ashli
Bayan Üye
Avrupa'nın yalıtılmışlığını ve iç zorluklarını abartmak yanlış olur. Dini düşmanlıklara ve periyodik savaşlara rağmen, Hıristiyan Avrupa, İslam dünyasından çok şey öğrendi. Gerek Yunan bilim ve felsefesinin korunması, gerekse bilimsel ve tarımsal bilgi ve teknolojinin Hint ve Çin gibi uzak diyarlardan Avrupa'ya iletilmesi İslam dünyasının eseridir. Avrupa Keşifler Çağı'na bu İslamik - Asyalı katkısının önemi, bu kitapta daha sonra tartışılacak.
***
Batı'nın günümüzdeki Asya ve Afrika imajı, 15. ve 16. yüzyıl Avrupalısının imajından çok farklıdır. Biz şimdi oldukça haksız olarak, bu kıtaların büyük bölümlerini, yoksulluk, kıtlık, hastalık ve ekonomik geri kalmışlık olgularıyla birlikte düşünüyoruz. Buraları, Üçüncü Dünya ya da gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırıyoruz. Zengin "Kuzey" (Avrupa'yı ve Kuzey Amerika'yı kapsıyor) ile yoksul "Güney" (Hindistan'ı, Çin'i ve Kara Afrika'yı kapsıyor) karşılaştırması yapıyoruz. Fakat dört ya da beş yüzyıl önce, Avrupa kendisini belirli açılardan Asya ve Afrika'nın fakir komşusu olarak görüyordu. Sadece seyyahların raporları değil bu yörelerin ürünleri de, Avrupalının bu kıtalarla ilgili izlenimlerini biçimlendirdi. Altın, çeşitli mücevherler, ipekler, halılar, resimli duvar örgüleri, baharat ve porselen, bolluk, zenginlik ve yaratıcı bir endüstri imajı doğuruyordu, işte Avrupalıların ilk keşif seyahatlerine esin kaynağı olan şey, Afrika ve Asya'nın zenginlikleri hakkındaki bu imajdı.
***
Savaşlar, istilalar ve imparatorlukların çöküşleri yüzünden periyodik olarak kesintiye uğramasına rağmen, Romalılar zamanından beri ipek, baharat, mücevher ve öteki değerli malları Çin, Endonezya, Hindistan ve İran'dan, Asya üzerinden Avrupa'ya getiren ticaret yolları açık kalmıştı. İpek ticaretinin önemi, Avrupa'nın kendi ürünlerini geliştirmesi sonucunda azaldı. Ancak Asya'nın baharatı yerine Avrupa'nın koyabileceği bir şeyi yoktu. Baharat, Asya'da Endonezya adalarında - Asya'ya özgü baharat türlerinden Clove, Moluccas'da, nutmeg ve mace, Banda adalarında, biber ise daha çok Sumatra'da - ya da eskiden Seylan olarak bilinen Sri Lanka'da (tarçın-cinnamon) ve güneybatı Hindistan'da (biber) yetiştiriliyordu. Marco Polo'nun zamanında baharat Batı Asya'dan Karadeniz'e ve Yakın Doğu ülkelerine (Levant) kara yoluyla ve kervanlarla iletiliyordu....
Coğrafi Keşifler Tarihi