Derin42
Bayan Üye
Allaha dua etmek insan için çok büyük bir nimettir. İnsanın hiç bir aracıya ihtiyaç duymadan Rabbiyle bağlantı kurması, Rabbini zikretmesi, tevbe etmesi, verdiği tüm nimetler için Rabbine şükretmesi, sıkıntısını Rabbine bildirmesi, bunun için Rabbinden yardım istemesi, kolaylık dilemesi... Bir insan için bundan daha kıymetli bir güzellik olamaz. Halisane bir kalple Allaha dua edilirken hissedilen coşku, insanın başka hiç bir şeyden alamayacağı bir lezzettir. Allaha yakın olabilmenin, Ona ulaşabilmenin en güzel yoludur dua.
İnsanın aczinin farkında olarak, bütün benliğiyle Allaha yönelmesi Allahtan yardım dilemesi en kıymetli ibadettir inşaAllah. İnsan sonlu bir varlıktır ve acizdir. Hayatının her anında Allaha muhtaçtır. Bu yüzden insanın yardım isteyebileceği tek mevkii Allahtır. Tamamen Allahın kontrolünde olduğunun bilincindeki insan, sadece Allahtan yardım diler. Başka hiç bir gücün Allahın dilemesi dışında ona yardım edemeyeceğini bilir. Bunun aksini düşünürse şirk koşmuş olacağının farkındadır. Yüce Rabbimiz Allah da bunu bir ayetinde açık bir şekilde bildirmiştir.
Eğer onlara dua ederseniz, duanızı işitmezler, işitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet gününde ise, sizin şirk koşmanızı tanımayacaklardır. (Bunu herşeyden) Haberi olan Allah gibi sana (hiç kimse) haber vermez. (Fatır Suresi, 14)
Dua etmek, mümin için bir güven kaynağıdır. Çünkü Allahın dilemesi dışında hiç bir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilir. Bu da mümine ferahlık verir ve tüm olayları Allaha havale eder. Sonunda ne olursa olsun hayırlı olacağını bilerek Allaha tevekkül eder. Allahın, kendisine en hayırlı şekilde icabet edeceğini bilir. Ama burada şunu da unutmamak gerekir. Dua sadece zorluk zamanlarında, sıkıntı zamanlarında yapılan bir ibadet de değildir. Bir insan sadece zorluk zamanında Allaha dua etmesi gerektiğini düşünürse bu hiç samimi bir davranış olmaz. Allaha dua etmek, Onunla sürekli bağlantı halinde olmak tüm hayatımızı kapsamalıdır.
İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken Bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara Bizi hiç çağırmamış gibi döner-gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. (Yunus Suresi, 12)
İnsan, tüm güç ve kudretin Allahın elinde olduğunu unutmadan gönülden katıksızca Allaha dua etmelidir. Allahtan başka yardım istenilecek bir güç olmadığını bilmek ve sadece Allaha ibadet etmek insanı şirk koşmaktan da korur. Dolayısıyla samimi bir mümin yalnızca Allah a dua eder, yalnızca Rabbinden yardım diler.
Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet; Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. (Fatiha Suresi, 4-7)
Bediüzzaman Hazretleri de Allaha dua etmenin güzelliğini Risale-i Nurda şöyle ifade etmiştir.
Duanın en güzel, en lâtif, en leziz, en hâzır meyvesi şudur: Dua eden adam bilir ki, birisi onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir. Onun kudret eli herşeye yetişir. Bir Kerim Zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Bu kişi Onun huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyar, dünya kadar ağır yükü üzerinden atıp Elhamdü lillah der. (24. mektubun 1. zeyli, 4.nükte)
Bediüzzaman Hazretlerinin de belirttiği gibi, Allahın kendisini duyduğunu, dinlediğini bilerek dua etmek insana inşirah ve mutluluk verecektir. Allah her insanın duasını işitir ve ona en hayırlı şekilde karşılık verir. Dua eden kişi de duanın en hayırlı şekilde karşılık göreceğine iman etmelidir.
O, Hayy (diri) olandır. Ondan başka İlah yoktur; öyleyse dini yalnızca Kendisine halis kılanlar olarak Ona dua edin. Alemlerin Rabbine hamd olsun. (Mümin Suresi, 65)
İnsanın aczinin farkında olarak, bütün benliğiyle Allaha yönelmesi Allahtan yardım dilemesi en kıymetli ibadettir inşaAllah. İnsan sonlu bir varlıktır ve acizdir. Hayatının her anında Allaha muhtaçtır. Bu yüzden insanın yardım isteyebileceği tek mevkii Allahtır. Tamamen Allahın kontrolünde olduğunun bilincindeki insan, sadece Allahtan yardım diler. Başka hiç bir gücün Allahın dilemesi dışında ona yardım edemeyeceğini bilir. Bunun aksini düşünürse şirk koşmuş olacağının farkındadır. Yüce Rabbimiz Allah da bunu bir ayetinde açık bir şekilde bildirmiştir.
Eğer onlara dua ederseniz, duanızı işitmezler, işitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet gününde ise, sizin şirk koşmanızı tanımayacaklardır. (Bunu herşeyden) Haberi olan Allah gibi sana (hiç kimse) haber vermez. (Fatır Suresi, 14)
Dua etmek, mümin için bir güven kaynağıdır. Çünkü Allahın dilemesi dışında hiç bir şeyin gerçekleşmeyeceğini bilir. Bu da mümine ferahlık verir ve tüm olayları Allaha havale eder. Sonunda ne olursa olsun hayırlı olacağını bilerek Allaha tevekkül eder. Allahın, kendisine en hayırlı şekilde icabet edeceğini bilir. Ama burada şunu da unutmamak gerekir. Dua sadece zorluk zamanlarında, sıkıntı zamanlarında yapılan bir ibadet de değildir. Bir insan sadece zorluk zamanında Allaha dua etmesi gerektiğini düşünürse bu hiç samimi bir davranış olmaz. Allaha dua etmek, Onunla sürekli bağlantı halinde olmak tüm hayatımızı kapsamalıdır.
İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken, otururken ya da ayaktayken Bize dua eder; zararını üstünden kaldırdığımız zaman ise, sanki kendisine dokunan zarara Bizi hiç çağırmamış gibi döner-gider. İşte, ölçüyü taşıranlara yapmakta oldukları böyle süslenmiştir. (Yunus Suresi, 12)
İnsan, tüm güç ve kudretin Allahın elinde olduğunu unutmadan gönülden katıksızca Allaha dua etmelidir. Allahtan başka yardım istenilecek bir güç olmadığını bilmek ve sadece Allaha ibadet etmek insanı şirk koşmaktan da korur. Dolayısıyla samimi bir mümin yalnızca Allah a dua eder, yalnızca Rabbinden yardım diler.
Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet; Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil. (Fatiha Suresi, 4-7)
Bediüzzaman Hazretleri de Allaha dua etmenin güzelliğini Risale-i Nurda şöyle ifade etmiştir.
Duanın en güzel, en lâtif, en leziz, en hâzır meyvesi şudur: Dua eden adam bilir ki, birisi onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir. Onun kudret eli herşeye yetişir. Bir Kerim Zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Bu kişi Onun huzurunda kendini tasavvur ederek bir ferah, bir inşirah duyar, dünya kadar ağır yükü üzerinden atıp Elhamdü lillah der. (24. mektubun 1. zeyli, 4.nükte)
Bediüzzaman Hazretlerinin de belirttiği gibi, Allahın kendisini duyduğunu, dinlediğini bilerek dua etmek insana inşirah ve mutluluk verecektir. Allah her insanın duasını işitir ve ona en hayırlı şekilde karşılık verir. Dua eden kişi de duanın en hayırlı şekilde karşılık göreceğine iman etmelidir.
O, Hayy (diri) olandır. Ondan başka İlah yoktur; öyleyse dini yalnızca Kendisine halis kılanlar olarak Ona dua edin. Alemlerin Rabbine hamd olsun. (Mümin Suresi, 65)