meridyen2
Kayıtlı Üye
Dengemizi Nasıl Sağlarız?
Bizi dengede tutan eşsiz bir sistem vardır. Rahatlıkla kalkıp yürür, saatlerce ayakta durabilir, koşabilir ve hiçbir zaman boşlukta hareket ediyor hissini yaşamayız. Adımlarımız sağlam ve dengelidir. Bizim için son derece olağan olan bu özelliğimiz, aslında pek çok unsurun mükemmel bir hassasiyetle bir arada bulunmasının bir sonucudur.
Sahip olduğumuz ve yaşamımızı kolaylaştıran mucizevi denge sisteminin anahtarı, uzayda kapladığımız yerin algılanmasıdır. Denge sistemi, beynimize, vücudun uzay içinde nerede olduğunu, pozisyonunu, yönünü, hangi yönde hareket ettiğini, döndüğünü mü yoksa sabit durumda mı olduğunu bildirir. Dengeyi sağlayan bu algı ise, beynimize üç kaynaktan gelen verilerin değerlendirilmesiyle sağlanmaktadır. Gözlerden, kaslardan ve iç kulaktan oluşan duyu reseptörlerinde toplanan veriler, sinir uyarıları olarak beyne iletilir. Bu şekilde de denge sağlanmış olur.
Denge Sağlamada Beyne Yardımcı Olan Organlar
1- Gözler
Gözlerin hemen arkasındaki retinada, özel duyu reseptörlerinin yer aldığı çubuk ve koni hücreleri bulunur. Bu reseptörler ışığa karşı duyarlıdır. Üzerlerindeki optik sinirler yoluyla beyne dengemizi sağlamada yardımcı olacak görsel verileri iletirler.
2- Kaslar ve Eklemler
Beynimiz, aynı zamanda kaslarımız ve eklemlerimizi saran, gerilme ve kasılmaya duyarlı dokulardaki duyu reseptörleri aracılığı ile de konumumuza ilişkin verileri almaktadır. Özellikle boyundan gelen veriler önemlidir. Çünkü boynumuzdaki hareketler başımızın hangi yöne döndüğüne ilişkin bilgileri duyu sinirleri aracılığıyla beyne iletir. Bileklerimizden gelen veriler de ayakta dururken, vücudumuzun yerde sağa sola hareket etmesine ilişkin bilgileri beyne iletir. Bu tip veriler, beyne üzerinde durduğumuz zemine ilişkin sert, yumuşak, bozuk ya da düzgün gibi bilgileri aktarır.
3- İç Kulak
İç kulak, çok küçük bir yapıya sahip olmasına rağmen çok önemli işlevlere sahiptir. İç kulağın denge ile ilgili bölümleri olan yarı dairesel kanallar öyle kusursuz yerleşmiştir ki; uzayda aşağı-yukarı, öne-arkaya, sağa-sola yapılan hareketlerin tümünü algılayacak bir diziliş gösterirler. Bu kanallar içinde de sıvı içine yerleşmiş zar ve titrek tüylü hücre sistemi bulunur.
Başımızın herhangi bir yöne hareketinde kemik yapı hemen yer değiştirir. Bu sıvı içinde uzanan titrek tüyler sıvı ile birlikte sabit dururken, zarlara ve kemik yapıya sıkı sıkıya bağlı hücreler hareket edince tüyler hareketin ters tarafına doğru yatar. Ancak sistem, gerçekten bir hareket oluştuğunda devreye girer. Kanallardaki tüylerin bu hareketi ise denge siniri aracılığıyla beynin ilgili bölgesine iletilir.
Hareket Halindeyken Denge Nasıl Sağlanır?
Beyin, denge konusunda iki ayrı bölümden daha sinyaller alır; bunlar koordinasyon merkezimiz olan "serebellum" ve düşünme ve hafıza fonksiyonlarının yer aldığı "serebral korteks"tir. Dengeyi sağlamak için tüm veriler beyinde değerlendirilirken, serebellum pratik yaparak öğrenilmiş otomatik hareketlerin bilgisini ekleyebilir. Örneğin bir tenis topunu karşılarken dengenin ayarlanmasında öğrenilmiş otomatik bir hareket vardır. Serebral korteks ise önceden öğrenilmiş bilgileri bu değerlendirmeye ekleyebilir. Örneğin, buz tutmuş kaldırımların kaygan olduğu bilgisine sahipsinizdir ve dengenizi korumak için üzerinde daha farklı şekilde yürürsünüz.
Ancak bazen bu veriler çelişkili ve karmaşık bir hal alır. Örneğin otobüste otururken gözlerden hareket halinde olduğunuza dair bilgi iletilirken, kendinizi oturur halde görürsünüz. Başınızın döndüğünü hissedersiniz ama kaslarınız ve eklemlerinizden oturduğunuza dair veriler iletilir. Sonra görsel olarak yanınızdaki diğer nesnelerin de sabit olduğu bilgisi iletilir ve bu noktada hatalı bir algı oluşur. Araç tutmasının bulguları ve baş dönmesi de, merkezi sinir sistemine birbirine zıt mesajlar geldiği böyle durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Bir insanın, hareket ettiği her an, sadece bedenindeki bu değerli sistemi düşünmesi bile, sürekli olarak nimetlerle kuşatılmış olduğunu görüp anlaması için yeterlidir. İnsanın bedeni, bu ve bunun gibi sayısız kusursuz sistemin, hatasız olarak sürekli işlediği bir mucizedir. İnsan, bu kusursuz sistemler vesilesiyle hayatta kalır. Bunları insanın yaşamı için vesile eden, insanı daima koruyup gözeten, ona can verip onu yaşatan, yerin ve göğün hakimi olan Yüce Allah’tır. Allah’ın yaratma ilmi Kuran’da şöyle bildirilmiştir:
“İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O'dur. Ki O, yarattığı herşeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır.” (Secde Suresi, 6-7)
Denge Sistemi Hastalıkları
Bazı insanlar denge problemlerini baş dönmesi olarak nitelendirirler. Gerçekte bir hastalık olan denge sağlamadaki bu zorluklara vertigo adı verilir. Bu kelime Latince "dönmek" fiilinden gelmektedir. Çoğunlukla iç kulak probleminden kaynaklanır. Bu şikayetler, kimi zaman öyle bir boyuta gelir ki, hastalar normal hayatlarını sürdüremez hale gelirler.
Aynı şekilde belirtileri olan Meniere hastalığı ise bir tür denge sistemi hastalığıdır. Bu rahatsızlığın belirtileri; tekrarlayan dairesel savrulma şeklinde bir hareket, işitme kaybı, kulakta çoğu zaman sabit bir ses şeklinde duyulan çınlama ve kulakta basınç hissidir. En çok rahatsızlık veren şikayet ise baş dönmesidir. Hastaların büyük kısmı gürültüye tahammül edemez hale gelmiştir. Hastalığın nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak iç kulaktaki denge sıvısının (endolenf) içeriğinde ve akımın düzenlenmesinde bozukluk olduğu saptanmıştır.
Görüldüğü gibi birçok kişinin varlığından dahi haberdar olmadığı ya da bir an olsun işleyişini düşünmediği bu harika sistem bozulduğunda, en sıradan gibi görünen hareketler dahi zorlaşıp günlük hayatımızı olumsuz etkileyebilmektedir. Gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, vücudumuza da bir düzen içinde biçim vermiş ve bizi kusursuz sistemlerle birlikte var etmiştir (makale harun yahya)
Bizi dengede tutan eşsiz bir sistem vardır. Rahatlıkla kalkıp yürür, saatlerce ayakta durabilir, koşabilir ve hiçbir zaman boşlukta hareket ediyor hissini yaşamayız. Adımlarımız sağlam ve dengelidir. Bizim için son derece olağan olan bu özelliğimiz, aslında pek çok unsurun mükemmel bir hassasiyetle bir arada bulunmasının bir sonucudur.
Sahip olduğumuz ve yaşamımızı kolaylaştıran mucizevi denge sisteminin anahtarı, uzayda kapladığımız yerin algılanmasıdır. Denge sistemi, beynimize, vücudun uzay içinde nerede olduğunu, pozisyonunu, yönünü, hangi yönde hareket ettiğini, döndüğünü mü yoksa sabit durumda mı olduğunu bildirir. Dengeyi sağlayan bu algı ise, beynimize üç kaynaktan gelen verilerin değerlendirilmesiyle sağlanmaktadır. Gözlerden, kaslardan ve iç kulaktan oluşan duyu reseptörlerinde toplanan veriler, sinir uyarıları olarak beyne iletilir. Bu şekilde de denge sağlanmış olur.
Denge Sağlamada Beyne Yardımcı Olan Organlar
1- Gözler
Gözlerin hemen arkasındaki retinada, özel duyu reseptörlerinin yer aldığı çubuk ve koni hücreleri bulunur. Bu reseptörler ışığa karşı duyarlıdır. Üzerlerindeki optik sinirler yoluyla beyne dengemizi sağlamada yardımcı olacak görsel verileri iletirler.
2- Kaslar ve Eklemler
Beynimiz, aynı zamanda kaslarımız ve eklemlerimizi saran, gerilme ve kasılmaya duyarlı dokulardaki duyu reseptörleri aracılığı ile de konumumuza ilişkin verileri almaktadır. Özellikle boyundan gelen veriler önemlidir. Çünkü boynumuzdaki hareketler başımızın hangi yöne döndüğüne ilişkin bilgileri duyu sinirleri aracılığıyla beyne iletir. Bileklerimizden gelen veriler de ayakta dururken, vücudumuzun yerde sağa sola hareket etmesine ilişkin bilgileri beyne iletir. Bu tip veriler, beyne üzerinde durduğumuz zemine ilişkin sert, yumuşak, bozuk ya da düzgün gibi bilgileri aktarır.
3- İç Kulak
İç kulak, çok küçük bir yapıya sahip olmasına rağmen çok önemli işlevlere sahiptir. İç kulağın denge ile ilgili bölümleri olan yarı dairesel kanallar öyle kusursuz yerleşmiştir ki; uzayda aşağı-yukarı, öne-arkaya, sağa-sola yapılan hareketlerin tümünü algılayacak bir diziliş gösterirler. Bu kanallar içinde de sıvı içine yerleşmiş zar ve titrek tüylü hücre sistemi bulunur.
Başımızın herhangi bir yöne hareketinde kemik yapı hemen yer değiştirir. Bu sıvı içinde uzanan titrek tüyler sıvı ile birlikte sabit dururken, zarlara ve kemik yapıya sıkı sıkıya bağlı hücreler hareket edince tüyler hareketin ters tarafına doğru yatar. Ancak sistem, gerçekten bir hareket oluştuğunda devreye girer. Kanallardaki tüylerin bu hareketi ise denge siniri aracılığıyla beynin ilgili bölgesine iletilir.
Hareket Halindeyken Denge Nasıl Sağlanır?
Beyin, denge konusunda iki ayrı bölümden daha sinyaller alır; bunlar koordinasyon merkezimiz olan "serebellum" ve düşünme ve hafıza fonksiyonlarının yer aldığı "serebral korteks"tir. Dengeyi sağlamak için tüm veriler beyinde değerlendirilirken, serebellum pratik yaparak öğrenilmiş otomatik hareketlerin bilgisini ekleyebilir. Örneğin bir tenis topunu karşılarken dengenin ayarlanmasında öğrenilmiş otomatik bir hareket vardır. Serebral korteks ise önceden öğrenilmiş bilgileri bu değerlendirmeye ekleyebilir. Örneğin, buz tutmuş kaldırımların kaygan olduğu bilgisine sahipsinizdir ve dengenizi korumak için üzerinde daha farklı şekilde yürürsünüz.
Ancak bazen bu veriler çelişkili ve karmaşık bir hal alır. Örneğin otobüste otururken gözlerden hareket halinde olduğunuza dair bilgi iletilirken, kendinizi oturur halde görürsünüz. Başınızın döndüğünü hissedersiniz ama kaslarınız ve eklemlerinizden oturduğunuza dair veriler iletilir. Sonra görsel olarak yanınızdaki diğer nesnelerin de sabit olduğu bilgisi iletilir ve bu noktada hatalı bir algı oluşur. Araç tutmasının bulguları ve baş dönmesi de, merkezi sinir sistemine birbirine zıt mesajlar geldiği böyle durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Bir insanın, hareket ettiği her an, sadece bedenindeki bu değerli sistemi düşünmesi bile, sürekli olarak nimetlerle kuşatılmış olduğunu görüp anlaması için yeterlidir. İnsanın bedeni, bu ve bunun gibi sayısız kusursuz sistemin, hatasız olarak sürekli işlediği bir mucizedir. İnsan, bu kusursuz sistemler vesilesiyle hayatta kalır. Bunları insanın yaşamı için vesile eden, insanı daima koruyup gözeten, ona can verip onu yaşatan, yerin ve göğün hakimi olan Yüce Allah’tır. Allah’ın yaratma ilmi Kuran’da şöyle bildirilmiştir:
“İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O'dur. Ki O, yarattığı herşeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır.” (Secde Suresi, 6-7)
Denge Sistemi Hastalıkları
Bazı insanlar denge problemlerini baş dönmesi olarak nitelendirirler. Gerçekte bir hastalık olan denge sağlamadaki bu zorluklara vertigo adı verilir. Bu kelime Latince "dönmek" fiilinden gelmektedir. Çoğunlukla iç kulak probleminden kaynaklanır. Bu şikayetler, kimi zaman öyle bir boyuta gelir ki, hastalar normal hayatlarını sürdüremez hale gelirler.
Aynı şekilde belirtileri olan Meniere hastalığı ise bir tür denge sistemi hastalığıdır. Bu rahatsızlığın belirtileri; tekrarlayan dairesel savrulma şeklinde bir hareket, işitme kaybı, kulakta çoğu zaman sabit bir ses şeklinde duyulan çınlama ve kulakta basınç hissidir. En çok rahatsızlık veren şikayet ise baş dönmesidir. Hastaların büyük kısmı gürültüye tahammül edemez hale gelmiştir. Hastalığın nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak iç kulaktaki denge sıvısının (endolenf) içeriğinde ve akımın düzenlenmesinde bozukluk olduğu saptanmıştır.
Görüldüğü gibi birçok kişinin varlığından dahi haberdar olmadığı ya da bir an olsun işleyişini düşünmediği bu harika sistem bozulduğunda, en sıradan gibi görünen hareketler dahi zorlaşıp günlük hayatımızı olumsuz etkileyebilmektedir. Gökleri, yeri ve bu ikisi arasındakileri en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, vücudumuza da bir düzen içinde biçim vermiş ve bizi kusursuz sistemlerle birlikte var etmiştir (makale harun yahya)