meridyen2
Kayıtlı Üye
Doğadaki En Başarılı Tasarımcılar: Örümcekler
Hayvanlar aleminin en kalabalık canlı gruplarından olan örümceklerin pek çok mucizevi ve dikkat çekici özelliği vardır. Bunlardan bir tanesi de sahip oldukları geometri bilgisi ve bu bilgiyle tasarlayıp kurdukları mimari harikası ağlarıdır. Peki örümcekler bu ağları nasıl kurarlar? Ağlarını kurarlarken nelere dikkat ederler?
Örümcekler gerek dikkat çekici görünümleri gerekse de yaratılışında bulundurduğu özellikleriyle doğadaki en dikkat çekici canlılardan bir tanesidir. Örümcekler, doğada yaklaşık 37 bin farklı türüyle kara omurgasızları arasında böceklerden sonraki en kalabalık canlılardır. Böceklerle beslenen bu canlılar, avlanma konusunda üstün kusursuz teknikler kullanmaktadırlar. Avlarını ağ kurarak yakalayan örümceklerin, hiçbir canlının yapamadığı bu zor işlemi kolaylıkla yapabilmeleri ise ağın hammaddesi olan ipeğin yapısına ve ağlardaki özel geometrik düzene bağlıdır.
Peki örümcekler bu kusursuz yapıdaki ağlarını hangi aşamalarla örerler?
Kusursuz Bir Tuzak: Örümcek Ağı
Ağ kurarak avlanan örümceklerin birçoğu ağlarını birkaç telden oluşan ve özel bir şekle sahip olan üç boyutlu bir biçimde inşa ederken bazıları da ağlarını eşit açılı sarmal şekilde örerler. Özellikle “Eriopharo”, “Araneus Diadematus” ve “Eperia” gibi bahçe örümceği türlerinin ağlarındaki eğriler ve dairesel kavisler incelendiğinde bunların, eşit açılı sarmal şekli oluşturan eğriler olduğu görülmüştür. Bu örümceklerin sarmal ağ örme yöntemleri birbirleriyle aynıdır. Bilim adamları bu örümceklerin sarmal şeklindeki bir ağı nasıl kurduklarını görmek ve kullandıkları örme yöntemini ortaya çıkarmak için pek çok araştırma ve deneyler yapmışlardır. Bu araştırmalardan biri de, 25-30 dakika içinde sarmal bir ağ ören ve “Araneus Diadematus” adı verilen örümcek hakkındadır.
Araştırmacılar bu örümceği dikkatle incelemiştir. Ortaya çıkan sonuç ise oldukça dikkat çekicidir.
Örümceğin Ağ Örme Aşamaları
Bu örümceğin ağ kurarken nasıl hareket ettiğini şöyle özetleyebiliriz;
Örümcek ilk olarak arka kısmından ipek bir lif salar ve bunun rüzgarda uçuşup herhangi bir yere takılmasını bekler. Bu ipek lif, köprü görevi gören bir hat oluşturur. Bu yolla örümcek herhangi bir akıntıya ya da bir engele karşı bile ağ yapabilmektedir.
Örümcek daha sonra normal olarak dikey doğrultuda bitkilerin arasına ya da toprağa iner ve ipek teli bir “Y” şekli oluşturacak biçimde sabitleştirir. Ortaya çıkan bu “Y” şekli ağın temelidir ve ağın merkezi “Y”nin üç kolunun birleştiği yerde olacaktır.
Daha sonra sırayı, her biri merkeze tutturulmuş kendi radyal (merkezden dışa doğru) tellerine sahip olan dış çerçeve telleri alır. Kimi zaman ağını sağlamlaştırmak içinse ek çerçeve ve destek telleri üretebilir. Örümcek ağ kurma işlemine kalan yarıçapları doldurarak devam eder. Bu yarıçaplar her zaman, ilk yarıçapın bitişiğinde sabit bir açı ile döşenir.
Merkez üzerinde bir-iki fazla dönüşten sonra, örümcek çerçeve yönünde hareket ederek geçici sarmala başlar. Bu işi tamamladığında geri dönüp içeri doğru ilerlerken, geçici sarmalı yarıçaplar arasında geçiş için kullanarak yapışkan olan kalıcı sarmalı döşer.
En son olarak önceden örmüş olduğu geçici sarmal ipeği yer. Kalıcı sarmalın sargıları daha sonra eşit aralıklarla bölünür. (Bilim ve Teknik Ansiklopedisi, Görsel Yayıncılık, Cilt 5, s. 1093) Bu aşamalar sonucunda da örümcek ağı inşa edilmiş olur.
Örümcek Ağındaki Özel Geometrik Düzen Avlanmayı Nasıl Kolaylaştırır?
Örümcekler salgıladıkları ipek lifleri ağ çerçevesinin kesişen kenarlarına keskin açılarla döşer. Bu sayede örümceğin avlanma alanı çizilmiş olur. Örümceklerin ağlarını incelediğimizde ağın merkezinden çevredeki dallara ya da yeşilliklere bağlanmış olan her ipliğin, üzerinden geçtiği her sarmal eğri ile yaptığı açının “sabit” olduğunu görürüz. Özellikle bahçe örümceklerinin ağlarında gözlemlenebilen bu özel geometrik tasarım, örümceğe avlanmak için büyük bir avantaj sağlar. Sarmal eğrilerden meydana gelen bu ağlar, görünmezlik ve geniş yakalama alanının eşsiz bir kombinasyonu olduğundan, uçan böcekleri yakalamada çok etkilidir. Ağı oluşturan sarmal eğriler merkezden çevreye doğru sürekli büyümelerine rağmen, ağın genel görünümünde hiçbir değişiklik meydana gelmez. Bu nedenle ağdaki her sarmal eğri, ağın boşlukta kapladığı alanı sürekli olarak sabit bir oranda genişlettiğinden ortaya çıkan şekil, uçan bir böceğin yakalanması için kullanılabilecek en mükemmel yapıdır.
Peki beyin benzeri bir yapıdan bile yoksun örümcek, böyle üstün bir tekniği nasıl kullanabilmektedir? Örümceğin böyle bir tekniği kullanabilmesi için, bunu kendine ilham eden bir “irade sahibine” ihtiyacı vardır. Bu irade örümceğin kendisine ait değildir. Bu iradenin sahibi; her şeyin sahibi olan, her şeye gücü yeten, bütün canlıları yönlendiren, yapmaları gereken şeyleri onlara ilham eden Allah’tır.
Bahçe örümceklerinin ağ yapılarıyla ilgili bilimsel bir kaynakta, bu ağların böcekleri yakalamada çok etkili olduğu ve bunun da ağın sarmal yapısından kaynaklandığı şöyle açıklanır:
“Küre ağ (Eşit açılı sarmal özellik gösteren ağlara küre ağ da denmektedir.) tam anlamıyla uçan böcekleri yakalamak üzere hazırlanmıştır. Ağa temel oluşturacak birkaç liften yapılmış bir çerçeve, çok daha sağlam başka liflerle bitkilere tutturulur ve radyal düzenli lifler çerçeveye çaprazlama bağlanır. %30’luk bir esneme payına sahip tutunma ipeğinden yapılır. Dayanıklılıkları ve ‘esneklikleri’, ağır uçan böceklerin çarpmalarını ya da rüzgara karşı koyabilmelerini sağlar. Bunlar, birbirine çok yakın aralıklara bölünmüş, sinekleri yakalayan yapışkan bir iplik spiralini (sarmalını) taşırlar.” (Bilim ve Teknik Ansiklopedisi, Görsel Yayınları, Cilt 5, s. 1091-1092)
Örümceğin İplikçik Üretme Mekanizması
Her örümcek, farklı işlevler için farklı niteliklere sahip iplikler üretir. Diatematus isimli örümcek, karnındaki salgı bezlerini kullanarak yedi farklı tipte ipek üretebilir. Bu üretim metodunun benzerleri günümüzde birçok tekstil makinesinde kullanılmaktadır. Ancak bu örümcekteki birkaç milimetreküplük üretim yeri, tekstil makinelerinin devasa boyutları ile kıyas bile kabul etmez. Örümceğin bir başka üstünlüğü ise ürettiği ipliğin tamamen geri dönüşümlü olmasıdır. Örümcek bozulan ağını yiyerek yeniden iplikçik üretebilir. Tekstil makinelerinden daha üstün özelliklere sahip olan örümceklerdeki iplik üretme mekanizması Allah’ın yarattığı harikalardan yalnızca bir tanesidir.
Bir Kuran ayetinde Allah’ın her şeyin ilmine ve bilgisine sahip olduğu şöyle haber verilmiştir:
“Kıyamet-saatinin ilmi O’na döndürülür. O’nun ilmi olmaksızın, hiçbir meyve tomurcuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Onlara: “Benim ortaklarım nerede” diye sesleneceği gün, dediler ki: “Sana arzettik ki, bizden hiçbir şahid yok.” (Fussilet Suresi, 47)
Dünyanın En Amansız Tuzağı
Örümcek ağına takılan bir hayvan için yapacak fazla bir şey yoktur. Kurulan tuzak o kadar ustalıkla hazırlanmıştır ki, kurban çırpındıkça esnekliğini kaybederek, avı daha sıkı sarar. Kurban zamanla tamamen güçsüz düştükçe, ağ da ilk haline göre defalarca daha sağlam ve sert bir hale gelir. Böylece bir köşede avının çırpınışını izleyen örümcek, sonunda tamamen bitkin düşmüş, kapana kısılmış, çaresizlik içindeki avını rahatça öldürebilir. Normalde olması beklenen, böcek çırpındıkça ağın deforme olması ve kısa sürede hayvanın tuzaktan kurtulmasıdır.
Fakat bunun tam tersi gerçekleşir ve ağ katılaşarak böceği hareketsiz bırakır. Peki nasıl olur da bir ağ, yakalanan av çırpındıkça daha sağlam bir hale gelebilir? Örümceğin yakalama ipeği, havadaki nemin de etkisiyle yeni bir yapıya dönüşmektedir. Bu şöyle gerçekleşir. Çekirdek liflerinin elastikliği ısıya bağlıdır. Avın kinetik enerjisi ısıya çevrildiğinden entropi artar, iplik ısınır. Bu da çekirdek liflerinin daha kuvvetli olmasını sağlar. Böylece avın enerjisi yakalama kapasitesi daha da artar.
Kısacası ağa yakalanan avın hayatta kalabilmek için yaptığı son çırpınışları kendi sonunu hazırlar. Avın son enerjisi, ağın sağlamlığının artırılması için kullanılır. Ağ, hayvanı tamamen hareketsiz bırakana kadar sertleşir. Bu özellikleri yüzünden örümcek ağı doğada bulunan en acımasız tuzaktır.
Kullanım Amacına En Uygun İplikler
Örümcekler farklı amaçlar için farklı iplikler üretirler. Örneğin bir bahçe örümceği ağını kurarken, dört-beş farklı özellikte iplik kullanır:
Tutunma iplikleri; örümcek bu ip yardımıyla bir asansör gibi yukarı aşağı inip çıkabilir.
Temel ağ iplikleri; örümcek ağının iskeletini oluşturan son derece sağlam ipliklerdir.
Yapışkan iplikler; avın yakalanmasını ve hareketsiz hale getirilmesini sağlayan iplikler.
Birleştirme iplikleri; ağdaki iplikleri birbirine bağlayan özel iplikler.
Sarma Şeritleri; yakalanan avı örümceğin sarıp paketlediği sarma iplikleri ve daha birçok özel görev için farklı iplikler.
Buraya kadar verilen örneklerde görünen odur ki örümcek, birçok ihtiyacı ayrı ayrı gözetilerek ve bu ihtiyaçları karşılayacak en ideal yapıya sahip kılınarak yaratılmıştır. Eğer bu ihtiyaçların biri veya birkaçı karşılanmazsa bu bütün türün sonu olur. Bu da evrim masalının varsayımlarını tamamen geçersiz kılan bir gerçektir. Bu gerçeğe göre, örümceğin özelliklerini evrim teorisinin iddia ettiği gibi zaman içinde kazanmış olması söz konusu olamaz.
Hiçbir aklı ve bilinci olmayan bir örümceğin kendine geometrik açıdan kusursuz sarmal ağlar örebilmesi, bozulduğunda şeklini hatasız olarak tekrar düzeltmesi ve işlevsel olarak mükemmel bir şekilde kullanılması, bu canlıların Rabbimiz’in ilhamıyla ve O’nun bilgisi dahilinde hareket ettiklerini açıkça göstermektedir. Yarattığı her varlıkta Kendi varlığını, sanatını ve gücünü hissettiren, göklerin, yerin ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah’tır.
(alıntı harun yahya orumcekmucizesi)
Hayvanlar aleminin en kalabalık canlı gruplarından olan örümceklerin pek çok mucizevi ve dikkat çekici özelliği vardır. Bunlardan bir tanesi de sahip oldukları geometri bilgisi ve bu bilgiyle tasarlayıp kurdukları mimari harikası ağlarıdır. Peki örümcekler bu ağları nasıl kurarlar? Ağlarını kurarlarken nelere dikkat ederler?
Örümcekler gerek dikkat çekici görünümleri gerekse de yaratılışında bulundurduğu özellikleriyle doğadaki en dikkat çekici canlılardan bir tanesidir. Örümcekler, doğada yaklaşık 37 bin farklı türüyle kara omurgasızları arasında böceklerden sonraki en kalabalık canlılardır. Böceklerle beslenen bu canlılar, avlanma konusunda üstün kusursuz teknikler kullanmaktadırlar. Avlarını ağ kurarak yakalayan örümceklerin, hiçbir canlının yapamadığı bu zor işlemi kolaylıkla yapabilmeleri ise ağın hammaddesi olan ipeğin yapısına ve ağlardaki özel geometrik düzene bağlıdır.
Peki örümcekler bu kusursuz yapıdaki ağlarını hangi aşamalarla örerler?
Kusursuz Bir Tuzak: Örümcek Ağı
Ağ kurarak avlanan örümceklerin birçoğu ağlarını birkaç telden oluşan ve özel bir şekle sahip olan üç boyutlu bir biçimde inşa ederken bazıları da ağlarını eşit açılı sarmal şekilde örerler. Özellikle “Eriopharo”, “Araneus Diadematus” ve “Eperia” gibi bahçe örümceği türlerinin ağlarındaki eğriler ve dairesel kavisler incelendiğinde bunların, eşit açılı sarmal şekli oluşturan eğriler olduğu görülmüştür. Bu örümceklerin sarmal ağ örme yöntemleri birbirleriyle aynıdır. Bilim adamları bu örümceklerin sarmal şeklindeki bir ağı nasıl kurduklarını görmek ve kullandıkları örme yöntemini ortaya çıkarmak için pek çok araştırma ve deneyler yapmışlardır. Bu araştırmalardan biri de, 25-30 dakika içinde sarmal bir ağ ören ve “Araneus Diadematus” adı verilen örümcek hakkındadır.
Araştırmacılar bu örümceği dikkatle incelemiştir. Ortaya çıkan sonuç ise oldukça dikkat çekicidir.
Örümceğin Ağ Örme Aşamaları
Bu örümceğin ağ kurarken nasıl hareket ettiğini şöyle özetleyebiliriz;
Örümcek ilk olarak arka kısmından ipek bir lif salar ve bunun rüzgarda uçuşup herhangi bir yere takılmasını bekler. Bu ipek lif, köprü görevi gören bir hat oluşturur. Bu yolla örümcek herhangi bir akıntıya ya da bir engele karşı bile ağ yapabilmektedir.
Örümcek daha sonra normal olarak dikey doğrultuda bitkilerin arasına ya da toprağa iner ve ipek teli bir “Y” şekli oluşturacak biçimde sabitleştirir. Ortaya çıkan bu “Y” şekli ağın temelidir ve ağın merkezi “Y”nin üç kolunun birleştiği yerde olacaktır.
Daha sonra sırayı, her biri merkeze tutturulmuş kendi radyal (merkezden dışa doğru) tellerine sahip olan dış çerçeve telleri alır. Kimi zaman ağını sağlamlaştırmak içinse ek çerçeve ve destek telleri üretebilir. Örümcek ağ kurma işlemine kalan yarıçapları doldurarak devam eder. Bu yarıçaplar her zaman, ilk yarıçapın bitişiğinde sabit bir açı ile döşenir.
Merkez üzerinde bir-iki fazla dönüşten sonra, örümcek çerçeve yönünde hareket ederek geçici sarmala başlar. Bu işi tamamladığında geri dönüp içeri doğru ilerlerken, geçici sarmalı yarıçaplar arasında geçiş için kullanarak yapışkan olan kalıcı sarmalı döşer.
En son olarak önceden örmüş olduğu geçici sarmal ipeği yer. Kalıcı sarmalın sargıları daha sonra eşit aralıklarla bölünür. (Bilim ve Teknik Ansiklopedisi, Görsel Yayıncılık, Cilt 5, s. 1093) Bu aşamalar sonucunda da örümcek ağı inşa edilmiş olur.
Örümcek Ağındaki Özel Geometrik Düzen Avlanmayı Nasıl Kolaylaştırır?
Örümcekler salgıladıkları ipek lifleri ağ çerçevesinin kesişen kenarlarına keskin açılarla döşer. Bu sayede örümceğin avlanma alanı çizilmiş olur. Örümceklerin ağlarını incelediğimizde ağın merkezinden çevredeki dallara ya da yeşilliklere bağlanmış olan her ipliğin, üzerinden geçtiği her sarmal eğri ile yaptığı açının “sabit” olduğunu görürüz. Özellikle bahçe örümceklerinin ağlarında gözlemlenebilen bu özel geometrik tasarım, örümceğe avlanmak için büyük bir avantaj sağlar. Sarmal eğrilerden meydana gelen bu ağlar, görünmezlik ve geniş yakalama alanının eşsiz bir kombinasyonu olduğundan, uçan böcekleri yakalamada çok etkilidir. Ağı oluşturan sarmal eğriler merkezden çevreye doğru sürekli büyümelerine rağmen, ağın genel görünümünde hiçbir değişiklik meydana gelmez. Bu nedenle ağdaki her sarmal eğri, ağın boşlukta kapladığı alanı sürekli olarak sabit bir oranda genişlettiğinden ortaya çıkan şekil, uçan bir böceğin yakalanması için kullanılabilecek en mükemmel yapıdır.
Peki beyin benzeri bir yapıdan bile yoksun örümcek, böyle üstün bir tekniği nasıl kullanabilmektedir? Örümceğin böyle bir tekniği kullanabilmesi için, bunu kendine ilham eden bir “irade sahibine” ihtiyacı vardır. Bu irade örümceğin kendisine ait değildir. Bu iradenin sahibi; her şeyin sahibi olan, her şeye gücü yeten, bütün canlıları yönlendiren, yapmaları gereken şeyleri onlara ilham eden Allah’tır.
Bahçe örümceklerinin ağ yapılarıyla ilgili bilimsel bir kaynakta, bu ağların böcekleri yakalamada çok etkili olduğu ve bunun da ağın sarmal yapısından kaynaklandığı şöyle açıklanır:
“Küre ağ (Eşit açılı sarmal özellik gösteren ağlara küre ağ da denmektedir.) tam anlamıyla uçan böcekleri yakalamak üzere hazırlanmıştır. Ağa temel oluşturacak birkaç liften yapılmış bir çerçeve, çok daha sağlam başka liflerle bitkilere tutturulur ve radyal düzenli lifler çerçeveye çaprazlama bağlanır. %30’luk bir esneme payına sahip tutunma ipeğinden yapılır. Dayanıklılıkları ve ‘esneklikleri’, ağır uçan böceklerin çarpmalarını ya da rüzgara karşı koyabilmelerini sağlar. Bunlar, birbirine çok yakın aralıklara bölünmüş, sinekleri yakalayan yapışkan bir iplik spiralini (sarmalını) taşırlar.” (Bilim ve Teknik Ansiklopedisi, Görsel Yayınları, Cilt 5, s. 1091-1092)
Örümceğin İplikçik Üretme Mekanizması
Her örümcek, farklı işlevler için farklı niteliklere sahip iplikler üretir. Diatematus isimli örümcek, karnındaki salgı bezlerini kullanarak yedi farklı tipte ipek üretebilir. Bu üretim metodunun benzerleri günümüzde birçok tekstil makinesinde kullanılmaktadır. Ancak bu örümcekteki birkaç milimetreküplük üretim yeri, tekstil makinelerinin devasa boyutları ile kıyas bile kabul etmez. Örümceğin bir başka üstünlüğü ise ürettiği ipliğin tamamen geri dönüşümlü olmasıdır. Örümcek bozulan ağını yiyerek yeniden iplikçik üretebilir. Tekstil makinelerinden daha üstün özelliklere sahip olan örümceklerdeki iplik üretme mekanizması Allah’ın yarattığı harikalardan yalnızca bir tanesidir.
Bir Kuran ayetinde Allah’ın her şeyin ilmine ve bilgisine sahip olduğu şöyle haber verilmiştir:
“Kıyamet-saatinin ilmi O’na döndürülür. O’nun ilmi olmaksızın, hiçbir meyve tomurcuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Onlara: “Benim ortaklarım nerede” diye sesleneceği gün, dediler ki: “Sana arzettik ki, bizden hiçbir şahid yok.” (Fussilet Suresi, 47)
Dünyanın En Amansız Tuzağı
Örümcek ağına takılan bir hayvan için yapacak fazla bir şey yoktur. Kurulan tuzak o kadar ustalıkla hazırlanmıştır ki, kurban çırpındıkça esnekliğini kaybederek, avı daha sıkı sarar. Kurban zamanla tamamen güçsüz düştükçe, ağ da ilk haline göre defalarca daha sağlam ve sert bir hale gelir. Böylece bir köşede avının çırpınışını izleyen örümcek, sonunda tamamen bitkin düşmüş, kapana kısılmış, çaresizlik içindeki avını rahatça öldürebilir. Normalde olması beklenen, böcek çırpındıkça ağın deforme olması ve kısa sürede hayvanın tuzaktan kurtulmasıdır.
Fakat bunun tam tersi gerçekleşir ve ağ katılaşarak böceği hareketsiz bırakır. Peki nasıl olur da bir ağ, yakalanan av çırpındıkça daha sağlam bir hale gelebilir? Örümceğin yakalama ipeği, havadaki nemin de etkisiyle yeni bir yapıya dönüşmektedir. Bu şöyle gerçekleşir. Çekirdek liflerinin elastikliği ısıya bağlıdır. Avın kinetik enerjisi ısıya çevrildiğinden entropi artar, iplik ısınır. Bu da çekirdek liflerinin daha kuvvetli olmasını sağlar. Böylece avın enerjisi yakalama kapasitesi daha da artar.
Kısacası ağa yakalanan avın hayatta kalabilmek için yaptığı son çırpınışları kendi sonunu hazırlar. Avın son enerjisi, ağın sağlamlığının artırılması için kullanılır. Ağ, hayvanı tamamen hareketsiz bırakana kadar sertleşir. Bu özellikleri yüzünden örümcek ağı doğada bulunan en acımasız tuzaktır.
Kullanım Amacına En Uygun İplikler
Örümcekler farklı amaçlar için farklı iplikler üretirler. Örneğin bir bahçe örümceği ağını kurarken, dört-beş farklı özellikte iplik kullanır:
Tutunma iplikleri; örümcek bu ip yardımıyla bir asansör gibi yukarı aşağı inip çıkabilir.
Temel ağ iplikleri; örümcek ağının iskeletini oluşturan son derece sağlam ipliklerdir.
Yapışkan iplikler; avın yakalanmasını ve hareketsiz hale getirilmesini sağlayan iplikler.
Birleştirme iplikleri; ağdaki iplikleri birbirine bağlayan özel iplikler.
Sarma Şeritleri; yakalanan avı örümceğin sarıp paketlediği sarma iplikleri ve daha birçok özel görev için farklı iplikler.
Buraya kadar verilen örneklerde görünen odur ki örümcek, birçok ihtiyacı ayrı ayrı gözetilerek ve bu ihtiyaçları karşılayacak en ideal yapıya sahip kılınarak yaratılmıştır. Eğer bu ihtiyaçların biri veya birkaçı karşılanmazsa bu bütün türün sonu olur. Bu da evrim masalının varsayımlarını tamamen geçersiz kılan bir gerçektir. Bu gerçeğe göre, örümceğin özelliklerini evrim teorisinin iddia ettiği gibi zaman içinde kazanmış olması söz konusu olamaz.
Hiçbir aklı ve bilinci olmayan bir örümceğin kendine geometrik açıdan kusursuz sarmal ağlar örebilmesi, bozulduğunda şeklini hatasız olarak tekrar düzeltmesi ve işlevsel olarak mükemmel bir şekilde kullanılması, bu canlıların Rabbimiz’in ilhamıyla ve O’nun bilgisi dahilinde hareket ettiklerini açıkça göstermektedir. Yarattığı her varlıkta Kendi varlığını, sanatını ve gücünü hissettiren, göklerin, yerin ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah’tır.
(alıntı harun yahya orumcekmucizesi)