el_turco
Kayıtlı Üye
Dokunma İki Gözüm
Dokunma iki gözüm
sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim
kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde
kimi sevdim, kime özlemim
kaç yıl sevda doldu iliklerime
kaç yıl eksildim.
Tut ki, bir pınarım suyu kesik
akamadım nazlı nehirlere tut ki,
tut ki, susturulmuş binlerce türkü
bastırılmış binlerce acıyım
baştanbaşa aşk, acı ve ateş
Say ki, küle gömülmüş bir sevdadan
düşleri islenmiş bir gecenin acısı damlıyor gözlerime
hasreti yaraya dönmüş bir ayrılığın sancısı kanıyor içimde
Uzun bir zaman eveldi
toplayıp suskularımı denizlere fırlattım
yalnız balıklar görsün
yalnız balıklar öpsün diye gözyaşlarımı
Sorma ben kimim, adım ne, nereden geldim
nasıl düştüm bu kahrolası kaldırım taşlarına
hangi anılar, acılar, ihanetler geçti üzerimden
Düşlerime hüzünler el koydu
deli rüzgarların öfkesinde savruldu bahçelerim
güllerim bir ihanetin girdabında kavruldu
bütün sevdiklerimden ayrıyım şimdi
bütün sevenlerim kırgın
iflah olmam ben iki gözüm, iflah olmam
düşmüş içime bir kez bu sevda sızısı
bağışlamaz beni artık hiç bir hatıra
Say ki, incinmiş bir gülüş
gecikmiş bir düşüm
bir ateşin çemberinde
yarım kalmış sevinçler kanayan
tut ki, kar altında sevincim
bütün mevsimlere küsüm
Kanadı kırık bir serçeyim tut ki
dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek
ateşin zulmünü gördüm
suyun ihanetini
baştanbaşa aşk
baştanbaşa hasret
susturulmuş milyonlarca türküyüm
gerisini ne sen sor, ne ben söyleyim
Dokunma iki gözüm
sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim, yaşım kaç
yaşamak neyin karşılığıdır, ölmek neyin
nasıl unutulur ölümsüz bir aşkın hazin öyküsü
kaç mevsim gözlerimi ardından bırakıp gitti
yıkılmış bir duvar
kapısına kilit vurulmuş bir ev say beni
Say ki, dudaklarda üşüyen bir şiir,
yatağı kurumuş bir nehirim
suskun, susuz, mısra mısra yalnızlığı kanayan
Sorma ben kimim, adım ne
vurulmuş bir ceylanın yarasında
yalvaran bir ananın gözlerinde gör beni
Sorma
bir sarı çiçek
bir sarmaşık belki
çözer dilini yüreğimin
Upuzun yolların düğümlediği
ihanetlerin kilitlediği....
NURİ CAN
Dokunma iki gözüm
sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim
kim açtı bu kahrolası çukuru yüreğimde
kimi sevdim, kime özlemim
kaç yıl sevda doldu iliklerime
kaç yıl eksildim.
Tut ki, bir pınarım suyu kesik
akamadım nazlı nehirlere tut ki,
tut ki, susturulmuş binlerce türkü
bastırılmış binlerce acıyım
baştanbaşa aşk, acı ve ateş
Say ki, küle gömülmüş bir sevdadan
düşleri islenmiş bir gecenin acısı damlıyor gözlerime
hasreti yaraya dönmüş bir ayrılığın sancısı kanıyor içimde
Uzun bir zaman eveldi
toplayıp suskularımı denizlere fırlattım
yalnız balıklar görsün
yalnız balıklar öpsün diye gözyaşlarımı
Sorma ben kimim, adım ne, nereden geldim
nasıl düştüm bu kahrolası kaldırım taşlarına
hangi anılar, acılar, ihanetler geçti üzerimden
Düşlerime hüzünler el koydu
deli rüzgarların öfkesinde savruldu bahçelerim
güllerim bir ihanetin girdabında kavruldu
bütün sevdiklerimden ayrıyım şimdi
bütün sevenlerim kırgın
iflah olmam ben iki gözüm, iflah olmam
düşmüş içime bir kez bu sevda sızısı
bağışlamaz beni artık hiç bir hatıra
Say ki, incinmiş bir gülüş
gecikmiş bir düşüm
bir ateşin çemberinde
yarım kalmış sevinçler kanayan
tut ki, kar altında sevincim
bütün mevsimlere küsüm
Kanadı kırık bir serçeyim tut ki
dağlarda koparılmış kınalı bir çiçek
ateşin zulmünü gördüm
suyun ihanetini
baştanbaşa aşk
baştanbaşa hasret
susturulmuş milyonlarca türküyüm
gerisini ne sen sor, ne ben söyleyim
Dokunma iki gözüm
sorma
ben kimim, adım ne, nereden geldim, yaşım kaç
yaşamak neyin karşılığıdır, ölmek neyin
nasıl unutulur ölümsüz bir aşkın hazin öyküsü
kaç mevsim gözlerimi ardından bırakıp gitti
yıkılmış bir duvar
kapısına kilit vurulmuş bir ev say beni
Say ki, dudaklarda üşüyen bir şiir,
yatağı kurumuş bir nehirim
suskun, susuz, mısra mısra yalnızlığı kanayan
Sorma ben kimim, adım ne
vurulmuş bir ceylanın yarasında
yalvaran bir ananın gözlerinde gör beni
Sorma
bir sarı çiçek
bir sarmaşık belki
çözer dilini yüreğimin
Upuzun yolların düğümlediği
ihanetlerin kilitlediği....
NURİ CAN