Could / "Can" in Past

AySe^^

Bayan Üye
Could" geçmişteki bir yeteneği kabiliyeti ifade etmek için kullanılır ve bu anlamda "Can" in Past formudur.

Örnek:
Our son could talk when he was two years old.
Oğlumuz 2 yaşında iken konuşabiliyordu.


Fakat sadece burada kullanılmaz could aynı zamanda şu andaki ya da gelecekteki olabilirliği ifade etmek için ve kibarca “ bir şey için izin ya da yardım istemek” için kullanılır. Bu anlamda “can”den daha resmidir.
Please (lütfen) kelimesi;

Could I please borrow your pen? şeklinde özneden sonra ya da;

Could I borrow your pen please? şeklinde cümlenin sonunda gelebilir.


Negatif şekli "couldn’t" ya da "could not"" şeklinde yazılabilir.


Could ile ilgili bu genel açıklamalardan sonra örneklere geçebiliriz.

1- Ability in the past (Geçmişteki bir yeteneği ifade ederken):

- When he was young he could work all day long.

- Gençliğinde gün boyu çalışabiliyordu.


- When she was five she could read and write

- Beş yaşında iken okuyup yazabiliyordu.

- I was ill so I couldn’t go to school yesterday OR

- Hasta idim onun için dün okula gidemedim.


2- Present possibility (İhtimal ya da tahmin bildirirken):

- There is somebody in our car he could be a thief.

- Arabamızın içinde biri var o bir hırsız olabilir.


3- Ability in a conditional sentence (present-unreal) (Şart cümlelerinde):


- You could learn English if you studied regularly.

- Düzenli çalışırsan İngilizce’yi öğrenebilirsin.


4- In polite requests offers and asking for permission (İstek öneri ya da izin ifadelerinde):


REQUEST (İstek):

- Could you help me please?

- Lütfen bana yardım edebilir misiniz?

OFFER (Öneri) :

- Could you be my guest?

- Misafirim olur musunuz?


PERMISSION (İzin):

- Could I read your newspaper?

- Gazetenizi okuyabilir miyim?


5- SUGGESTION (Öneri):

- You could ask him to help you.

- Ondan sana yardım etmesini isteyebilirsin.


6- In indierct speech (as the past of CAN) (Dolaylı anlatımda):

DIRECT:

- She said ’I can cook’.

-“Yemek yapabilirim” dedi.


INDIRECT:


- She said she could cook.

- Yemek yapabildiğini söyledi.


7- Expresses unfulfilled possibility in the past with could have + past participle (Geçmişte değerlendirilmeyen bir yeterlilik):

- He could have been champion but he wasn’t given a chance.

-Şampiyon olabilirdi fakat kendisine fırsat verilmedi.
 
takipçi satın al tiktok takipçi satın al instagram beğeni satın al takipçi satın al takipçi satın al Buy Instagram Followers bugün haber vozol
Geri
Üst