Çok Kısa Öyküler... Öykücükler / Ferit Edgü

ashli

Bayan Üye
Peki, niçin bunca yoksul, yoksun bir dille, görünüşte hiçbir ilgi
çekiciliği olmayan, hiçbir şeyi betimlemeyen, hiçbir ruh halini
çözümlemeyen, bireysel ya da toplumsal hiçbir sorunu konu
edinmeyen bir öykü?

Dilimizdeki "kısa öykü" deyişi neyi tarif ediyor? Sanırım hiçbir şeyi. Öykünün uzunluk ölçüsünü bile değil. Çünkü, kısa öykünün ne kadar kısa, uzun öykünün ne kadar uzun olması gerektiğini, biz öykü yazarları dahil, bilmiyoruz.

Novel/Nouvelle/Recit/Fiction türlerinin Türkçe karşılıkları, dilimizde hâlâ oturmuş değil. Kimi yazar "hikâye" diyor, kimi "öykü"; kimi "anlatı" diyor, kimi "uzun öykü", ya da "roman".

Romanla öykü arasındaki uzunlukta olan metinlere, örneğin ben "romansı" dedim. Roman değil, ama romana yakın, yani Frenklerin "recit" sözcüğü karşılığında Recifn’m sözlük anl******* yola çıkarak anlatı demenin yanıltıcı olacağını düşünerek.

Öykü sözcüğünün bile hepimiz tarafından benimsenmediğini göz önünde tutarsak, benim "romansı" önerimin paylaşılmamasını anlamak kolaylaşır.

Nicedir kısa, çok kısa öyküler yazıyorum. Öykücükler... Geliştirilmeye, de-rinleştirilmeye muhtaç sanat, yazın, ethik vb. konularındaki kimi düşüncelerimi en az sözcükle dile getirmeye çalıştığım Ders Notları örneği, betimlemeye, çözümlemeye, anlatıya, hatta olaya sırtımı dönüp, benzetmesiz, metaforsuz yalnızca bir ânın saptaması olan öykücükler.

Bunlara, (görsel sanatlardan ödünç aldığım bir deyişle) Minimal Öyküler adını verdim. Minimal öykü, az ve sıradan sözcüklerden oluşur. Başı ve sonu yoktur. Başı ve sonu okura bırakır. Okurun düş gücüne. Bu açıdan, kışkırtıcıdır. Okuru düşlemeye çağırır. Ve bir adım ötesi, yazmaya.

Minimalist sanat, resimde, en az renk ve biçimle yetinen sanattır.
Yazıda da alıp başını gitmiş imgelerin, birbiri ardına yazılmış sıfatların değil; sıradan sözcüklerin, zenginleştirilmiş değil, yoksullaştırılmış bir sözcük dağarcığının ürünleridir. Burada, her sözcük yerli yerinde olmak zorundadır. Anlamının sınırlan çizilmiştir. Yorumlar sınırlandırılmıştır. Yaratıcı söylem, sanki kendi kendini yok etmiştir.

Peki, niçin bunca yoksul, yoksun bir dille, görünüşte hiçbir ilgi çekiciliği olmayan, hiçbir şeyi betimlemeyen, hiçbir ruh halini çözümlemeyen, bireysel ya da toplumsal hiçbir sorunu konu edinmeyen bir öykü?

İnsanoğlunun düş gücünü harekete geçirmek, yaratıcılık diye kendisine sunulan, yan yana geldiklerinde hiçbir şey anlatmayan, roman, öykü, anlatı diye nitelenen laf salatalarından okuru kuşkuya düşürmek için. Ve sanatın pek öyle ulaşılamayacak tepelerde olmadığını, evlerde, odalarda, sokaklarda dolaştığını göstermek ve katılımı için için sağlamak için.


Adam Öykü
Eylül-Ekim 97
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst