` βэγzα '
Banned
"Bu konu söylendi ve yazıldı. Siperde çekilen fotoğrafların öylesine bir aşağılama vesilesi yapılmasını çok çirkin buluyorum, çok yanlış buluyorum, çok olumsuz buluyorum" yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı ve komutanların çok doğru bir iş yaptığını, hem askere terörle mücadelede yalnız olmadıklarını göstermek hem de Türk milletine güven vermek için sadece helikopterlerle ulaşılabilen 2 bin 565 metre yükseklikteki gözetleme yerine gittiklerini anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Orada askerler de çömelmiş vaziyetteydi, komutanlar da çömelmiş vaziyetteydi. Herhalde bunu eleştirenler de biliyorlar ki onlar sürekli o halde oturmadılar. Başka fotoğraflara bakılırsa ayakta da durdular, askerlerle konuştular. Bulunduğunuz yer, bir vadi seyretme yeri değil, bulunduğunuz yer bir deniz kenarında karşıdaki yelkenliyi gözetleme yeri değil. Hedef haline gelmiş, karşıda da teröristlerin bulunduğu biline biline gidilmiş. Mehmetçiğin omuzuna elini koyarak, 'Aslanım ben seninle beraberim, şehit de olsan, gazi de olursan Türk milleti senin yanında, hükümetim senin yanında' diyen bir Başbakan'ın görüntüsüdür. Genelkurmayın açıklaması çok nazik bir açıklama. 'Bu bir askeri gerekliliktir' diyor. Bunu yazanların ve eleştirenlerin bunu bilmediğini zannetmiyorum ama onlar bu fotoğraftan bile muhalefet çıkarmak, küçültücü bir yayın yapmak isteğinde olabilirler, bu çok ayıp bir şey. Elbette bir askeri gözetleme yerinde kum torbalarının arkalarında Mehmetçik elinde silah beklerken, onların yanında olmak için onlarla birlikte aynı duruma gelmiş olabilir bir Başbakan. Bu küçültücü değil. Hayatında oraları görmemiş, askeri ziyaret etmemiş, askerin sırtına elini koymamış, terörle mücadelenin ne olduğunu bilmeyen, hayatında bırakınız 2 bin 565 metre yükseklikteki kuleyi veya oradaki siperleri, mevzileri daha Van'a gitmemiş, Hakkari'yi görmemiş, Yüksekova Çarşısı'nda dolaşmamış insanların, sıfır noktasındaki bir yerde askeri bir gereklilik olarak çömelmiş olmalarını ayıp sayan zihniyeti ben de ayıplıyorum."
Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı ve komutanların çok doğru bir iş yaptığını, hem askere terörle mücadelede yalnız olmadıklarını göstermek hem de Türk milletine güven vermek için sadece helikopterlerle ulaşılabilen 2 bin 565 metre yükseklikteki gözetleme yerine gittiklerini anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Orada askerler de çömelmiş vaziyetteydi, komutanlar da çömelmiş vaziyetteydi. Herhalde bunu eleştirenler de biliyorlar ki onlar sürekli o halde oturmadılar. Başka fotoğraflara bakılırsa ayakta da durdular, askerlerle konuştular. Bulunduğunuz yer, bir vadi seyretme yeri değil, bulunduğunuz yer bir deniz kenarında karşıdaki yelkenliyi gözetleme yeri değil. Hedef haline gelmiş, karşıda da teröristlerin bulunduğu biline biline gidilmiş. Mehmetçiğin omuzuna elini koyarak, 'Aslanım ben seninle beraberim, şehit de olsan, gazi de olursan Türk milleti senin yanında, hükümetim senin yanında' diyen bir Başbakan'ın görüntüsüdür. Genelkurmayın açıklaması çok nazik bir açıklama. 'Bu bir askeri gerekliliktir' diyor. Bunu yazanların ve eleştirenlerin bunu bilmediğini zannetmiyorum ama onlar bu fotoğraftan bile muhalefet çıkarmak, küçültücü bir yayın yapmak isteğinde olabilirler, bu çok ayıp bir şey. Elbette bir askeri gözetleme yerinde kum torbalarının arkalarında Mehmetçik elinde silah beklerken, onların yanında olmak için onlarla birlikte aynı duruma gelmiş olabilir bir Başbakan. Bu küçültücü değil. Hayatında oraları görmemiş, askeri ziyaret etmemiş, askerin sırtına elini koymamış, terörle mücadelenin ne olduğunu bilmeyen, hayatında bırakınız 2 bin 565 metre yükseklikteki kuleyi veya oradaki siperleri, mevzileri daha Van'a gitmemiş, Hakkari'yi görmemiş, Yüksekova Çarşısı'nda dolaşmamış insanların, sıfır noktasındaki bir yerde askeri bir gereklilik olarak çömelmiş olmalarını ayıp sayan zihniyeti ben de ayıplıyorum."