Salvo
Kayıtlı Üye
GELECEK PERSPEKTİFİ
Deri sanayi, ihracata dönük bir sektör olduğu için, dünyadaki ekonomik krizlerden birebir olarak etkilenmektedir. Nitekim Asya ardından Rusya krizi deri sektörünü önemli ölçüde etkilem iştir. Tek pazara bağımlı kalmanın sıkıntılarını yaşayan sektör, 1998 yılından itibaren Avrupa, Çin, ABD ve Kanada gibi dinamik pazarları kendine hedef seçti. Bu amaçla, hedeflediği pazarlarda , üretim ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermeye başladı.
Sektör önümüzdeki yıllarda Çin’e bitmiş deri satmayı hedeflerken, başka Doğu Avrupa ülkeleri, Kanada ve ABD’ye deri konfeksiyon satmayı hedefliyor. 1990’lı yıllarda Rusya pazarının etkisiyle Avrupa pazarını ihmal eden sektör, tekrar Avrupa pazarına dönerek, bu ülkelerde pazarlama ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermeye başladı.
Sektördeki ihracat kalemlerinin DPT’nin 5 yıllık kalkınma projeksiyonlarına göre , gelecekteki muhtemel gelişmeler şöyle:
Deri Konfeksiyon
Deri konfeksiyon sektöründe toplam üretimin yüzde 15’i iç pazara yöneliyor. 60 milyonluk genç nüfusu ve geniş orta sınıfı ile Türkiye pazar olanakları geniş bir ülkedir. Türkiye’de daha çok yurtiçi üretime dayalı deri konfeksiyon yurtiçi talebinin, 1999-2005 yılları arasında ortalama yıllık yüzde 14-15’ler düzeyinde bir artışla, 1999 yılında miktar bazında 1,48 milyon adet ve değer bazında 1998 fiyatlarıyla 32 trilyon 320 milyar TL düzeyindeki iken, 2005 yılında miktar bazında 3 milyon 250 bin adet, değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 71 trilyon 458 milyar TL’lik yurtiçi talep hacmine ulaşılacağı öngörülüyor.
Sektörün 1999 sonrası ihracat performansının artırılmasına yönelik faaliyetleri devam ederken uluslararası alanda da global ekonomik krizin etkilerinin azalmaya ve yok olmaya başlamasıyla yeniden bir canlanma başlamıştır. Başta krizin kaynaklandığı Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere Türkiye’nin hedef pazarları olan Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Çin’den gelen sinyaller ekonominin canlandığı yönündendir. Bu nedenle 1999 yılı ile başlayan dönemde dış talepte de artış yönünde gelişmeler yaşanacaktır.
Deri konfeksiyon sektörünün, iklim özellikleri nedeniyle bizzat ihtiyaç nedeniyle kullanan Ruslar’ın ayağına kadar giderek (Moskova’da kurulan Ticaret Merkezi bunun için bir araç olacaktır) söz konusu pazarda, değişen ticari ortamda maksimum pazar payını almayı hedeflemektedir. Bütün olumlu iç ve dış koşulların etkisiyle 1999-2005 yılları arasında deri konfeksiyon ihracatının ortalama yıllık yüzde 15 oranında artış kaydederek, 1999 yılında miktar bazında 2,8 milyon adet ve değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 52 trilyon 622 milyar TL düzeyindeki ihracat performansını, 2005 yılında miktar bazında 6,5 milyon adet ve değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 127 trilyon 740 milyar TL’ye çıkaracağı tahmin edilmektedir.
Deri konfeksiyonda üretimin yüzde 85’i ihracata yönelmektedir. Bu nedenle üretimde meydana gelen artış ya da azalış eğilimi ihracatı etkileyen gelişmelere sıkı bağlıdır. Deri konfeksiyon sektörü üretiminde 1999-2005 döneminde, 1994-1998 yılları arasında yaşanan gelişme dönemine benzer bir genişleme döneminin yaşanacağı tahmin edilmektedir. Bunun nedeni, özellikle yurtdışı piyasalarda yaşanacağı tahmin edilen olumlu gelişmelerdir.
Global ekonomik krizin yerini, başta AB ve ABD olmak üzere belli başlı pazarlarda büyümeye bırakması uluslararası ticaret için olumlu olarak yorumlanmaktadır. Ayrıca, deri konfeksiyon sektörünün tanıtıma ve pazarlamaya verdiği önemle beraber ihracat performansının, dolayısıyla üretimin olumlu yönde artışına yol açacaktır. Bunun dışında, Türkiye’de 1999 yılının sonlarında uygulamaya konulan ekonomik istikrar tedbirleriyle reel ekonominin tekrar ön plana çıkmaya başladığını öne sürmek mümkündür. Türkiye’de yıllardır faiz oranlarının yüksek olması, kredilere bağımlı sanayicileri etkiliyordu. Reel faiz oranlarını makul düzeye düşürmek, ekonominin büyüme potansiyelini artırmak, ekonomideki kaynakların daha etkin ve adil dağılımını sağlamak amacıyla alınan bu kararların özellikle faizlerin düşmesi ile birlikte faiz borçlarını ödeyemeyen ihracatçıyı rahatlatacaktır. Buna paralel olarak kredilere talep de artacaktır. Böylelikle uluslararası ticaretteki olumlu beklentilere, içeride alınan ekonomik kararlardan elde edilmesi beklenen olumlu sonuçlar da eklenince, deri konfeksiyon üretiminde 1999-2005 döneminde yıllık yüzde 15’ler düzeyinde bir artış bekleniyor. Bu çerçevede, 1999 yılında miktar bazında 8 milyon 750 bin adet, değer bazında 1998 fiyatlarıyla 194 trilyon 90 milyar TL olan deri konfeksiyon üretiminin, 2005 yılında miktar bazında 20 milyon 238 bin adet, değer bazında 1998 fiyatlarıyla 447 trilyon 734 milyar TL’ne yükseleceği tahmin edilmektedir.
Türkiye’de, kalite ve miktar olarak güçlü bir deri konfeksiyon sektörünün varlığı, deri konfeksiyonda talebin ithal ürünlere yönelmesini önlemektedir. Türkiye’nin deri konfeksiyon ithalatı, 1998 yılı itibarıyla 12 milyon dolar düzeyinde olup, esasen 1996 yılı başında AB ile kurulan gümrük birliği çerçevesinde sağlanan pazar açılımıyla büyük oranlı ithalat artışıyla bu düzeye ulaşılmıştır. Deri konfeksiyon ithalatında, 1999-2005 döneminde büyük oranlı artışlar beklenmemektedir.Yapılan öngörüler çerçevesinde, 1999-2005 yılları arasında deri konfeksiyon ithalatının ortalama yıllık yüzde 5’ler düzeyinde artarak 1999 yılındaki miktar bazında 163.057 adet, değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 3 trilyon 207 milyar TL düzeyinden 2005 yılında 218.511 adet ve değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 4 trilyon 298 milyar TL’ye yükseleceği tahmin ediliyor.
Bütün alanlarda olduğu gibi deri konfeksiyon üretiminde de ileri teknolojinin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Teknoloji, rekabet edebilmenin faktörlerinden bir haline geldiği için Türk deri konfeksiyon sektörü de teknolojiyi yakından izleme gayreti içindedir.
Halihazırda deri konfeksiyon sektöründe kullanılan makinalar genellikle ithal ve Alman orijinli olup teknolojik düzey olarak Hindistan, Çin ve Pakistan’dan ileri düzeyde yeralmaktadır. Bununla beraber, İtalya gibi Dünya konfeksiyon üretiminde öncü olan ülkeyi yakalamak Türk deri konfeksiyon sektörünün hedefleri arasında yer almaktadır. Bu hedef doğrultusunda Türk deri konfeksiyon sektörü moda-kalite ve teknolojik üretime ağırlık vermek yönünde faaliyetlerini yoğunlaştırmış bulunmaktadır. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde teknoloji üretim konusunda daha büyük bir mesafenin alınacağı düşünülmektedir.
Ayakkabı
DPT’nın yaptığı 5 yıllık kalkınma planı döneminde ayakkabı sektöründe yapılması gerekenler ve sektörün ithalat, ihracat, üretim projeksiyonu ise şöyle: İçeride, sektörün özellikle sıkıntı yaratan pazarlama alt yapısının önce reorganizasyonu, daha sonra çağdaş anlamda tesisi ve hızlı bir biçimde mağazacılık, perakendecilik organizasyonları oluşturulmalı ve büyük mağazacılığa yönelinmelidir. Diğer bir sorun olarak görünen üretim parkları ve bilgi sistemleri yatırımları hızla yapılmalıdır.
Dışarıda; hedef pazarları yaşanılan tecrübelere göre yeniden belirleyerek bu pazarların içerisinde konumlanacak pazarlama üniteleri oluşturulmalıdır. Yabancı yatırımcıların ülkemize yatırım yapmalarını sağlayabilmek için gerekli önlemler alınmalı, ayrıca ayakkabı tasarımında dünya standartlarında kendi kaynaklarımız oluşturulmalıdır.
2000 yılında toplam 270 milyon çift ayakkabı üreten ayakkabı sektörü, 2005 yılında bu rakamın 400 milyon çift ayakkabı olması planlanıyor. Yine aynı şekilde 2000 yılında bavul ticareti ile birlikte toplam 200 milyon dolarlık ihracat yapan sektör, 2005 yılında 500 milyon dolarlık ihracat yapmayı planlıyor. Geçtiğimiz yıl 100 milyon dolarlık ithalat yapan sektör, 2005 yılında bu rakamın 150 milyon dolar olması bekleniyor.
Saraciye
Saraciye sektörü, deri sanayi grubu içinde, Türkiye ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Stratejik hedefler doğrultusunda yapılacak tüm çalışmalara açık olan sektör, ülke ihtiyaçlarına yeten, ihracat için çok hızlı organize olabilen, teknolojik bilgisi ve işgücü ile kendine güvenli çok esnek bir yapıya sahiptir. Yurt içi talep projeksiyonu nüfusun artacağı ama ihtiyaçların daha hızlı artacağı ve çeşitleneceği ve sektörün bu ihtiyaçları yaratacak ürün gamını ve pazarlamasını yapacağı varsayımı ile 2001’de yüzde 5, 2002’de yüzde 5, 2003’de yüzde 6 ve diğer yıllarda yüzde 6 büyüyeceği kabul edilmiştir. İhracat talep projeksiyonu yapılırken sektörün yapacağı hamle içinde, saraciyenin payının artacağı varsayılmıştır. Özellikle AT ülkelerinin deri üretim sektörüne verilecek öncelikler ile birlikte, bu kaçan üretimi ülkemizde yakalayacak, üretecek ve buna ilave olarak bu ülkelere kendi yaratımını sunacaktır. Bu çerçeve doğrultusunda 2001’de yüzde 5, 2002’de yüzde 7, 2003’de yüzde 7 ve diğer yıllarda yüzde 6-7 büyüyecektir.
Deri Kimyasalları
Deri kimyasalları sektöründe, üretim hedefleri iç ve dış piyasaları birlikte kapsamaktadır. Yine iç piyasadaki beklentilerden bağımsız yatırım kararları alınmamaktadır. Deri kimyasalları sektöründeki gelişmeler doğrudan deri sektöründeki gelişmelere ve Türkiye’nin kalkınma hızına bağlı olarak öngörülmektedir. 1997 yılından günümüze deri kimyasalları iç piyasası deri üretiminde yaşanan küçülmeye paralel olarak yaklaşık yüzde 40 küçülmüştür. Deri işlentisine yönelik projeksiyon yapılmamakla birlikte önümüzdeki yıllarda giysilik ve ayakkabılık derilerden mamul ürünlerin ihracatında artış bekleniyor. Bu artışa ve Türkiye’nin kalkınma hızına paralel olarak 1997 yılındaki üretim rakamlarına 2005 yılında tekrar ulaşılması ya da geçilmesi bekleniyor. İhracata yönelik ürün grupları için üretim kapasitelerinin arttırılması için yatırımlar planlanmaktadır. Toplam kalite yönetiminden, İnternet aracılığı ile tanıtım, pazarlama ve satış projelerine kadar farklı projeler yürütülüyor.
Deri sanayi, ihracata dönük bir sektör olduğu için, dünyadaki ekonomik krizlerden birebir olarak etkilenmektedir. Nitekim Asya ardından Rusya krizi deri sektörünü önemli ölçüde etkilem iştir. Tek pazara bağımlı kalmanın sıkıntılarını yaşayan sektör, 1998 yılından itibaren Avrupa, Çin, ABD ve Kanada gibi dinamik pazarları kendine hedef seçti. Bu amaçla, hedeflediği pazarlarda , üretim ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermeye başladı.
Sektör önümüzdeki yıllarda Çin’e bitmiş deri satmayı hedeflerken, başka Doğu Avrupa ülkeleri, Kanada ve ABD’ye deri konfeksiyon satmayı hedefliyor. 1990’lı yıllarda Rusya pazarının etkisiyle Avrupa pazarını ihmal eden sektör, tekrar Avrupa pazarına dönerek, bu ülkelerde pazarlama ve tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermeye başladı.
Sektördeki ihracat kalemlerinin DPT’nin 5 yıllık kalkınma projeksiyonlarına göre , gelecekteki muhtemel gelişmeler şöyle:
Deri Konfeksiyon
Deri konfeksiyon sektöründe toplam üretimin yüzde 15’i iç pazara yöneliyor. 60 milyonluk genç nüfusu ve geniş orta sınıfı ile Türkiye pazar olanakları geniş bir ülkedir. Türkiye’de daha çok yurtiçi üretime dayalı deri konfeksiyon yurtiçi talebinin, 1999-2005 yılları arasında ortalama yıllık yüzde 14-15’ler düzeyinde bir artışla, 1999 yılında miktar bazında 1,48 milyon adet ve değer bazında 1998 fiyatlarıyla 32 trilyon 320 milyar TL düzeyindeki iken, 2005 yılında miktar bazında 3 milyon 250 bin adet, değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 71 trilyon 458 milyar TL’lik yurtiçi talep hacmine ulaşılacağı öngörülüyor.
Sektörün 1999 sonrası ihracat performansının artırılmasına yönelik faaliyetleri devam ederken uluslararası alanda da global ekonomik krizin etkilerinin azalmaya ve yok olmaya başlamasıyla yeniden bir canlanma başlamıştır. Başta krizin kaynaklandığı Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere Türkiye’nin hedef pazarları olan Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Çin’den gelen sinyaller ekonominin canlandığı yönündendir. Bu nedenle 1999 yılı ile başlayan dönemde dış talepte de artış yönünde gelişmeler yaşanacaktır.
Deri konfeksiyon sektörünün, iklim özellikleri nedeniyle bizzat ihtiyaç nedeniyle kullanan Ruslar’ın ayağına kadar giderek (Moskova’da kurulan Ticaret Merkezi bunun için bir araç olacaktır) söz konusu pazarda, değişen ticari ortamda maksimum pazar payını almayı hedeflemektedir. Bütün olumlu iç ve dış koşulların etkisiyle 1999-2005 yılları arasında deri konfeksiyon ihracatının ortalama yıllık yüzde 15 oranında artış kaydederek, 1999 yılında miktar bazında 2,8 milyon adet ve değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 52 trilyon 622 milyar TL düzeyindeki ihracat performansını, 2005 yılında miktar bazında 6,5 milyon adet ve değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 127 trilyon 740 milyar TL’ye çıkaracağı tahmin edilmektedir.
Deri konfeksiyonda üretimin yüzde 85’i ihracata yönelmektedir. Bu nedenle üretimde meydana gelen artış ya da azalış eğilimi ihracatı etkileyen gelişmelere sıkı bağlıdır. Deri konfeksiyon sektörü üretiminde 1999-2005 döneminde, 1994-1998 yılları arasında yaşanan gelişme dönemine benzer bir genişleme döneminin yaşanacağı tahmin edilmektedir. Bunun nedeni, özellikle yurtdışı piyasalarda yaşanacağı tahmin edilen olumlu gelişmelerdir.
Global ekonomik krizin yerini, başta AB ve ABD olmak üzere belli başlı pazarlarda büyümeye bırakması uluslararası ticaret için olumlu olarak yorumlanmaktadır. Ayrıca, deri konfeksiyon sektörünün tanıtıma ve pazarlamaya verdiği önemle beraber ihracat performansının, dolayısıyla üretimin olumlu yönde artışına yol açacaktır. Bunun dışında, Türkiye’de 1999 yılının sonlarında uygulamaya konulan ekonomik istikrar tedbirleriyle reel ekonominin tekrar ön plana çıkmaya başladığını öne sürmek mümkündür. Türkiye’de yıllardır faiz oranlarının yüksek olması, kredilere bağımlı sanayicileri etkiliyordu. Reel faiz oranlarını makul düzeye düşürmek, ekonominin büyüme potansiyelini artırmak, ekonomideki kaynakların daha etkin ve adil dağılımını sağlamak amacıyla alınan bu kararların özellikle faizlerin düşmesi ile birlikte faiz borçlarını ödeyemeyen ihracatçıyı rahatlatacaktır. Buna paralel olarak kredilere talep de artacaktır. Böylelikle uluslararası ticaretteki olumlu beklentilere, içeride alınan ekonomik kararlardan elde edilmesi beklenen olumlu sonuçlar da eklenince, deri konfeksiyon üretiminde 1999-2005 döneminde yıllık yüzde 15’ler düzeyinde bir artış bekleniyor. Bu çerçevede, 1999 yılında miktar bazında 8 milyon 750 bin adet, değer bazında 1998 fiyatlarıyla 194 trilyon 90 milyar TL olan deri konfeksiyon üretiminin, 2005 yılında miktar bazında 20 milyon 238 bin adet, değer bazında 1998 fiyatlarıyla 447 trilyon 734 milyar TL’ne yükseleceği tahmin edilmektedir.
Türkiye’de, kalite ve miktar olarak güçlü bir deri konfeksiyon sektörünün varlığı, deri konfeksiyonda talebin ithal ürünlere yönelmesini önlemektedir. Türkiye’nin deri konfeksiyon ithalatı, 1998 yılı itibarıyla 12 milyon dolar düzeyinde olup, esasen 1996 yılı başında AB ile kurulan gümrük birliği çerçevesinde sağlanan pazar açılımıyla büyük oranlı ithalat artışıyla bu düzeye ulaşılmıştır. Deri konfeksiyon ithalatında, 1999-2005 döneminde büyük oranlı artışlar beklenmemektedir.Yapılan öngörüler çerçevesinde, 1999-2005 yılları arasında deri konfeksiyon ithalatının ortalama yıllık yüzde 5’ler düzeyinde artarak 1999 yılındaki miktar bazında 163.057 adet, değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 3 trilyon 207 milyar TL düzeyinden 2005 yılında 218.511 adet ve değer bazında 1998 yılı fiyatlarıyla 4 trilyon 298 milyar TL’ye yükseleceği tahmin ediliyor.
Bütün alanlarda olduğu gibi deri konfeksiyon üretiminde de ileri teknolojinin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Teknoloji, rekabet edebilmenin faktörlerinden bir haline geldiği için Türk deri konfeksiyon sektörü de teknolojiyi yakından izleme gayreti içindedir.
Halihazırda deri konfeksiyon sektöründe kullanılan makinalar genellikle ithal ve Alman orijinli olup teknolojik düzey olarak Hindistan, Çin ve Pakistan’dan ileri düzeyde yeralmaktadır. Bununla beraber, İtalya gibi Dünya konfeksiyon üretiminde öncü olan ülkeyi yakalamak Türk deri konfeksiyon sektörünün hedefleri arasında yer almaktadır. Bu hedef doğrultusunda Türk deri konfeksiyon sektörü moda-kalite ve teknolojik üretime ağırlık vermek yönünde faaliyetlerini yoğunlaştırmış bulunmaktadır. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde teknoloji üretim konusunda daha büyük bir mesafenin alınacağı düşünülmektedir.
Ayakkabı
DPT’nın yaptığı 5 yıllık kalkınma planı döneminde ayakkabı sektöründe yapılması gerekenler ve sektörün ithalat, ihracat, üretim projeksiyonu ise şöyle: İçeride, sektörün özellikle sıkıntı yaratan pazarlama alt yapısının önce reorganizasyonu, daha sonra çağdaş anlamda tesisi ve hızlı bir biçimde mağazacılık, perakendecilik organizasyonları oluşturulmalı ve büyük mağazacılığa yönelinmelidir. Diğer bir sorun olarak görünen üretim parkları ve bilgi sistemleri yatırımları hızla yapılmalıdır.
Dışarıda; hedef pazarları yaşanılan tecrübelere göre yeniden belirleyerek bu pazarların içerisinde konumlanacak pazarlama üniteleri oluşturulmalıdır. Yabancı yatırımcıların ülkemize yatırım yapmalarını sağlayabilmek için gerekli önlemler alınmalı, ayrıca ayakkabı tasarımında dünya standartlarında kendi kaynaklarımız oluşturulmalıdır.
2000 yılında toplam 270 milyon çift ayakkabı üreten ayakkabı sektörü, 2005 yılında bu rakamın 400 milyon çift ayakkabı olması planlanıyor. Yine aynı şekilde 2000 yılında bavul ticareti ile birlikte toplam 200 milyon dolarlık ihracat yapan sektör, 2005 yılında 500 milyon dolarlık ihracat yapmayı planlıyor. Geçtiğimiz yıl 100 milyon dolarlık ithalat yapan sektör, 2005 yılında bu rakamın 150 milyon dolar olması bekleniyor.
Saraciye
Saraciye sektörü, deri sanayi grubu içinde, Türkiye ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Stratejik hedefler doğrultusunda yapılacak tüm çalışmalara açık olan sektör, ülke ihtiyaçlarına yeten, ihracat için çok hızlı organize olabilen, teknolojik bilgisi ve işgücü ile kendine güvenli çok esnek bir yapıya sahiptir. Yurt içi talep projeksiyonu nüfusun artacağı ama ihtiyaçların daha hızlı artacağı ve çeşitleneceği ve sektörün bu ihtiyaçları yaratacak ürün gamını ve pazarlamasını yapacağı varsayımı ile 2001’de yüzde 5, 2002’de yüzde 5, 2003’de yüzde 6 ve diğer yıllarda yüzde 6 büyüyeceği kabul edilmiştir. İhracat talep projeksiyonu yapılırken sektörün yapacağı hamle içinde, saraciyenin payının artacağı varsayılmıştır. Özellikle AT ülkelerinin deri üretim sektörüne verilecek öncelikler ile birlikte, bu kaçan üretimi ülkemizde yakalayacak, üretecek ve buna ilave olarak bu ülkelere kendi yaratımını sunacaktır. Bu çerçeve doğrultusunda 2001’de yüzde 5, 2002’de yüzde 7, 2003’de yüzde 7 ve diğer yıllarda yüzde 6-7 büyüyecektir.
Deri Kimyasalları
Deri kimyasalları sektöründe, üretim hedefleri iç ve dış piyasaları birlikte kapsamaktadır. Yine iç piyasadaki beklentilerden bağımsız yatırım kararları alınmamaktadır. Deri kimyasalları sektöründeki gelişmeler doğrudan deri sektöründeki gelişmelere ve Türkiye’nin kalkınma hızına bağlı olarak öngörülmektedir. 1997 yılından günümüze deri kimyasalları iç piyasası deri üretiminde yaşanan küçülmeye paralel olarak yaklaşık yüzde 40 küçülmüştür. Deri işlentisine yönelik projeksiyon yapılmamakla birlikte önümüzdeki yıllarda giysilik ve ayakkabılık derilerden mamul ürünlerin ihracatında artış bekleniyor. Bu artışa ve Türkiye’nin kalkınma hızına paralel olarak 1997 yılındaki üretim rakamlarına 2005 yılında tekrar ulaşılması ya da geçilmesi bekleniyor. İhracata yönelik ürün grupları için üretim kapasitelerinin arttırılması için yatırımlar planlanmaktadır. Toplam kalite yönetiminden, İnternet aracılığı ile tanıtım, pazarlama ve satış projelerine kadar farklı projeler yürütülüyor.