ultra_merve
Bayan Üye
Tetikçi gibi kullanılıyorlar
AA
--------------------------------------------------------------------------------
'Denizde dalga gibi uygulamalar gördük!'
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, unvanlı hakim ve savcıların atama kriziyle ilgili açıklamalarda bulunarak görevden alma gibi bir kurul kararının olmadığını söyledi.
HYSK’ya gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özbek, Adalet
Bakanı Sadullah Ergin’in bir televizyon kanalında "Madem iş yükü fazla neden
hakimleri görevden almak istediniz" sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle
konuştu:
"Öncelikle şunu ifade edeyim, bizi izleyenler buradaki ortamı
göremiyorlar, gönül isterdi ki bu kapının önünde dün akşam olduğu gibi, sayın
bakanın havaalanının kapısı önünde karşılıklı olarak, sizlerle konuşarak konuları
gündeme getirerek değil, kurulda karşılıklı görüşelim. Görüyorum ki gittikçe
bundan da da uzaklaşıyor. Dün akşam sizlere basın açıklamasından sonra şunları
ifade ettim. Oradaki hakim ve savcılarımızın yani biz açıklamamakla beraber,
birtakım hakim ve savcı arkadaşlarımızın görevden alınmasına yönelik kurul kararı
yok. Bu arkadaşlarımızın durumlarının kurulda değerlendirilip tartışılması,
gerekirse onun sonucuna göre karar verilmesi söz konusuydu. Yine tekrarlıyorum,
kurulun gündeminde bunların tartışılması kurulun olağan işidir çünkü kurulun
disiplin taslağı denilen bir bölümü vardır, orada tartışılabilir, hatta orada
disiplin uygulaması yapılmış kişilerin durumları orada değerlendirilir, ayrıca
soruşturma geçirmiş kişilerin durumları da yine soruşturmanın niteliğine göre
kararnamede değerlendirilir. Bu bağlamda verilmiş önergenin daha
değerlendirilmeden, tartışılmadan, belirttiğimiz gibi toplantıyı terk ve bu
şekilde bir tartışmaya, görüşmeye katılmayacağı bildirildi, olay buydu."
Özbek, Adalet Bakanı Ergin’in "Bakanlık işlemlerine yargı yolu açık"
şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Sayın Bakan maalesef bunu daha
önce de bize söyledi. Kendisi hukukçudur, biz de hukukçuyuz. Yargı yolunun nerede
açılıp açılmayacağını, ne şekilde kullanıp kullanılmayacağını biz de biliyoruz.
Daha önce ’toplantıları erteledim, toplantı yapılmayacak’ dediği zaman biz de
"buna hakkınız yok, yanlış olur" dedik, bize verdiği cevap benzer bir cevaptı
’o halde dava açın’ demişti kendisini uyardık ve güz kararnamesi sırasında da
kararnamenin bir kısmını görüşerek kalan kısmını da gündeme getirmesi yoluyla
yöntemiyle karar almıştık" dedi.
Kadir Özbek, "Kararnameyi görüşmeye devam edecek misiniz? Yoksa bakanı
ve müsteşarı bekleyecek misiniz?" sorusuna ise "Onun için geldim, biraz da evde
hazırlık yaptım, burada çalışmayı bekleyeceğiz" yanıtını verdi.
Özbek, "Adalet Bakanlığının işlemleriyle ilgili suç duyurusunda
bulunacak mısınız?" sorusunu ise "Hukuki sonuçları olabilir, bunun hukuki
sonuçları bizim tercihimiz midir, değil, çünkü buraya gelmiş gündemde yer almış
bir kararnamenin soncunun bağlanması lazım. Sonucunun nasıl bağlanacağı, elbette
hukuki birtakım kuralların işletilmesiyle söz konusu olabilir,
değerlendireceğiz" diye yanıtladı.
Adalet Bakanı’nın "İş yükü fazla değil" şeklindeki açıklamasının
hatırlatılması üzerine de Özbek, şunları kaydetti:
"Şimdi, iş var iş var. Bakınız ben söylemedim, hükümetimizin sayın
üyelerinden birtakım açıklamalar geldi. Dediler ki ’5 ay sonraya gün verilir mi’
ama maalesef şimdi uygulamada 1 yıl sonraya gün verilen mahkemelerimiz de var.
Onları da çözmeye çalışıyoruz ama tutuklu olaylarda 5 ay sonraya gün
verilebiliyorsa siz iş yükü az diyemezsiniz, buna hakkınız yoktur. Kaldı ki
buradaki işin durumunu değerlendirilecek olan, meslekte oldukça kıdemli sayılan,
mahkemedeki hakim arkadaşlarımızdır, onların böyle bir talepte bulunmaları
halinde bu talepleri kurulun gözardı etmesi, kendi içinde tartışmaması ve
karşılamaması sorumluluğumuzu gerektirecek hususlardandır."
-"BAZI HUKUKÇULAR TETİKÇİ GİBİ KULLANILIYOR"-
Özbek, bir başka soru üzerine de şunları söyledi:
"Şimdi, basın yer aldı ancak son yılları hep beraber yaşadık, olayları
hep beraber yaşadık, bir Habur olayı yaşadık. Habur olaylarında yargının
kullanıldığından bahsedildi. Ne oldu, ne bitti, neler yapıldı, bunun
tartışılacağı yer kuruldur, biraz önce de söylediğim gibi sonuca bağlanacağı yer
kuruldur. İstanbul olayını son zamanda sanki deniz kenarındaki bir dalga gibi
değişik uygulamaları gördük. Kamuoyunda hoş karşılanmayan birtakım sonuçları
gördük, bunların değerlendirilmesi gerekirdi, bunlar niye oldu diye kurulun
yapacağı bir şey var mı diye bir değerlendirmesi söz konusuydu, Erzurum’u yine
birlikte yaşadık, bunları tekrar tekrar söylememize gerek yok. Bu kurulda
konuşulmayacak, değerlendirilmeyecekse nerede konuşulacak. O zaman görüyorsunuz
televizyonlarda, basının bir bölümünde geçmişte, kurulla, yargıyla hep sorun
yaşamış bunu açıkça ifade edebilirim hepsinin dosyaları da buradadır,
bakanlıktadır. Birtakım eski hukukçu arkadaşlarımız geçmişteki sıfatlarını da
kullanarak sanki kurula karşı, yargıya karşı tetikçi gibi kullanılmaktadır.
Bunları değerlendirmeyeceksek onlara da fırsat vermiş olacağız."
"Adalet Bakanlığının taslak kararnameyi çekme yetkisi yok demiştiniz.
Adalet Bakanlığı da ’tamamlanmadığı için taslak geri çekilebilir’ demişti. Böyle
bir durumda yetki kime ait" sorusu üzerine de Özbek, şöyle konuştu:
"Dün ifade ettim, yazılı basın açıklamamızda da bunlar ayrıntılı şekilde
belirtildi. Basın açıklamasının ayrıntılı şekilde yazılmış olmasının sebebi de
kamuoyunda bir takım tereddütler oluşmasın, bunlar giderilsin diyeydi. Tekrar
ediyorum, kararname taslağı, kararname imzalandıktan sonra kararname adını alır.
Daha önceki safhada taslaktır. Taslak, personel genel müdürlüğünce ki bu personel
genel müdürlüğü teşkilat kanuna göre, HSYK’nın sekreteryasını yerine getirir.
Onun tarafından kurula sunulmak üzere hazırlanan taslak artık kurulun gündemine
aldıktan sonra kurulun malıdır, o gündemin bir maddesidir. Gündemden çıkarılması
ancak kurulun vereceği kararla olur, yoksa basit bir tabirle topunu getirip
kendisine pas verilmediği için veya gol atamadığı için küsüp giden, topu
koltuğunun altına alıp ’ben eve gidiyorum, ben oynamıyorum’ diyen çocuğun işine
benzer."
VATAN
AA
--------------------------------------------------------------------------------
'Denizde dalga gibi uygulamalar gördük!'
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, unvanlı hakim ve savcıların atama kriziyle ilgili açıklamalarda bulunarak görevden alma gibi bir kurul kararının olmadığını söyledi.
HYSK’ya gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özbek, Adalet
Bakanı Sadullah Ergin’in bir televizyon kanalında "Madem iş yükü fazla neden
hakimleri görevden almak istediniz" sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle
konuştu:
"Öncelikle şunu ifade edeyim, bizi izleyenler buradaki ortamı
göremiyorlar, gönül isterdi ki bu kapının önünde dün akşam olduğu gibi, sayın
bakanın havaalanının kapısı önünde karşılıklı olarak, sizlerle konuşarak konuları
gündeme getirerek değil, kurulda karşılıklı görüşelim. Görüyorum ki gittikçe
bundan da da uzaklaşıyor. Dün akşam sizlere basın açıklamasından sonra şunları
ifade ettim. Oradaki hakim ve savcılarımızın yani biz açıklamamakla beraber,
birtakım hakim ve savcı arkadaşlarımızın görevden alınmasına yönelik kurul kararı
yok. Bu arkadaşlarımızın durumlarının kurulda değerlendirilip tartışılması,
gerekirse onun sonucuna göre karar verilmesi söz konusuydu. Yine tekrarlıyorum,
kurulun gündeminde bunların tartışılması kurulun olağan işidir çünkü kurulun
disiplin taslağı denilen bir bölümü vardır, orada tartışılabilir, hatta orada
disiplin uygulaması yapılmış kişilerin durumları orada değerlendirilir, ayrıca
soruşturma geçirmiş kişilerin durumları da yine soruşturmanın niteliğine göre
kararnamede değerlendirilir. Bu bağlamda verilmiş önergenin daha
değerlendirilmeden, tartışılmadan, belirttiğimiz gibi toplantıyı terk ve bu
şekilde bir tartışmaya, görüşmeye katılmayacağı bildirildi, olay buydu."
Özbek, Adalet Bakanı Ergin’in "Bakanlık işlemlerine yargı yolu açık"
şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Sayın Bakan maalesef bunu daha
önce de bize söyledi. Kendisi hukukçudur, biz de hukukçuyuz. Yargı yolunun nerede
açılıp açılmayacağını, ne şekilde kullanıp kullanılmayacağını biz de biliyoruz.
Daha önce ’toplantıları erteledim, toplantı yapılmayacak’ dediği zaman biz de
"buna hakkınız yok, yanlış olur" dedik, bize verdiği cevap benzer bir cevaptı
’o halde dava açın’ demişti kendisini uyardık ve güz kararnamesi sırasında da
kararnamenin bir kısmını görüşerek kalan kısmını da gündeme getirmesi yoluyla
yöntemiyle karar almıştık" dedi.
Kadir Özbek, "Kararnameyi görüşmeye devam edecek misiniz? Yoksa bakanı
ve müsteşarı bekleyecek misiniz?" sorusuna ise "Onun için geldim, biraz da evde
hazırlık yaptım, burada çalışmayı bekleyeceğiz" yanıtını verdi.
Özbek, "Adalet Bakanlığının işlemleriyle ilgili suç duyurusunda
bulunacak mısınız?" sorusunu ise "Hukuki sonuçları olabilir, bunun hukuki
sonuçları bizim tercihimiz midir, değil, çünkü buraya gelmiş gündemde yer almış
bir kararnamenin soncunun bağlanması lazım. Sonucunun nasıl bağlanacağı, elbette
hukuki birtakım kuralların işletilmesiyle söz konusu olabilir,
değerlendireceğiz" diye yanıtladı.
Adalet Bakanı’nın "İş yükü fazla değil" şeklindeki açıklamasının
hatırlatılması üzerine de Özbek, şunları kaydetti:
"Şimdi, iş var iş var. Bakınız ben söylemedim, hükümetimizin sayın
üyelerinden birtakım açıklamalar geldi. Dediler ki ’5 ay sonraya gün verilir mi’
ama maalesef şimdi uygulamada 1 yıl sonraya gün verilen mahkemelerimiz de var.
Onları da çözmeye çalışıyoruz ama tutuklu olaylarda 5 ay sonraya gün
verilebiliyorsa siz iş yükü az diyemezsiniz, buna hakkınız yoktur. Kaldı ki
buradaki işin durumunu değerlendirilecek olan, meslekte oldukça kıdemli sayılan,
mahkemedeki hakim arkadaşlarımızdır, onların böyle bir talepte bulunmaları
halinde bu talepleri kurulun gözardı etmesi, kendi içinde tartışmaması ve
karşılamaması sorumluluğumuzu gerektirecek hususlardandır."
-"BAZI HUKUKÇULAR TETİKÇİ GİBİ KULLANILIYOR"-
Özbek, bir başka soru üzerine de şunları söyledi:
"Şimdi, basın yer aldı ancak son yılları hep beraber yaşadık, olayları
hep beraber yaşadık, bir Habur olayı yaşadık. Habur olaylarında yargının
kullanıldığından bahsedildi. Ne oldu, ne bitti, neler yapıldı, bunun
tartışılacağı yer kuruldur, biraz önce de söylediğim gibi sonuca bağlanacağı yer
kuruldur. İstanbul olayını son zamanda sanki deniz kenarındaki bir dalga gibi
değişik uygulamaları gördük. Kamuoyunda hoş karşılanmayan birtakım sonuçları
gördük, bunların değerlendirilmesi gerekirdi, bunlar niye oldu diye kurulun
yapacağı bir şey var mı diye bir değerlendirmesi söz konusuydu, Erzurum’u yine
birlikte yaşadık, bunları tekrar tekrar söylememize gerek yok. Bu kurulda
konuşulmayacak, değerlendirilmeyecekse nerede konuşulacak. O zaman görüyorsunuz
televizyonlarda, basının bir bölümünde geçmişte, kurulla, yargıyla hep sorun
yaşamış bunu açıkça ifade edebilirim hepsinin dosyaları da buradadır,
bakanlıktadır. Birtakım eski hukukçu arkadaşlarımız geçmişteki sıfatlarını da
kullanarak sanki kurula karşı, yargıya karşı tetikçi gibi kullanılmaktadır.
Bunları değerlendirmeyeceksek onlara da fırsat vermiş olacağız."
"Adalet Bakanlığının taslak kararnameyi çekme yetkisi yok demiştiniz.
Adalet Bakanlığı da ’tamamlanmadığı için taslak geri çekilebilir’ demişti. Böyle
bir durumda yetki kime ait" sorusu üzerine de Özbek, şöyle konuştu:
"Dün ifade ettim, yazılı basın açıklamamızda da bunlar ayrıntılı şekilde
belirtildi. Basın açıklamasının ayrıntılı şekilde yazılmış olmasının sebebi de
kamuoyunda bir takım tereddütler oluşmasın, bunlar giderilsin diyeydi. Tekrar
ediyorum, kararname taslağı, kararname imzalandıktan sonra kararname adını alır.
Daha önceki safhada taslaktır. Taslak, personel genel müdürlüğünce ki bu personel
genel müdürlüğü teşkilat kanuna göre, HSYK’nın sekreteryasını yerine getirir.
Onun tarafından kurula sunulmak üzere hazırlanan taslak artık kurulun gündemine
aldıktan sonra kurulun malıdır, o gündemin bir maddesidir. Gündemden çıkarılması
ancak kurulun vereceği kararla olur, yoksa basit bir tabirle topunu getirip
kendisine pas verilmediği için veya gol atamadığı için küsüp giden, topu
koltuğunun altına alıp ’ben eve gidiyorum, ben oynamıyorum’ diyen çocuğun işine
benzer."
VATAN