Temel sürekli çocuklarına "Ben öleceğim, bir doktora götürün" diyor ama çocukları ona inanmıyordu… Nihayetinde temel öldü ve mezar taşında aynen şöyle yazıyordu; “ Siz söylemiştim ama dinlemediniz. Bir doktora bile götürmediniz....Hani ölmeyecektim… Ne oldi?”
Ben de son 1,5 yıldır Rijkaard ile Galatasaray’ın olmayacağını yazıp durdum. Rijkaard’a düşmanlık beslediğimi ve Galatasaray’ın da kötülüğünü istediğimi söyleyenler oldu. Ama şimdi mezar taşı dikildi ve üzerinde aynen yazıyor: “Ne oldi?”
Allah Rahmet eylesin beyler!...
Rijkaard ilk geldiğinde tabi ki kariyerine baktığımızda doğru seçim olduğunu herkes gibi düşündük. Ama zaman geçtikçe Rijkaard ile Galatasaray arasında bir kan uyuşmazlığı olduğu açık biçimde ortaya çıktı. Bu takım ölecekti ve başımız sağolsun dün kendi evinde bu da gerçekleşti…
Bu takımın geçen seneyi çıkaramayacağını anlamak için bana 6 ay yetmişti oysa… Olmamıştı… Rijkaard ile bu iş olmayacaktı. Bu sene onunla başlanması son derece yanlıştı. Ne sistem vardı ne de gözle görülür bir ilerleme. Belli ki Hollandalı Türkiye’ye alışmamıştı ve alışamayacaktı da…
Nihayet dün Ali Sami Yen’de tüm tribünler hep bir ağızdan “İstifa” diye bağırdı…
Buna hiç gerek yoktu oysa… Galatasaray ile Rijkaard’ın yolları daha medeni biçimde ayrılabilirdi. Ama bu gidişle biraz sancılı bir ayrılık olacak. Çünkü Hollandalı’nın maçtan sonraki açıklamalarından benim en kestirme anladığım, “Ben paramı almadan gitmem” oldu…
Bu tür uyumsuzluklarda hoca değişikliği her zaman takıma olumlu yansır. Galatasaray çok geç kaldı. Fenerbahçe maçını beklemeye hiç gerek yoktu.
Ankaragücü takımı dün birbirinin kopyası 3 gol attı. Rakip kaleye yüklenen Galatasaray takımında savunma orta sahada çizgi halini alınca yüzü Galatasaray kalesine dönük oynayan Ankaragücü forvetleri araya atılan her topta etkili oldu. Rijkaard bu duruma maçtan sonra şikayet edeceğine maç içinde gerekli tedbirleri almalıydı. Örneğin, sarkık liberolu oynayıp geride en hızlı adam Sabri’yi koyabilirdi. Ama Frank maçı bir seyirci gibi izledi. Umudu bitmiş bakışlarla…
İşin kötüsü Ankaragücü Galatasaray’ın bu zaafını çok iyi çözdü ve gelecek hafta için de elinde çok hızlı oyuncular bulunan Aykut Kocaman’a Ümit Özat tarafından açık bir kopya verilmiş oldu. Bence Aykutlu Fenerbahçe bu haftayı çok stressiz tamamlar ve Galatasaray’ın dağılışını belirleyecek oyun planını maç sabahını beklemeden belki de dün hazırlamış ve dosyalamıştır.
Haftalardır diyorum, Galatasaray Kadıköy’de facia yaşar ve yönetim büyük yara alır diye. Ama ısrarla “Kadıköy’e Rijkaard ile çıkacağız” dediler.
Alın işte… İnadınız sizi ne hale getirdi.
Yani düşünün hatanın büyüğü bu… Kozlar futbolcuların eline geçti. 1 Hafta sonra başlarında olmayacak bir hoca ile derbiye hazırlanacaklar. Böyle saçma bir mantık olabilir mi?
UFUK’IN KIRMIZISI GALATASARAY İÇİN BİR ŞANSTIR!...
Ufuk için de yazdım… Galatasaray kalecisi olamaz diye… Bu takımda 1. Kaleci olmadığı gayet açıktı. Aykut 2 ve Ufuk ancak 3 numara olabilir dedim durdum. Ama Hollandalı Ufuk’da ısrar etti. Ufuk dün sahanın en kötü adamıydı gene…
Yediği ilk gol öncesi kale çizgisinde beklemesi acemilikten de öteydi. Takım atağa kalktığında kaleci ceza sahasının önüne kadar çıkar. Çünkü günümüz futbolunda kaleciler liberodur. Metin kale dibine geldiğinde bir ara ayağı tökezledi ve o anda çıkıp açıyı daraltsa belki gol yemeyecekti.
Onu da geçtik, şaşkın Ufuk 3. Golü kurtarmak için değil de 4. Golü kurtarmak için kırmızı görmeyi tercih edecek kadar da acemi bir kaleci. Allah bereket verdi de Galatasaray takımı Kadıköy’e bu acemi ile gitmeyecek. Ufuk'ın gördüğü kırmızıYüce Allah'ın Galatasaray'a kıyağı oldu.... Belki bu maçta en büyük kazanım Ufuk'un gördüğü kırmızı karttır... Bu kadar açık ve net söylüyorum bunu...
Haaa!... Galatasaray Kadıköy’e Aykut ile giderse kazanır mı? Sadece daha az gol yer.
Gollerde Ufuk kadar defans hataları da göze çarptı. Bu kadar dengesiz bir defans anlayışına hiç şahit olmadık.
Baros’un sakatlığı Galatasaray için büyük kayıp. Ama tıpkı kaleci gibi santrafor mevkiine de oyuncu gerekliliği sezon başında gayet belliydi. Ama buna da çözüm üretmek yerine tıka basa orta sahaya transfer yapıldı.
Bence Kadıköy yolun sonu olur!...
Geçen yılın ortasından beri söylediğim son artık çok yakın.
Yazık!... Türk Telekom Arena’ya lider gideceklermiş!....
Siz futboldan zerre kadar anlamıyorsunuz…
Necati Şatana
Ben de son 1,5 yıldır Rijkaard ile Galatasaray’ın olmayacağını yazıp durdum. Rijkaard’a düşmanlık beslediğimi ve Galatasaray’ın da kötülüğünü istediğimi söyleyenler oldu. Ama şimdi mezar taşı dikildi ve üzerinde aynen yazıyor: “Ne oldi?”
Allah Rahmet eylesin beyler!...
Rijkaard ilk geldiğinde tabi ki kariyerine baktığımızda doğru seçim olduğunu herkes gibi düşündük. Ama zaman geçtikçe Rijkaard ile Galatasaray arasında bir kan uyuşmazlığı olduğu açık biçimde ortaya çıktı. Bu takım ölecekti ve başımız sağolsun dün kendi evinde bu da gerçekleşti…
Bu takımın geçen seneyi çıkaramayacağını anlamak için bana 6 ay yetmişti oysa… Olmamıştı… Rijkaard ile bu iş olmayacaktı. Bu sene onunla başlanması son derece yanlıştı. Ne sistem vardı ne de gözle görülür bir ilerleme. Belli ki Hollandalı Türkiye’ye alışmamıştı ve alışamayacaktı da…
Nihayet dün Ali Sami Yen’de tüm tribünler hep bir ağızdan “İstifa” diye bağırdı…
Buna hiç gerek yoktu oysa… Galatasaray ile Rijkaard’ın yolları daha medeni biçimde ayrılabilirdi. Ama bu gidişle biraz sancılı bir ayrılık olacak. Çünkü Hollandalı’nın maçtan sonraki açıklamalarından benim en kestirme anladığım, “Ben paramı almadan gitmem” oldu…
Bu tür uyumsuzluklarda hoca değişikliği her zaman takıma olumlu yansır. Galatasaray çok geç kaldı. Fenerbahçe maçını beklemeye hiç gerek yoktu.
Ankaragücü takımı dün birbirinin kopyası 3 gol attı. Rakip kaleye yüklenen Galatasaray takımında savunma orta sahada çizgi halini alınca yüzü Galatasaray kalesine dönük oynayan Ankaragücü forvetleri araya atılan her topta etkili oldu. Rijkaard bu duruma maçtan sonra şikayet edeceğine maç içinde gerekli tedbirleri almalıydı. Örneğin, sarkık liberolu oynayıp geride en hızlı adam Sabri’yi koyabilirdi. Ama Frank maçı bir seyirci gibi izledi. Umudu bitmiş bakışlarla…
İşin kötüsü Ankaragücü Galatasaray’ın bu zaafını çok iyi çözdü ve gelecek hafta için de elinde çok hızlı oyuncular bulunan Aykut Kocaman’a Ümit Özat tarafından açık bir kopya verilmiş oldu. Bence Aykutlu Fenerbahçe bu haftayı çok stressiz tamamlar ve Galatasaray’ın dağılışını belirleyecek oyun planını maç sabahını beklemeden belki de dün hazırlamış ve dosyalamıştır.
Haftalardır diyorum, Galatasaray Kadıköy’de facia yaşar ve yönetim büyük yara alır diye. Ama ısrarla “Kadıköy’e Rijkaard ile çıkacağız” dediler.
Alın işte… İnadınız sizi ne hale getirdi.
Yani düşünün hatanın büyüğü bu… Kozlar futbolcuların eline geçti. 1 Hafta sonra başlarında olmayacak bir hoca ile derbiye hazırlanacaklar. Böyle saçma bir mantık olabilir mi?
UFUK’IN KIRMIZISI GALATASARAY İÇİN BİR ŞANSTIR!...
Ufuk için de yazdım… Galatasaray kalecisi olamaz diye… Bu takımda 1. Kaleci olmadığı gayet açıktı. Aykut 2 ve Ufuk ancak 3 numara olabilir dedim durdum. Ama Hollandalı Ufuk’da ısrar etti. Ufuk dün sahanın en kötü adamıydı gene…
Yediği ilk gol öncesi kale çizgisinde beklemesi acemilikten de öteydi. Takım atağa kalktığında kaleci ceza sahasının önüne kadar çıkar. Çünkü günümüz futbolunda kaleciler liberodur. Metin kale dibine geldiğinde bir ara ayağı tökezledi ve o anda çıkıp açıyı daraltsa belki gol yemeyecekti.
Onu da geçtik, şaşkın Ufuk 3. Golü kurtarmak için değil de 4. Golü kurtarmak için kırmızı görmeyi tercih edecek kadar da acemi bir kaleci. Allah bereket verdi de Galatasaray takımı Kadıköy’e bu acemi ile gitmeyecek. Ufuk'ın gördüğü kırmızıYüce Allah'ın Galatasaray'a kıyağı oldu.... Belki bu maçta en büyük kazanım Ufuk'un gördüğü kırmızı karttır... Bu kadar açık ve net söylüyorum bunu...
Haaa!... Galatasaray Kadıköy’e Aykut ile giderse kazanır mı? Sadece daha az gol yer.
Gollerde Ufuk kadar defans hataları da göze çarptı. Bu kadar dengesiz bir defans anlayışına hiç şahit olmadık.
Baros’un sakatlığı Galatasaray için büyük kayıp. Ama tıpkı kaleci gibi santrafor mevkiine de oyuncu gerekliliği sezon başında gayet belliydi. Ama buna da çözüm üretmek yerine tıka basa orta sahaya transfer yapıldı.
Bence Kadıköy yolun sonu olur!...
Geçen yılın ortasından beri söylediğim son artık çok yakın.
Yazık!... Türk Telekom Arena’ya lider gideceklermiş!....
Siz futboldan zerre kadar anlamıyorsunuz…
Necati Şatana
