Doğal Akışlı Sular • Doğal Akışlı Suların Yönünün Komşuların Zararına Değiştirilemeceyeği

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
DOğAL AKIŞLI SULAR • DOğAL AKIŞLI SULARIN YÖNÜNÜN KOMŞULARIN ZARARINA DEğİŞTİRİLEMECEYEğİ
(TMK. m. 742, 743)
Özet: Taşınmaz maliki üst taraftaki ara*ziden kendi arazisine doğal olarak akan yağ*mur, kar ve tutulmamış kaynak sularının akışına katlanmak zorunda olup, bu suların akışını komşularının zararına değiştiremez.(*)
Taraflar arasındaki
"Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Çekiş*menin Giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğ*la 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.9.2004 gün ve 2003/1109*2004/789 E.K. sayılı kararın incelenmesi
(*) Gön.: Ali GÜNEREN, (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi Başkanı)
davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.3.2005 gün ve 2705*3412 sayılı ilamı ile,
(....Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; kayden davacıya ait bulunan 615 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait bulunan 853 parsel arasında anılan kayıt malikince yapılan duvarın davacı taşınmazına zarar verdiği ileri sürülerek, eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Yerinde yapılan uy*gulama sonucu dosyaya sunulan bilirkişi rapor ve krokileri ile diğer bilgi*lerden, dava dışı 854 parsel ile davacı ve davalı taşınmazları arasında bu*lunan sel sularının akışını sağlayan bir dere bulunduğu, dava dışı 854 par*sel malikinin kendi mülkiyet alanını koruma amacıyla yaptığı duvarın, de*renin tabii akışını engellediği ve bu suretle gerek davacı gerekse davalı ta*şınmazının zarar görmesine yol açtığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanu*nunun 743. maddesi hükmü dikkate alındığında, suların tabii akışlarının engellenemeyeceği açıktır. Buna aykırı işlemlerle taşınmazlara zarar ve*renlerin bu eylemlerinin engellenmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.
Olaya bu düzenleme ve saptanan olgular açısından bakıldığında yasa hükmüne aykırı davranışın davalıdan sadır olmadığı sabittir. Davalı, dava dışı kişinin hukuka aykırı eyleminden dolayı kendi taşınmazını koruma düşüncesi ile yıkımı istenen duvarı yapmıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir...) gerekçesiyle bozu*larak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra ge*reği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında gerektirici nedenlere ve özellikle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 742. maddesinde, taşınmaz malikinin üst ta*raftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan yağmur, kar ve tutul*mamış kaynak sularının akışına katlanmak zorunda olduğu belirtilerek, komşulardan hiçbirinin bu suların akışını diğerinin zararına değiştireme*yeceği öngörüldüğünden, Yasanın yüklediği bu ödeve aykırı davranarak bir takım tesislerle suyun doğal akışını değiştirenlerin bu eylemlerinin engellenmesi gerektiğine; yapılan tahkikattan, yağmur sularıyla oluşan derenin kuzeyden güneye doğru davacıya ait 615 parsel sayılı taşınmazı kat ederek dava dışı 854 numaralı parsel içerisinden doğal akışını devam ettirmekte iken, 854 parsel maliki tarafından yapılan dolgu ve duvarın dere yatağını değiştirdiği, bu suları kendi taşınmazına kabul ile yüküm*lü bulunan dava dışı 854 parsel malikinin yasa hükmüne aykırı eylemiy*le davacı ve davalı taşınmazlarının zarar görmesine yol açtığının anlaşıl*masına; esasen, 853 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının, mecrası de*ğiştirilmiş kendine zarar veren suları kabul ile zorunlu bulunmayıp, da*va dışı kişinin eyleminden de sorumlu tutulamayacağına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen ve davanın reddi gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararın uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilme*si usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme ka*rarının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.3.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst