ashli
Bayan Üye
Sırtınıza geçirdiğiniz giysiler, bebeğinize giydirdiğiniz süslü kıyafetler, boynunuzu süsleyen kolye veya vücudunuzu saran koyu renkli dantelli iç çamaşırlar… Kısaca teninize temas eden şeyler sandığınız kadar masum olmayabilir!
Günümüz insanı adeta kimyasal bombardıman altında yaşıyor, hayatın her alanı sağlığı tehdit eden maddelerle dolu. Genellikle gıda ürünlerindeki kimyasallar tartışılıyor ama vücudumuza zarar vereceğini belki de hiç düşünmeden sırtımıza geçirdiğimiz kıyafetler ya da ‘daha güzel görünmek, iyi hissetmek’ adına takıp takıştırdığımız aksesuarlar da bu bombardımanın etki alanında. Giysi ve aksesuarlardaki kimyasal bileşikler belirtilen miktarların üzerinde oldukları takdirde alerjiden enfeksiyona, kronik akciğer hastalığından kansere kadar birçok sağlık sorununa neden olabiliyor.
SENTETİK ÜRÜNLERDE DAHA FAZLA
Vücudumuza temas eden ürünlerdeki bu tehlikeye, mesleği, ürünlerde kullanılan maddeleri analiz etmek olan Kimya Mühendisi Nadin Haçerestunç dikkat çekti. “Sentetik ürünler boyanırken doğaları gereği daha çok kimyasal madde kullanılır. Bunların birçoğu da insan sağlığına ve doğaya zarar verir. En tehlikeli olarak sayabileceğimiz bir diğer grup ise plastik maddelerdir” diyen Haçerestunç’un işaret ettiği ürünlerin başında bebek ve çocuk kıyafetleri, koyu renkli ve dantelli iç çamaşırlar ile kadın-erkek herkesin ilgi alanına giren küpe, kolye, bilezik gibi aksesuarlar var.
Haçerestunç, tekstilde kullanılan her kimyasalın farklı bir etkisi olduğunu söylerken, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bakır o etkileri, “Tekstil ürünlerinde kullanılan boyalar, kırışmayı önleyen ve parlaklık veren bazı kimyasallar çocuk ve erişkinlerde alerjik kontakt dermatite, tekstil fabrikalarında uzun süre çalışan işçilerde bissinosis denilen ve astıma benzeyen kronik akciğer hastalığına yol açabilmektedir. Giysilerde kullanılan bazı kimyasallar, kanser ve otoimmün hastalıklarla ilişkilendirilmektedir. Kullanılan miktar toksik düzeydeyse ve iyi kontrol edilmezse birçok organda toksik etkileri görülebilir” tespitinde bulundu.
BEBEĞİNİZE BASKISIZ KIYAFETLER GİYDİRİN
“Bebek ve çocuk kıyafetlerindeki baskıların yumuşak bir görünüm ve özellik kazanması için fitalat kullanılıyor” diyen Haçerestunç, ailelere cicili bicili giysilerden uzak durmalarını önerdi: “Bebek ve çocuklarda düz, sade, baskısız giysiler tercih edilmeli, çok süslü ürünler alınmamalı.”
ÇOCUĞUNUZA BOYASIZ VE AHŞAP OYUNCAKLAR ALIN
Prof. Dr. Mustafa Bakır ise, “Plastiğe kıvam vermek için kullanılan fitalatların bu ürünlerde kullanılması, çocuklarda gelişimsel sorunlara yol açabileceği için yasaklanmıştır” dedi ancak tedbiri elden bırakmamak gerektiğinin de altını çizdi: “Baskılı ve plastik içeren ürünler alınırken üretici firmanın bu kimyasalları kullanmadığını teyit etmek gerekir. Bu yapılamıyorsa bebek ve çocuklara sade, baskısız, boya, plastik ve kimyasal içermeyen doğal liflerden üretilmiş giysi ve boyasız ahşap oyuncaklar alınmasını öneririm.”
TEDAVİYE RAĞMEN GEÇMEYEN ALERJİ VE ASTIMIN NEDENİ
Alerji konusunda çalışmalar yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta da giysilerde buruşmayı önlemek ve uzun süreli ütü kalitesi sağlamak için kullanılan, küflenmeye karşı da koruyucu etkisi olan formaldehite vurgu yaptı. Formaldehitin vücuda solunum, sindirim ve deri yoluyla girdiğini, insanları duyarlılıklarına göre farklı şekilde etkilediğini belirten Prof. Küçükusta, inatçı alerji ve astımda bu maddenin etkisine dikkat çekti: “Göz, burun, boğaz tahrişi gibi mukozalarla ilgili belirtiler veren formaldehiti soluyan bazı hassas kişilerde yorgunluk, uyuklama, deri döküntüleri, baş ağrısı, baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu gibi çok farklı şikayetler ve astım krizleri de meydana gelebilir. Alerji ya da astım tanısıyla tedavi gören ve bir türlü iyileşemeyen pek çok insanın şikayeti aslında formaldehitten kaynaklanır.”
PROF. KÜÇÜKUSTA: DENEYLER KANSERLE BAĞLANTIYI GÖSTERİYOR
Formaldehit elbiselerin dışında pek çok yapı malzemesinde ve ev eşyasında da var. Yer döşemesi, dolaplar, mobilyalar, kozmetikler, kaplama ürünleri, kumaş dokumalar, duvar kağıtları, temizlik ürünleri bunlardan bazıları. Prof. Küçükusta, “Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, formaldehitin kanser yapıcı etkisinin de bulunabileceğini göstermiştir” dedi.
TAKI ALIRKEN İKİ KEZ DÜŞÜNÜN
Ürünlerde kullanılan maddeleri test eden denetim firmalarından biri olan SGS’nin Türkiye Gıda Dışı Bölüm Müdürü de olan Nadin Haçerestunç’a göre, bir diğer riskli grubu küpe, yüzük, bilezik, kolye gibi aksesuarlar oluşturuyor: “Aksesuarlarda nikel, kurşun ve kadmium bulunabilir ve özellikle nikelin etkisi ciltte kısa sürede enfeksiyon ve alerji şeklinde görülebilir. Tüketici olarak dikkat edilecek tek şey bu ürünleri kullanmamaktır, özellikle işportada satılanlar zararlı olabilir.”
KOYU RENKLİ VE DANTELLİ İÇ ÇAMAŞIRA DİKKAT
Bordo, kahverengi, lacivert, siyah gibi koyu renkli ve dantelli olan polyester içerikli iç çamaşırlar da Haçerestunç’un dikkat çektiği ürünler arasında. Haçerestunç, “Bu tür giysilerde, alerjen ve kanserojen boyar maddeler kullanılabilir. Günlük kullanımda cilde uzun süre temas ettiği düşünülürse, bu kimyasalların ter çözeltisi ile vücuda geçmesi olasıdır. Bu nedenle mümkün mertebe açık renk, pamuklu, dantelsiz iç çamaşırları tercih edilmeli ve bunlar kullanılmadan önce mutlaka yıkanmalıdır. Alerjen boyar maddeler yıkama ile tamamen gitmez ancak yıkama, ürünlerde bulunması muhtemel olan formaldehitin giderilmesini sağlar” dedi.
DR. GÜNAY: HERKESE ALERJİ YAPACAK DİYE BİRŞEY YOK
Prof. Mustafa Bakır da “İç çamaşırda organik liflerden, boyasız saf yünden, ipekten ve pamuktan üretilmiş giysiler tercih edilebilir” derken, Dermatoloji Uzmanı Dr. Ahmet Günay son zamanlarda yapılan ürünlerde daha çok organik boyaların kullanıldığını söyledi. Dr. Günay, “Sentetik ürünler her zaman daha alerjiktir, özellikle kumaş boyaları. Ama herkese alerji yapacak diye bir şey yok, pamuklu ve boya içermeyen giysiler alerji yapmaz ama bunun dışındaki her şey alerjik bünyeli olanları etkileyebilir. Altın dışındaki bütün kimyasallardan yapılmış aksesuarlar da alerji yapabilir. Alerjisi olan kişilerde test yapılır ve bu tür ürünler kullanılmaz” diye konuştu.
Tekstil alerji testleri, akreditasyonlu bağımsız laboratuvarlarda yapılıyor. Ürün çok küçük parçalara ayrılıyor, çeşitli işlemlerden geçirilerek içindeki kimyasallar sıvı hale getiriliyor ve kromotografik cihazlarda incelenerek miktar tespiti yapılıyor.
TÜKETİCİ NE YAPMALI?
Bir tekstil ürünün alerjik veya zararlı olduğu nasıl anlaşılır, tüketicinin dikkat etmesi gereken noktalar neler? Haçerestunç’a göre, bir ürünün alerjik olup olmadığı dışarıdan bakılarak veya etiketi incelenerek anlaşılmaz. Bu tespitleri yapabilmek için laboratuarlarda ürünü incelemek gerekir. Tüketicinin yapabileceği; mümkün oldukça belli kalite sistemlerini oturtmuş markaların ürünlerini seçmek ve satın alırken bu sorgulamayı yaparak üreticileri sağlıklı üretime teşvik etmek.
HAÇERESTUNÇ: DENETİMLER YETERLİ DEĞİL
Haçerestunç, “Yurtdışında bu kontroller devlet tarafından çok sıklıkla yapıldığı ve sivil toplum kuruluşları tarafından da sürekli mercek altında tutulduğu için birçok marka zararlı kimyasallarla mücadele eden üretim sistemleri kurmuştur” dedi. Peki, Türkiye’deki durum ne, yeterli denetim ve kontrol yapılıyor mu? Nadin Haçerestunç’un yorumu: “Türkiye’de 1-2 yıldır direktifler yayınlanıyor, gümrüklerde, yurt içine giren ürünlerde kontrol yapılıyor. Mesela Çin’den Hindistan’dan veya başka ülkelerden gelen ürünler kontrol ediliyor. Ama yurtiçi üretimde henüz tam bir kontrol olduğunu söylemek zor. Sadece bazı markalar bunu, ürünlerinin sağlığa zararlı olmadığını anlatmak için bir reklam ve pazarlama yöntemi olarak kullanıyor. Böyle bir bilinç yavaş yavaş oluşmaya başladı ancak Türkiye’deki denetimin yeterli olduğunu henüz söyleyemeyiz.”
DR. GÜNAY: AVRUPA STANDARTLARINDA DENETİM YAPILIYOR
Dr. Ahmet Günay ise denetim konusunda Haçerestunç ile aynı görüşte değil: “Ben Türkiye’de yeterli denetim yapılmadığına katılmıyorum. Avrupa standartları nasılsa Türkiye’de de aynı şekilde tekstil boyaları için gereken denetim yapılıyor.”
PROF. BAKIR: DENETİM GELİŞMİŞ ÜLKELER DÜZEYİNDE DEĞİL
Gıda ürünlerinde olduğu gibi tekstil ürünlerinde de dikkatli ve bilinçli tüketici olmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Bakır’ın görüşü ise şöyle: “Boya ve kimyasalların endüstride denetiminin henüz gelişmiş ülkeler düzeyinde yapıldığı kanaatinde değilim. Gerek iyi bilinen tekstil alerjisi, fitalat toksisitesi gibi risklerden kaçınmak, gerekse kanser ve otoimmün hastalıklar gibi henüz kesin olarak tekstil kimyasallarının nedensel ilişkisinin gösterilemediği ancak şüphesinin bulunduğu göz önüne alınarak doğal ve katkısız ipek, pamuk, yün, bambu gibi hammaddelerden üretilmiş tekstil ürünlerinin tercih edilmesini öneririm.”
Günümüz insanı adeta kimyasal bombardıman altında yaşıyor, hayatın her alanı sağlığı tehdit eden maddelerle dolu. Genellikle gıda ürünlerindeki kimyasallar tartışılıyor ama vücudumuza zarar vereceğini belki de hiç düşünmeden sırtımıza geçirdiğimiz kıyafetler ya da ‘daha güzel görünmek, iyi hissetmek’ adına takıp takıştırdığımız aksesuarlar da bu bombardımanın etki alanında. Giysi ve aksesuarlardaki kimyasal bileşikler belirtilen miktarların üzerinde oldukları takdirde alerjiden enfeksiyona, kronik akciğer hastalığından kansere kadar birçok sağlık sorununa neden olabiliyor.
SENTETİK ÜRÜNLERDE DAHA FAZLA
Vücudumuza temas eden ürünlerdeki bu tehlikeye, mesleği, ürünlerde kullanılan maddeleri analiz etmek olan Kimya Mühendisi Nadin Haçerestunç dikkat çekti. “Sentetik ürünler boyanırken doğaları gereği daha çok kimyasal madde kullanılır. Bunların birçoğu da insan sağlığına ve doğaya zarar verir. En tehlikeli olarak sayabileceğimiz bir diğer grup ise plastik maddelerdir” diyen Haçerestunç’un işaret ettiği ürünlerin başında bebek ve çocuk kıyafetleri, koyu renkli ve dantelli iç çamaşırlar ile kadın-erkek herkesin ilgi alanına giren küpe, kolye, bilezik gibi aksesuarlar var.
Haçerestunç, tekstilde kullanılan her kimyasalın farklı bir etkisi olduğunu söylerken, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bakır o etkileri, “Tekstil ürünlerinde kullanılan boyalar, kırışmayı önleyen ve parlaklık veren bazı kimyasallar çocuk ve erişkinlerde alerjik kontakt dermatite, tekstil fabrikalarında uzun süre çalışan işçilerde bissinosis denilen ve astıma benzeyen kronik akciğer hastalığına yol açabilmektedir. Giysilerde kullanılan bazı kimyasallar, kanser ve otoimmün hastalıklarla ilişkilendirilmektedir. Kullanılan miktar toksik düzeydeyse ve iyi kontrol edilmezse birçok organda toksik etkileri görülebilir” tespitinde bulundu.
BEBEĞİNİZE BASKISIZ KIYAFETLER GİYDİRİN
“Bebek ve çocuk kıyafetlerindeki baskıların yumuşak bir görünüm ve özellik kazanması için fitalat kullanılıyor” diyen Haçerestunç, ailelere cicili bicili giysilerden uzak durmalarını önerdi: “Bebek ve çocuklarda düz, sade, baskısız giysiler tercih edilmeli, çok süslü ürünler alınmamalı.”
ÇOCUĞUNUZA BOYASIZ VE AHŞAP OYUNCAKLAR ALIN
Prof. Dr. Mustafa Bakır ise, “Plastiğe kıvam vermek için kullanılan fitalatların bu ürünlerde kullanılması, çocuklarda gelişimsel sorunlara yol açabileceği için yasaklanmıştır” dedi ancak tedbiri elden bırakmamak gerektiğinin de altını çizdi: “Baskılı ve plastik içeren ürünler alınırken üretici firmanın bu kimyasalları kullanmadığını teyit etmek gerekir. Bu yapılamıyorsa bebek ve çocuklara sade, baskısız, boya, plastik ve kimyasal içermeyen doğal liflerden üretilmiş giysi ve boyasız ahşap oyuncaklar alınmasını öneririm.”
TEDAVİYE RAĞMEN GEÇMEYEN ALERJİ VE ASTIMIN NEDENİ
Alerji konusunda çalışmalar yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta da giysilerde buruşmayı önlemek ve uzun süreli ütü kalitesi sağlamak için kullanılan, küflenmeye karşı da koruyucu etkisi olan formaldehite vurgu yaptı. Formaldehitin vücuda solunum, sindirim ve deri yoluyla girdiğini, insanları duyarlılıklarına göre farklı şekilde etkilediğini belirten Prof. Küçükusta, inatçı alerji ve astımda bu maddenin etkisine dikkat çekti: “Göz, burun, boğaz tahrişi gibi mukozalarla ilgili belirtiler veren formaldehiti soluyan bazı hassas kişilerde yorgunluk, uyuklama, deri döküntüleri, baş ağrısı, baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu gibi çok farklı şikayetler ve astım krizleri de meydana gelebilir. Alerji ya da astım tanısıyla tedavi gören ve bir türlü iyileşemeyen pek çok insanın şikayeti aslında formaldehitten kaynaklanır.”
PROF. KÜÇÜKUSTA: DENEYLER KANSERLE BAĞLANTIYI GÖSTERİYOR
Formaldehit elbiselerin dışında pek çok yapı malzemesinde ve ev eşyasında da var. Yer döşemesi, dolaplar, mobilyalar, kozmetikler, kaplama ürünleri, kumaş dokumalar, duvar kağıtları, temizlik ürünleri bunlardan bazıları. Prof. Küçükusta, “Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, formaldehitin kanser yapıcı etkisinin de bulunabileceğini göstermiştir” dedi.
TAKI ALIRKEN İKİ KEZ DÜŞÜNÜN
Ürünlerde kullanılan maddeleri test eden denetim firmalarından biri olan SGS’nin Türkiye Gıda Dışı Bölüm Müdürü de olan Nadin Haçerestunç’a göre, bir diğer riskli grubu küpe, yüzük, bilezik, kolye gibi aksesuarlar oluşturuyor: “Aksesuarlarda nikel, kurşun ve kadmium bulunabilir ve özellikle nikelin etkisi ciltte kısa sürede enfeksiyon ve alerji şeklinde görülebilir. Tüketici olarak dikkat edilecek tek şey bu ürünleri kullanmamaktır, özellikle işportada satılanlar zararlı olabilir.”
KOYU RENKLİ VE DANTELLİ İÇ ÇAMAŞIRA DİKKAT
Bordo, kahverengi, lacivert, siyah gibi koyu renkli ve dantelli olan polyester içerikli iç çamaşırlar da Haçerestunç’un dikkat çektiği ürünler arasında. Haçerestunç, “Bu tür giysilerde, alerjen ve kanserojen boyar maddeler kullanılabilir. Günlük kullanımda cilde uzun süre temas ettiği düşünülürse, bu kimyasalların ter çözeltisi ile vücuda geçmesi olasıdır. Bu nedenle mümkün mertebe açık renk, pamuklu, dantelsiz iç çamaşırları tercih edilmeli ve bunlar kullanılmadan önce mutlaka yıkanmalıdır. Alerjen boyar maddeler yıkama ile tamamen gitmez ancak yıkama, ürünlerde bulunması muhtemel olan formaldehitin giderilmesini sağlar” dedi.
DR. GÜNAY: HERKESE ALERJİ YAPACAK DİYE BİRŞEY YOK
Prof. Mustafa Bakır da “İç çamaşırda organik liflerden, boyasız saf yünden, ipekten ve pamuktan üretilmiş giysiler tercih edilebilir” derken, Dermatoloji Uzmanı Dr. Ahmet Günay son zamanlarda yapılan ürünlerde daha çok organik boyaların kullanıldığını söyledi. Dr. Günay, “Sentetik ürünler her zaman daha alerjiktir, özellikle kumaş boyaları. Ama herkese alerji yapacak diye bir şey yok, pamuklu ve boya içermeyen giysiler alerji yapmaz ama bunun dışındaki her şey alerjik bünyeli olanları etkileyebilir. Altın dışındaki bütün kimyasallardan yapılmış aksesuarlar da alerji yapabilir. Alerjisi olan kişilerde test yapılır ve bu tür ürünler kullanılmaz” diye konuştu.
Tekstil alerji testleri, akreditasyonlu bağımsız laboratuvarlarda yapılıyor. Ürün çok küçük parçalara ayrılıyor, çeşitli işlemlerden geçirilerek içindeki kimyasallar sıvı hale getiriliyor ve kromotografik cihazlarda incelenerek miktar tespiti yapılıyor.
TÜKETİCİ NE YAPMALI?
Bir tekstil ürünün alerjik veya zararlı olduğu nasıl anlaşılır, tüketicinin dikkat etmesi gereken noktalar neler? Haçerestunç’a göre, bir ürünün alerjik olup olmadığı dışarıdan bakılarak veya etiketi incelenerek anlaşılmaz. Bu tespitleri yapabilmek için laboratuarlarda ürünü incelemek gerekir. Tüketicinin yapabileceği; mümkün oldukça belli kalite sistemlerini oturtmuş markaların ürünlerini seçmek ve satın alırken bu sorgulamayı yaparak üreticileri sağlıklı üretime teşvik etmek.
HAÇERESTUNÇ: DENETİMLER YETERLİ DEĞİL
Haçerestunç, “Yurtdışında bu kontroller devlet tarafından çok sıklıkla yapıldığı ve sivil toplum kuruluşları tarafından da sürekli mercek altında tutulduğu için birçok marka zararlı kimyasallarla mücadele eden üretim sistemleri kurmuştur” dedi. Peki, Türkiye’deki durum ne, yeterli denetim ve kontrol yapılıyor mu? Nadin Haçerestunç’un yorumu: “Türkiye’de 1-2 yıldır direktifler yayınlanıyor, gümrüklerde, yurt içine giren ürünlerde kontrol yapılıyor. Mesela Çin’den Hindistan’dan veya başka ülkelerden gelen ürünler kontrol ediliyor. Ama yurtiçi üretimde henüz tam bir kontrol olduğunu söylemek zor. Sadece bazı markalar bunu, ürünlerinin sağlığa zararlı olmadığını anlatmak için bir reklam ve pazarlama yöntemi olarak kullanıyor. Böyle bir bilinç yavaş yavaş oluşmaya başladı ancak Türkiye’deki denetimin yeterli olduğunu henüz söyleyemeyiz.”
DR. GÜNAY: AVRUPA STANDARTLARINDA DENETİM YAPILIYOR
Dr. Ahmet Günay ise denetim konusunda Haçerestunç ile aynı görüşte değil: “Ben Türkiye’de yeterli denetim yapılmadığına katılmıyorum. Avrupa standartları nasılsa Türkiye’de de aynı şekilde tekstil boyaları için gereken denetim yapılıyor.”
PROF. BAKIR: DENETİM GELİŞMİŞ ÜLKELER DÜZEYİNDE DEĞİL
Gıda ürünlerinde olduğu gibi tekstil ürünlerinde de dikkatli ve bilinçli tüketici olmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Bakır’ın görüşü ise şöyle: “Boya ve kimyasalların endüstride denetiminin henüz gelişmiş ülkeler düzeyinde yapıldığı kanaatinde değilim. Gerek iyi bilinen tekstil alerjisi, fitalat toksisitesi gibi risklerden kaçınmak, gerekse kanser ve otoimmün hastalıklar gibi henüz kesin olarak tekstil kimyasallarının nedensel ilişkisinin gösterilemediği ancak şüphesinin bulunduğu göz önüne alınarak doğal ve katkısız ipek, pamuk, yün, bambu gibi hammaddelerden üretilmiş tekstil ürünlerinin tercih edilmesini öneririm.”