Dİnde Zorlama Yoktur Derken?

TSunami_61

Kayıtlı Üye
ALLAH' a sonsuz hamd-ü senâlar olsun ki hepimiz veya çoğumuz müslüman bir aileden geldik ve yine sonsuz defa şükürler olsun ki müslüman olduk. (Kal-û Belâ'dan beri) Şimdi ise tüm temennimiz yine müslüman bir şekilde halis bir ölüm ile ebediyete göçmektir.

Hepimizin bildiği gibi dünyanın başlangıcından bu yana gelmiş geçmiş tüm peygamber efendilerimiz (a.s.) , insanları, gücü yettiğince, ALLAH 'ın emir ve nehiylerini biz insanlara bildirmek için türlü türlü ezâ ve cefalara katlanarak Hak dinlere davet etmişlerdir. Bu mukaddes görevi yerine getirirken de asla insanları her hangi bir dine bağlamak için zorlamamışlardır. Zaten ALLAH-Û TEÂLÂ insanları dine çağırırken peygamberleri uyararak "Onları dinde zorlamayın" şeklinde talimat vermiştir.

Peki "dinde zorlama yoktur" deyişinden ne anlıyoruz? Evet. Dinde zorlama yoktur. Ama bu bazı müslüman arkadaşların dediği gibi (ALLAH onlara ve hepimize hidayet versin) şu anlama gelmiyor: "Ben istersem ibadet yaparım ister yapmam. Kimseyi ilgilendirmez. Her koyun kendi bacağından asılır. Herkesin yaptığı ibadet kendine."

Değerli Müslüman Kardeşlerim;

İnsanlar dinlerini seçmek için özgür bırakılmışlardır. Veya hiç bir dine mensup olmamakta bizim özgürlüğümüzdendir. Ne zaman ki bir dine bağlandığımızda O dinin, dini vecibelerini yerine getirmek zorundayız. Yani burda bahsedilen "dinde zorlama yoktur" tabirinin anlamı; "Ben istersem ibadet yaparım" değil, "Ben istediğim dini seçerim veya hiçbir dine inanmam" anlamındadır. Bizim özgürlüğümüz istediğimiz dini seçene kadardır. İstediğimiz dini seçmekle özgür kılındık. İbadetleri yapıp yapmamakta özgür değiliz. İbadet konusunda özgürlüğümüz biter. İşte bu yüzden Yüce ALLAH, kutsal kitabımız Kur' an ' ı Kerîm de bizlere "Ey İman Edenler! 5 vakit namaza devam ediniz ve onu yakınlarınıza ve diğerlerine (inananlara) tembihleyiniz" şeklinde emretmektedir. Bu bağlamda biz "Ben ne zaman istersem o zaman ibadet yaparım. Kimseyi ilgilendirmez" deme lüksüne sahip değiliz. İki elimiz kanda da olsa 5 vakit namazı kılmak mecburiyetindeyiz ve birbirimize ikaz etmek zorundayız.

Yalnız burada unutulmaması gereken bir husus daha günyüzüne çıkıyor. Din seçiminde veya dinsiz olarak hayat sürmekte özgürüz demiştik. Elbetteki bununda bir sonucu vardır. Bununda bir bağlayıcı müeyyidesi vardır. Biz istediğimiz dini seçmesine seçeceğiz veya dinsiz kalmayı tercih ederiz ama bir de bunun hesaplaşması var. Bunu da gözardı etmememiz gerekiyor. Nedir bu hesaplaşma? Müslüman olan bizler için bu sorunun cevabı çok basit. Çünkü ahiret gününe iman ediyoruz. Herkes seçtiği dinden ve diğer tüm amellerinden hesaba çekilecektir. Şuurlu bir müslüman ve/veya insan daima ahiret gününü, ALLAH a vereceğimiz hesabı sürekli aklında tutar ve ona göre dinini seçer, ona göre dini vecibelerini yerine getirir.

Değerli Arkadaşlar;

Herhangi bir müslüman kardeşimiz bize dini vecibeler hakkında uyarı yaptığında, bu hiç ağrımıza gitmesin kalbimiz kırılmasın. Bilin ki o kardeşimiz bizim iyiliğimiz için bizi uyarmıştır. Çünkü var mı bizim birbirimizin ibadetinden bir çıkarımız veya menfaatimiz? Hayır yok. O halde biz birbirimizi ALLAH RIZASI için ikaz edicez ve hep birlikte ibadetlerimize ve salih amel işler yapmaya devam edeceğiz. Tabi bunu yaparken müslüman kardeşimizi hafife alarak veya başkalarının yanında rencide edecek şekilde değil. O' nun anlayacağı şekilde ve mümkünse tenha bir kenara çekerek O'nunla yalnız görüşerek uyarmalıyız. Başkalarının yanında bağırarak küçük düşürerek uyarırsak bu da yanlış olur ve hakiki müslümana yakışmayan bir davranıştır.

ALLAH-Û ZÛL CELAL hepimizin yaptığı ibadetleri en güzel şekilde kabule şayan buyursun ve Bizleri Hak Din üzerine öldürsün. Hepinize sağlık, esenlik, bereket, bol kazançlı günler dilerim müslüman kardeşlerim. Saygı ve Sevgilerimle.. ALLAH' ın selamı saadeti ve hidayeti üzerimize olsun. Es-Selâmü Aleyküm ve Rahmetullah...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst