CaSPeR35
Kayıtlı Üye
Daunomicina
Formülü:
Her flakon;
20 mg Daunorubisin hidroklorür, Diğerleri; Mannitol 102 mg.
ihtiva eder.
Farmakolojik Özellikleri:
Daunomicina (Daunomisin veya Daunorubisin hidroklorür) Farmitalia Carlo Erba Araştırma Laboratuarlarında Streptomyces. peucetius kültürlerinden izole edilmiş antiblastik etkiye sahip antrasiklin sınıfından bir antibiotiktir. Daunomicina güçlü bir antilösemik ajandır. Etki mekanizması DNA'ya-bağlanma ve nukleik asid sentezini inhibe etme kapasitesinden kaynaklanır. Daunomicina ayrıca hafif bir antibakteryel ve immünosupresif aktivite de gösterir. Hücre kültürleri üzerinde yapılan çalışmalar, maddenin hücreye süratle geçtiğini ve yoğun olarak perinukleoler kromatinde toplandığını göstermiştir. Nukleik asid sentezinin, mitotik aktivitenin süratle inhibe olduğu, kromozomlarda bir sapma görüldüğü de rapor edilmiştir. Daunomicina fare ve sıçanda deneysel olarak oluşturulan hem katı hem de askitik tümörlerin büyümesini inhibe etmekte ve hayvanların yaşam süresini geniş ölçüde uzatmaktadır. Radyoaktif hale getirilen atomlarla işaretlenmiş Daunomicina kullanılarak yapılan farmakokinetik araştırmalarda intravenöz uygulamayı takiben süratli bir plasma klirensi saptanmıştır. Bu süratli düşüşten sonra uzun bir süre plasma konsantrasyonları sabit kalmaktadır. Daunomicina özellikle nükleik asidden yana zengin dokulara (dalak, lenf nodülleri ve kemik iliği) süratle bağlanır ve bu dokulardan dolaşıma verilir. Florometrik metodlarla yapılan tayinlere göre 7 günlük bir sürede verilen dozun yaklaşık % 15"i idrarla itrah edilir. Eliminasyon büyük ölçüde safra ile olur. Karaciğer fonksiyonunun bozuk olması itrahin yavaşlamasına ve sonuç olarak antibiotiğin plasma ve dokularda birikmesine yol açar. Daunomicina kan-beyin bariyerini geçmez.
Endikasyonları:
Akut myelobiastik lösemi: Daunomicina tek başına veya diğer antiblastik ilaçlarla kombine halde, bu hastalığın her safhasının tedavisinde endikedir. Daunomicina'nın promyelositik lösemi tedavisinde de tercih edilmesi gerekir.
Akut lenfoblastik lösemi: Daunomicina bu hastalıkta remisyon sağlamada çok etkilidir. Ancak yan etkilerinden ve başka tedavi yollarının mevcut oluşundan dolayı Daunomicina ancak diğer ilaçlara dirençli vakalarda endikedir. Bu hastalığın akut safhalarında Vincristine ve Prednisolone ile başarılı sonuçlar alınmıştır.
Diğer Tümörler: Rhabdomyosarkoma ve neuroblastomada, Daunomicina ile olumlu cevaplar alınmıştır.
Kontrendikasyonları:
Daha önce kalp hastalığı saptanmış olmasının, Daunomicina'nın kardiotoksisitesini arttırıcı bir risk faktörü olup olmadığı konusunda yeterli veri mevcut değildir. Bu nedenle müstahzarın ağır veya daha önceden saptanmış kalp hastalığı mevcudiyetinde kullanılması tavsiye edilmez. Ağır enfeksiyon saptanan hastalara da verilmesi tavsiye edilmez.
Uyarılar/Önlemler:
İmmünosupresif tedavi gören hastalanın enfeksiyonlara karşı direnci azalacağından, tedavi süresince aseptik bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri gerekir. Daunomicina ile akut lösemide remisyon sağlanırken hasta gözetim altında tutulmalı ve hastaneye yatırılmalıdır. Lösemili hücrelerin süratla erimesi sonuçunda kanda üre ve ürik asid artabileceğinden bu düzeyler tedavinin ilk haftasında en az 3-4 defa tayin edilmelidir. Ağır vakalarda ürik asid nefropatisinin başlamasını önlemek amacı ile bol sıvı ve allopurinol verilmesi tavsiye edilir. Daunomicina bazı vakalarda ağır aplaziye, tüm hastalarda ise myelosupresyona yol açar. Tedaviye başlanmadan gerekli önlemlerin alınabilmesi için (antibiotikler, transfüzyonlar, trombositler ve nihayet lökositler), bu husus göz önünde tutulmalıdır. Tedavinin ilk haftasında hergün eritrosit, lökosit ve trombosit sayımı yapılması gereklidir. Tedaviye başlanmadan ve tedavi süresinde SGOT, SGPT, alkalin fosfataz, bilirubin ve BSP gibi alışılagelmiş laboratuar testleri vasıtasıyla karaciğer fonksiyonu tayin edilmelidir. Daunomicina'nın yol açtığı kardiotoksisiteye özellikle dikkat edilmelidir. 20 mg/kg'lık' kümülatif doz limitine kadar kalp yetmezliği riski çok düşüktür. (% 2 civarında) ancak bu doz aşıldığında önemli ölçüde artar.
Daunomicina ile birlikte başka tedavilerin uygulanması (radyoterapi ve kardiotoksisiteye yol açabilen diğer ilaçlar) veya hastalığa bağlı olarak görülen diğer klinik durumlar (anemi, enfeksiyon!ar, peri ve/veya myokardiyal infiltratlar) Daunomicina’nın kardiotoksisitesini arttırabilir. Kalp yetmezliği tam remisyon sağlandığı dönemde ve Daunomicina ile tedaviye son verildikten haftalar geçtikten sonra görülebilir ve genellikle bilinen tıbbi ve fiziksel tedavi ile düzelmez. Her tedavi oluşundan önce ve sonra ECG alınması tavsiye edilir. T dalgasında düzleşme veya inversyon veya ST segmanı depresyonu veya aritmi baslangıcı gibi ECG değişiklikleri tedavinin kesilmesi için yeterli değildir. QRS dalgasının voltajında bir azalma olması, kardiotoksisite açısından daha önemli bir uyarıdır. Bu görüldüğünde tedaviye devamın sağlayacağı yarara karşın irreversibl kalp hasarına yol açma eski iyi değerlendirilmelidir. ECG de önceden bir değişiklik olmasa da yüksek bir duimülatif dozdan sonra kalp yetmezliği görülebiiir.
Daunomicina'nin fetus üzerindeki zararlı ve teratojenik etkileri olup olmadığı (kadın ve erkek fertilitesi üzerindeki muhtemel ters etkileri) halen yeterince değerlendirilmemiştir ancak deneysel bulgular Daunomicina'nın fetüs ölümlerini arttırabildiğini göstermektedir. Bu nedenle ilacın hamile hastaya sağlayacağı yarara karşın fetüs ve embryo üzerinde gösterebileceği toksit etki iyi değerlendirilmelidir. Çeşitli deney şartlarında, diğer antitümör ve immünosupresif ilaçlar gibi Daunomicina'nın da hayvanlar üzerinde karsinojenik potansiyele sahip olduğu gösterilmiştir. Daunomicina uygulandıktan sonraki 1-2 gün idrar kırmızı renk alır. Daunomicina solüsyonu deri veya mukozalar ile temas ettiğinde bu bölge hemen iyice yıkanmalıdır. Daunomicina'nın bir miktar antibakteryel aktivitesi olmasına rağmen, ilaç antimikrobik ajan olarak kullanılmalıdır.
Yan Etkiler / Advers Etkiler
En önemli yan etkileri myelosupresyon ve terdiotoksisitedir. Alopesi de sık görülen bir yan etkidir ancak genellikle reversibldir. Uygulamadan 5-10 gün sonra (hastalık nedeni ile zaten mevcut değilse) stomatit görülebilir. Stomatit özellikle dilin lateral sınırları ve sublingual mukozada ağrılı erozyonlar halindedir. Bulantı, kusma, diyare gibi gastrointestinal bozukluklar görülebilir. Uygulama sırasında Daunomicina'nın ekstravazasyonu ağır nekroza yol açabilir. Özellikle küçük venalar kullanıldığında veya bir venaya tekrar enjeksiyon yapıldığında flebioskleroz görülebildiği rapor edilmiştir.
İlaç Etkileşimleri:
Kardiotoksisiteye yol açan diğer ilaçlarla birlikte kullanılması kardiotoksisitesini attırabilir.
Kullanım Şekli ve Dozu
Tek doz 0.5-3 mg/kg arasında değişebilir. 0.5-1 mg/kg'lık dozlar en az bir gün ara ile tekrarlanabilir, 2 mg/kg’lık dozlar en az 4 gün ara. ile verilmelidir. 2.5-3 mg/kg'lık dozlar nadiren kullanılır. Bu doz uygulandığında ilaç 7-14 gün ara ile verilmelidir. Gerekli enjeksiyon sayısı hastadan hastaya değişebilir. Doz alınan cevaba, toleransa, kan tablosu ve kemik iliğinin durumuna göre her hasta için ayarlanmalıdır. Diğer antiblastik maddelere kombine kemoterapi de uygulanabileceği göz önünde tutulmalıdır. Hem çocuklar hem de yetişkinlerde 20 mg/kg’ lık total doz aşılmamalıdır. Doz, karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda toksisitenin artmasını önlemek amacı ile azaltılmalıdır.
Daunomicina oral olarak verildiğinde aktif değildir. Intramüsküler veya intratekal olarak verilmemelidir. Yalnız intravenöz olarak uygulanmalıdır. İlaçın, iğnenin damara iyice girdiğinden emin olunduktan sonra, serbest akışlı IV serum fizyolojik infuzyonunun tüpüne enjekte edilerek verilmesi tavsiye olunur.
Bu metod ekstravazasyon riskini minimuma indirir ve ilaç verildikten sonra venanın tuzlu su ile yıkanmasını garanti eder.
Formülü:
Her flakon;
20 mg Daunorubisin hidroklorür, Diğerleri; Mannitol 102 mg.
ihtiva eder.
Farmakolojik Özellikleri:
Daunomicina (Daunomisin veya Daunorubisin hidroklorür) Farmitalia Carlo Erba Araştırma Laboratuarlarında Streptomyces. peucetius kültürlerinden izole edilmiş antiblastik etkiye sahip antrasiklin sınıfından bir antibiotiktir. Daunomicina güçlü bir antilösemik ajandır. Etki mekanizması DNA'ya-bağlanma ve nukleik asid sentezini inhibe etme kapasitesinden kaynaklanır. Daunomicina ayrıca hafif bir antibakteryel ve immünosupresif aktivite de gösterir. Hücre kültürleri üzerinde yapılan çalışmalar, maddenin hücreye süratle geçtiğini ve yoğun olarak perinukleoler kromatinde toplandığını göstermiştir. Nukleik asid sentezinin, mitotik aktivitenin süratle inhibe olduğu, kromozomlarda bir sapma görüldüğü de rapor edilmiştir. Daunomicina fare ve sıçanda deneysel olarak oluşturulan hem katı hem de askitik tümörlerin büyümesini inhibe etmekte ve hayvanların yaşam süresini geniş ölçüde uzatmaktadır. Radyoaktif hale getirilen atomlarla işaretlenmiş Daunomicina kullanılarak yapılan farmakokinetik araştırmalarda intravenöz uygulamayı takiben süratli bir plasma klirensi saptanmıştır. Bu süratli düşüşten sonra uzun bir süre plasma konsantrasyonları sabit kalmaktadır. Daunomicina özellikle nükleik asidden yana zengin dokulara (dalak, lenf nodülleri ve kemik iliği) süratle bağlanır ve bu dokulardan dolaşıma verilir. Florometrik metodlarla yapılan tayinlere göre 7 günlük bir sürede verilen dozun yaklaşık % 15"i idrarla itrah edilir. Eliminasyon büyük ölçüde safra ile olur. Karaciğer fonksiyonunun bozuk olması itrahin yavaşlamasına ve sonuç olarak antibiotiğin plasma ve dokularda birikmesine yol açar. Daunomicina kan-beyin bariyerini geçmez.
Endikasyonları:
Akut myelobiastik lösemi: Daunomicina tek başına veya diğer antiblastik ilaçlarla kombine halde, bu hastalığın her safhasının tedavisinde endikedir. Daunomicina'nın promyelositik lösemi tedavisinde de tercih edilmesi gerekir.
Akut lenfoblastik lösemi: Daunomicina bu hastalıkta remisyon sağlamada çok etkilidir. Ancak yan etkilerinden ve başka tedavi yollarının mevcut oluşundan dolayı Daunomicina ancak diğer ilaçlara dirençli vakalarda endikedir. Bu hastalığın akut safhalarında Vincristine ve Prednisolone ile başarılı sonuçlar alınmıştır.
Diğer Tümörler: Rhabdomyosarkoma ve neuroblastomada, Daunomicina ile olumlu cevaplar alınmıştır.
Kontrendikasyonları:
Daha önce kalp hastalığı saptanmış olmasının, Daunomicina'nın kardiotoksisitesini arttırıcı bir risk faktörü olup olmadığı konusunda yeterli veri mevcut değildir. Bu nedenle müstahzarın ağır veya daha önceden saptanmış kalp hastalığı mevcudiyetinde kullanılması tavsiye edilmez. Ağır enfeksiyon saptanan hastalara da verilmesi tavsiye edilmez.
Uyarılar/Önlemler:
İmmünosupresif tedavi gören hastalanın enfeksiyonlara karşı direnci azalacağından, tedavi süresince aseptik bir ortamda yaşamlarını sürdürmeleri gerekir. Daunomicina ile akut lösemide remisyon sağlanırken hasta gözetim altında tutulmalı ve hastaneye yatırılmalıdır. Lösemili hücrelerin süratla erimesi sonuçunda kanda üre ve ürik asid artabileceğinden bu düzeyler tedavinin ilk haftasında en az 3-4 defa tayin edilmelidir. Ağır vakalarda ürik asid nefropatisinin başlamasını önlemek amacı ile bol sıvı ve allopurinol verilmesi tavsiye edilir. Daunomicina bazı vakalarda ağır aplaziye, tüm hastalarda ise myelosupresyona yol açar. Tedaviye başlanmadan gerekli önlemlerin alınabilmesi için (antibiotikler, transfüzyonlar, trombositler ve nihayet lökositler), bu husus göz önünde tutulmalıdır. Tedavinin ilk haftasında hergün eritrosit, lökosit ve trombosit sayımı yapılması gereklidir. Tedaviye başlanmadan ve tedavi süresinde SGOT, SGPT, alkalin fosfataz, bilirubin ve BSP gibi alışılagelmiş laboratuar testleri vasıtasıyla karaciğer fonksiyonu tayin edilmelidir. Daunomicina'nın yol açtığı kardiotoksisiteye özellikle dikkat edilmelidir. 20 mg/kg'lık' kümülatif doz limitine kadar kalp yetmezliği riski çok düşüktür. (% 2 civarında) ancak bu doz aşıldığında önemli ölçüde artar.
Daunomicina ile birlikte başka tedavilerin uygulanması (radyoterapi ve kardiotoksisiteye yol açabilen diğer ilaçlar) veya hastalığa bağlı olarak görülen diğer klinik durumlar (anemi, enfeksiyon!ar, peri ve/veya myokardiyal infiltratlar) Daunomicina’nın kardiotoksisitesini arttırabilir. Kalp yetmezliği tam remisyon sağlandığı dönemde ve Daunomicina ile tedaviye son verildikten haftalar geçtikten sonra görülebilir ve genellikle bilinen tıbbi ve fiziksel tedavi ile düzelmez. Her tedavi oluşundan önce ve sonra ECG alınması tavsiye edilir. T dalgasında düzleşme veya inversyon veya ST segmanı depresyonu veya aritmi baslangıcı gibi ECG değişiklikleri tedavinin kesilmesi için yeterli değildir. QRS dalgasının voltajında bir azalma olması, kardiotoksisite açısından daha önemli bir uyarıdır. Bu görüldüğünde tedaviye devamın sağlayacağı yarara karşın irreversibl kalp hasarına yol açma eski iyi değerlendirilmelidir. ECG de önceden bir değişiklik olmasa da yüksek bir duimülatif dozdan sonra kalp yetmezliği görülebiiir.
Daunomicina'nin fetus üzerindeki zararlı ve teratojenik etkileri olup olmadığı (kadın ve erkek fertilitesi üzerindeki muhtemel ters etkileri) halen yeterince değerlendirilmemiştir ancak deneysel bulgular Daunomicina'nın fetüs ölümlerini arttırabildiğini göstermektedir. Bu nedenle ilacın hamile hastaya sağlayacağı yarara karşın fetüs ve embryo üzerinde gösterebileceği toksit etki iyi değerlendirilmelidir. Çeşitli deney şartlarında, diğer antitümör ve immünosupresif ilaçlar gibi Daunomicina'nın da hayvanlar üzerinde karsinojenik potansiyele sahip olduğu gösterilmiştir. Daunomicina uygulandıktan sonraki 1-2 gün idrar kırmızı renk alır. Daunomicina solüsyonu deri veya mukozalar ile temas ettiğinde bu bölge hemen iyice yıkanmalıdır. Daunomicina'nın bir miktar antibakteryel aktivitesi olmasına rağmen, ilaç antimikrobik ajan olarak kullanılmalıdır.
Yan Etkiler / Advers Etkiler
En önemli yan etkileri myelosupresyon ve terdiotoksisitedir. Alopesi de sık görülen bir yan etkidir ancak genellikle reversibldir. Uygulamadan 5-10 gün sonra (hastalık nedeni ile zaten mevcut değilse) stomatit görülebilir. Stomatit özellikle dilin lateral sınırları ve sublingual mukozada ağrılı erozyonlar halindedir. Bulantı, kusma, diyare gibi gastrointestinal bozukluklar görülebilir. Uygulama sırasında Daunomicina'nın ekstravazasyonu ağır nekroza yol açabilir. Özellikle küçük venalar kullanıldığında veya bir venaya tekrar enjeksiyon yapıldığında flebioskleroz görülebildiği rapor edilmiştir.
İlaç Etkileşimleri:
Kardiotoksisiteye yol açan diğer ilaçlarla birlikte kullanılması kardiotoksisitesini attırabilir.
Kullanım Şekli ve Dozu
Tek doz 0.5-3 mg/kg arasında değişebilir. 0.5-1 mg/kg'lık dozlar en az bir gün ara ile tekrarlanabilir, 2 mg/kg’lık dozlar en az 4 gün ara. ile verilmelidir. 2.5-3 mg/kg'lık dozlar nadiren kullanılır. Bu doz uygulandığında ilaç 7-14 gün ara ile verilmelidir. Gerekli enjeksiyon sayısı hastadan hastaya değişebilir. Doz alınan cevaba, toleransa, kan tablosu ve kemik iliğinin durumuna göre her hasta için ayarlanmalıdır. Diğer antiblastik maddelere kombine kemoterapi de uygulanabileceği göz önünde tutulmalıdır. Hem çocuklar hem de yetişkinlerde 20 mg/kg’ lık total doz aşılmamalıdır. Doz, karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda toksisitenin artmasını önlemek amacı ile azaltılmalıdır.
Daunomicina oral olarak verildiğinde aktif değildir. Intramüsküler veya intratekal olarak verilmemelidir. Yalnız intravenöz olarak uygulanmalıdır. İlaçın, iğnenin damara iyice girdiğinden emin olunduktan sonra, serbest akışlı IV serum fizyolojik infuzyonunun tüpüne enjekte edilerek verilmesi tavsiye olunur.
Bu metod ekstravazasyon riskini minimuma indirir ve ilaç verildikten sonra venanın tuzlu su ile yıkanmasını garanti eder.