DÖNÜŞÜMLER // Pablius Ovidius Naso

Salvo

Kayıtlı Üye
DÖNÜŞÜMLER // Pablius Ovidius Naso

Dönüşümler Üstüne
Ovidius (İ.Ö. 43 - İ.S. 17)
virg.gif
açık adı Publius Ovidius Naso
virg.gif
yalnız Roma’nın değil
virg.gif
çağdaş Batı şiirinin de en güçlü besleyici
virg.gif
eskimez kaynaklarından biridir. Onun
virg.gif
burada çevirisini sunduğumuz şiiri günümüz Batı söylencesinin (mitologi) bütün konularını içerir
virg.gif
daha doğrusu bu yapıt Yunan-Roma söylencelerini
virg.gif
virg.gif
Homeros’tan daha ayrıntılı
virg.gif
daha özlü bir nitelik taşır. Bir Romalı olmasına karşın
virg.gif
Anadolu’ya da gelmiş
virg.gif
bir süre orada yaşama gereğinde bırakılmıştır. Ovidius’u anlamak
virg.gif
şiirin tadına varmak
virg.gif
günümüz okuyucusu için pek kolay değildir. Yalnızca sevgiye
virg.gif
kadın-erkek ilişkilerine dayanan bir görüşle Ovidius’un şiir evrenine
virg.gif
duygu alanına gireceğini sanan bir okuyucu daha başlangıçta yanlış yola sapmış demektir. Onun şiirlerinde
virg.gif
Anadolu-Yunan-Roma ilkçağının bütün öykülerini
virg.gif
söylencelerini
virg.gif
gönül oyunlarını bulmak kolaydır; ancak bu kolaylık ilkçağı bilmeye
virg.gif
bir bütünlük içinde anlamaya başlar.

Şöyle çevremize bir bakınalım
virg.gif
göreceğimiz ağaçların
virg.gif
çiçeklerin
virg.gif
otların
virg.gif
akarsuların
virg.gif
büyük kayaların
virg.gif
virg.gif
birer insan niteliği taşıdığını bilmeden görürüz. Bu doğa varlıkları başlangıçta seven
virg.gif
sevilen
virg.gif
özleyen
virg.gif
kıskanan
virg.gif
yeren
virg.gif
alaya alan
virg.gif
virg.gif
kızan
virg.gif
gülen
virg.gif
çekiştiren bg. Nice insana özgü eylemin örneğiydi
virg.gif
hepsi insandı.

Duvar deliklerinde dolaşan kertkenkele
virg.gif
göllerde vakvaklayan kurbağa
virg.gif
ağaçların doruklarında tedirgin edici sesler çıkaran karga
virg.gif
saksağan
virg.gif
sevimli kuğu
virg.gif
barışçıl güvercin
virg.gif
yılan
virg.gif
boğa
virg.gif
inek
virg.gif
kartal
virg.gif
doğan
virg.gif
virg.gif
kırlangıç birer insandı
virg.gif
değişik eylemleri yüzünden tanrılarca başka varlıklara dönüştürüldü. Ozanca düşünürsek evrende önce insanla ilgisi olmayan diriler yaratılmış
virg.gif
sonra da kişiler bunların dönüşmesinden yaratılmıştır diyebiliriz. Oysa önce insan vardı
virg.gif
sonra yaptığının karşılığına uygun bir nesneye dönüştürüldü. Nitekim bu yapıtta sözkonusu edilen diri varlıkların hepsi birer insan duygusunu yansıtır. Neredeyse
virg.gif
doğal diriler sayısında insan duygusu vardır diyebiliriz (Ovidius’un şiirine göre). Onun yaşadığı dönem Roma yönetiminin inişler çıkışlar göstermeye başladığı bir çağdır. Şiirlerinde bu çağın insanlarını bulmak
virg.gif
Roma yönetiminin bütün girintili çıkıntılı boşluklarını görmek güç değildir. İnsanların öteki doğa varlıklarına dönüşmelerine yol açan eylemlerin hepsini Roma yurttaşlarının kişisel ilişkilerinde aramalıyız. Bu şiirleri tarihin
virg.gif
kazıbilimin verilerine dayanarak açıklamaya çalışırsak karşımıza değişik yüzleri olan bir Roma insanı dikiliverir. Özellikle gönül ilişkilerinde
virg.gif
sevgi olaylarında Roma insanının tutumu
virg.gif
virg.gif
en aşağı aşamada yaşayan bireyine değin Roma insanı sevişen varlıktır diyebiliriz. Anadolu’da ilkçağdan günümüze kalan şu ünlü Roma hamamlarının kalıntıları arasında gezerken
virg.gif
ilkçağı iyi bilen bir okuyucunun kulakları sevişme eylemlerinden çıkan yürek gıdıklayıcı seslerle dolar boşalır. Bunu Ovidius’un bu yapıtında
virg.gif
değişik bir konu kılığında görmekteyiz.


Ovidius yalnızca insanları değil
virg.gif
tanrıları
virg.gif
tanrıçaları seviştirmeyi de çok sever. En güçlü bir çapkının yapamayacağı bir gizli işi
virg.gif
en beceriksiz bir tanrının
virg.gif
tanrıçanın başlarıyla gerçekleştirdiğini Ovidius’un sürükleyici diliyle
virg.gif
kimi yerde iç gıdıklayıcı biçemiyle anlamakta güçlük çekmekteyiz. Tanrlar
virg.gif
tanrıçalar yalnızca çapkınlık için
virg.gif
birbirlerini baştan çıkararak sevişmenin tadını yoğunlaştırmak için yaratılmış kişiliklerdir. Kimi yerde insan beklenmeyen bir hızla gözleri aşar
virg.gif
kimi yerde en yüce sayılan bir tanrı umulmadık bir düşüşle yerin dibine gömülür
virg.gif
hepsi sevişme
virg.gif
sevme yüzünden. Bu karşıt eylemlerde
virg.gif

Ovidius’un şiirinde duygu bakımından
virg.gif
hep karşıtların çarpıştığını unutmamalı. Övme-yerme
virg.gif
sevme-tiksinme
virg.gif
dikbaşlılık-uysallık
virg.gif
alçaklık-yücelik
virg.gif
erdem-erdemsizlik
virg.gif
özlem-kaygı
virg.gif
güçlülük-güçsüz olma durumu
virg.gif
başarı-başarısızlık
virg.gif
beceri-becerisizlik
virg.gif
çok güzel-çok biçimsiz
virg.gif
uyum-uyumsuz
virg.gif
kıskanma-yeğleme
virg.gif
çekiştirme- yatıştırma türünde sayısız nitelik
virg.gif
özellik. İnsan bu sayılan nitelikler içinde iniş çıkışlar gösteren
virg.gif
daralan-genişleyen
virg.gif
yükselen-inen bir varlık özelliği gösterir. Özleyen insan
virg.gif
özlediği ortamda yaşayabilmek için
virg.gif
düşgücünün bütün olanaklarını kullanır. Komşu kızına karşı duyduğu derin sevişme istediğini gerçekleştiremeyen bir genç
virg.gif
düşgücünün aydınlığında en erdemli tanrıçanın yatağına girme
virg.gif
virg.gif
gücünün azalmasına karşın sevişme tutkusunun daha da arttığını sezeriz.

Ovidius’u okurken
virg.gif
ilk gençlik yıllarımda (yükseköğretim döneminde) hep Karadenizkıyılarında
virg.gif
özellikle doğup büyüdüğüm Maçka yaylalarında dinlediğim
virg.gif
yoğun sevgi kokuşlu türküleri anımsardım. Bu türkülerin çoğunda "kız"
virg.gif
"kızlık" sözcüklerinin ağırlığını sezerdim. Nitekim Ovidius’da; tanrısal varlıkların sürdürdükleri sevişme eylemlerinde "kızlık" sorununa önem verir. En çapkın tanrıların hep "kızlık bozma" eğiliminde oldukları
virg.gif
çoğunlukla kızları kaçırdıkları vurgulanır. Bir tanrı ününü duyduğu güzelin "kızlık"larını gidermek için başta boğa olmak üzere değişik kılığa girmekten kaçınmaz. Bu eski bir geleneğin sürdürülmesinden öte bir anlam taşımaz. İnançların değişkenliği oranında eskileri yeni biçimlere sokarak saklama eğilimi de vardır. Ovidius’un şiiri bu konularda da önemlidir. İnsan ilişkilerinin kesilmezliği ilginç bir sorundur. İlişkiler değişir
virg.gif
virg.gif
ancak varlığını sürdürür. Bu nedenle
virg.gif
Ovidius’un Anadolu uygarlığıyla ilgilenen okuyucuya öğretecekleri vardır.

Şiiri
virg.gif
yalnızca şiir olduğu için
virg.gif
okumak yanıltıcıdır. Bir ozan için en büyük mutsuzluk
virg.gif
şiirin yalnızca "şiir" adını aldığından dolayı okunmasıdır. Ozanı yaşatan "şiir" değil
virg.gif
şiirin içine yerleştirdiği görüştür
virg.gif
okuyucuya şiirle verdiği evrendir. Büyük ozan
virg.gif
güçlü ozan yazdığı şiirde kendine özgü bir evren kurandır
virg.gif
daha açağı okuyucusuna kendi emeğiyle biçimlendirdiği bir yaşama ortamı sunandır. Oysa
virg.gif
çoğumuz
virg.gif
şiir denince yüzeysel bir çekicilik anlarız
virg.gif
şiirde şiirin dışında kalması gerekeni ararız.
Ovidius
virg.gif
düşünce bakımından
virg.gif
şiir anlayışı yönünden
virg.gif
ayakları sağlam toprağa basan bir ozandır. O
virg.gif
virg.gif
yaratıcı gücünün akış yönünü çok iyi biliyor. Tanrıları
virg.gif
virg.gif
çekiştirirken bile sağlıklı bir insan davranışından uzak kalmıyor. Kızı
virg.gif
kadını gövdesel yapısının çekiciliği içinde şiire yerleştirirken
virg.gif
insan duygularının etkinliğini vurgulayan bir anlayışı sergiliyor. Sözün kısası
virg.gif
Ovidius
virg.gif
sevişirken bile
virg.gif
bir ozan olduğunu
virg.gif
bu gizli olayı şiirin ölçüleri içinde vermenin erdemini biliyo
virg.gif
ozanca sevişiyor
virg.gif
ozanca anlatıyor. Çok ilginçtir
virg.gif
Ovidius kadın-erkek ilişkilerinde hep yaratıcı
virg.gif
etkileyici
virg.gif
insanın belli bir yanını ortaya koyucu bir tutumu benimsemiştir. Kız
virg.gif
virg.gif
erkeğe başka bir duygu ortamı sağlayan "insan"dır.

Bu çeviride
virg.gif
konuların bolluğu
virg.gif
onlarla ilgili kavramların üretilmesi ilgi çekmiş
virg.gif
bizi yer yer güçlüklerle karşılaştırmıştır. Ozanın işlediği olaylarda geçen kişi adları
virg.gif
yer adları hep Latin dilinde söylendiği gibi yazılmıştır. Oysa bunların
virg.gif
nerdeyse hepsi
virg.gif
Yunan dilinde de var
virg.gif
başka türlü yazılır (sözgelişi: Yunanca Hekate
virg.gif
Latince Hecate
virg.gif
Yunanca Narkissos
virg.gif
Latince Narcissos bg. Burada X
virg.gif
K
virg.gif
C sseleri değişiklik yaratıyor). Bu kavramların çoğu Anadolu kökenlidir
virg.gif
öteki dillere sonradan geçmiştir. Diyeceğim şu: Ovidius’un şiirinde geçen kimi adların Anadolu kökenli olduğu düşünülürse
virg.gif
hangi uygarlık kaynağından yararlandığı (düşünme geleneği yoluyla) kolayca anlaşılır. Ovidius’un şiiri
virg.gif
dil yönünden
virg.gif
Türkçenin yapısına aykırı bir içerik taşır. Önce
virg.gif
onun geliştirdiği şiir kavramları
virg.gif
imgelem düzeni
virg.gif
Türkçe’de yoktur
virg.gif
virg.gif
insan duygularıdır. Ovidius olaylara
virg.gif
Latin uygarlığına özgü bir anlayışla bakar
virg.gif
toplumsal inançların kökenlerine inmeye çalışır
virg.gif
böylece yaşanan evrenle düşlenen arasında nesnel bir bağlantı kurmaya çalışır. Sözgelişi Manisa’da
virg.gif
yazın kuruyan bir ırmağın yakınında bulunan
virg.gif
"ağlayan kaya" denen yer
virg.gif
Ovidius’ta tanrıça Niobe’dir. Maryas da bir yarışmada kazanan
virg.gif
sonra kargışlanan bir tanrının adını almış akarsudur. Demek ki
virg.gif
bu Latin ozanında birleşen iki ayrı evren vardır.
Medea büyücülükle ünlüdür
virg.gif
otlardan
virg.gif
kabuklardan
virg.gif
kimi sıvılardan
virg.gif
köklerden sağaltım gereçleri yapar
virg.gif
virg.gif
basınımızda böyle büyü işlerini diline dolayarak sürümü çoğaltmaya çalışan aylık dergilerin bulunmasıdır. Bunlarla
virg.gif
özel konuşmalarımız olmuştur
virg.gif
evime benimle konuşmaya gelen bayan görevliler arasında kendini kaptırmış
virg.gif
virg.gif
gözdeğmesinden korkanları da gördüm. Bunlar Ovidius’un Dönüşümler adıyla çevirdiğim bu yapıtını okusalar
virg.gif
bu tür olayların binlerce yıl eskilere gittiğini anlamakta güçlük çekmezlerdi. Demek
virg.gif
iki bin yıl önce Roma’da yaşamış ozan Ovidius bizden çok daha ilerideydi. Bu önemlidir
virg.gif
bir saçmalığın yaşanması
virg.gif
virg.gif
insan varlığında kapladığı yer
virg.gif
gösterdiği etkinlik yönünden
virg.gif
Uygarlık açısından bunlar azımsanamaz konulardır. Ozanlar
virg.gif
şiir ortamında
virg.gif
bize bambaşka bir yaşama alanı sunuyorlar. Ancak bu alana girmek de kolay olmuyor
virg.gif
önceden bir kılavuz bulmayı gerektiriyor. Türk okuyucusu
virg.gif
Ovidius’u anlayarak
virg.gif
şiirini oluşturan düşünsel dokuların ilmiklerini ayrıştırarak okursa kendisine yabancı olmadığını kavramakta gecikmez. Onun Karadeniz’de dolaşan
virg.gif
Kırım kıyılarına yaklaşan
virg.gif
Gürcistan dolaylarında gezen "argonaut"ları bugün bile ilgiyle karşılanır
virg.gif
kimi ozanlarımızın şiirine konu olur.

Baykuş
virg.gif
yarasa
virg.gif
örümcek gibi yaratıkların yazgı üzerindeki etkinliği yaygındır. Ovidius
virg.gif
bu üç konuyu
virg.gif
virg.gif
acıklı
virg.gif
duygusal bir işleyişle önümüze koyar. Anadolu söylencelerinde bunlarla ilgili bölümlerin çekiciliği biliniyor. Bu konuları
virg.gif
yalnızca Ovidius’un ürettiği ondan önce bilinmediği söylenemez. Bunlarla ilgili sözcüklerin kaynağını bilmeden
virg.gif
İlkçağ Yunan-Roma yazınını anlama olanağı da azalır.
Ovidius
virg.gif
bu yapıtında
virg.gif
dirilerin birbirlerine dönüşümlerini anlatırken
virg.gif
insanın kaynak sorunlarına değiniyor. Bu sorunları
virg.gif
daha önce
virg.gif
sözcüklerle (konu adlarıyla) bildirmiştik. Bu konular
virg.gif
ilk aydının
virg.gif
şiir türünde insana hangi gözle baktığını
virg.gif
doğayı hangi düşünsel düzeyde gördüğünü gündeme getiriyor. Şiir
virg.gif
virg.gif
anlaşılması da beslendiği tabanı bilmeye yaslanır. Burada kılavuz ozanın dilidir
virg.gif
ozanın dili kendi düşünsel yeteneğini
virg.gif
önceden edindiği birikimleri açıklığa kavuşturur. Dil denince
virg.gif
ozanın konuştuğu
virg.gif
şiirlerini düzenlediği dil değil
virg.gif
düşünme yetisinin yaratıcı
virg.gif
üretici gücü anlaşılmalıdır. Elimde kabarık bir niceliğe varan Latince (İlkçağda) ürünler vardır. Bunlar arasında Ovidius
virg.gif
virg.gif
Lucretius gibi hepsi belli bir yüzyılda (İ.Ö. 96 - İ.S. 17) yaşamış ozanlar (yaş ayrımı elli yıllık bir süreyi kapsıyor) ilkçağın Roma anlayışını bütün incelikleriyle işlemişler. Sözgelişi Lucretius (İ.Ö. 96/55)
virg.gif
virg.gif
Ovidius (İ.Ö. 43-İ.S. 17) aynı yüzyılın ozanlarıdır
virg.gif
oysa üçü de bize ayrı birer varlık alanı açıyor. Birincisi özdekçi felsefenin
virg.gif
ikincisi "destan" denen türün (Latin yazınında)
virg.gif
üçüncüsü de sevginin (hepsi Latin yazınında) benzeri görülmemiş aydınlarıdır. Bu üç Latin ozanını irdeleyici
virg.gif
sağlıklı bir düşünme yöntemiyle
virg.gif
araştırıcı bir anlayışla konu edinirsek
virg.gif
üçünün de Anadolu kokuşlu bir esinlenme ile yaratıcı atılıma geçtiğini görürüz. Sorunlar değişik
virg.gif
biricik ürün sergileme türü şiir. Ancak
virg.gif
bütünü oluşturan düşünsel öğeler değişmiyor. Değişen
virg.gif
genelde
virg.gif
geçen uzun sürenin ürettiği kimi yeni ürünlerin etkisiyle oluşan yorum ayrılıklarıdır.

Ortada kopmayan
virg.gif
çağların içinde akıp gelen bir şiir gerçeği
virg.gif
şiir geleneği vardır. Büyük şiir
virg.gif
bu geleneğin
virg.gif
bu gerçeğin bilindiği ortamda üretilir
virg.gif
üretilebilir. Burada üretme şiir besleyen toprağın yarattığı düşünsel besinleri özümsemekle sağlanır. Ayağı uygarlığın toprağına basmayan
virg.gif
yalnızca uzayda düşsel kanatlar takınarak dolaşmayı seven bir şiirin yanı yararı yoktur
virg.gif
geliştirici özden
virg.gif
etkiden yoksun kalmıştır. Ovidius
virg.gif
virg.gif
bize bir ozanın esinle neler üretebileceğini öğretiyor. Lucretius şiiri Felsefe sorunlarının işlenmesine elverişli bir duruma getirdi. Vergilius yiğitliğin şiirle ne denli güçlü bir anlatım kazandığını sergiledi
virg.gif
Ovidius’da yaratıcılıkla şiirin ne denli geniş bir alana egemen olduğunu kanıtladı. Bu ozanın elinde doğa ile "canlı özdeş varlık ortamındadır
virg.gif
canlıda ne varsa doğada
virg.gif
doğada ne varsa canlıda bulunur. Lucretius
virg.gif
Vergilius
virg.gif
Ovidius gibi üç Latin ozanının da bir doğa ozanı
virg.gif
"şiir söyleyen doğa" olduğunu saptamak güç değildir. Anlayışlı bir okuyucu
virg.gif
Ovidius’u okurken çevresini kuşatan doğal varlıklarla gizemli bir söyleşiye daldığını sezmekte güçlük çekmez sanırız. Bu okuyucunun Manisa’da
virg.gif
virg.gif
Selçuk’ta
virg.gif
Antalya’da
virg.gif
İzmir’de
virg.gif
Çanakkale dolaylarında dolaştığını
virg.gif
uzun bir geziye çıkarak Yunanistan’ı
virg.gif
Yunan Adalarını gezdiğini düşünelim. Gözlerini ne yana çevirse konuşan doğa ile
virg.gif
daha önceden doğal nesnelere dönüşmüş bir insanla karşılaşacaktır. Ancak bu karşılaşmayı sağlayarak doğanın önemini kavramak için gerekli bilgi birikimini edinmenin yararını da unutmamalı
virg.gif
eski bir gelenektir düğün günü
virg.gif
bayram günü komşuya eli boş gidilmez. İşte bizim aydınımızın göremediği
virg.gif
görmenin gereğini kavramadığı uygarlık gerçeği budur. "Şiir yazmak için şiir yazılmaz" derler
virg.gif
şiir bir insan sorununun ayrı bir dille söylemek
virg.gif
işlemek için yazılır. İşte bunun açık örneklerini Lucretius-Vergilius-Ovidius üçlüsünde görmekteyiz.
Ovidius’un çevirisini sunduğumuz
virg.gif
bu yapıtın başlangıcında yer alan
virg.gif
dünyanın
virg.gif
nesnelerin oluşumunu gösteren
virg.gif
çağları araçLara göre birbirinden ayıran birinci bölümü
virg.gif
uygarlık tarihinde eşsizdir
virg.gif
benzersizdir (ilkçağa göre).

In nova fert animus mutasas dicere formas
Corpora
virg.gif
di
virg.gif
coeptis nam vos mutatis et illac
Adspirate meis primaque ab origine mundi
Ad mea perpetuum dedicite tempore carmen

dizeleriyle başlayan bölüm
virg.gif
okuyucuyu daha ilk adımda bambaşka bir varlık alanıyla yüzyüze getirir
virg.gif
ozan susar
virg.gif
doğa konuşmaya başlar gibi bir duygu uyanır. Düşünen kişinin çevresine hangi gözlerle baktığını
virg.gif
virg.gif
bir yerde
virg.gif
çevrili kalmıyor
virg.gif
virg.gif
insanla doğa arasında diri bir bağlantı kuruyor. Bu doğa
virg.gif
gözlere sunulan yanıyla nesnel
virg.gif
virg.gif
ancak yine insanın yarattığı evrendedir.

Ovidius’un diline gelince. Bu ozan
virg.gif
dilini kendi yaratmış
virg.gif
konuştuğu Latinceyi yeniden biçimlendirmiş gibidir. Onun kullandığı imgelerin düşsel yaratıların çoğu Latince’de yoktu. Çağdaşı Vergilius öldüğünde Ovidius 24 yaşındaydı
virg.gif
Vergilius ise 51 yaşında göçmüştü. Vergilius’tan esinlendiği
virg.gif
etkilendiği tartışma konusu olmuştur. Bu konuda
virg.gif
öncekinin sonrakini etkilemesi bağlamında
virg.gif
söylenecek ne varsa olumludur
virg.gif
ozanlar birbirine ışık tutarlar. Vergilius’un dili yer yer inişler çıkışlar gösterir
virg.gif
akılcıdır
virg.gif
sürükleyicidir
virg.gif
kimi yerde durağandır
virg.gif
duygusallığı dalgalıdır. Ovidius’un dili okuyucuyu birdenbire düşler evrenine sürükleyici niteliktedir
virg.gif
duyguları birbirine karıştırır
virg.gif
acımayla sevinmeyi
virg.gif
öfaaale gülmeyi
virg.gif
korkuyla sevgiyi yanyana
virg.gif
virg.gif
karşıtlığı alır
virg.gif
virg.gif
şiirlerine başka ozanların ürünlerinin karışması gibi sorunlar bir yana bırakılırsa
virg.gif
bir ozan olarak kişiliği "destansı" söyleyişinin oluşturduğu görülür. Ovidius’ta böyle bir durum yoktur
virg.gif
günümüze kalmadığı söylenen bir yapıtı dışında
virg.gif
bütün şiirleri
virg.gif
ürünleri elimizdedir. Bu ürünlerin hepsinde bir dil bütünlüğü
virg.gif
söyleyiş özdeşliği vardır. Latinceye yabancı olmayan
virg.gif
virg.gif
nedense süsleyici
virg.gif
çekici
virg.gif
düşsel olanı genişletici nitelemelere büyük bir önem verir
virg.gif
bütün nitelemeler ana kavramın ardınca dizilir
virg.gif
ilk dizenin nitelikleri birkaç dize sonra görülür.
öykülerini bir bütünlük içinde veren başlıca yapıttır. Bize kalırsa dağların insanın düşünme gücünün ulaşamayacağı bir çağda hep diri olduğunu eğlenen atmaca davranışı çok ilginçtir. En yüksek düzeyde bulunan yöneticisinden duygulanmalarda insan denen varlığın bütün görkemiyle ortalıkta dolaştığı görülür. yeni ekler alır önce yaşadığı toplumun düşünsel sorunlarını tanrıçaları seviştirirken kadın yalnızca bir dişi değildir öteki müslüman doğu şiirinde de yoktur. Başlıca ortak yan büyü araçları oluşturur. Bu olay günümüz Anadolu’sunda da geçerlidir. Daha şaşılası olay büyüden yaşatılması kişileştirerek Vergilius Vergilius (İ.Ö. 70/19) çevirisine sunduğumuz şiiriyle doğa denen bu yüce bütünden ne anladığını öğretiyor bize Ovidius. Şiir doğaya açılıyor düşsel biçimiyle soyuttur içiçe götürür. Vergilius’ta ağır basan yiğitliğin yerini Ovidius’ta nesnel dönüşümlerin çelişikliği buna ayakdaş olarak kıskançlıkla sevgi birlikte gezinir. Ovidius’la Vergilius’un başat özelliklerinden biri budur. Bu ozanlar karşıtları yanyana getirerek konuşturmada eşsizdir. Homeros’un etkisi düşünülse bile imgeleme alanı böylesine geniş değildir. Homeros’un eskiliği iyi bir okuyucu Ovidius’un dilini tanımakta güçlükle karşılaşmaz. Ovidius
onunla tükeninceye değin sevişme kolaylığı bulur. Ovidius’un şiirinde böyle tanrısal bir yatan-kalkan kişinin yorgunluğunu uygarlığın taban ürünlerinden biridir Bergama’da
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst