Çocukluk döneminin en yaygın sorunu olan dikkat eksikliği, tedavi edilmediğinde belirtiler şekil değiştiriyor ve hayatın her aşamasında etkisini gösteriyor.
Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) dikkat, dürtü kontrolü ve hiperaktivite problemleri ile karakterize nörolojik temelli bir tablo olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Bora Telaferli, belirtilerin çocukluk çağında gelişse de, sorunun ergenlik ve yetişkinlik dönemine dek sürebildiğini söylüyor.
Erken tedavinin önemine dikkat çeken Telaferli, "Uygun şekilde belirlenip, tedavi edilmemesi halinde sürekli olarak yavaş öğrenme, okul/iş başarısızlığı, sorunlu ve gergin ilişkiler, düşük özgüven, evlilik sorunları, daha sık iş değiştirme, işsiz kalma, madde bağımlılığı, artmış depresyon, anksiyete gibi sorunlara yol açabilir" uyarısında bulunuyor.
Kişinin yaşadığı belirtilerin bileşimine bağlı olarak hastalığın "dikkat eksikliği ağırlıkta olanlar", "hiperaktivite bozukluğu ağırlıkta olanlar" ve her ikisinin birlikte görüldüğü "birleşik tip olanlar" olmak üzere 3 ana tipi bulunduğunu kaydeden Telaferli, kişilerin zaman içinde bu tiplerden birinden diğerine geçiş gösterebildiğine dikkat çekiyor.
Çocukluktan ergenlik ve yetişkinlik dönemine geçişle birlikte açık DEHB belirtileri ortadan kalkabiliyor veya daha üstü kapalı hal alabiliyor. Örneğin; kişi kronik erteleme, zaman yönetimi, düzensizlik, dürtüsel karar verme süreçleri, düşünmeden konuşma ve evlilik ilişkilerinde sorunlarla mücadele etmek zorunda kalabiliyor veya hiperaktivitenin yerini huzursuzluk hissi alabiliyor.
Tedavi Kişinin Öznel Gereksimine Göre Planlanıyor
DEHB tanısı koymak için kesin bir "test" bulunmuyor. Tanı, bir dizi davranış ve belirtilerin mevcudiyetine dayanılarak konuyor. Tanı için belirtilerin kişinin sosyal, akademik veya mesleki ortamlardaki gündelik işlevselliğini anlamlı şekilde bozacak yoğunlukta ve sürekli olması gerekiyor. Belli gıdaların fazla tüketilmesi, fazla televizyon izlemek, bilgisayar oyunu oynamak, iyi yetiştirilmemek veya disiplin eksikliği gibi şeyler DEHB gelişmesine neden olmuyor. Tam nedeni bilinmese de, araştırmalar genetiğin DEHB gelişmesinde en büyük rolü oynadığına işaret ediyor. DEHB için "mucizevî" bir çözüm bulunmuyor. DEHB tedavisi daha ziyade DEHB belirtilerinin daha etkili şekilde yönetilmesi ve baş edilmesine yönelik strateji ve müdahalelerin devreye sokulmasına dayanıyor.
Tedavinin daima kişinin öznel gereksinimlerine göre düzenlenmesi gerektiğini belirten Telaferli, tedavide bütüncül yaklaşım sergilemekte fayda olduğunu belirtiyor ve uyguladıkları yöntemleri:
İlaç tedavisi
Ailenin ve kişinin eğitilmesi
Sosyal beceri eğitimleri ve psikoterapi olarak sıralıyor.
Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) dikkat, dürtü kontrolü ve hiperaktivite problemleri ile karakterize nörolojik temelli bir tablo olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Bora Telaferli, belirtilerin çocukluk çağında gelişse de, sorunun ergenlik ve yetişkinlik dönemine dek sürebildiğini söylüyor.
Erken tedavinin önemine dikkat çeken Telaferli, "Uygun şekilde belirlenip, tedavi edilmemesi halinde sürekli olarak yavaş öğrenme, okul/iş başarısızlığı, sorunlu ve gergin ilişkiler, düşük özgüven, evlilik sorunları, daha sık iş değiştirme, işsiz kalma, madde bağımlılığı, artmış depresyon, anksiyete gibi sorunlara yol açabilir" uyarısında bulunuyor.
Kişinin yaşadığı belirtilerin bileşimine bağlı olarak hastalığın "dikkat eksikliği ağırlıkta olanlar", "hiperaktivite bozukluğu ağırlıkta olanlar" ve her ikisinin birlikte görüldüğü "birleşik tip olanlar" olmak üzere 3 ana tipi bulunduğunu kaydeden Telaferli, kişilerin zaman içinde bu tiplerden birinden diğerine geçiş gösterebildiğine dikkat çekiyor.
Çocukluktan ergenlik ve yetişkinlik dönemine geçişle birlikte açık DEHB belirtileri ortadan kalkabiliyor veya daha üstü kapalı hal alabiliyor. Örneğin; kişi kronik erteleme, zaman yönetimi, düzensizlik, dürtüsel karar verme süreçleri, düşünmeden konuşma ve evlilik ilişkilerinde sorunlarla mücadele etmek zorunda kalabiliyor veya hiperaktivitenin yerini huzursuzluk hissi alabiliyor.
Tedavi Kişinin Öznel Gereksimine Göre Planlanıyor
DEHB tanısı koymak için kesin bir "test" bulunmuyor. Tanı, bir dizi davranış ve belirtilerin mevcudiyetine dayanılarak konuyor. Tanı için belirtilerin kişinin sosyal, akademik veya mesleki ortamlardaki gündelik işlevselliğini anlamlı şekilde bozacak yoğunlukta ve sürekli olması gerekiyor. Belli gıdaların fazla tüketilmesi, fazla televizyon izlemek, bilgisayar oyunu oynamak, iyi yetiştirilmemek veya disiplin eksikliği gibi şeyler DEHB gelişmesine neden olmuyor. Tam nedeni bilinmese de, araştırmalar genetiğin DEHB gelişmesinde en büyük rolü oynadığına işaret ediyor. DEHB için "mucizevî" bir çözüm bulunmuyor. DEHB tedavisi daha ziyade DEHB belirtilerinin daha etkili şekilde yönetilmesi ve baş edilmesine yönelik strateji ve müdahalelerin devreye sokulmasına dayanıyor.
Tedavinin daima kişinin öznel gereksinimlerine göre düzenlenmesi gerektiğini belirten Telaferli, tedavide bütüncül yaklaşım sergilemekte fayda olduğunu belirtiyor ve uyguladıkları yöntemleri:
İlaç tedavisi
Ailenin ve kişinin eğitilmesi
Sosyal beceri eğitimleri ve psikoterapi olarak sıralıyor.