` nazLı ..
Bayan Üye
Vücudunuzun en büyük organı (1
7 m2) olan deriniz
olağanüstü yapısıyla kolayca hasar görebilen
iç organlarınızı
potansiyel dış tehlikelere karşı koruyan
vazgeçilmez bir bariyerdir. Çevreyle vücudunuz arasında bir geçit alanı oluşturur. Sıvı dengesi
ısı düzenlemesi
mikroplara
toksinlere ve ultraviyole ışınlarına karşı bariyer oluşumu
travmadan koruma ve temas duyusu gibi önemli işlevleri yerine getirir. Anne karnında 22–24. haftalarda oluşumunu tamamlayan derinizin tam anlamıyla görevini yapabilecek hale gelmesi ise ancak doğumunuzdan birkaç sene sonra mümkün olur.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Mutlu Çeşme: “Doğumla birlikte
yaşamın kaçınılmaz gerçeği olan yaşlanma
derinizde başlamaktadır. Hatta doğrudan gözle görülen bir organ olduğundan
yaşlanmayı ilk olarak ve neredeyse en çok derinizde hisseder ve yaşarsınız. Derinizin yaşlanması
vücudunuzun yaşlanma süreciyle bir bütün olarak gelişir ve dış etkenler de bu süreci etkiler.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor. “Vücudunuzun içsel yaşlanmasıyla birlikte
dış zararlılara karşı doğrudan “ateş hattında” olan deriniz hem içeriden hem de dışarıdan yaşlanma etkilerine maruz kalır. Deri yaşlanmasının başlangıç yaşını saptamak güçtür. Genetik
endokrin faktörler ve çevresel etkiler her birey için farklılık gösterir. Yine de ortalama olarak 25-30 yaşlarında deri yaşlanmasının başladığı düşünülmektedir.”
Gerçek yaşlanma ve foto yaşlanma
İçsel (zamana bağlı) yaşlanma
sadece zamana bağlı olarak oluşan değişiklikleri içerir. İç etkenler ve geçen zamanla oluşan bu yaşlanmaya “spontan” yaşlanma da denir. İçsel yaşlanma
genetik olarak programlanmıştır ve kişiden kişiye farklılık gösterir. Çevresel etkenler olmasa bile bu yaşlanma süreci olacaktır. Bununla birlikte çevresel faktörler yaşlanmayı hızlandırır
arttırır ve erken başlatır. Genetik programlanmanın yanında beslenme alışkanlıkları
alkol alımı
sigara kullanımı
şeker hastalığı
yüksek tansiyon
kronik akciğer hastalıkları ve hormonlar gibi etkenler de biyolojik yaşlanma sürecinizi hızlandırır.
İç ve dış faktörlerden kaynaklanan DNA harabiyeti içsel (zamana bağlı) yaşlanmada önemli rol oynar. Diğer önemli bir etken de vücudunuzun metabolik işleyişi sırasında ortaya çıkan veya çevreden (hava
ultraviyole ışın
ozon) aldığınız serbest oksijen radikalleridir. Bunlar vücudunuzda azaltılamazlarsa yağ
protein ve DNA gibi hayati yapılarınıza zarar verirler. Vücudunuz yaşlandıkça serbest oksijen radikallerini yeterince uzaklaştıramaz
böylece vücudunuzun oksidatif stresi artar. Bu da yaşlanma sürecini daha da hızlandırır. Bu yüzden yaşlanma sürecinizi geciktirmek için dışarıdan antioksidan desteği (E vitamini
C vitamini
glutatyon
A vitamini türevi-Beta karoten
Koenzim Q
Selenyum gibi) almanız önemlidir.
Yaşlanma sonrası
Yaşlanma sürecinde derinizin ana yapıtaşlarından olan kollajen ve elastin liflerinin üretimi azalır. Kollajen yıkımı artmaya başlar. Bu da derinin güçlü
sağlam
esnek yapısının bozulması anlamına gelir. Kollajen liflerin azalması hem içsel hem de foto yaşlanmada önemli rol oynar.
Yaşlanmanızla birlikte başta seks hormonları olmak üzere
birçok hormonun salgılanması da azalır. Menopoz sonrası yaşlanma sürecinin hızlanması
östrojen hormonunun azalmasıyla ilgilidir ve hormon replasman tedavilerinin
derinizin yaşlanmasını yavaşlatması bunun göstergesidir.
İleriki yaşlarınızda ortaya çıkan şeker
damar sertliği gibi rahatsızlıklarınız derinizin duyusal sinirlerini harap eder. Bu durum derinizin kitlesinde nitelik ve nicelik kaybına denen olur.
Vücudunuzun kendisini yenilemesinde uykunun önemi büyüktür. Yaşlanmayla birlikte
uyku kaliteniz bozulur. Bu nedenle uykusuz kalmanız
dolaylı olarak derinizin yaşlanma sürecine katkıda bulunur.
İçsel
yani zamana bağlı oluşan kaçınılmaz deri yaşlanmanızın başlıca belirtileri; deride kuruluk
ince kırışıklıklar
incelme
esneklik kaybı ve çeşitli iyi huylu deri benleriyle tümörlerinin oluşumudur. İçsel yaşlanmayla deriniz
çeşitli fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Azalan fonksiyonlar şunlardır:
• Hücre yenilenmesi: Hücreleriniz eskisi gibi kendini yenileyemez ve çabuk iyileşemez.
• Bariyer fonksiyonu: Dışarıdan temas eden zararlı maddeler derinize daha kolay girebilir.
• Kimyasal arınma.
• Hislerin algılanması: Duyusal sinirleriniz bozulur
yara iyileşmesi
ısı düzenlemesi
saçlarınızın büyümesi gibi fonksiyonlar olumsuz etkilenir.
• Ter ve yağ salgılanmanız bozulur ve deriniz daha kuru hale gelir.
• Melanosit denen renk hücreleriniz azalır
saç ve kıllarınız beyazlar
derinizde düzensiz lekeler oluşur. Güneşe karşı daha hassas olursunuz.
• D vitamini üretiminiz azalır
kemik erimeleriniz artar.
• Derinizin savunma sistemi zayıflar.
Çevresel etkenlerin
içsel–biyolojik yaşlanma belirtileri üzerine eklenmesiyle foto yaşlanması oluşur. Deriniz
dış etkenlere çok açık bir organ olduğundan yaşlanmaya daha yatkındır. Bu çevresel etkenler arasında en önemlisi ise güneşin ultraviyole (UV) ışınlarıdır.
Korunmak için
Deri yaşlanması karmaşık ve birçok faktörün etkisiyle ortaya çıkan bir olaydır. Güneş ışınları
bronzlaşma ile deriye sağlıklı ve güzel bir görünüm verebilmenin yanı sıra uzun vadede erken deri yaşlanmanıza yol açabilir. Güneşin ve çevresel faktörlerin derinizin üzerine olan olumsuz etkilerinden korunmanız
deri yaşlanmanızı geciktirecektir. Bunun için düzenli güneş koruyucu kullanmayı
alışkanlık haline getirmeniz
yaşlanmanızı önlemeniz için en iyi yöntem olacaktır.
Güneş koruyucular özellikle yaz aylarında olmak üzere yıl boyunca kullanılabilirler. Cildinizin açık koyu renkli olmasına göre en az 15 faktör (SPF) olan
hem UVB hem de UVA ya karşı koruyucu özelliğe sahip kaliteli bir koruyucuyu her gün evdeyken dahi kullanmanız
dışarı çıkmadan 15 dakika önce yeterli miktarda sürüp çıkmanız ve 2 saatte bir yenilemeniz doğru olan yöntemdir. Güneş koruyucunuzu iyi seçseniz bile az miktarda ya da günde sadece bir kez sürmeniz yanlış bir uygulamadır. Evde güneş koruyucu içeren
nemlendiricileri de tercih edebilirsiniz ancak önemli bir nokta şudur; hiçbir güneş koruyucu yüzde yüz koruma sağlamaz
bu nedenle güneş koruyucularına güvenerek
uzun süre ve özellikle güneşin yoğun olduğu saatlerde kesinlikle dışarıda kalmamalısınız.