' Kontes..
Bayan Üye
Küfürlü Bir Kış Gelmiş
Son baharımı yaşadım bu aşkta...
Bahar sayıklar mı,
Kış gelmesin diye,
Sayıkladı işte...
Böyle bir sonbaharı geçtim...
Bir sevda sayıklar mı hiç,
Ayrılık vurmasın diye kalbini...
Oldu işte...
Aşkımı da böyle,
Geçemedim...
Anılara saldırıyorum,
İçimdeki hasrete,
Bitmeyen o sevgiye sarılıyorum.
Açlığıma...
Aşkıma verilen
O ihanet madalyasına,
Dağılıyor umutlarım...
Şaşırtmıyor beni bu gerçekler,
Yalan yaşamaktan daha onurludur diye..
Anılarım,
Gerçek yalanlarım benim...
Anılarım,
Sevdamıza getirilen bir bahar yağmuru,
Dinlenilen bir kırık çingene kemanı...
Eksik telleriyle,
Nasılda çalıyor hayatı...
Kulaktan dolma,
Öğrenmeden,
Bilmeden; eksikliğine inat...
Bu aşkın bir özeti olmalı,
Bir başı bir sonu varsa,
Bu soğuk odamın,
Ve yalnızlığın,
Bu aşkında bir odası olmalı;
İçinde saklı hatıralarıyla...
Bir yüzük,
Bir kalem,
Yarım kalmış bir tütsü; aşk gibi yarım kokan...
Belki de bir öpüş...
Ama mutlaka olmalı bir fotoğraf,
Ortadan ikiye kesilmiş, bunu biri yapmalı...
Eğer varsa ortasında, bir boşluk
Hayatımız gibi, fotoğrafın
İki ucuna dağılmışsa bedenleri,
Sevgilerinin ve aşklarının nasıl da özeti olacak...
Usta bir seviciye kaptırılan,
Gerçek bir rüya gibi olmalı,
Bunu böyle yormalı ganimetine
O mağrur delikanlı...
Ne de olsa zaferi içinde,
Sessiz sevişmelerinde içindeki cinnetle yaşayan,
Ama seni hep yarım bırakan bir yabancı..
Şimdi onun kolları ,
Ve yolları senin al yaşat yalanlarla,
Sevişerek,
İhanete sığınarak.
Bu böyle olmalı...
Ey sen mağrur beyefendi...
Sakladığı cinneti, ihaneti
Ona saklamalı.
Hak edilmeyen bir küfür,
bırakılmamalı ama;
kaybedilen o yorgun limana...
Son baharımı yaşadım bu aşkta...
Bahar sayıklar mı,
Kış gelmesin diye,
Sayıkladı işte...
Böyle bir sonbaharı geçtim...
Bir sevda sayıklar mı hiç,
Ayrılık vurmasın diye kalbini...
Oldu işte...
Aşkımı da böyle,
Geçemedim...
Anılara saldırıyorum,
İçimdeki hasrete,
Bitmeyen o sevgiye sarılıyorum.
Açlığıma...
Aşkıma verilen
O ihanet madalyasına,
Dağılıyor umutlarım...
Şaşırtmıyor beni bu gerçekler,
Yalan yaşamaktan daha onurludur diye..
Anılarım,
Gerçek yalanlarım benim...
Anılarım,
Sevdamıza getirilen bir bahar yağmuru,
Dinlenilen bir kırık çingene kemanı...
Eksik telleriyle,
Nasılda çalıyor hayatı...
Kulaktan dolma,
Öğrenmeden,
Bilmeden; eksikliğine inat...
Bu aşkın bir özeti olmalı,
Bir başı bir sonu varsa,
Bu soğuk odamın,
Ve yalnızlığın,
Bu aşkında bir odası olmalı;
İçinde saklı hatıralarıyla...
Bir yüzük,
Bir kalem,
Yarım kalmış bir tütsü; aşk gibi yarım kokan...
Belki de bir öpüş...
Ama mutlaka olmalı bir fotoğraf,
Ortadan ikiye kesilmiş, bunu biri yapmalı...
Eğer varsa ortasında, bir boşluk
Hayatımız gibi, fotoğrafın
İki ucuna dağılmışsa bedenleri,
Sevgilerinin ve aşklarının nasıl da özeti olacak...
Usta bir seviciye kaptırılan,
Gerçek bir rüya gibi olmalı,
Bunu böyle yormalı ganimetine
O mağrur delikanlı...
Ne de olsa zaferi içinde,
Sessiz sevişmelerinde içindeki cinnetle yaşayan,
Ama seni hep yarım bırakan bir yabancı..
Şimdi onun kolları ,
Ve yolları senin al yaşat yalanlarla,
Sevişerek,
İhanete sığınarak.
Bu böyle olmalı...
Ey sen mağrur beyefendi...
Sakladığı cinneti, ihaneti
Ona saklamalı.
Hak edilmeyen bir küfür,
bırakılmamalı ama;
kaybedilen o yorgun limana...
Değer Ulaş Turan