakespearenin ünlü oyunu Othelloyu sinemaya taşıdığı Othellonun Trajedisi: Venedik Bataklığı, temizlenen kopyası ile Shakespearein 450. doğum yılında ilk kez festivalde gösterilecek.
5 15 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek festivalde, dünya sinemasının seçkin eserleri Ankara izleyicisiyle buluşacak. Polonyalı efsane yönetmen Andrzej Wajdanın yeni filmi Walesa bunlardan biri. Wajda, 1990lı yıllarda, işçi liderliğinden bir ülkenin kaderini değiştiren adama dönüşen Leh Walesanın gerçek öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor.
Cannes Film Festivalinden ödüllerle dönmüş olan Kanadalı genç yönetmen Xavier Dolanın 2013 tarihli filmi Tom at the Farm, psikolojik gerilim türünün önemli bir örneği olarak kabul ediliyor. Dolan, sevgilisinin ölümünün ardından onun ailesini ziyaret eden bir eşcinsel gencin tedirgin edici hikayesini anlatıyor.
İngiliz yönetmen David Mackenzienin BAFTA ödüllü, sert bir hapishane öyküsü olarak yola çıkan filmi Starred Up, aynı zamanda alışılmadık bir baba-oğul ilişkisini, acımasız ve şiddet dolu bir dünyayı gözler önüne seriyor.
Ünlü yönetmen Terry Gilliamın fantastik türdeki eseri Brazil, gelecekte yaşayan bir istatikçinin hayalle gerçeğin karıştığı hikayesini anlatıyor. Ağır bürokrasiden yola çıkarak bir sistem eleştirisine uzanan, Robert De Niro, Bob Hoskins gibi ustalarla zenginleşen film, tam bir görsel şölene dönüşen bir kara komedi.
12 ödüllü Romanya yapımı animasyon belgesel Crulic The Path to Beyond, bu yılın Konuk Ülkesi seçkisinde gösterilecek önemli eserlerden biri. Film, Romanya ile Polonya arasında diplomatik soruna neden olan bir tutuklunun açlık grevi eylemi çevresinde gelişen olayları anlatıyor. Bu türün meraklılarının yanı sıra kullandığı farklı animasyon teknikleriyle tüm sanatseverlerin ilgisini çekecek bir yapım.
İspanyol sinemasından Paolo Bergerin, 2012nin en iyi filmleri arasında değerlendirilebilecek, siyah beyaz ve diyalogsuz çekilen, Pamuk Prenses öyküsüne cesur bir yorum olarak nitelenen ve 1920lerde kadın bir boğa güreşçisini anlattığı filmi Blancanieves ise 37 ödül ile tam bir ödül rekortmeni.
Ünlü Delicatessen ve Amelie filmlerinden tanıdığımız Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunetin, 12 yaşında bir çocuğun Montanadan Washingtona yaptığı tren yolculuğunu anlattığı filmi The Young and Prodigious T.S. Spivet de festivalin görülmesi gereken yapımlarından.
Festivalin önemli filmlerinden biri de BAFTA ve Venedik dahil 17 ödül almış, 2012 tarihli Wadjda. Suudi bir kadın tarafından gizlice çekilen, ülkenin uzun metrajlı ilk filmi. Bir bisiklete sahip olmak isteyen küçük bir kızın öyküsünü anlatıyor.
Feminist yönetmen Margarethe von Trottanın yönetmenliğini yaptığı bol ödüllü Hannah Arendt filmi, siyaset bilimci, felsefeci aynı zamanda sert bir kadın olan ve kötülüğün sıradanlığı düşüncesiyle herkesi karşısına alan Hannah Arendtin yaş******* bir kesiti beyaz perdeye getiriyor.
Fransız Yeni Dalga yönetmenlerinden Jean Luc Godard, onun çağdaşı İngiliz yönetmen Peter Greenaway ve Portekiz sinemasının tanınan yönetmenlerinden Edgar Pêranın birer bölümünü çektiği 3x3D, 3D teknolojisi ile çekilmiş üç farklı bir bölümden oluşuyor. Film Ankarada ilk kez izleyici ile buluşacak.
Girls dizisiyle tanınan Adam Driver ve son yıllarda yıldızı parlayan Mia Wasikowskanın başrollerini oynadığı Tracks, Batı Avustralyanın 1700 millik çölünü dört deve ve sadık köpeğiyle geçmeye çalışan Robynin cesur öyküsünü anlatıyor.
Bunların dışında, sinema tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Orson Wellesin, Shakespearenin ünlü oyunu Othelloyu sinemaya taşıdığı Othellonun Trajedisi: Venedik Bataklığı, temizlenen kopyası ile Shakespearein 450. doğum yılında ilk kez festivalde gösterilecek.