Néppox
Kayıtlı Üye
'Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor' kitabında Diyarbakır, İstanbul, Lübnan, Ermenistan, ABD ve Kanada'da yaşayan 16 Diyarbakırlı Ermeni'nin hikayeleri, kendi ağızlarından aktarılıyor.
Hrant Dink Vakfı'nın 2012 yılı içerisinde yürüttüğü sözlü tarih çalışması çerçevesinde yapılan mülakatlardan derlenen Sessizliğin Sesi II - Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor başlıklı kitap, raflardaki yerini aldı.
Kitapta Diyarbakır, İstanbul, Lübnan, Ermenistan, ABD ve Kanada'da yaşayan 16 Diyarbakırlı Ermeni'nin hikayeleri, kendi ağızlarından aktarılıyor.
Bu çalışma, Diyarbakırdaki Ermenilerin kültürel varlığını yeniden tasavvur etme, bir tür kurma girişimidir. Kentin, 1980li yıllara kadar kullanılan, ancak daha sonra cemaatsizlik nedeniyle hızla harabe halini alan Surp Giragos Ermeni Kilisesinin, yakın tarihte, Diyarbakır Belediyesi ve Ermeni kurumlarının işbirliğiyle restore edilerek yeniden ibadete açılmış olması, bu tasavvur ve yeniden kurma girişimleri açısından büyük bir önem taşıyor. Bu kitap da, bu anlamda, yitik bellek denizini oluşturan damlalardan biridir.
Bu kitapta yer alan anlatıları okurken, sözlü tarihin türlü cilvelerini düşünmeden edemedim. Bunlar arasında, hayat hikâyelerinin dinleyicisini hakikate çağrısı, farklı iktidar katmanlarının duygular ekseninden ifadesi, ve belki de bu kadim şehrin, herkesin, her şeyin üstünden bizlere müstehzi bakışı var. Sessizliğin sesi kadar, Diyarbakırın bize yüklediği duygusal ağırlığı da hissetmemek mümkün değil bu anlatılarda. Bugünün çok-yerli yerelliği içinde bile hâlâ kendisi olmayı sürdürebilen şehirlerimiz var. Diyarbakır Ermenileri konuşurken, insan ister istemez, yılların sırlarının şehrin surlarından çıkıp bize sorduğu yeni sorular üzerine tefekkür ediyor.