Yolcu
ve yük taşımacılığının yapıldığı demirden mâmul bir çift ray hâlinde uzanan ulaştırma ağının adı. Hat
fikrinin düşünülerek tatbiki çok eski devirlere dayanır. Eski Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerinde
atla çekilen arabaların tekerleklerindeki sürtünmelerin azaltılması için özel tertibâtların uygulandığı
bilinmektedir. On beşinci yüzyılda mâden ocaklarında arabalar tahta kalaslar üzerine alınmış, demirin
ucuzlaması ile de bunlar, ray adı verilen hatlara yerini bırakmıştır.
Buharla çalışan bir arabanın ray üzerinde yürütülenini ilk defa 1802 yılında İngiliz Robert Trewithick
yapmıştır. Bu arabayı diğerlerinden ayırabilmek için de lokomotif adını vermiştir. Bu sahadaki
çalışmalar hızla gelişmiş 1814 yılında George Stephenson adlı bir mühendis iki silindirli bir lokomatif
yapmayı başarmıştır.
1825 yılında borulu kazanların keşfedilmesinden sonra bir şirket yük taşımacılığının lokomotiflerle
yapılabilmesi için İngilterede demiryolu inşâsına başlamış, bu maksadla bir de yarışma düzenlemiştir.
Stephenson adında birisi 6 Ekim 1829 târihinde 10 tonluk bir yükle saatte 22 km hız yapan bir
lokomotif yapmayı başarmıştır. Demiryolunun kâşifi olarak George Stephenson, demiryolculuğunun
başlangıç târihi de 1829 olarak kabul edilmiştir.
1829 yılından sonra özellikle demiryolu arabalarında hiç durmayan bir gelişme olmuş, 1860 yıllarında
demiryolundaki ulaşım hızı saatte 40 km iken, 1913te 60 kilometreye, 1939da ise 85 kilometreye
ulaşmış, bunun yanında lokomotif güçleri de artmıştır. İkinci Dünya Harbinden sonraki devrelerde
buharlı lokomotifler yerini dizelli, elektrikli lokomotiflere bırakmıştır. Saatteki hız, katarlarda (yük
taşımacılığında) 120 kilometreye, yolcu trenlerinde ise 160 kilometreye ulaşmıştır. Bir taraftan elektrikli
lokomotiflerde gücün artırılması, elektriğin demiryollara uygulanması ve yol yapım tekniğindeki
gelişmeler, hızın 250-300 kilometreye kadar çıkmasını sağlamıştır. Avrupanın bâzı demiryolu hatları
değiştirilerek yüksek hız tekniği ile çalışan hatların uygulanmasına başlanmıştır. Demiryollarındaki hız
ve konfor yarışı son yıllarda Fransa ile Japonya arasında cereyân etmektedir. Bu ülkelerde yolcu ve
yük katarlarının manyetik alana sâhip yastıklar üzerinden nakli çalışmalarına hızla devâm edilmektedir.
ve yük taşımacılığının yapıldığı demirden mâmul bir çift ray hâlinde uzanan ulaştırma ağının adı. Hat
fikrinin düşünülerek tatbiki çok eski devirlere dayanır. Eski Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerinde
atla çekilen arabaların tekerleklerindeki sürtünmelerin azaltılması için özel tertibâtların uygulandığı
bilinmektedir. On beşinci yüzyılda mâden ocaklarında arabalar tahta kalaslar üzerine alınmış, demirin
ucuzlaması ile de bunlar, ray adı verilen hatlara yerini bırakmıştır.
Buharla çalışan bir arabanın ray üzerinde yürütülenini ilk defa 1802 yılında İngiliz Robert Trewithick
yapmıştır. Bu arabayı diğerlerinden ayırabilmek için de lokomotif adını vermiştir. Bu sahadaki
çalışmalar hızla gelişmiş 1814 yılında George Stephenson adlı bir mühendis iki silindirli bir lokomatif
yapmayı başarmıştır.
1825 yılında borulu kazanların keşfedilmesinden sonra bir şirket yük taşımacılığının lokomotiflerle
yapılabilmesi için İngilterede demiryolu inşâsına başlamış, bu maksadla bir de yarışma düzenlemiştir.
Stephenson adında birisi 6 Ekim 1829 târihinde 10 tonluk bir yükle saatte 22 km hız yapan bir
lokomotif yapmayı başarmıştır. Demiryolunun kâşifi olarak George Stephenson, demiryolculuğunun
başlangıç târihi de 1829 olarak kabul edilmiştir.
1829 yılından sonra özellikle demiryolu arabalarında hiç durmayan bir gelişme olmuş, 1860 yıllarında
demiryolundaki ulaşım hızı saatte 40 km iken, 1913te 60 kilometreye, 1939da ise 85 kilometreye
ulaşmış, bunun yanında lokomotif güçleri de artmıştır. İkinci Dünya Harbinden sonraki devrelerde
buharlı lokomotifler yerini dizelli, elektrikli lokomotiflere bırakmıştır. Saatteki hız, katarlarda (yük
taşımacılığında) 120 kilometreye, yolcu trenlerinde ise 160 kilometreye ulaşmıştır. Bir taraftan elektrikli
lokomotiflerde gücün artırılması, elektriğin demiryollara uygulanması ve yol yapım tekniğindeki
gelişmeler, hızın 250-300 kilometreye kadar çıkmasını sağlamıştır. Avrupanın bâzı demiryolu hatları
değiştirilerek yüksek hız tekniği ile çalışan hatların uygulanmasına başlanmıştır. Demiryollarındaki hız
ve konfor yarışı son yıllarda Fransa ile Japonya arasında cereyân etmektedir. Bu ülkelerde yolcu ve
yük katarlarının manyetik alana sâhip yastıklar üzerinden nakli çalışmalarına hızla devâm edilmektedir.