DiReNiS
Bayan Üye
Dil bir toplumun bilincidir. Bunu bilen kimi toplum mühendisleri, toplumların bilinçaltını kirletmek için önce dilden başlarlar. Türkçemiz, söz konusu mühendisliğin en fazla mesai harcadığı bir dil görünümünde. Bizden gözüken ancak asla bizden olmayan ve kim olduklarını net olarak bilemediğimiz bu toplum mühendisleri, toplumumuzun şuur altını bulandırmaya çalışmışlar.
Dilimizde Arap düşmanlığı kokan sözlerin varlığı, pürüzsüz bir tende kanserli bir ur gibi durmaktadır.
Örneğin, ‘’Ne Şam’ın şekeri ne Arab’ın yüzü!’’ sözünün hem ekonomik hem ırkçılık hem de din düşmanlığı kokan bir tarafı var. Ancak, bu sözü ağzında bir sakız gibi çiğneyen insanları ne din düşmanlığı ne de ırkçılıkla suçlayabiliriz.
Onların yaptığı, toplum mühendislerinin şuur altlarına fısıldadıklarını adiyattan bir sözmüş gibi şuursuzca tekrarlamaktan ibaret… Ancak bu durum, onları büsbütün masum da kılmaz.
Bu sözden; Arap’ın yüzü görülmeye değmez, onunla hasbihal edip alış-veriş yapılmaya değmez, anlamı çıkarılabilir.
Milletimizle Arapların irtibatını koparmaya çalışıyormuş hissi veren bu sözün dilimize iyi niyetle sokulduğunu düşünmek mümkün değil.
Ya, ‘’Arap saçına dönmek!’’ ne demek?
Bu sözde; Arap’ın pis ve bakımsız olduğu, düşüncesinin bilinçaltına yerleştirilmeye çalışılmış olduğunu anlamamak mümkün mü?
‘’Arabın ya leyli!’’ sözünde de Arapların müzik anlayışıyla dalga geçildiği anlaşılmıyor mu?
Evet, bu sözler, kişiler arasındaki münasebetlerde benzetme yapılarak muhatabına söylenen sözler olabilir. Fakat muhatap rencide edilmeye çalışılırken, konuyla hiç alakası olmayan bir toplumun toptan rencide edildiği de muhakkaktır.
Bu sözleri diline dolayanlar, Arapları aşağılamak maksadıyla söylemiyor olabilir. Ancak, bu sözlerin bilmeden bilinçaltımızdaki kutsala dair resimleri kirlettiği de bir gerçek. Büyüklerden sürekli bu ve benzeri sözleri duyan bir çocuğun dimağında oluşan Arap resminin sağlıklı olacağını söylemek mümkün mü? Peygamberimizin Arap olduğunu bilen bir çocuğun, herkesten bu sözleri duyarken, Peygamber sevgisini tam olarak kalbine yerleştirmesi mümkün mü?
Ayrıca, hiçbir millet kendisini zemmederek rencide eden toplumlara hoş bakmaz. Örneğin İngilizlerin ülkemize Turkey (hindi) diyerek aşağıladıklarını düşünüp ülkemizin İngiliz dilindeki söylenişine müdahale girişimleri olduğu zamanlar olmuştur. İngiliz Milli Takımı Türk Milli Takımını yendiğinde bulvar gazetelerinin, ‘’hindiyi dolma yaptık!’’ sözleri bizi nasıl rahatsız ediyorsa, dilimizdeki bu ve benzeri sözlerin Arapları rahatsız etmemesi mümkün değildir.
Hele kimi yörelerimizde siyah köpeklere ‘Arap!’’ isminin verilmesi hiç kabul edilir bir durum değildir. Bir toplumu böylesine zemmetmek, dinimizin öğretisiyle ve sosyal ahlakla bağdaşır bir tarafı olmadığı gibi, milletimizin tarihten gelen geleneksel kültüründe de yeri yoktur. Ülkemizin güney ve güneydoğusunda bir hayli Arapça konuşan vatandaşımızın olduğunu görebilirsek, böylesine ifadelerin aynı zamanda bölücü bir tarafı olduğu da söylenebilir.
Peki dilimize özellikle Arapları aşağılayan sözlerin sokulmuş olmasının esas sebebi ne olabilir?
Elbette ki din?
Her ne kadar bu ifadeleri dilimize sokanları net olarak bilemesek de İslam Dini’ni Araplar’la özdeşleştiren müsteşrikler, milletimizin dini hassasiyetlerini bertaraf etmek için işe buradan başlamışlardır. Milletimizin şuuraltına Arap’ın; pis, pejmurde, kara yüzlü, çirkin, işe yaramaz olduğunu yerleştirerek, bilinçaltımızda yerleşmiş olan resmi tahtından etmeye çalışmışlardır.
Nasıl mı?
Arap’ı böyle gören bir insanın, bilinçaltına daha önce yerleştirdiği muhteşem Peygamber resminin zarar göreceği kesindir. Zira şuuraltında şu muhakeme olacaktır.
Peygamberimiz de bir Arap’tı!
Müsteşriklerin dilimize yerleştirdikleri bu ifadelerin asıl maksadı, milletimizin şuuraltında yüz yılardır en güzel kokusuyla en güzel rengiyle şekillenen Efendimiz Aleyhisselamın gerçek resminin şuur altlarından çıkarmaktır.
Aynı toplum mühendislerinin Arap toplumlarının bilinçaltındaki ‘’Türk’’ kavramını zedelemeye çalıştıkları da bir gerçektir. Buna rağmen, Sudi Arabistan’da birçok insanın ‘’Turkî’’ ismini gururla taşıdıklarına şahit oldum. Bizdeki bilinçaltındaki ‘’Arap’’ kelimesinin kirletilmişliği Araplardaki ‘’Türk’’ kelimesinin kirletilmişliğinden daha fazla olduğu bir gerçek. Üstelik bizdeki bu kirlenmişliğin Efendimiz Aleyhisselamı rencide eden bir boyutunun olduğu da düşünülürse, bu konuda bizim daha hassas olmamız gerekmektedir.
Uğruna muhteşem bir GÜL medeniyeti kurduğumuz Efendimiz Aleyhisselamın bilinçaltımızdaki resminin zedelenmemesi için, dilimize dikkat edip bilinçaltımızdaki GÜL’ün rengini bozmayalım
Dilimizde Arap düşmanlığı kokan sözlerin varlığı, pürüzsüz bir tende kanserli bir ur gibi durmaktadır.
Örneğin, ‘’Ne Şam’ın şekeri ne Arab’ın yüzü!’’ sözünün hem ekonomik hem ırkçılık hem de din düşmanlığı kokan bir tarafı var. Ancak, bu sözü ağzında bir sakız gibi çiğneyen insanları ne din düşmanlığı ne de ırkçılıkla suçlayabiliriz.
Onların yaptığı, toplum mühendislerinin şuur altlarına fısıldadıklarını adiyattan bir sözmüş gibi şuursuzca tekrarlamaktan ibaret… Ancak bu durum, onları büsbütün masum da kılmaz.
Bu sözden; Arap’ın yüzü görülmeye değmez, onunla hasbihal edip alış-veriş yapılmaya değmez, anlamı çıkarılabilir.
Milletimizle Arapların irtibatını koparmaya çalışıyormuş hissi veren bu sözün dilimize iyi niyetle sokulduğunu düşünmek mümkün değil.
Ya, ‘’Arap saçına dönmek!’’ ne demek?
Bu sözde; Arap’ın pis ve bakımsız olduğu, düşüncesinin bilinçaltına yerleştirilmeye çalışılmış olduğunu anlamamak mümkün mü?
‘’Arabın ya leyli!’’ sözünde de Arapların müzik anlayışıyla dalga geçildiği anlaşılmıyor mu?
Evet, bu sözler, kişiler arasındaki münasebetlerde benzetme yapılarak muhatabına söylenen sözler olabilir. Fakat muhatap rencide edilmeye çalışılırken, konuyla hiç alakası olmayan bir toplumun toptan rencide edildiği de muhakkaktır.
Bu sözleri diline dolayanlar, Arapları aşağılamak maksadıyla söylemiyor olabilir. Ancak, bu sözlerin bilmeden bilinçaltımızdaki kutsala dair resimleri kirlettiği de bir gerçek. Büyüklerden sürekli bu ve benzeri sözleri duyan bir çocuğun dimağında oluşan Arap resminin sağlıklı olacağını söylemek mümkün mü? Peygamberimizin Arap olduğunu bilen bir çocuğun, herkesten bu sözleri duyarken, Peygamber sevgisini tam olarak kalbine yerleştirmesi mümkün mü?
Ayrıca, hiçbir millet kendisini zemmederek rencide eden toplumlara hoş bakmaz. Örneğin İngilizlerin ülkemize Turkey (hindi) diyerek aşağıladıklarını düşünüp ülkemizin İngiliz dilindeki söylenişine müdahale girişimleri olduğu zamanlar olmuştur. İngiliz Milli Takımı Türk Milli Takımını yendiğinde bulvar gazetelerinin, ‘’hindiyi dolma yaptık!’’ sözleri bizi nasıl rahatsız ediyorsa, dilimizdeki bu ve benzeri sözlerin Arapları rahatsız etmemesi mümkün değildir.
Hele kimi yörelerimizde siyah köpeklere ‘Arap!’’ isminin verilmesi hiç kabul edilir bir durum değildir. Bir toplumu böylesine zemmetmek, dinimizin öğretisiyle ve sosyal ahlakla bağdaşır bir tarafı olmadığı gibi, milletimizin tarihten gelen geleneksel kültüründe de yeri yoktur. Ülkemizin güney ve güneydoğusunda bir hayli Arapça konuşan vatandaşımızın olduğunu görebilirsek, böylesine ifadelerin aynı zamanda bölücü bir tarafı olduğu da söylenebilir.
Peki dilimize özellikle Arapları aşağılayan sözlerin sokulmuş olmasının esas sebebi ne olabilir?
Elbette ki din?
Her ne kadar bu ifadeleri dilimize sokanları net olarak bilemesek de İslam Dini’ni Araplar’la özdeşleştiren müsteşrikler, milletimizin dini hassasiyetlerini bertaraf etmek için işe buradan başlamışlardır. Milletimizin şuuraltına Arap’ın; pis, pejmurde, kara yüzlü, çirkin, işe yaramaz olduğunu yerleştirerek, bilinçaltımızda yerleşmiş olan resmi tahtından etmeye çalışmışlardır.
Nasıl mı?
Arap’ı böyle gören bir insanın, bilinçaltına daha önce yerleştirdiği muhteşem Peygamber resminin zarar göreceği kesindir. Zira şuuraltında şu muhakeme olacaktır.
Peygamberimiz de bir Arap’tı!
Müsteşriklerin dilimize yerleştirdikleri bu ifadelerin asıl maksadı, milletimizin şuuraltında yüz yılardır en güzel kokusuyla en güzel rengiyle şekillenen Efendimiz Aleyhisselamın gerçek resminin şuur altlarından çıkarmaktır.
Aynı toplum mühendislerinin Arap toplumlarının bilinçaltındaki ‘’Türk’’ kavramını zedelemeye çalıştıkları da bir gerçektir. Buna rağmen, Sudi Arabistan’da birçok insanın ‘’Turkî’’ ismini gururla taşıdıklarına şahit oldum. Bizdeki bilinçaltındaki ‘’Arap’’ kelimesinin kirletilmişliği Araplardaki ‘’Türk’’ kelimesinin kirletilmişliğinden daha fazla olduğu bir gerçek. Üstelik bizdeki bu kirlenmişliğin Efendimiz Aleyhisselamı rencide eden bir boyutunun olduğu da düşünülürse, bu konuda bizim daha hassas olmamız gerekmektedir.
Uğruna muhteşem bir GÜL medeniyeti kurduğumuz Efendimiz Aleyhisselamın bilinçaltımızdaki resminin zedelenmemesi için, dilimize dikkat edip bilinçaltımızdaki GÜL’ün rengini bozmayalım