ashli
Bayan Üye
Rize İli’nin de içinde bulunduğu Doğu Karadeniz Bölümü, herhangi bir medeniyete merkezlik yapmadığı gibi, ilk çağda doğup gelişen medeniyetlerin ve bu çağda kurulan devletlerin de etki alanı dışında kalmıştır. Doğu Karadeniz’in başka bir özelliği ise güneyden zor geçit veren yüksek dağlarla çevrilmiş olması ve batıdan doğuya, doğudan batıya geçişi engelleyen ve zorlaştıran derin vadiler ve her mevsim bol sulu akan ırmaklarla kesilmiş olmasıdır. Buna karşılık yapılan yüzey araştırmaları bölgenin yontma taş çağından sonra iskan gördüğünü ortaya koymuştur. M.Ö. 8. yy’dan başlayarak bölge Milet ve Fenikeli denizciler tarafından sıkça ziyaret edilmiş bu arada kolonileşmeler başlamıştır. M.Ö. 650-550 yılları arasında Milet’lilerin Karadeniz kıyılarında 100’e yakın koloni kurdukları bilinmektedir.
Doğu Karadeniz’in gerçek anlamında işgal edilmediği, Pontus dönemine kadar bölgede şehir devletleri yönetiminin sürdüğü kimi kaynaklardan anlaşılmaktadır. M.Ö. 547 yılından itibaren bu bölge dahil Anadolu’nun bütünü Perslerin yönetimi altına girmiştir. Bu dönemde Trabzon-Rize ve çevresi Pont satraplığına bağlanmıştır. M.Ö. 334 yılında İskender’in doğu seferi ile Pers hakimiyeti sona ermiş ve alan Pont satraplığının devamı olan Pontus Devleti sınırları içinde kalmıştır. Rize ve Çamlıhemşin ile ilgili tarihi gelişim şöyle özetlenebilir.
Pontus Krallığı Dönemi: Büyük İskenderin ölümünden sonra bugünkü Doğu Karadeniz’i içine alan Pontus Krallığı kuruldu.
Pontus Krallığın dört bölgeye ayrılmıştı. Bu bölgelerden biri Kıyı Bölgesi Valiliği idi.Trabzon ve Rize Bölgesi Sannika adıyla bu valiliğe bağlı bulunuyordu. Pontus Krallığı döneminde sürekli yaşanan Pontus-Roma İmparatorluğu savaşlarının sonlarında ortaya çıkan halk ayaklanması üzerine kendini kölesine öldürten VI. Mithradedes hayatına ve imparatorluğuna son verdi. İmparatorluğun bütün toprakları M.Ö. 64 (veya M.Ö. 63) yılında Romalıların eline geçti
Roma Dönemi: Çeşitli kaynaklara göre Roma İmparatorluğu döneminde Trabzon ve çevresi yarı bağımsız bir eyalet olarak yönetilmiştir. Trabzon’un doğusunda Roma’ya bağlı Lazika Krallığı bulunuyordu. Lazika sınırları Kafkas Dağlarından Sürmene’ye kadar uzanıyordu.
Roma İmparatorluğu’nun M.S. 395 yılında ikiye bölünmesiyle Rize ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans)’nun sınırları içinde kaldı.
Bizans Dönemi: Doğu Roma İmparatorluğu’nun ilk yıllarında Trabzon ve havalisi Polemaniaus Vilayeti içinde yer alıyordu. Bugünkü Rize Vilayeti’nin batı kısımları bu vilayete bağlı idi. Lazika Krallığı İmparatora vergi vermiyor fakat imparatorluğun doğu sınırlarını koruyordu. Lazika Krallığı İran’da Part İmparatorluğu yerine kurulan Sasani İmparatorluğu’na (224-651) Bizanslılar tarafından verilen haraçlar karşılığı Bizans tarafında kaldı. Bu sırada Hıristiyanlık da yayılmaya başlamıştı.
Selçuklular Dönemi: 1071 yılında Selçuklu İmparatorluğu’nun Bizanslılara galibiyeti ve bunun ardından Süleyman Şah’ın Anadolu’ya yayılma hareketi ile birlikte Malazgirt Savaşını izleyen yıllarda Karadeniz kıyıları ve Rize yöresi Türklerin egemenliğine girdi. Ancak bu geliş kalıcı olamamış ve kimi kaynaklarda 1075 yılında Trabzon’un geri alınmış olduğu ancak yaylalardaki Türkmenlerin buralardan uzaklaştırılamadığı söylenmektedir.
Trabzon İmparatorluğu Dönemi: 1204 yılında İstanbul Latinler tarafından işgal edilince Kafkasya’ya kaçan Alexios Komnenos, Gürcülerden yardım alarak bölgede bağımsız Trabzon İmparatorluğu’nu (Pontus Devleti ) kurdu. Trabzon İmparatorluğu bir süre Selçuklulara vergi ödeyerek varlığını sürdürdü.
Trabzon ve Rize Dağlarının güney kesimleri kimi zaman Türk beyliklerinin kimi zaman da Gürcülerin elinde bulunuyordu. Akkoyunlu Türk Devleti zamanında (1350-1502) Rize’nin güney kesimlerine, Hemşin’e birçok Türk boyu yerleşmişti. Aşağı Çamlıca (Viçe) ve Ülküköy koç heykelleri bunun en açık delilleridir. Benzer koç heykellerinin Orta Asya kültür çevrelerinden geldiği bilinmektedir. Rize ve çevresinin Osmanlılara geçişi 1461’de Fatih’in Trabzon’u almasıyla olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Rize ile ve bu araştırmaya konu olan Çamlıhemşin ve çevresinin Osmanlılara geçmesi 1509’da gerçekleşti. Rize, Osmanlı Devleti zamanında da liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. Fetihten sonra bölgeye Çorum, Amasya, Tokat, Sivas, Karaman ve Maraş’tan getirilen müslüman Türk ahali yerleştirilmiştir. Rize merkezinden başka Pazar kazasının 30 köyü, Hemşin İlçesinin ise 34 köyü bulunuyordu. Hemşin’in üç beldesi (nahiyesi) Hemşin, Karahemşin ve Eskanos (Kaptanpaşa)’idi ve iki kalesi vardı: Kale-i Bala (Varoş) ve Kale-i Zir (Aşağı Kale: Zil Kale). Yukarı kalede 40 nefer aşağı kalede ise 30 nefer bulunuyordu.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli yönetim statüleriyle yönetilen Rize ve çevresi Osmanlıların son dönemlerinde Lazistan Sancağı olarak mecliste temsil edildi. I. Dünya Savaşında 6 Mart 1916 da Rize Ruslar tarafından işgal edildi. Erzincan Mütarekesi’nin imzalanmasıyla (18 Aralık 1917) Ruslar Rize’den çekilmeye başladılar. 2 Mart 1918 de Türk askerleri Rize’ye girdi.
Cumhuriyet Dönemi: İstiklal Savaşı kazanılıp Türkiye Cumhuriyeti kurulunca Rize bir ara Artvin ile birleşerek Çoruh Vilayeti adını aldı. 1924 de çıkarılan yasa ile Sancak örgütü kaldırıldı. Lazistan Sancağı da kaldırılarak 20 Nisan 1924 tarihinde Rize tek başına vilayet oldu. Şimdiki Çamlıhemşin’in yukarı köyleri Pazar-Hemşin Nahiyesi’ne, aşağı kesim köyleri ise Ardeşen Nahiyesine bağlı idi. Ardeşen 1953 yılında ilçe olunca, Çamlıhemşin köylerinin Viçealtı bölümü Çamlıca adıyla Ardeşen’e bağlı bir nahiye oldu. Çamlıca, 27 Haziran 1957 yılında yürürlüğe giren 7033 sayılı Kanunla 1 Nisan 1961 tarihinde ilçe yapılarak Çamlıhemşin adını aldı.
Doğu Karadeniz’in gerçek anlamında işgal edilmediği, Pontus dönemine kadar bölgede şehir devletleri yönetiminin sürdüğü kimi kaynaklardan anlaşılmaktadır. M.Ö. 547 yılından itibaren bu bölge dahil Anadolu’nun bütünü Perslerin yönetimi altına girmiştir. Bu dönemde Trabzon-Rize ve çevresi Pont satraplığına bağlanmıştır. M.Ö. 334 yılında İskender’in doğu seferi ile Pers hakimiyeti sona ermiş ve alan Pont satraplığının devamı olan Pontus Devleti sınırları içinde kalmıştır. Rize ve Çamlıhemşin ile ilgili tarihi gelişim şöyle özetlenebilir.
Pontus Krallığı Dönemi: Büyük İskenderin ölümünden sonra bugünkü Doğu Karadeniz’i içine alan Pontus Krallığı kuruldu.
Pontus Krallığın dört bölgeye ayrılmıştı. Bu bölgelerden biri Kıyı Bölgesi Valiliği idi.Trabzon ve Rize Bölgesi Sannika adıyla bu valiliğe bağlı bulunuyordu. Pontus Krallığı döneminde sürekli yaşanan Pontus-Roma İmparatorluğu savaşlarının sonlarında ortaya çıkan halk ayaklanması üzerine kendini kölesine öldürten VI. Mithradedes hayatına ve imparatorluğuna son verdi. İmparatorluğun bütün toprakları M.Ö. 64 (veya M.Ö. 63) yılında Romalıların eline geçti
Roma Dönemi: Çeşitli kaynaklara göre Roma İmparatorluğu döneminde Trabzon ve çevresi yarı bağımsız bir eyalet olarak yönetilmiştir. Trabzon’un doğusunda Roma’ya bağlı Lazika Krallığı bulunuyordu. Lazika sınırları Kafkas Dağlarından Sürmene’ye kadar uzanıyordu.
Roma İmparatorluğu’nun M.S. 395 yılında ikiye bölünmesiyle Rize ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans)’nun sınırları içinde kaldı.
Bizans Dönemi: Doğu Roma İmparatorluğu’nun ilk yıllarında Trabzon ve havalisi Polemaniaus Vilayeti içinde yer alıyordu. Bugünkü Rize Vilayeti’nin batı kısımları bu vilayete bağlı idi. Lazika Krallığı İmparatora vergi vermiyor fakat imparatorluğun doğu sınırlarını koruyordu. Lazika Krallığı İran’da Part İmparatorluğu yerine kurulan Sasani İmparatorluğu’na (224-651) Bizanslılar tarafından verilen haraçlar karşılığı Bizans tarafında kaldı. Bu sırada Hıristiyanlık da yayılmaya başlamıştı.
Selçuklular Dönemi: 1071 yılında Selçuklu İmparatorluğu’nun Bizanslılara galibiyeti ve bunun ardından Süleyman Şah’ın Anadolu’ya yayılma hareketi ile birlikte Malazgirt Savaşını izleyen yıllarda Karadeniz kıyıları ve Rize yöresi Türklerin egemenliğine girdi. Ancak bu geliş kalıcı olamamış ve kimi kaynaklarda 1075 yılında Trabzon’un geri alınmış olduğu ancak yaylalardaki Türkmenlerin buralardan uzaklaştırılamadığı söylenmektedir.
Trabzon İmparatorluğu Dönemi: 1204 yılında İstanbul Latinler tarafından işgal edilince Kafkasya’ya kaçan Alexios Komnenos, Gürcülerden yardım alarak bölgede bağımsız Trabzon İmparatorluğu’nu (Pontus Devleti ) kurdu. Trabzon İmparatorluğu bir süre Selçuklulara vergi ödeyerek varlığını sürdürdü.
Trabzon ve Rize Dağlarının güney kesimleri kimi zaman Türk beyliklerinin kimi zaman da Gürcülerin elinde bulunuyordu. Akkoyunlu Türk Devleti zamanında (1350-1502) Rize’nin güney kesimlerine, Hemşin’e birçok Türk boyu yerleşmişti. Aşağı Çamlıca (Viçe) ve Ülküköy koç heykelleri bunun en açık delilleridir. Benzer koç heykellerinin Orta Asya kültür çevrelerinden geldiği bilinmektedir. Rize ve çevresinin Osmanlılara geçişi 1461’de Fatih’in Trabzon’u almasıyla olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Rize ile ve bu araştırmaya konu olan Çamlıhemşin ve çevresinin Osmanlılara geçmesi 1509’da gerçekleşti. Rize, Osmanlı Devleti zamanında da liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. Fetihten sonra bölgeye Çorum, Amasya, Tokat, Sivas, Karaman ve Maraş’tan getirilen müslüman Türk ahali yerleştirilmiştir. Rize merkezinden başka Pazar kazasının 30 köyü, Hemşin İlçesinin ise 34 köyü bulunuyordu. Hemşin’in üç beldesi (nahiyesi) Hemşin, Karahemşin ve Eskanos (Kaptanpaşa)’idi ve iki kalesi vardı: Kale-i Bala (Varoş) ve Kale-i Zir (Aşağı Kale: Zil Kale). Yukarı kalede 40 nefer aşağı kalede ise 30 nefer bulunuyordu.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli yönetim statüleriyle yönetilen Rize ve çevresi Osmanlıların son dönemlerinde Lazistan Sancağı olarak mecliste temsil edildi. I. Dünya Savaşında 6 Mart 1916 da Rize Ruslar tarafından işgal edildi. Erzincan Mütarekesi’nin imzalanmasıyla (18 Aralık 1917) Ruslar Rize’den çekilmeye başladılar. 2 Mart 1918 de Türk askerleri Rize’ye girdi.
Cumhuriyet Dönemi: İstiklal Savaşı kazanılıp Türkiye Cumhuriyeti kurulunca Rize bir ara Artvin ile birleşerek Çoruh Vilayeti adını aldı. 1924 de çıkarılan yasa ile Sancak örgütü kaldırıldı. Lazistan Sancağı da kaldırılarak 20 Nisan 1924 tarihinde Rize tek başına vilayet oldu. Şimdiki Çamlıhemşin’in yukarı köyleri Pazar-Hemşin Nahiyesi’ne, aşağı kesim köyleri ise Ardeşen Nahiyesine bağlı idi. Ardeşen 1953 yılında ilçe olunca, Çamlıhemşin köylerinin Viçealtı bölümü Çamlıca adıyla Ardeşen’e bağlı bir nahiye oldu. Çamlıca, 27 Haziran 1957 yılında yürürlüğe giren 7033 sayılı Kanunla 1 Nisan 1961 tarihinde ilçe yapılarak Çamlıhemşin adını aldı.