buğlem
Bayan Üye
'Diplomasi bitince bağnazlık başlar'
4. Büyükelçiler Konferansı'nda Bağış ve Babacan Türkiye'nin elçilerine "AB'deki Ekonomik Kriz ve Olası Sonuçları" konusunda öngörülerini anlattı
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara'da devam eden 4. Büyükelçiler Konferansı'nda büyükelçilere "AB'deki Ekonomik Kriz ve Olası Sonuçları" konusunda sunum yaptı. Türk büyükelçilerinin kendileri için gurur vesilesi olduğunu söyleyen Bağış, diplomasinin bittiği yerde Fransa örneğinde görüldüğü üzere bağnazlığın başladığını, bu tasarının hiçbir mantıkla izah edilemeyecek, akla ziyan bir tasarı olduğunu, ilişkileri siyasi istismara kurban ettiğini vurguladı. AB sürecindeki en önemli sorunun önyargılar olduğunu, ancak bu sürecin Türkiye için çok önemli olduğunu, Türk halkının reformlar sayesinde özgüven kazandığını aktaran Bağış, "AB batıyor, zaten bizi de istemiyorlar, ne işimiz olur AB'yle demek, işin kolayına kaçmaktır" dedi.
POPÜLİZM VE AB
Babacan da bugünlerde AB'deki sıkıntıları bahane ederek, bunu da mazeret göstererek, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini daha fazla sorgulayanlar olduğunu söyledi. AB'ye üyelik sürecinin Türkiye'ye çok şeyler kazandıracağına inandıklarını, bu nedenle üyelik sürecini sürdürdüklerini ifade eden Babacan, AB'nin bir değerler ve idealler birlikteliği olduğunu, Türkiye'nin de bu değerleri benimsemesi gerektiğini vurguladı. Şu anda da hala aynı noktada olduklarını, bu konuda, asla bir taviz olmadığını, asla bir acaba bulunmadığını kaydeden Babacan, bugün AB'deki en büyük sorunun, kendilerinin belirledikleri değerleri ve idealleri ve koydukları prensiplere, kurallara uymamalarından kaynaklandığını söyledi. Babacan, geçen hafta Fransa'da yapılan oylamaya değinerek, bu oylamanın sonucunda AB'yi AB yapan çok temel değerlerin ve ifade özgürlüğünün hiçe sayıldığı bir karar alındığını belirtti. Bunların bir hata olduğunu ifade eden Babacan, "Ama bizim kendi iç reformlarımız açısından ve siyasi reformlarımız açısından, AB'nin kriterleri, standartları, normları hala Türkiye için son derece önemli" dedi. Babacan, Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin ve daha iyi bir demokrasi için, AB kriterlerini hala önemsediklerini kaydetti. Babacan, "Bizim önümüzdeki dönemde üyelik olsun olmasın, üyelik tarihi ne olursa olsun, hedeflerimizin orada sağlam şekilde durması ve bu yönde ilerlememizin Türkiye'ye büyük faydası var. Bu sebeple, AB üyelik sürecini asla popülizm kurbanı etmemeliyiz" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da konferansa katılan Türkiye'nin yurtdışındaki 200'e yakın büyükelçisine önceki akşam verdiği akşam yemeğinde devletlerin gücünde son krizle birlikte güç algısının değiştiğini ve artık ekonominin askeri, stratejik ve siyasi gücün önüne geçtiğini söyledi. Davutoğlu, "Eskiden her girdiği yerde büyük itibar gören bazı ülkelerin dışişleri bakanları, büyükelçileri şimdi hafif acıyan simalarla onlara bakılan büyükelçiler, diplomatlar veya dışişleri bakanları oldular" ifadesini kullandı.
ANKARA
4. Büyükelçiler Konferansı'nda Bağış ve Babacan Türkiye'nin elçilerine "AB'deki Ekonomik Kriz ve Olası Sonuçları" konusunda öngörülerini anlattı
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara'da devam eden 4. Büyükelçiler Konferansı'nda büyükelçilere "AB'deki Ekonomik Kriz ve Olası Sonuçları" konusunda sunum yaptı. Türk büyükelçilerinin kendileri için gurur vesilesi olduğunu söyleyen Bağış, diplomasinin bittiği yerde Fransa örneğinde görüldüğü üzere bağnazlığın başladığını, bu tasarının hiçbir mantıkla izah edilemeyecek, akla ziyan bir tasarı olduğunu, ilişkileri siyasi istismara kurban ettiğini vurguladı. AB sürecindeki en önemli sorunun önyargılar olduğunu, ancak bu sürecin Türkiye için çok önemli olduğunu, Türk halkının reformlar sayesinde özgüven kazandığını aktaran Bağış, "AB batıyor, zaten bizi de istemiyorlar, ne işimiz olur AB'yle demek, işin kolayına kaçmaktır" dedi.
POPÜLİZM VE AB
Babacan da bugünlerde AB'deki sıkıntıları bahane ederek, bunu da mazeret göstererek, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini daha fazla sorgulayanlar olduğunu söyledi. AB'ye üyelik sürecinin Türkiye'ye çok şeyler kazandıracağına inandıklarını, bu nedenle üyelik sürecini sürdürdüklerini ifade eden Babacan, AB'nin bir değerler ve idealler birlikteliği olduğunu, Türkiye'nin de bu değerleri benimsemesi gerektiğini vurguladı. Şu anda da hala aynı noktada olduklarını, bu konuda, asla bir taviz olmadığını, asla bir acaba bulunmadığını kaydeden Babacan, bugün AB'deki en büyük sorunun, kendilerinin belirledikleri değerleri ve idealleri ve koydukları prensiplere, kurallara uymamalarından kaynaklandığını söyledi. Babacan, geçen hafta Fransa'da yapılan oylamaya değinerek, bu oylamanın sonucunda AB'yi AB yapan çok temel değerlerin ve ifade özgürlüğünün hiçe sayıldığı bir karar alındığını belirtti. Bunların bir hata olduğunu ifade eden Babacan, "Ama bizim kendi iç reformlarımız açısından ve siyasi reformlarımız açısından, AB'nin kriterleri, standartları, normları hala Türkiye için son derece önemli" dedi. Babacan, Türkiye'deki demokratikleşme sürecinin ve daha iyi bir demokrasi için, AB kriterlerini hala önemsediklerini kaydetti. Babacan, "Bizim önümüzdeki dönemde üyelik olsun olmasın, üyelik tarihi ne olursa olsun, hedeflerimizin orada sağlam şekilde durması ve bu yönde ilerlememizin Türkiye'ye büyük faydası var. Bu sebeple, AB üyelik sürecini asla popülizm kurbanı etmemeliyiz" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da konferansa katılan Türkiye'nin yurtdışındaki 200'e yakın büyükelçisine önceki akşam verdiği akşam yemeğinde devletlerin gücünde son krizle birlikte güç algısının değiştiğini ve artık ekonominin askeri, stratejik ve siyasi gücün önüne geçtiğini söyledi. Davutoğlu, "Eskiden her girdiği yerde büyük itibar gören bazı ülkelerin dışişleri bakanları, büyükelçileri şimdi hafif acıyan simalarla onlara bakılan büyükelçiler, diplomatlar veya dışişleri bakanları oldular" ifadesini kullandı.
ANKARA