Dil Kirlenmesi Üzerine

Dil Kirlenmesi Üzerine
Neden Konuşuyoruz Ama Anlaşamıyoruz ya da Beni Neden Anlamıyorsunuz?

İlk kez hemen şunu sormakla başlayayım. Hiç. bir yanlış yatığınızda mahcup olup yanıldığınızı kabul ederek rahatlıkla özür dilediğiniz oldu mu yakın zamanda?
Yakın zamanda bir konuyu sizin uzmanlık konunuz bile olsa bir başkasının da bazen sizden doğru ya da iyi bilebileceğini düşünüp bunu kızmadan gücenmeden kavga etmeden kabullendiğiniz ve karşı görüşü belirtene teşekkür edip mutluluk yaşadığınız oldu mu?

Bir kısmınız bu soruma olumlu yanıt verseniz de bugün toplumun geneli yanlış yaptığını yanılgısını hiç kabullenmeden cahilliğini olanak buldukça yutturabilen bilgisiz sözlere göz yumup boyun büken yanlışlar dolu Türkçemizle yapılan esprilere alkışlarla karşılık veren hilelere kurnazlık arsızlıklara samimiyet diyen bir toplum haline gelmiş durumda.

Bu girişte söylediklerim belki ilk bakışta başlığımızla ilintisiz gibi görünebilir. Ama söylemek istediğim zaten aslında bu olumsuzlukların edeninin çıkış noktalarının dilimizi iyi bilememek olduğudur. Yani özetle konuşamamak ya da konuşup anlaşamamak daha doğru bir deyimle “Beni anlamıyorsunuz neden anlamıyorsunuz?”da takılıp kalmaktır.. Uzun süredir kimse “anlatamıyorum” demeyi aklına getirmemektedir. Bizim gençlik yıllarımızda Oktay RIFAT “Önce Ekmekler Bozuldu” demişti. Biz de diyoruz ki önce dilimiz anlaşmamız anlaşma aracımız bozuldu. Dilimiz kuşatıldı. Dil bozuldumu da toplumun düzeni anlayışı kültürü anlaşması bozulmuş demektir. Özetlemek gerekirse benim dediğimden siz benim amaçladığımı değil de başka anlamları çıkarmaya başladınız mı toplumda anlaşmazlığın çözülmenin çürümenin kavganın temelini atmışsınız demektir. Üstüne bir de yanlış insan yanlış bilgi gerçekleri doğruları sindirmeye söndürmeye başladı mı toplumumuzun bugünkü resmine ışık tutmuş olursunuz.

Öyleyse ne yapacağız? Önce dilimizin anlaşmamız için var olduğunu bir anlaşma aracı olduğunu bileceğiz. Konuşmaktan önce dinleyip anlayacağız. Söylenilene karşı olsak katılmasak kırılsak da karşımızdakini sözünü tamamlayıncaya kadar dinleyeceğiz. Çünkü konuşmak bir takım sözcükleri yalnızca alt alta sıralamak demek değildir. Konuşmak insanın kişiliğini düşünce ve duygu dünyasını yansıtan onu başkalarından ayrı kılan bir eylemdir. Biliyorsunuz insanı gerçek kişi yapan aklı düşünceleri duygularıdır. Konuşmak ise benzeri nitelikleri ortaya çıkaran bir araç bir yöntem bir yoldur. Biz Türkler neyle konuşuruz? Güzel Türkçemizle ana dilimizle. Nedir ana dilimiz öyleyse? Kişinin doğup büyüdüğü geliştiği kimlik kazandığı karnının doyduğu gönül bağlarıyla bağlandığı ortamda konuşulan dildir.

Birtakım düşünürler dilimiz için bakın nasıl tanımlar getirmişler. Örneğin 1955’lerde Radyoya girdiğimde ilk dil öğretmenim olan Suat TAŞER ana dilimiz için “Ana Sütü” benzetmesini yapmış. Hepinizin çok iyi bildiği Albert CAMUS “ Kişinin gerçek ana yurdu dildir. Ben ana dilimin sınırlarında nöbet tutarım” demiş dil için. Yahya
KEMAL ise “Dil öyle sağlam ve önemli bir bağdır ki Vatanın sınırları koptuğu zaman bile kopmaz.” Demiştir. Büyük ozanımız DAĞLARCA ise “Türkçem benim ses bayrağım” diye unutulmaz bir söyleyiş kazımıştır 7’den 70’e belleklerimize.

Özetlersek Bayrak ve Dil bir Ülkenin bağımsızlık simgelerinden ikisidir. Ama biz nedense yüzyıllardır bayrağımızın şerefini onurunu korumasını bilmiş onu yücelerde tutmuş ama bir zamanlar Mustafa Kemalin ve onun yakın arkadaşlarının masalarında devrimler yaşamış en onurlu köşeleri almış dilimize saldıranlara hiç aldırmamışızdır. Yani bayrağımıza en ufak bir olumsuz ima yaptırmazken öz dilimize gelen vurmuş giden vurmuş onu babası belli olmayan evlatlara dönmüş bir duruma layık görmüşüz. Dil konusunda her yanlışı kabullenip alkışlamışız. Dil konusunda yine bilen bilmeyenin gücüne kaba kuvvetine esir düşmüş bir toplum halindeyiz.

Sözlerimi bitirirken gençlere diyorum ki “Bizim kuşak Atatürk’ün dil devrimleriyle yetiştik ama o güzel dile saldırıları önleyebilecek kişiliği gösteremedik.” Bu gün Ülkenin değişik kesimlerinde dilimizi korumaya karşı eğilimler gördükçe Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun bir üyesi olarak göneniyorum. Umudum sizlerle birlikte büyüyor çoğalıyor. Atılımlarınızda erdemli ilkeli ve ödünsüz olmanızı dilerim.
Sevgilerimle..


Şair-Yazar- Emekli TRT Denetçisi

Ergun EVREN
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst