Domuz eti ve zararları

MiRacLe*

Bayan Üye
Domuz eti yenmesinin sağlığa zararlı pek çok yönü bulunmaktadır. Bu zararlar geçmiş dönemlerde olduğu gibi, alınan her türlü tedbire rağmen günümüzde de söz konusudur. Herşeyden evvel domuz, her ne kadar çiftliklerde, bakımlı ortamlarda yetiştirilirse yetiştirilsin, kendi pisliğini yiyen bir hayvandır. Gerek pislikle beslenmesi gerekse biyolojik yapısı nedeniyle domuzun bünyesi diğer hayvanlara oranla çok fazla miktarlarda antikor üretir. Yine domuzun vücudunda diğer hayvanlara ve insana oranla çok yüksek dozda büyüme hormonu üretilir. Doğal olarak bu yüksek dozdaki antikorlar ve büyüme hormonu, dolaşım yoluyla domuzun kas dokusuna da geçerek birikir. Bunun yanı sıra domuz eti çok yüksek oranlarda kolesterol ve lipid içerir. Bunların sonucunda tüm bu aşırı düzeydeki antikorlar, hormonlar, kolesterol ve lipidlerle yüklü olan domuz etinin insan sağlığı açısından önemli bir tehdit olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Bugün domuz etinin yoğun olarak tüketildiği ABD, Almanya gibi ülkelerin nüfuslarının önemli bir bölümünü oluşturan normalin çok ötesinde şişman kimselerin varlığı, artık alışılmış bir durum olmuştur. Domuz etine dayalı bir beslenme sonucunda, aşırı büyüme hormonuna maruz kalan insan bünyesi, önce çok fazla kilo toplamakta, sonra da vücut deformasyona -şekil bozukluklarına- uğramaktadır.

Bunların dışında, domuz etindeki sağlığa zararlı maddelerden biri de "trişin" parazitidir. İnsan vücuduna girdiğinde doğrudan kalp kaslarına yerleşerek ölümcül tehlike oluşturan trişin parazitine domuz etinde sıklıkla rastlanmaktadır. Günümüz teknolojisiyle trişinli domuzları teknik olarak tespit etmek mümkünse de önceki asırlarda böyle bir yöntem bilinmiyordu. Bu nedenle, domuz eti yiyen herkes için trişin parazitini kapma ve ölümle karşı karşıya kalma riski vardı.

Görüldüğü gibi tüm bu sebepler, Rabbimiz'in domuz etini yasaklanmasının hikmetlerinden bir kısmıdır. Ayrıca Rabbimiz'in bu emri, her koşulda sağlığa zararlı etkilerini sürdüren, denetimsiz üretiminde ise ölümcül bile olabilen domuz etinin yenmesine karşı tam bir korumadır.

20. yüzyıla kadar domuz etinin insan sağlığını doğrudan tehdit eden zararları olduğundan haberdar olmak mümkün değildi. Bugünkü tıbbi cihazlarla, biyolojik testlerle somut biçimde ortaya konmuş bu zarara karşı, daha kimsenin mikrop, bakteri, trişin, hormon, antikor gibi kavramlardan haberi olmadığı 7. yüzyılda indirilen Kuran'da kesin önlem alınması da, Kuran'ın üstün ilim sahibi Rabbimiz'in vahyi olduğunu gösteren mucizelerdendir. Bugün de domuz üretiminde alınan her türlü önlem ve denetime rağmen, domuz etinin fizyolojik olarak insan vücuduna uygun bir besin türü olmadığı, insan sağlığına kesin zararı olan bir et çeşidi olduğu gerçeği değişmemiştir.
 
---> Domuz eti ve zararları

Domuz gribi, A grubu virüslerden “H1N1” isimli virüsten kaynaklanan bir hastalıktır ve insandan insana hava yoluyla da bulaşabilmektedir. İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim göstermektedir. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunur. Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırır. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşan bu virüs de, ancak domuzların solunum yollarındaki reseptörlerde meydana gelmekte, yani domuzlar, virüslerin birleşmesinde bir ara konak görevi görmektedirler. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmadığından ve çok hızlı bir yayılma izlediğinden, Dünya Sağlık Örgütü, hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunmaktadır.



Bu salgının en korkutucu yönlerinden biri de, Eylül 1918 – Haziran 1920 arasında 50 milyonun üzerinde insanın hayatını kaybetmesine yol açan ve “İspanyol Gribi” olarak anılan hastalıkla aynı hastalık olmasıdır. Her iki salgında da hastalığıa yol açan virüs A tipi H1N1 virüsüdür. İspanyol gribi de 1918’de ilk olarak Amerika’da domuzlardan insanlara bulaşmış ve tüm dünyaya yayılarak dünyanın en büyük salgınlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Dolayısıyla domuz gribinin de kontrol altına alınamadığı takdirde tüm dünyaya yayılabilme ihtimali yüksektir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu tehlikeli hastalığın oluşumu için domuzların solunum sistemleri en önemli görevi görmektedir. Bu da, Allah’ın domuz eti yemeyi yasaklamasının hikmeterinden sadece biridir. Bunun dışında Allah’ın domuz etini haram kılmasının başka birçok hikmeti vardır, bunlardan sadece birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz:

Domuz etinde aşırı miktarda kükürt bulunur

Domuz etinde çok yoğun kükürt bulunduğundan, yenildiği takdirde vücuda aşırı miktarda kükürt alınmış olur. Bu fazlalıksa; kıkırdak, kas ve sinirlerde birikerek eklemlerde enfeksiyon, kireçlenme ve bel fıtığı gibi çeşitli hastalıklara yol açar. Domuz eti sürekli olarak yenirse, vücuttaki sert kıkırdak maddesinin yerini, domuzdan geçen yumuşak bağ dokusu alır. Bunun sonucu olarak, kıkırdaklar vücut ağırlığına dayanıksız hale gelir, böylece, eklemlerde bozulmalar meydana gelir.


Domuz etinde aşırı miktarda büyüme hormonu vardır

Domuz etiyle alınan aşırı miktardaki büyüme hormonu, vücutta doku şişliklerine ve deformasyonlara yol açar. Vücutta ani ve aşırı yağlanma meydana gelir. Genel olarak domuz eti ile beslenenlerde obezite oluşma ihtimali artar. Burun, çene, el ve ayak kemiklerinin anormal bir şekilde büyümesine sebep olur. Büyüme hormonunun fazla olmasının en tehlikeli yönü, kanserin gelişmesine zemin hazırlamasıdır.


Domuz eti tüketimi, cilt hastalıklarının oluşmasına yol açar

Domuz etinin ihtiva ettiği “histamin” ve “imtidazol” denilen maddeler, deride kaşıntı hissi uyandırır. Egzema, dermatit, nörodermatit gibi iltihabi deri hastalıklarına zemin hazırlar. Bu maddeler ayrıca; kan çıbanı, apandisit, safra yolları hastalıkları, toplar damar enfeksiyonları gibi hastalıklara yakalanma ihtimalini artırır. Bu sebeple doktorlar, kalp hastalarına domuz eti yememelerini tavsiye ederler.


Domuz eti yemek trişin hastalığının bulaşmasına neden olur

Domuz etiyle alınan Trişin kurtçukları, mide ve bağırsak yoluyla kana geçer ve bütün vücuda yayılırlar. Trişin kurtçukları özellikle çene, dil, boyun, yutak ve göğüs bölgelerindeki kas dokularına yerleşirler. Çiğneme, konuşma ve yutma kaslarında felç meydana getirirler. Ayrıca kan damarlarında tıkanıklığa, menenjit ve beyin enfeksiyonuna sebep olurlar. Bazı ağır vakalar, ölümle sonuçlanabilir. Bu hastalığın en tehlikeli yönü ise, kesin bir tedavi şeklinin olmamasıdır. Sıkı veteriner kontrolleri yapılmasına rağmen zaman zaman İsveç, İngiltere ve Polonya'da Trişin salgınları görülmektedir.


Domuz eti çok yağlıdır ve zehirli maddeler ihtiva eder

Domuz eti çok yağlıdır. Yenildiği takdirde kana karışan yağ, atar damarların sertleşmesine, tansiyon yükselmesine ve kalb enfaktüsüne sebep olur. Ayrıca, domuz yağı içerisinde "sutoksin" denilen zehirli maddeler mevcuttur. Vücuda giren bu zehirli maddelerin dışarı atılması için, lenf bezlerinin fazla çalışmaları gerekir. Bu da özellikle çocuklarda lenf düğümlerinin şişmesi seklinde kendini gösterir. Hastalığın ilerlemesi halinde, bütün lenf bezleri şişer, ateş yükselir, ağrı başlar.


Bu açıklamalar, Allah’ın domuz etini haram kılmasının hikmetlerinden yalnızca birkaçıdır. Bunlara ek olarak Allah, Ahir Zaman'da domuz gribini yaratarak bu yasağın bir hikmetini daha bizlere göstermektedir. Salih bir mümin için Allah’ın herhangi bir şeyi niçin yasakladığının hikmetleri bilinmese de Allah’ın sınırlarını korumak esastır. Fakat son günlerde yaşanan salgın ile, Allah müminlere hikmetlerinden birini daha açıklamaktadır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst