єDgє
Kayıtlı Üye
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, The Marmara Oteli'nde düzenlenen "İstanbul Arabuluculuk Konferansı"nda konuştu.Konferansa BM Genel Kurul Başkanı Nassir Abdülaziz Al-Nasser, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ve Brezilya Dışişleri Bakanı Antonio Patriota da katıldı.
"EĞER BİR ÇÖZÜME KENDİM İNANMIYORSAM, BAŞKALARINI İKNA EDEMEM"
Davutoğlu, 'Dersaadet' şeklinde adlandırılan İstanbul'un bir arabuluculuk konferansı için doğru yer olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Arabuluculuk yapıyorsak, konu Irak ise Bağdatlı gibi, Suriye ise Şamlı gibi, Balkanlar ise Saraybosnalı gibi konuşmalıyız" dedi. Ahmet Davutoğlu, "Eğer bir çözüme kendim inanmıyorsam, başkalarını ikna edemem. Arabulucular, arabuluculuk sırasında o kadar mazeret öne sürüyorlarsa çözüm mümkün olmuyor. Bununla paralel olarak bir de bu inancın gerçekçi bir analiz tarafından desteklenmesi gerekiyor" diye konuştu. Arabulucunun, görüşmeler öncesinde her iki tarafı psikolojik olarak hazırlamasının da önemini belirten Bakan Davutoğlu, İsrail-Suriye arasında dolaylı görüşmelerinin deklare edilmesinden önceki 3 yıl boyunca, zemini hazırlamak için çalıştıklarını söyledi.
" BÜTÜN TARAFLAR BİZE VE SADDAM'A KARŞI FARKLI BİR DİL KULLANDILAR"
Ahmet Davutoğlu, ahlaki boyut açısından değerlere odaklı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini dile getirerek, "Arabulucu, değerlerin savunucusu olmalı, bir çıkarın savunucusu olmamalı. İki taraf da onların değerlerini paylaştığınızı görürlerse, sizin tarafınızdan gelen her türlü arabuluculuğu kabul ederler. Samimiyet ve dürüstlük çok önemli. Özellikle de iki taraf arasında mesaj alışverişi yapılırken" iye konuştu. Bakan Davutoğlu, "Irak diplomatik arşivleri savaş sonrasında kamuoyuna açıldığında Kürt dostlarımız dediler ki, 'Bizim için pozitif bir şok oldu bu. Bütün taraflar bize ve Saddam'a karşı farklı bir dil kullandılar. Ancak Türkiye hem bize, hem Saddam'a karşı aynı dili konuştu'. Bu dürüstlük ve samimiyet çok önemli. İkili bir dil kullanmayacaksınız. Arabuluculuğun cazip olayı başarıdır. Arabulucuların
çoğu Nobel ödülü kazanmak isterler ancak başarı isteği sizi zaman zaman yanlış yola sevk edebilir ve beyaz yalanlara yol açabilir, iki tarafı ikna edebilmek için. Bu doğru bir şey değil, çünkü bu size karşı güveni sarsar" dedi.
"TARAFSIZLIK ONLARI TARAFSIZ OLARAK DİNLEMEKTİR"
Ahlaki unsur açısından tarafsızlık ve objektifliğin önemini kaydeden Davutoğlu, arabulucuların tarafsız olması ancak haksız olan tarafa da haksız olduğunu söylemesi gerektiğini ifade etti. Davutoğlu, "Bütün ihtilafların taraflarını dinlediğinizde herkes sizi ikna etmeye çalışır ve bunu yapacak beceridedir. Tarafsızlık onları tarafsız olarak dinlemektir. Objektif olmak ise onlara doğruyu söylemektir" diyerek, tarafsızlığın yokluğunun, Kıbrıs müzakerelerini olumsuz yönde etkilediğini kaydetti. Davutoğlu, "Arabuluculuk son derece önemli bir misyondur çünkü bu misyon barışın en önemli araçlarından biridir ve insanlığın mutluluğunun en önemli araçlarından biridir. Bunun önünde çok önemli zorluklar var ve umuyorum ki bu Uzlaşma Dostları Grubu entelektüel bir ortam yaratarak, devletlerin, entelektüellerin, sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek bölgelerimizde ve küresel anlamda barış ve huzur için birlikte çalışmalarıdır" diye konuştu. - İstanbul / Merkez
"EĞER BİR ÇÖZÜME KENDİM İNANMIYORSAM, BAŞKALARINI İKNA EDEMEM"
Davutoğlu, 'Dersaadet' şeklinde adlandırılan İstanbul'un bir arabuluculuk konferansı için doğru yer olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Arabuluculuk yapıyorsak, konu Irak ise Bağdatlı gibi, Suriye ise Şamlı gibi, Balkanlar ise Saraybosnalı gibi konuşmalıyız" dedi. Ahmet Davutoğlu, "Eğer bir çözüme kendim inanmıyorsam, başkalarını ikna edemem. Arabulucular, arabuluculuk sırasında o kadar mazeret öne sürüyorlarsa çözüm mümkün olmuyor. Bununla paralel olarak bir de bu inancın gerçekçi bir analiz tarafından desteklenmesi gerekiyor" diye konuştu. Arabulucunun, görüşmeler öncesinde her iki tarafı psikolojik olarak hazırlamasının da önemini belirten Bakan Davutoğlu, İsrail-Suriye arasında dolaylı görüşmelerinin deklare edilmesinden önceki 3 yıl boyunca, zemini hazırlamak için çalıştıklarını söyledi.
" BÜTÜN TARAFLAR BİZE VE SADDAM'A KARŞI FARKLI BİR DİL KULLANDILAR"
Ahmet Davutoğlu, ahlaki boyut açısından değerlere odaklı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini dile getirerek, "Arabulucu, değerlerin savunucusu olmalı, bir çıkarın savunucusu olmamalı. İki taraf da onların değerlerini paylaştığınızı görürlerse, sizin tarafınızdan gelen her türlü arabuluculuğu kabul ederler. Samimiyet ve dürüstlük çok önemli. Özellikle de iki taraf arasında mesaj alışverişi yapılırken" iye konuştu. Bakan Davutoğlu, "Irak diplomatik arşivleri savaş sonrasında kamuoyuna açıldığında Kürt dostlarımız dediler ki, 'Bizim için pozitif bir şok oldu bu. Bütün taraflar bize ve Saddam'a karşı farklı bir dil kullandılar. Ancak Türkiye hem bize, hem Saddam'a karşı aynı dili konuştu'. Bu dürüstlük ve samimiyet çok önemli. İkili bir dil kullanmayacaksınız. Arabuluculuğun cazip olayı başarıdır. Arabulucuların
çoğu Nobel ödülü kazanmak isterler ancak başarı isteği sizi zaman zaman yanlış yola sevk edebilir ve beyaz yalanlara yol açabilir, iki tarafı ikna edebilmek için. Bu doğru bir şey değil, çünkü bu size karşı güveni sarsar" dedi.
"TARAFSIZLIK ONLARI TARAFSIZ OLARAK DİNLEMEKTİR"
Ahlaki unsur açısından tarafsızlık ve objektifliğin önemini kaydeden Davutoğlu, arabulucuların tarafsız olması ancak haksız olan tarafa da haksız olduğunu söylemesi gerektiğini ifade etti. Davutoğlu, "Bütün ihtilafların taraflarını dinlediğinizde herkes sizi ikna etmeye çalışır ve bunu yapacak beceridedir. Tarafsızlık onları tarafsız olarak dinlemektir. Objektif olmak ise onlara doğruyu söylemektir" diyerek, tarafsızlığın yokluğunun, Kıbrıs müzakerelerini olumsuz yönde etkilediğini kaydetti. Davutoğlu, "Arabuluculuk son derece önemli bir misyondur çünkü bu misyon barışın en önemli araçlarından biridir ve insanlığın mutluluğunun en önemli araçlarından biridir. Bunun önünde çok önemli zorluklar var ve umuyorum ki bu Uzlaşma Dostları Grubu entelektüel bir ortam yaratarak, devletlerin, entelektüellerin, sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek bölgelerimizde ve küresel anlamda barış ve huzur için birlikte çalışmalarıdır" diye konuştu. - İstanbul / Merkez