Doğum sonrası dönemde bebek-baba ilişkisi neden önemlidir?
Doğum sonrası dönemde, bebek-baba ilişkisi neden önemlidir? Bebeğin doğumu ile birlikte kadın ve erkeğin kendilerini ve birbirlerini algılayış biçimleri de değişikliğe uğrar. Doğumdan hemen sonra babanın sürece aktif katılımı öncelikle kendisini baba gibi hissetmek için kaçınılmazdır.
Öncelikle kadın artık anne olmuştur. Bu değişim duygusal ve fiziksel olarak hamilelikle ve öncesinde annenin zihninde başlar. Bebek fikri kadını anne kılar. Oysa babanın 'babalık' hakkında tek referansı kendi babasının çocuğu olduğudur. Bunun dışında babalığı bebekle birlikte yavaş yavaş öğrenecektir. Doğumdan hemen sonra babanın sürece aktif katılımı öncelikle kendisini baba gibi hissetmek için kaçınılmazdır. Temel bakıma katkı sağlamak babanın uyum sürecini hızlandırır. Kadın için doğum sonrası depresyon veya duygu dalgalanmalarını atlatmak için en büyük destek eşiyle birlikte paylaşabileceği yardım alabileceği bir çift ilişkisidir. Pek çok çift bu dönemdeki kopukluklarının üstesinden gelmekte zorlanmaktadır. Süreci paylaşmak anne-babalık için olduğu kadar karı-kocalık için de önemlidir.
Annenin Rolü
Bebeklerin biricik figürleri başlangıçta anneleridir. Anne bebeğin yemek bakım gibi fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra bebeğin psikolojik ihtiyaçlarını da sağlayabilmelidir. Bunun için anne bebeğin dışarıdan üçüncü kişilerle de bağını desteklemelidir. Böylece bebeğin bireyselleşmesi daha hızlı ve sağlıklı olabilecektir. Ayrıca bebeğin anne ile yaşadığı yoğun ilişkiye babanın da katılımı ileride bebeğin baba ile daha sağlam ilişki kurması için zemin hazırlamaktadır. Bu sayede babaya da anne kadar yakın olması beklenen yaşta gerçekleşecektir. Aksi durumlarda kopuk uzak anlaşılamayan baba-çocuk ilişkisi için risk faktörü doğacaktır. Bu nedenle babanın ilk bebeklikten başlayarak bakım sürecine katılacak enerjiye ve isteğe sahip olması sağlıklı aile ilişkileri için önemli bir temel oluşturacaktır.
İlişki Farklılaşabilir
Bazen ilişkide yeni bebekle birlikte değişimler görülebilir. İlişki farklılaşır gelişir hatta bazı durumlarda bozulabilir. İlişkinin bozulması çoğunlukla doğum öncesi başlayan bir süreçtir. Örneğin; ailenin bebeğe hazırlıklı olmayışı bir tarafın bebeği istemeyişi bebeğin cinsiyetinden ya da doğum vaktinden duyulan memnuniyetsizlik gibi nedenler ilişkinin dokusunda bozulma yaratır ki bu durumda genellikle bebeğe çıkamayan öfkeyi eşler birbirine yöneltir. Dolayısıyla ilişkinin bozulmasındaki gerçek sebep doğum öncesinden getirilen bebekle ilgili beklentiler ve kaygılarla ilgili olabilir.
Çiftin Krizle Başetme Becerisi
Her ailenin sorun çözmeye dair bir birikimi ve alt yapısı vardır. Ancak aile zaman zaman bunu kullanamaz hale gelip tıkanabilir. Aslında bebeğin doğumu kendi içinde doğal bir stres faktörüdür. Fakat bebek öncesinde varolan çiftler arasındaki gerginlik anne babanın yeni bebekle değişen koşullara ayak uydurmasını zorlaştırır. Özellikle çiftin krizle başetme becerilerinin yetersiz kalması yeni bebek gibi bir oluşumda daha da tetiklenir. Örneğin taraflar kriz anında yanyana değil de karşılıklı pozisyon alabilir birbirini suçlayabilirler.
Ev ya da iş değiştirmek aileye bebeğin gelmesi gibi durumlar doğal yaşam krizleridir. Ancak ailenin bu krizle başetme becerisi ya da beceriksizliği bu durumu birebir etkileyebilir. Ayrıca eşlerden birinin kendi ailesinden çocukluğundan getirdiği hikayeler bebekle beklenenden farklı bir bağımlılık oluşturabilir. Diğer eş ise kendini yalnız ve sistemin dışında kalmış hissedebilir. Ancak bu durumda bile çift ilişkisini yenileyebilen bir ailede olay daha kolay atlatılabilir.
Babanın Anneye Duygusal Desteği
Doğum sonrasında babanın anneye duygusal destek vermesinin yanı sıra anne ve çocuğu çok fazla iç içe geçmekten koruyucu bir rol alması da bebeğin gelişimi için önemlidir. Baba kendini dışlanmış hissettiğinde mesafeyi açmak yerine annenin bebeğine olan bağımlılığını yumuşatan bir tutum sergilemelidir. Babanın bu rolü üstlenmeyip kendini ilişkinin dışına çekmesi anne-bebek arasındaki bağımlılığı körükleyebilir. Böylece çift ilişkisinin yanı sıra çocuk da gelişimsel olarak yara almış olur.
İlk aylarda çiftlerin 'hiçbirşey eskisi gibi olmayacak' duygusuna kapılmaları normal ve beklenen bir durumdur. Yeni bebekle birlikte pek cok şey yeniden başlar değişir ve gelişir. Bu yeni durumda çiftin bireysel varlıklarını sürdürerek de çok iyi anne-baba olmaları mümkündür. Çocuğu koşulsuz sevmeye hazır onu merak eden onunla iyi vakit geçirme isteği olan her anne-baba sağlıklı çocuk yetiştirecektir. Bu şekilde iyi anne-babalığın iyi karı-koca ilişkisiyle eş zamanlı yürümesi de mümkündür.
Doğum sonrası dönemde, bebek-baba ilişkisi neden önemlidir? Bebeğin doğumu ile birlikte kadın ve erkeğin kendilerini ve birbirlerini algılayış biçimleri de değişikliğe uğrar. Doğumdan hemen sonra babanın sürece aktif katılımı öncelikle kendisini baba gibi hissetmek için kaçınılmazdır.
Öncelikle kadın artık anne olmuştur. Bu değişim duygusal ve fiziksel olarak hamilelikle ve öncesinde annenin zihninde başlar. Bebek fikri kadını anne kılar. Oysa babanın 'babalık' hakkında tek referansı kendi babasının çocuğu olduğudur. Bunun dışında babalığı bebekle birlikte yavaş yavaş öğrenecektir. Doğumdan hemen sonra babanın sürece aktif katılımı öncelikle kendisini baba gibi hissetmek için kaçınılmazdır. Temel bakıma katkı sağlamak babanın uyum sürecini hızlandırır. Kadın için doğum sonrası depresyon veya duygu dalgalanmalarını atlatmak için en büyük destek eşiyle birlikte paylaşabileceği yardım alabileceği bir çift ilişkisidir. Pek çok çift bu dönemdeki kopukluklarının üstesinden gelmekte zorlanmaktadır. Süreci paylaşmak anne-babalık için olduğu kadar karı-kocalık için de önemlidir.
Annenin Rolü
Bebeklerin biricik figürleri başlangıçta anneleridir. Anne bebeğin yemek bakım gibi fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra bebeğin psikolojik ihtiyaçlarını da sağlayabilmelidir. Bunun için anne bebeğin dışarıdan üçüncü kişilerle de bağını desteklemelidir. Böylece bebeğin bireyselleşmesi daha hızlı ve sağlıklı olabilecektir. Ayrıca bebeğin anne ile yaşadığı yoğun ilişkiye babanın da katılımı ileride bebeğin baba ile daha sağlam ilişki kurması için zemin hazırlamaktadır. Bu sayede babaya da anne kadar yakın olması beklenen yaşta gerçekleşecektir. Aksi durumlarda kopuk uzak anlaşılamayan baba-çocuk ilişkisi için risk faktörü doğacaktır. Bu nedenle babanın ilk bebeklikten başlayarak bakım sürecine katılacak enerjiye ve isteğe sahip olması sağlıklı aile ilişkileri için önemli bir temel oluşturacaktır.
İlişki Farklılaşabilir
Bazen ilişkide yeni bebekle birlikte değişimler görülebilir. İlişki farklılaşır gelişir hatta bazı durumlarda bozulabilir. İlişkinin bozulması çoğunlukla doğum öncesi başlayan bir süreçtir. Örneğin; ailenin bebeğe hazırlıklı olmayışı bir tarafın bebeği istemeyişi bebeğin cinsiyetinden ya da doğum vaktinden duyulan memnuniyetsizlik gibi nedenler ilişkinin dokusunda bozulma yaratır ki bu durumda genellikle bebeğe çıkamayan öfkeyi eşler birbirine yöneltir. Dolayısıyla ilişkinin bozulmasındaki gerçek sebep doğum öncesinden getirilen bebekle ilgili beklentiler ve kaygılarla ilgili olabilir.
Çiftin Krizle Başetme Becerisi
Her ailenin sorun çözmeye dair bir birikimi ve alt yapısı vardır. Ancak aile zaman zaman bunu kullanamaz hale gelip tıkanabilir. Aslında bebeğin doğumu kendi içinde doğal bir stres faktörüdür. Fakat bebek öncesinde varolan çiftler arasındaki gerginlik anne babanın yeni bebekle değişen koşullara ayak uydurmasını zorlaştırır. Özellikle çiftin krizle başetme becerilerinin yetersiz kalması yeni bebek gibi bir oluşumda daha da tetiklenir. Örneğin taraflar kriz anında yanyana değil de karşılıklı pozisyon alabilir birbirini suçlayabilirler.
Ev ya da iş değiştirmek aileye bebeğin gelmesi gibi durumlar doğal yaşam krizleridir. Ancak ailenin bu krizle başetme becerisi ya da beceriksizliği bu durumu birebir etkileyebilir. Ayrıca eşlerden birinin kendi ailesinden çocukluğundan getirdiği hikayeler bebekle beklenenden farklı bir bağımlılık oluşturabilir. Diğer eş ise kendini yalnız ve sistemin dışında kalmış hissedebilir. Ancak bu durumda bile çift ilişkisini yenileyebilen bir ailede olay daha kolay atlatılabilir.
Babanın Anneye Duygusal Desteği
Doğum sonrasında babanın anneye duygusal destek vermesinin yanı sıra anne ve çocuğu çok fazla iç içe geçmekten koruyucu bir rol alması da bebeğin gelişimi için önemlidir. Baba kendini dışlanmış hissettiğinde mesafeyi açmak yerine annenin bebeğine olan bağımlılığını yumuşatan bir tutum sergilemelidir. Babanın bu rolü üstlenmeyip kendini ilişkinin dışına çekmesi anne-bebek arasındaki bağımlılığı körükleyebilir. Böylece çift ilişkisinin yanı sıra çocuk da gelişimsel olarak yara almış olur.
İlk aylarda çiftlerin 'hiçbirşey eskisi gibi olmayacak' duygusuna kapılmaları normal ve beklenen bir durumdur. Yeni bebekle birlikte pek cok şey yeniden başlar değişir ve gelişir. Bu yeni durumda çiftin bireysel varlıklarını sürdürerek de çok iyi anne-baba olmaları mümkündür. Çocuğu koşulsuz sevmeye hazır onu merak eden onunla iyi vakit geçirme isteği olan her anne-baba sağlıklı çocuk yetiştirecektir. Bu şekilde iyi anne-babalığın iyi karı-koca ilişkisiyle eş zamanlı yürümesi de mümkündür.