Düdüklü tencere, buharın dışarıya kaçmasını önleyecek şekilde düzenlenmiş bir kapağı bulunan, kapalı basınçlı bir tencere çeşididir. Farklı amaçlar için günlük hayatın çeşitli yerlerinde kullanılır. En çok kullanma alanı mutfaklardır. Bunun yanısıra kağıt sanayi, gıda ve sağlık sektöründe kullanılmaktadır.
Düdüklü tencere, 1679 yılında, Fransız fizikçi ve matematikçi Denis Papin (1647-1712) tarafından icat edilmiştir. Bu ilk versiyon düdüklü tencerenin, büyük ve döküm demirden olan alt kısmı ve kilitli bir kapak mekanizması vardı. Bu, tamamen demirden yapılmış bir tencereydi ve kapağı hiç hava sızdırmıyordu. Böylece, içindeki besin maddeleri, normal zamanın dörtte biri kadar bir süre içinde pişirilebiliyordu. Zira bu tencerenin içindeki buharın ısısı 121 santigrat dereceye kadar yükseliyordu. İlk olarak kemikli et pişirmekte kullandı. Çok kısa sürede pişen et ve yumuşayan kemikler onu hayrete düşürdü.
İlk düdüklü tencerelerde yüksek başınçtan dolayı patlamalar meydana gelmekteydi. Patlamalrın önüne geçebilmek için 1680 yılında, Tencere içindeki basıncı bilmek için bir emniyet supapı yerleştirmiş, basıncı bir ağırlıkla dengelemişti. Bu gerçek bir güvenlik supabıydı ve kapsamı tencerenin yararını çok aşıyordu. Yaptığı bu emniyet vanası ona Royal Society üyeliği kazandırdı.
Papin, düdüklü tenceresini Londra’da II. Charles’ın himayesindeki “Royal Society” adlı bilimsel kuruluşta çalışırken yaptı (1679). Bu başarısı üzerine 1680 yılında kuruluşa üyeliği kabul edildi. Daha sonra da düdüklü tencereyi tanıtan kitabını yazdı.
Düdüklü Tencerenin Kullanıldığı Diğer Alanlar
Sanayide kağıt hamuru hazırlama işlerinde de gelişmiş düdüklü tencereler kullanılmaktadır.
Vücuda zararlı bakterilerin öldürülmesi açısından gıda sanayiinde de kullanılır. Özellikle Botülizm’in (bozuk et konserveleri yeme sonucu ortaya çıkan zehirlenme) önlenmesi için, buharla pişirme usulleri gıda sanayiinde çok faydalı olmaktadır.
Bir diğer kullanma alanı tıptadır. Burada, mikroptan arındırmak için düdüklü tencerenin geliştirilmiş bir şekli kullanılır. Otoklav adı verilen bu düdüklü tenceredeki yüksek sıcaklık mikroptan arındırma işleminin daha emin olmasını sağlar.
Düdüklü tencere, 1679 yılında, Fransız fizikçi ve matematikçi Denis Papin (1647-1712) tarafından icat edilmiştir. Bu ilk versiyon düdüklü tencerenin, büyük ve döküm demirden olan alt kısmı ve kilitli bir kapak mekanizması vardı. Bu, tamamen demirden yapılmış bir tencereydi ve kapağı hiç hava sızdırmıyordu. Böylece, içindeki besin maddeleri, normal zamanın dörtte biri kadar bir süre içinde pişirilebiliyordu. Zira bu tencerenin içindeki buharın ısısı 121 santigrat dereceye kadar yükseliyordu. İlk olarak kemikli et pişirmekte kullandı. Çok kısa sürede pişen et ve yumuşayan kemikler onu hayrete düşürdü.
İlk düdüklü tencerelerde yüksek başınçtan dolayı patlamalar meydana gelmekteydi. Patlamalrın önüne geçebilmek için 1680 yılında, Tencere içindeki basıncı bilmek için bir emniyet supapı yerleştirmiş, basıncı bir ağırlıkla dengelemişti. Bu gerçek bir güvenlik supabıydı ve kapsamı tencerenin yararını çok aşıyordu. Yaptığı bu emniyet vanası ona Royal Society üyeliği kazandırdı.
Papin, düdüklü tenceresini Londra’da II. Charles’ın himayesindeki “Royal Society” adlı bilimsel kuruluşta çalışırken yaptı (1679). Bu başarısı üzerine 1680 yılında kuruluşa üyeliği kabul edildi. Daha sonra da düdüklü tencereyi tanıtan kitabını yazdı.
Düdüklü Tencerenin Kullanıldığı Diğer Alanlar
Sanayide kağıt hamuru hazırlama işlerinde de gelişmiş düdüklü tencereler kullanılmaktadır.
Vücuda zararlı bakterilerin öldürülmesi açısından gıda sanayiinde de kullanılır. Özellikle Botülizm’in (bozuk et konserveleri yeme sonucu ortaya çıkan zehirlenme) önlenmesi için, buharla pişirme usulleri gıda sanayiinde çok faydalı olmaktadır.
Bir diğer kullanma alanı tıptadır. Burada, mikroptan arındırmak için düdüklü tencerenin geliştirilmiş bir şekli kullanılır. Otoklav adı verilen bu düdüklü tenceredeki yüksek sıcaklık mikroptan arındırma işleminin daha emin olmasını sağlar.