Zor günler geçiriyor Beşiktaşım.Bir takım kara, derin adamlar çıktı yine ortaya.Sessizliğimizi korkudan sanan mendeburlar.Oysa çok iyi biliyorlar,bir kez görünsek yetecek onlara.Çünki yine çok iyi biliyorlarki bizde öyle kongre hesabı falan yok,biz bu grup,şu grup falan değil Beşiktaşlıyız.
Gördükleri her gölgede Beşiktaş askerinin ayak sesini duyuyorlar.Her kapı çalındığında Kartal Pençeler var ardında diyorlar.
Fakat gaflette halen birileri hemde içimizde.Anlarız ayaktayı prangayı,eldeki zinciri,boyundaki ilmiği ama dillere ne oldu.Neden susuyor Beşiktaş Dernekleri,kulübü yönetenler,kongre üyelerinin çoğu.İşaretmi gerekiyor Beşiktaş haksız ithamlara uğrayınca cevap vermek için.
Merak etmesinler perdeleri aralayıp geceleri öperiz onların yerinede.Kartalın kanadına iliştiririz sevdamızı.Her kanat çırpışında hatırlasın yalnız kalmasın diye bizi.Biliyorlarmıki,biz nöbetteyiz yine geceleyin,şafağa kadar yeni sabahlamalar için.Gözpınarlarımızda Barbarosun çakıl taşları var,ağlamalar değil.
Hasretimizide kurban ederiz gerekirse,bir kem söze.Keşke oralardaki arkadaşlarda tutsaydı Karakartalın kanadından,ses vermeselerde sessiz çığlık olabilselerdi,hüznün kapıyı araladığı şu günlerde.
Biz Beşiktaş sevdasından değil,sevgin tükenipte,sonsuz boşluğa hapsolacağından korkuyoruz ,prangalı diller adına.Yağmurlara muhtaçken,sürülmüş bulutlar gibi terketmesin arkadaşlarımız bizi.Zira dönmezki bu yolun yolcuları.
İki dudağınızın arasına oya yapsın bezgin satırlarınız.Hayat verin Beşiktaş sokaklarına.
Gurur değil sizinkisi köşebaşlarını tutan,mahcubiyetse asla,Öyleyse ne bekliyorsunuz.Adamlar oyuncağını kaybetmiş çocuklar gibi ağlıyor.Oysa oyuncağı çalan ta kendileri.
Yalnızlıklar ülkesinde bırakmayın gökyüzünün Siyah Beyaz renklerini.Gecenin bir yarısada olsa daha geç değil,kalkın uyanın dal uykunuzdan.Tan vakti dinlemez hiç bir şeyi.Beşiktaşa dair ne varsa dökün kağıda sarılın kaleme,bu kadar zormu hakkımızı savunmak.Boşaltın duygularınızı zembereğinden,,bir kez olsun beklemeyin emireri gibi.
Kartalım biz her göz kırpmanda,yol gösteriyorsun umuda.Bu sabaha hasret zamanlarda,unuttuk seni sanma.Ve ne olur bu gaflet nedir diye sorma.
Aymazlar sofrası daha yeni toplanıyor,dağlar denizler kükreyipte seninle kızsa bize yeridir derim.Yolundan uzaklaşıp menzile vardım sananlara aldanma.
Şiirlerin yanımda,tam başucumda,gözyaşlarımsa saklı haklı gururumda.Buzdağlarını yanardağlara çeviren sevdan ise yanan bağrımda.
Ne mehtabı kıskanırım ne rüzgarlara küserim,lakin dostun sessizliği yaralar beni.Sanmasınlarki okyanusta kum taneleriyiz,alacakaranlıkların aydınlık meşalesiyiz.
Tarihim seslendikçe toprağın derinliklerinden,kalbimdeki sevgi yaraları sarsılıyor,hayıflanmamak eldemi.
Üzülme Kartalım,pranga mahkumlarıda dillenecek birgün ve her yan nisan güneşine bulanacak.
Şerefe beylere, Baba Hakkı'lara, Yusuf'lara, Oktaylara dayadık ordan gelir gücümüz..!
Ahmed Arif ne güzel demiş,
"tanı bunları tanıda büyü,
bunlar engereklerdir,
bunlar çıyanlardır..
bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır..
tanı bunları.. tanı da büyü.."
Gördükleri her gölgede Beşiktaş askerinin ayak sesini duyuyorlar.Her kapı çalındığında Kartal Pençeler var ardında diyorlar.
Fakat gaflette halen birileri hemde içimizde.Anlarız ayaktayı prangayı,eldeki zinciri,boyundaki ilmiği ama dillere ne oldu.Neden susuyor Beşiktaş Dernekleri,kulübü yönetenler,kongre üyelerinin çoğu.İşaretmi gerekiyor Beşiktaş haksız ithamlara uğrayınca cevap vermek için.
Merak etmesinler perdeleri aralayıp geceleri öperiz onların yerinede.Kartalın kanadına iliştiririz sevdamızı.Her kanat çırpışında hatırlasın yalnız kalmasın diye bizi.Biliyorlarmıki,biz nöbetteyiz yine geceleyin,şafağa kadar yeni sabahlamalar için.Gözpınarlarımızda Barbarosun çakıl taşları var,ağlamalar değil.
Hasretimizide kurban ederiz gerekirse,bir kem söze.Keşke oralardaki arkadaşlarda tutsaydı Karakartalın kanadından,ses vermeselerde sessiz çığlık olabilselerdi,hüznün kapıyı araladığı şu günlerde.
Biz Beşiktaş sevdasından değil,sevgin tükenipte,sonsuz boşluğa hapsolacağından korkuyoruz ,prangalı diller adına.Yağmurlara muhtaçken,sürülmüş bulutlar gibi terketmesin arkadaşlarımız bizi.Zira dönmezki bu yolun yolcuları.
İki dudağınızın arasına oya yapsın bezgin satırlarınız.Hayat verin Beşiktaş sokaklarına.
Gurur değil sizinkisi köşebaşlarını tutan,mahcubiyetse asla,Öyleyse ne bekliyorsunuz.Adamlar oyuncağını kaybetmiş çocuklar gibi ağlıyor.Oysa oyuncağı çalan ta kendileri.
Yalnızlıklar ülkesinde bırakmayın gökyüzünün Siyah Beyaz renklerini.Gecenin bir yarısada olsa daha geç değil,kalkın uyanın dal uykunuzdan.Tan vakti dinlemez hiç bir şeyi.Beşiktaşa dair ne varsa dökün kağıda sarılın kaleme,bu kadar zormu hakkımızı savunmak.Boşaltın duygularınızı zembereğinden,,bir kez olsun beklemeyin emireri gibi.
Kartalım biz her göz kırpmanda,yol gösteriyorsun umuda.Bu sabaha hasret zamanlarda,unuttuk seni sanma.Ve ne olur bu gaflet nedir diye sorma.
Aymazlar sofrası daha yeni toplanıyor,dağlar denizler kükreyipte seninle kızsa bize yeridir derim.Yolundan uzaklaşıp menzile vardım sananlara aldanma.
Şiirlerin yanımda,tam başucumda,gözyaşlarımsa saklı haklı gururumda.Buzdağlarını yanardağlara çeviren sevdan ise yanan bağrımda.
Ne mehtabı kıskanırım ne rüzgarlara küserim,lakin dostun sessizliği yaralar beni.Sanmasınlarki okyanusta kum taneleriyiz,alacakaranlıkların aydınlık meşalesiyiz.
Tarihim seslendikçe toprağın derinliklerinden,kalbimdeki sevgi yaraları sarsılıyor,hayıflanmamak eldemi.
Üzülme Kartalım,pranga mahkumlarıda dillenecek birgün ve her yan nisan güneşine bulanacak.
Şerefe beylere, Baba Hakkı'lara, Yusuf'lara, Oktaylara dayadık ordan gelir gücümüz..!
Ahmed Arif ne güzel demiş,
"tanı bunları tanıda büyü,
bunlar engereklerdir,
bunlar çıyanlardır..
bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır..
tanı bunları.. tanı da büyü.."