Hayatımızın hatıra defteridir çocukluğumuz. Hiç unutamadığımız anılarımız, ilk aşkımız, yediğimiz dayaklar ve kırılan kalbimiz. En çok o dönemde hissetmişizdir. Hayatın tadına vardığımız ilk ve tek dönemdir çocukluğumuz; bittiğinde ise başlar çürüme. Içimizde taşıdığımız deliliğimiz kadardır isyanlarımız, öfkemiz. Kimisi deliliğini saklar çocukluğunda, kimisi günce haline getirir.
Deli Çocuğun Güncesi sadece onu yazanın değil, çocukluğunu ve deliliğini her daim yanında taşıyanların güncesi...
Kaybetmeyi alışkanlık haline getirenler için; "Yine bir üzüntüden sonra doğacağım, bir köprünün altında uyanacağım."
Hayatın haritasında gezgin misali dolaşanlar için; "Yalnızlığın coğrafyası yok."
Ve kendisiyle kalmak isteyenler için; "Bazı insanlar tektir, tek yaşar, tek görmek ister hayatı."
Anılarında çocukluğunu, yüreğinde deliliğini taşımayı ihmal etmeyenlerin kılavuzu.
Deli Çocuğun Güncesi sadece onu yazanın değil, çocukluğunu ve deliliğini her daim yanında taşıyanların güncesi...
Kaybetmeyi alışkanlık haline getirenler için; "Yine bir üzüntüden sonra doğacağım, bir köprünün altında uyanacağım."
Hayatın haritasında gezgin misali dolaşanlar için; "Yalnızlığın coğrafyası yok."
Ve kendisiyle kalmak isteyenler için; "Bazı insanlar tektir, tek yaşar, tek görmek ister hayatı."
Anılarında çocukluğunu, yüreğinde deliliğini taşımayı ihmal etmeyenlerin kılavuzu.