'hayaL
Bayan Üye
İçinde bulunduğumuz dönemde yaşanan doğal felaketler, birçok ülkede milyonlarca insanı etkilemekte ve hesaplanamayacak büyüklükte maddi hasara yol açmaktadır. Tüm bu yaşananlar
ise akıllara şu soruyu getirmektedir: Bu tür felaketlerin geçtiğimiz dönemlere oranla çok daha sık yaşanması, 1400 yıl önce Peygamber Efendimiz (sav) tarafından bildirilen ahir zaman alametlerinden olabilir mi?
Doğal afetlerin son yıllarda hem sayısal hem de büyüklük olarak arttığı istatistiksel bir gerçektir. Son 10 yılda baş gösteren iklim değişikliklerinin yol açtığı felaketler, bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Depremler, kasırgalar, yıldırımlar ve seller gibi doğal afetlerin artmasının, Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislere göre, kıyamete yakın dönemde yaşanacak olan ahir zamanın habercisi olması kuvvetle muhtemeldir.
Rüzgar ve Kasırgalar
Kıyametten önce 10 alamet görmeden O, kopmayacaktır. Onuncusu, insanları denize atacak olan kasırga… (Kıyamet Alametleri, s. 288)
Amerika Ulusal İklimsel Veri Merkezi'nin kayıtlarına göre, 1998 yılında çok sayıda iklimsel afet meydana gelmiştir. Örneğin 1998’deki Mitch Kasırgası, Honduras ve Nikaragua’da 10.000’den fazla insanın ölümüne neden olmuştur. Geçtiğimiz yüzyılın son yıllarında meydana gelen en önemli iklim olaylarından birkaçı ise şöyledir:
1997 ve 1998’de 27 ülkeyi vuran El Nino felaketi, 21.700 kişinin ölümüne, 117.8 milyon kişinin de yaralanmasına veya etkilenmesine, 4.8 milyon kişinin evsiz kalmasına ve 33 milyar dolarık (9.8 katrilyon) hasara mal oldu.
13 Mayıs 1996’da Bangladeş’in batısında meydana gelen fırtınalarda tahminen 500 ile 1000 arasında ölüm meydana gelmiştir. Aynı fırtınalar 30.000 kişinin yaralanmasına ve 100.000 kişinin evsiz kalmasına neden olmuştur.
1992’de Andrew kasırgasının neden olduğu hasar yalnızca Meksika Körfezi’nde yaklaşık olarak yarım trilyon dolardır. Andrew Kasırgası, Bahamalar’da ise yaklaşık 250 milyon dolar hasara neden olmuştur. ABD’nin doğusunda 2 milyona yakın insan kasırga nedeniyle evlerinden tahliye edilmiştir.
Tüm bu afetlerin sebep olduğu yıkımlar, kıyametin ve kıyamete yakın dönemde yaşanacak olan ahir zamanda yaşadığımızın önemli birer işareti olmuştur.
Depremlerin Artması
Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… depremler çoğalacak… (Ramuz-El Ehadis, 476/11)
Yaşanan doğa olayları hakkında günümüzde yaygın olan en büyük yanılgı ilerleyen teknoloji sayesinde bu doğa olaylarının önlenebileceği düşüncesidir. Tabi ki sebeplere sarılmak çok önemli ve gereklidir. Ancak bu depremleri meydana getirecek olan ve insanları bir kader üzerine ondan koruyacak olan da Yüce Allah'tır.
Örneğin 1995'te Kobe’de yaşanan deprem çok büyük bir zarara yol açmıştır. Bu deprem sadece 20 saniye sürmesine rağmen, Time dergisinde belirtildiğine göre, 100 milyar dolar civarında zarara neden olmuştur.
2004 yılının sonunda Güneydoğu Asya’yı vuran şiddetli deprem ve tsunamide ölenlerin sayısı 300 bini geçmiştir.
Tüm bu olaylar Peygamberimiz (sav)’in 1400 yıl önce bildirdiği şu hadisleri akıllara getirmektedir:
Kıyametten önce iki büyük hadise vardır… ve sonra da zelzeleli yıllar. (Ramuz-El Ehadis, 187/2)
Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız günler yaklaşmıştır. Çünkü evlerinizi depremler yıkacak… (Kıyamet Alametleri, s. 146)
Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi verilerine göre 1999 yılında, yeryüzünde küçük veya büyük şiddette 20.832 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde resmi açıklamalara göre tahmini olarak 22.711 insan ölmüştür.
Geçmişe baktığımızda ise deprem sayısının çok az olduğu görülmektedir. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS)’nin raporlarına göre 1556-1975 arasındaki yaklaşık 400 yılda meydana gelen 5.0 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı sadece 110’dur. Aynı kurumun açıklamasına göre, 1980-2003 yılları arasında sadece 23 sene içinde meydana gelen 6.5 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı ise 1685’tir. Bu rakamlar, Hicri 1400 yılının başından itibaren depremlerin sayısındaki artışı çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Yer Çökmeleri
(Kıyamet) alametlerinin ilki yer çökmeleridir… (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 518)
Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarları, yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını (kazfi) bekleyin. (Tirmizi, Fiten: 39, s. 2211; Kütüb-i Sitte, Cilt 14, s. 341)
Şiddetli Yağmurların Yağması
Ev ve kulübe bırakmayan şiddetli yağmur yağıncaya kadar kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 253)
Gökten şiddetli yağmur yağıp taş binalar hariç bütün kerpiç evler yıkılmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned 13/291, hadis no. 7554)
Şiddetli yağmurlar ve bunların sonucunda oluşan sel baskınları, insanların hayatlarını ve mallarını kaybetmelerine neden olan büyük doğal felaketler arasındadır. Geçtiğimiz yıllarda neredeyse Dünya’yı etkisi altına alan şiddetli yağmurlar, sellere ve toprak kaymalarına neden olmuştur.
2000 yılında Mozambik’te 1 milyon kişi sel yüzünden evsiz kalmıştır.
2002 senesinde Hindistan, Nepal ve Bangladeş’te mevsimsel muson yağmurlarının yol açtığı felaketlerde yaklaşık 1000 kişi, Çin’de 2003’de şiddetli yaz yağmurlarından 2000 kişi ölmüş, 300 bin kişi evsiz kalmıştır.
2004 yılında Karaipler’de 2000 bin kişi ölmüş, yüzbinlerce insan evsiz kalmıştır.
Peygamber Efendimiz (Sav)’in Habercisi Olduğu Ahir Zaman
Bütün bu gelişmeler göstermektedir ki içinde yaşadığımız dönem, kıyametten önce yaşanacak olan ahir zamandır. Ahir zamanın habercisi olan bu gelişmeler, aynı zamanda aydınlık günlerin de müjdecisidir. Asırlardır beklenen bu tarihi müjde -Allah’ın izniyle- gerçekleşmek üzeredir. Bu müjde aynı zamanda, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Altınçağ olarak haber verdiği döneme karşılık gelmektedir. Yeryüzünde Kuran ahlakının yaygın bir biçimde yaşanacağı, Yüce Allah’ın kutlu birer elçisi olan Hz. İsa ve Hz. Mehdi’nin yeryüzünde zuhur edeceği, yeryüzünün adaletle dolacağı, bolluk, huzur ve refah dolu günler Allah’ın izniyle çok yakındır.
ise akıllara şu soruyu getirmektedir: Bu tür felaketlerin geçtiğimiz dönemlere oranla çok daha sık yaşanması, 1400 yıl önce Peygamber Efendimiz (sav) tarafından bildirilen ahir zaman alametlerinden olabilir mi?
Doğal afetlerin son yıllarda hem sayısal hem de büyüklük olarak arttığı istatistiksel bir gerçektir. Son 10 yılda baş gösteren iklim değişikliklerinin yol açtığı felaketler, bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Depremler, kasırgalar, yıldırımlar ve seller gibi doğal afetlerin artmasının, Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislere göre, kıyamete yakın dönemde yaşanacak olan ahir zamanın habercisi olması kuvvetle muhtemeldir.
Rüzgar ve Kasırgalar
Kıyametten önce 10 alamet görmeden O, kopmayacaktır. Onuncusu, insanları denize atacak olan kasırga… (Kıyamet Alametleri, s. 288)
Amerika Ulusal İklimsel Veri Merkezi'nin kayıtlarına göre, 1998 yılında çok sayıda iklimsel afet meydana gelmiştir. Örneğin 1998’deki Mitch Kasırgası, Honduras ve Nikaragua’da 10.000’den fazla insanın ölümüne neden olmuştur. Geçtiğimiz yüzyılın son yıllarında meydana gelen en önemli iklim olaylarından birkaçı ise şöyledir:
1997 ve 1998’de 27 ülkeyi vuran El Nino felaketi, 21.700 kişinin ölümüne, 117.8 milyon kişinin de yaralanmasına veya etkilenmesine, 4.8 milyon kişinin evsiz kalmasına ve 33 milyar dolarık (9.8 katrilyon) hasara mal oldu.
13 Mayıs 1996’da Bangladeş’in batısında meydana gelen fırtınalarda tahminen 500 ile 1000 arasında ölüm meydana gelmiştir. Aynı fırtınalar 30.000 kişinin yaralanmasına ve 100.000 kişinin evsiz kalmasına neden olmuştur.
1992’de Andrew kasırgasının neden olduğu hasar yalnızca Meksika Körfezi’nde yaklaşık olarak yarım trilyon dolardır. Andrew Kasırgası, Bahamalar’da ise yaklaşık 250 milyon dolar hasara neden olmuştur. ABD’nin doğusunda 2 milyona yakın insan kasırga nedeniyle evlerinden tahliye edilmiştir.
Tüm bu afetlerin sebep olduğu yıkımlar, kıyametin ve kıyamete yakın dönemde yaşanacak olan ahir zamanda yaşadığımızın önemli birer işareti olmuştur.
Depremlerin Artması
Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… depremler çoğalacak… (Ramuz-El Ehadis, 476/11)
Yaşanan doğa olayları hakkında günümüzde yaygın olan en büyük yanılgı ilerleyen teknoloji sayesinde bu doğa olaylarının önlenebileceği düşüncesidir. Tabi ki sebeplere sarılmak çok önemli ve gereklidir. Ancak bu depremleri meydana getirecek olan ve insanları bir kader üzerine ondan koruyacak olan da Yüce Allah'tır.
Örneğin 1995'te Kobe’de yaşanan deprem çok büyük bir zarara yol açmıştır. Bu deprem sadece 20 saniye sürmesine rağmen, Time dergisinde belirtildiğine göre, 100 milyar dolar civarında zarara neden olmuştur.
2004 yılının sonunda Güneydoğu Asya’yı vuran şiddetli deprem ve tsunamide ölenlerin sayısı 300 bini geçmiştir.
Tüm bu olaylar Peygamberimiz (sav)’in 1400 yıl önce bildirdiği şu hadisleri akıllara getirmektedir:
Kıyametten önce iki büyük hadise vardır… ve sonra da zelzeleli yıllar. (Ramuz-El Ehadis, 187/2)
Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız günler yaklaşmıştır. Çünkü evlerinizi depremler yıkacak… (Kıyamet Alametleri, s. 146)
Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi verilerine göre 1999 yılında, yeryüzünde küçük veya büyük şiddette 20.832 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde resmi açıklamalara göre tahmini olarak 22.711 insan ölmüştür.
Geçmişe baktığımızda ise deprem sayısının çok az olduğu görülmektedir. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS)’nin raporlarına göre 1556-1975 arasındaki yaklaşık 400 yılda meydana gelen 5.0 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı sadece 110’dur. Aynı kurumun açıklamasına göre, 1980-2003 yılları arasında sadece 23 sene içinde meydana gelen 6.5 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı ise 1685’tir. Bu rakamlar, Hicri 1400 yılının başından itibaren depremlerin sayısındaki artışı çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Yer Çökmeleri
(Kıyamet) alametlerinin ilki yer çökmeleridir… (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 518)
Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarları, yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını (kazfi) bekleyin. (Tirmizi, Fiten: 39, s. 2211; Kütüb-i Sitte, Cilt 14, s. 341)
Şiddetli Yağmurların Yağması
Ev ve kulübe bırakmayan şiddetli yağmur yağıncaya kadar kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, s. 253)
Gökten şiddetli yağmur yağıp taş binalar hariç bütün kerpiç evler yıkılmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned 13/291, hadis no. 7554)
Şiddetli yağmurlar ve bunların sonucunda oluşan sel baskınları, insanların hayatlarını ve mallarını kaybetmelerine neden olan büyük doğal felaketler arasındadır. Geçtiğimiz yıllarda neredeyse Dünya’yı etkisi altına alan şiddetli yağmurlar, sellere ve toprak kaymalarına neden olmuştur.
2000 yılında Mozambik’te 1 milyon kişi sel yüzünden evsiz kalmıştır.
2002 senesinde Hindistan, Nepal ve Bangladeş’te mevsimsel muson yağmurlarının yol açtığı felaketlerde yaklaşık 1000 kişi, Çin’de 2003’de şiddetli yaz yağmurlarından 2000 kişi ölmüş, 300 bin kişi evsiz kalmıştır.
2004 yılında Karaipler’de 2000 bin kişi ölmüş, yüzbinlerce insan evsiz kalmıştır.
Peygamber Efendimiz (Sav)’in Habercisi Olduğu Ahir Zaman
Bütün bu gelişmeler göstermektedir ki içinde yaşadığımız dönem, kıyametten önce yaşanacak olan ahir zamandır. Ahir zamanın habercisi olan bu gelişmeler, aynı zamanda aydınlık günlerin de müjdecisidir. Asırlardır beklenen bu tarihi müjde -Allah’ın izniyle- gerçekleşmek üzeredir. Bu müjde aynı zamanda, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Altınçağ olarak haber verdiği döneme karşılık gelmektedir. Yeryüzünde Kuran ahlakının yaygın bir biçimde yaşanacağı, Yüce Allah’ın kutlu birer elçisi olan Hz. İsa ve Hz. Mehdi’nin yeryüzünde zuhur edeceği, yeryüzünün adaletle dolacağı, bolluk, huzur ve refah dolu günler Allah’ın izniyle çok yakındır.