Deprem Gerçeği Bu Kez Ankarada Ortaya çıktı

Salvo

Kayıtlı Üye
BASINA VE KAMUOYUNA
DEPREM GERÇEĞİ BU KEZ ANKARADA ORTAYA ÇIKTI...
SİYASAL İKTİDAR VE YEREL YÖNETİMLER ANKARA‘NIN DEPREM GERÇEĞİNİ GÖRMEK ZORUNDADIR..
Son günlerde Ankara çevresinde oluşan depremler kent merkezi ve ilçelerinde yaşayan halkımızı endişeye sevk etmektedir. Ankara ve çevresinin depremselliği hakkında TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bilimsel veriler üzerinden ANKARA‘nın DEPREMSELLİĞİ değerlendirmemiz aşağıdaki gibidir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz...
1- ANKARA ve yakın çevresindeki alanların sismotektonik özellikleri göz önüne alındığında, ANKARA‘nın önemli bir hasara yol açan depreme merkez üssü olmadığı ancak çevresinde meydana gelen depremlerden etkilendiği görülmektedir. Depremsellik açısından, kent merkezinden itibaren 70 kilometre yarıçapındaki bir alanda meydana gelebilecek M<5.5, 120 kilometre yarıçapında meydana gelebilecek M>7 büyüklüğündeki depremlerin etkisindedir.

Bu açıdan bakıldığında Ankara Kenti, 100 km kuzeyinden geçen Kuzey Anadolu Fayı (KAF), 70 km doğusunda bulunan Ezinepazarı Fayı, batısında yer alan Eskişehir Fayı, ile güneyinde yer alan Tuz Gölü Fayının etki alanındadır. Tarihsel ve aletsel kayıtlar bu fay sistemlerinin büyük depremler ürettiğini göstermektedir. Kırşehir-Keskin (19.04.1938), Samsun (26.11.1943), Bolu-Gerede(01.02.1944), Çankırı-Kurşunlu (13.08.1951), Çankırı-Çerkeş (07.09.1953), Çankırı-Köşker (21.04.1983) ve Kocaeli ve Bolu-Düzce (17.08.1999 -12.11.1999) depremleri ANKARA ilini etkilemiştir. Özellikle 01.02. 1944 tarihinde meydana gelen Bolu-Gerede Depreminin Yenişehir ve Kale bölgesindeki yapılarda önemli hasarlara yol açtığı bilinmektedir.
Son yıllarda son aylarda hatta son günlerde oluşan DEPRERİ KISACA HATIRLARSAK, 2007.04.04 tarihinde 3 .2 YENİMAHALLE ,2007.04.04 tarihinde 3. 2GÜDÜL, 2007.04.04 tarihinde 3.6 BAĞLUM-KEÇİÖREN, 2006.11.13 tarihinde 3.5 BAĞLUM , 2006.11.12 tarihinde 3.0 KEÇİÖREN, , 2006.11.12 tarihinde 2.7 KAZAN , 2006.11.12 tarihinde 4.4 KAZAN ,11.08.2005 tarihinde3.5, MAMAK 31.07.2005 tarihinde 5.5 BALA ,12.08.2005 tarihinde 3.5 BALA depremleri yukarıdaki değerlendirmelerle uyumlu olup ANKARA ilinin gözardı edilemeyecek nitelikteki deprem karakteristiğini bir kez daha ortaya koymuştur.
2- Son günlerde yani 3 ve 4 nisan 2007 de Ankara yakınlarında yaşanan depremlerde can ve mal kayıpları olmamış ancak halkımız büyük bir endişe yaşamıştır. Ankara il sınırları içindeki alanlarda meydana gelen afet olaylarına yönelik envanter verileri incelendiğinde, değişik afet olayları nedeniyle Bakanlar Kurulu‘nca alınmış 113 adet Afet Maruz Bölge Kararı olduğu görülmekte olup bu alanlardan 44 tanesi bugünkü kent merkezinde 69 tanesi ise çevre ilçelere ait alanlarda kalmaktadır. Afet işleri Genel Müdürlüğünce ANKARA İli kapsamında gerçekleştirilen jeolojik etüt ve hasar tespit çalışmaları sonucunda toplam 900 konutun değişik afet olaylarından etkilendiği belirlenmiştir.

ANKARA il sınırları içindeki alanlar, Bakanlar Kurulu‘nun 18.04.1996 gün ve 96/8109 sayılı kararı ile yürürlüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Derece Deprem Bölgesi kapsamında yer almaktadır. Birinci Derece Deprem Bölgeleri ilin kuzeyinde Kuzey Anadolu Fayına yakın kesimleri ile doğu-güney doğusunda Tuz Gölü Fayına yakın kısımlarını kapsamaktadır
3- Ankara civarındaki fay sistemlerinin 5.5 ve 7‘den büyük üreteceği depremler, özellikle kent çevresinde Deprem riski yüksek Alüvyonel zeminlerde gelişen çok katlı yapılaşmaları etkileyeceği bilinmektedir. Kaldı ki tarihsel depremlerde Kale, Samanpazarı, Ulus, Altındağ civarında, kaya zeminler üzerinde kurulu Ankara kentinin etkilendiği düşünülürse bu riskin, bugün özellikle Ankara civarında yer alan ve faylarla oluşmuş ovalar, eski dere yatakları ve vadi tabanları üzerindeki kalitesiz yapılarda daha etkili olacağı kaçınılmazdır.
4- Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, Ankara Halkının Endişeye kapılmamalarını, Ankara kent merkezli bir diri fayın olmadığını bildirmek isteriz. Bu açıdan bakıldığında, Ankara ve civarının ayrıntılı jeolojik risklerinin (depremsellik, heyelan, kaya düşmesi, taşkın vb.) tanımlandığı mikro bölgelendirme haritasının yapılması için acilen çalışmaların başlatılması gerekmektedir.
5- Ülkemizin başkenti Ankara kent merkezinin bütünlüklü bir jeolojik jeoteknik etüdünün olmaması büyük bir eksiklik olduğu tartışılmaz bir gerçekliktir. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimlerin Ankara kentinin İmara esas jeolojik jeoteknik etüdlerinin yapılarak kentin Afet risk karakterine uygun olarak mevcut planlarının revize edilmesi savsaklanamaz ve ertelenemez bir görevdir. Bu planlar ışığında imara kapatılma da dahil riskli bölgeler için gerekli önlemler alınmalıdır.
6- Yapılaşma için gerekli olan yapı ruhsatının önemli bir bileşeni olan jeolojik jeoteknik etüdlerin Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından mesleki denetime tabi tutulması Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarafından zorunlu hale getirilmelidir. Bu bağlamda ANKARA Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri JEOLOJİ MÜHENDİSLERİNİN KAMUSAL DENETİM HAKKINI GÖRMEK ZORUNDADIR..AKSİ TAKDİRDE SORUMLULUK ONLARIN OLACAKTIR....
7- Ve en önemlisi; Doğa insan ilişkisini düzenleyen temel yasalarımızdan İmar yasası ile Afet yasası, maddi ve siyasi rant anlayışı terk edilerek, insanı ve doğayı merkezine alan politikaların ışığında akıl, bilim ve mühendislik normlarına göre yeniden düzenlenmelidir.
Saygılarımızla..
Unutmamalı ki deprem unutulduğu an gelir.. 05.04.2007
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst