Dondurmanın tarihi
Dondurmanın nerede ve nasıl ortaya çıktığı araştırıldığında, net bir cevap alınamasa da birçok rivayetle karşılaşılıyor. Dondurma muhtemelen soğutulmuş şarap ve diğer buzlanmış nektarlardan gelişmiştir. Milattan önce 4. yy.'da Büyük İskender buzlu nektarları bulmasıyla da anılmaktadır. Eski Roma kayıtlarından elde edilen bilgilerde ise İmparator Neron'un Apenines dağına kar ve buz getirmeleri için köleler yolladığı ve bu karlara meyve nektarı, bal ve şerbet karıştırttığı da kayıtlıdır.
Bir diğer iddia ise, ilk dondurmanın günümüzden yaklaşık 3 bin yıl önce Çin'de bulunduğudur. Buzlu içeceklerin Asya'da binlerce yıldır kullandıkları bilinir ve bu tarz içeceklere eski Çin litaratüründe sıkça rastlanır. 1296 yılında Marko Polo'nun Çin gezisi sırasında öğrendiği buzlu içecek tariflerini beraberinde Venedik'e getirmesiyle birlikte Avrupa dondurmayla tanışır. İtalyan Catherine de Medici'nin Fransız kralı II. Henry ile evlenmesinin ve tatlıyı saray halkına tanıtmasının ardından dondurma, Fransa'da da bilinen bir lezzet haline gelir.
1600'lü yılların ortalarında buz ve tuz kombinasyonunu kullanarak buz üretiminde pratik bir metodun bulunması dondurmanın gelişimini de hızlandırmıştır. Buz, buz mahzenlerinde ve kar ocaklarında belirli bir formülle suyun içine tuz katılması ile elde ediliyordu. Tuzun içinde bulunan ve suya katıldığında buz elde edilen "amonia gazı" aslında soğutma teknolojisinin ilk adımı olarak tarihe geçmiştir. Önceleri buz ve karla soğutulmuş içecekler, daha sonra yarı dondurulmuş limonatalara, sonra su dondurmasından süthane dondurmasına kadar gelişti.
1660 yılında dondurma satışı yapan ilk cafe olan, Cafe Purocafe aslen bir italyan olan Coltelli tarafından Paris'te kurulur. Burada buzlu su ve krem-buz üretilir ve satılır. Dondurulmuş tatlıların Amerika'ya gelmesi ise 1700'lü yılları buldu. Marryland başkanı Bladen konuklarına dondurma ikram etmesiyle, Dolly Madison da 1812'de Beyazsaray'da verdiği davette tatlı anlamında dondurma ikramıyla bilinirler.
İlk elle çalışan dondurucu Nancy Johnson tarafından 1843'te bulundu ve patenti alındı. 1848 ve 1873 yılları arasında 69 yeni değişik dondurucu patenti alınmıştır. İlk ticari üretim ise 1851'de Jacop Fussell tarafından Baltimore'da yapılmaya başlandı. Yüzyılın sonlarına doğru Paris'ten August Gaulin dondurmanın yumuşak yüzeye sahip olmasını sağlayan homojineri geliştirdi.
1876 yılında New York'ta İtalyan asıllı Amerikalı Italo Marchioni ilk dondurma kornetini üretti. Günümüze kadar milyarlarca külah ve dondurma insanların beğenilerine sunuldu ve tüketildi. 1920'lerde çubuklu dondurmalar, kutulu dondurmalar ve diğerleri gündelik hayatımıza girdi. 2000'li yılların başında ise dondurma teknolojisi o kadar gelişti ki, artık her çeşit dondurmadan tatmak mümkün. Vişneli, çikotatalı, limonlu, fıstıklı, kayısılı, çilekli kestaneli, karpuzlu, fındıklı, kivili, hindistan cevizli, kızılcıklı, elmalı, muzlu, karemelli, karadutlu, parça çikolatalı, portakallı, frambuazlı, üzümlü, mangolu, yaban kirazlı, ananaslı, hurmalı, balkabaklı, incirli, böğürtlenli, tuttu fruttili... Liste arzunuza göre uzayıp gidiyor...
Dondurmanın nerede ve nasıl ortaya çıktığı araştırıldığında, net bir cevap alınamasa da birçok rivayetle karşılaşılıyor. Dondurma muhtemelen soğutulmuş şarap ve diğer buzlanmış nektarlardan gelişmiştir. Milattan önce 4. yy.'da Büyük İskender buzlu nektarları bulmasıyla da anılmaktadır. Eski Roma kayıtlarından elde edilen bilgilerde ise İmparator Neron'un Apenines dağına kar ve buz getirmeleri için köleler yolladığı ve bu karlara meyve nektarı, bal ve şerbet karıştırttığı da kayıtlıdır.
Bir diğer iddia ise, ilk dondurmanın günümüzden yaklaşık 3 bin yıl önce Çin'de bulunduğudur. Buzlu içeceklerin Asya'da binlerce yıldır kullandıkları bilinir ve bu tarz içeceklere eski Çin litaratüründe sıkça rastlanır. 1296 yılında Marko Polo'nun Çin gezisi sırasında öğrendiği buzlu içecek tariflerini beraberinde Venedik'e getirmesiyle birlikte Avrupa dondurmayla tanışır. İtalyan Catherine de Medici'nin Fransız kralı II. Henry ile evlenmesinin ve tatlıyı saray halkına tanıtmasının ardından dondurma, Fransa'da da bilinen bir lezzet haline gelir.
1600'lü yılların ortalarında buz ve tuz kombinasyonunu kullanarak buz üretiminde pratik bir metodun bulunması dondurmanın gelişimini de hızlandırmıştır. Buz, buz mahzenlerinde ve kar ocaklarında belirli bir formülle suyun içine tuz katılması ile elde ediliyordu. Tuzun içinde bulunan ve suya katıldığında buz elde edilen "amonia gazı" aslında soğutma teknolojisinin ilk adımı olarak tarihe geçmiştir. Önceleri buz ve karla soğutulmuş içecekler, daha sonra yarı dondurulmuş limonatalara, sonra su dondurmasından süthane dondurmasına kadar gelişti.
1660 yılında dondurma satışı yapan ilk cafe olan, Cafe Purocafe aslen bir italyan olan Coltelli tarafından Paris'te kurulur. Burada buzlu su ve krem-buz üretilir ve satılır. Dondurulmuş tatlıların Amerika'ya gelmesi ise 1700'lü yılları buldu. Marryland başkanı Bladen konuklarına dondurma ikram etmesiyle, Dolly Madison da 1812'de Beyazsaray'da verdiği davette tatlı anlamında dondurma ikramıyla bilinirler.
İlk elle çalışan dondurucu Nancy Johnson tarafından 1843'te bulundu ve patenti alındı. 1848 ve 1873 yılları arasında 69 yeni değişik dondurucu patenti alınmıştır. İlk ticari üretim ise 1851'de Jacop Fussell tarafından Baltimore'da yapılmaya başlandı. Yüzyılın sonlarına doğru Paris'ten August Gaulin dondurmanın yumuşak yüzeye sahip olmasını sağlayan homojineri geliştirdi.
1876 yılında New York'ta İtalyan asıllı Amerikalı Italo Marchioni ilk dondurma kornetini üretti. Günümüze kadar milyarlarca külah ve dondurma insanların beğenilerine sunuldu ve tüketildi. 1920'lerde çubuklu dondurmalar, kutulu dondurmalar ve diğerleri gündelik hayatımıza girdi. 2000'li yılların başında ise dondurma teknolojisi o kadar gelişti ki, artık her çeşit dondurmadan tatmak mümkün. Vişneli, çikotatalı, limonlu, fıstıklı, kayısılı, çilekli kestaneli, karpuzlu, fındıklı, kivili, hindistan cevizli, kızılcıklı, elmalı, muzlu, karemelli, karadutlu, parça çikolatalı, portakallı, frambuazlı, üzümlü, mangolu, yaban kirazlı, ananaslı, hurmalı, balkabaklı, incirli, böğürtlenli, tuttu fruttili... Liste arzunuza göre uzayıp gidiyor...