Çocuktum Obsesiftim!

ßLaCK.AnqeL

Bayan Üye
Çocuktum
smiliv.gif
Obsesiftim!

Dört yaşına gelene kadarki hayatımıza hükmeden korkular
smiliv.gif
sonrakilerin “giyinmemişi” sayılabilirler. Tehlikenin kucağına atılmamak için elinden geleni yapanların bir kısmı...
1792-58.jpg
"Hayatın giderek karmaşıklaştığı dönemlerde
smiliv.gif
hayatı anlamakta zorluk hissettiğimizde
smiliv.gif
elimizdeki mevzilere sıkıca sarılmamızın ilk provasını bebeklikten çocukluğa geçiş yıllarımızda yapıyoruz. Hayatın korkutuculuğunu ilk hissettirmesi ile birlikte..."
1. Obsesif olunmaz
smiliv.gif
obsesif kalınır...

Üç yaşındaki çocuklara bir bakın
smiliv.gif
ağzının kenarına bulaşan yağdan rahatsız olmayanını bulana ödül var. Oyuncaklarının onun kafasına göre olan düzenini bozun bakalım
smiliv.gif
cesaretiniz varsa. Tertip ve intizama olan merakları dorukta olan bu çocuklar büyüdüklerinde nereye gidiyorlar? Prefontal korteksin müthiş bir büyüme hamlesi geliştirdiği o yıllarda
smiliv.gif
her şeyi bir sınıfa sokmak
smiliv.gif
görülen her nesnenin yaşanan her dakikanın adını ve anlamını repertuarımıza kaydetmek için obsesif olmayıp da ne yapsak? Hayatın giderek karmaşıklaştığı dönemlerde
smiliv.gif
hayatı anlamakta zorluk hissettiğimizde
smiliv.gif
elimizdeki mevzilere sıkıca sarılmamızın ilk provasını bebeklikten çocukluğa geçiş yıllarımızda yapıyoruz. Hayatın korkutuculuğunu ilk hissettirmesi ile birlikte... Bu dönemin obsesif stilini bir türlü bırakamayanlar
smiliv.gif
hayat boyu aynı stille devam etmeyi
smiliv.gif
öyle kalmayı
smiliv.gif
ya da sıkıştıklarında öyle olmayı “tercih” ediyorlar. Her şey “hep öyle” ya da “hep böyle” kalsın diyenler
smiliv.gif
obsesif kalıyorlar. Nedeni? Nedeni uzun hikaye
smiliv.gif
ama kuşaklar boyu aynı obsesif stile sahip en azından bir birey bulundurmayı “âdet” edinmiş bir aileye mensup olmak
smiliv.gif
desek... “Genetik belirlenim” demenin bir başka yolu işte.

2. Bir ayrılık
smiliv.gif
bir yoksulluk
smiliv.gif
bir ölüm...

Dört yaşına gelene kadarki hayatımıza hükmeden korkular
smiliv.gif
sonrakilerin “giyinmemişi” sayılabilirler. Tehlikenin kucağına atılmamak için elinden geleni yapanların bir kısmı
smiliv.gif
bildik ve emniyetli saydıklarından ayrılmamak için bir şeylere “takılmayı” dener. Uyku vaktinde
smiliv.gif
mesela... Uyumamak için direnen çocuklar
smiliv.gif
takıntılarını uygulamaya sokarlar. Yatmadan önce söylettirilen marşlar
smiliv.gif
bir masal
smiliv.gif
iki masal
smiliv.gif
üç masal... Bitmek bilmeyen ayrılık merasimleri... Hiç yatmasam
smiliv.gif
n’olur sanki? Yattığımda sonrada kalktığımda
smiliv.gif
yattığımdaki gibi bir dünyaya kalkabilecek miyim?Hayat bıraktığım yerden devam edecek mi?

Bu soruyu açıkça sormayan bir çocuğun
smiliv.gif
sorusunun “doğru” cevabının ürkütücülüğünü hissettiğini
smiliv.gif
ama kelimelendiremediğini düşünüyorum.

O ürküntünün verdiği dehşetle
smiliv.gif
ne yaptığını bilir mi insan? Çocuk açısından güvenliği tehdit edilen her şey
smiliv.gif
bir takıntı sebebi sayılabilir. Güvenliğinin gerçekten ne kadar sağlam olduğunu anlamak zorundayız. Ah
smiliv.gif
elbette
smiliv.gif
obsesifliğin tehditleri önleyici ya da güvenliği sağlayıcı bir yöntem olarak işe yaramazlığı aynı mesele. Ama
smiliv.gif
ya bildiğiniz bir rahatlama yolu yoksa obsesifleşmekten başka?

3. Güvenli kucaklar...
Felaketlerden kaçmanın en güvenli yolu
smiliv.gif
güvenli kucaklara sığınmak... Daha bebekken aldığımız “ders”ten yararlanmayı sürdürenlerimiz
smiliv.gif
kucaktan hiç inmemeyi veya kucağa hiç çıkmamayı seçenler olarak ikiye ayrılabilir. İki durumda da senaryo aynı aslında: Korkunun yönettiği bir hayatın öznesi olmak
smiliv.gif
kaderine pek elleşmeyen birisi olarak kalmak... Obsesif-kompulsif çocukların hayatlarının başka dönemlerinde
smiliv.gif
o tutuk
smiliv.gif
takıntılı hallerinden kurtulduklarında
smiliv.gif
hiperaktifleşmeleri senaryonun öbür tarafına geçmek gibi: Çok kontrolden hiç kontrole...

4. Yaprak toplayarak...
Hiç yaprak bırakmamacasına koşturuyor sokak aralarında
smiliv.gif
bahçeden bahçeye... “Bir tane bile kaldıysa
smiliv.gif
söylemesi bile zor
smiliv.gif
çok kötü şeyler olabilir. Kime mi? Anneme tabii ki... Onu önlemek için topluyorum şehrin bütün yapraklarını şehrin.” Uykusuz
smiliv.gif
susuz
smiliv.gif
eksiksiz
smiliv.gif
ne kadar yere düşmüş yaprak varsa
smiliv.gif
o kadar yaprak toplanmalı. Kendini yok edercesine bir takıntının peşine takılan herkes
smiliv.gif
bir felaketi
smiliv.gif
kendisinin ya da en sevdiği ve en kızdığının başına gelebilecek bir felaketi önlemek çabasında. Bir çocuk bunu ne kadar söze dökebilir ki? “Geceleri yaprak toplamaya ara verdiğimde
smiliv.gif
gidip annemim yüzüne krem sürüyorum. Kırışıklıklar kaybolsun diye... Saçlarını da boyamak istiyorum
smiliv.gif
tek bir beyazlık kalmacasına.”

5. Fazla sıkı tuttuysan hayatın elini...
Hayat ile ilişkimizdeki tarzımızı
smiliv.gif
çocukken annemizin elini tutuşumuza benzetiyorum. Kimimiz sımsıkı yapışıyoruz
smiliv.gif
hiç bırakmamacasına... Kimimizin tutuşu ise
smiliv.gif
her an kurtuluverecek gibi
smiliv.gif
gevşek
smiliv.gif
iğreti. Güvenli
smiliv.gif
ne zaman tutacağını
smiliv.gif
ne zaman biliyor gibi gözüken çocuklara bir yandan imrenerek... Hayatın elini fazla sıkı tutmaya (obsesif-kompülsif) bozukluk denilebilir mi?

6. Sevmek bir takıntı mı?
Ne iddialı bir soru bu... Tabii ki
smiliv.gif
sevmek bir takıntı. Ama
smiliv.gif
sevmek bozukluk olan takıntı mı? Allah aşkına
smiliv.gif
bu sorunun cevabının ne önemi var; nasıl olsa kimse aşktan iyileşmek istemez ki...

7. Sofra krizi...
Masada hep aynı yerde oturur. Tabağının ortasında iki kaşık
smiliv.gif
ne bir eksik
smiliv.gif
ne bir fazla
smiliv.gif
iki kaşık patates püresi. Üstüne bir köfte
smiliv.gif
bir pirzola... Her öğle saatinde dedesi ajans dinlerken
smiliv.gif
o da sofradaki yerini alır. Yemek öncesinde
smiliv.gif
abdest alırcasına bir titizlikle
smiliv.gif
içinden bir şeyler söylene söylene
smiliv.gif
tırnağından dirseğine elini-kolunu yıkar. İşin sırasını bozacak bir ses
smiliv.gif
kapının zili mesela
smiliv.gif
onu çıldırtmaya yeter. Isırsa birilerini
smiliv.gif
ya da kendi kollarını
smiliv.gif
en iyisi...O ısırık
smiliv.gif
ancak
smiliv.gif
düzenin bozulmasının yarattığı öfaaai yatıştırmaya yeter... Senin sofrada oturacağın yere
smiliv.gif
yediğine içtiğine karımaya başladığında
smiliv.gif
alır doktora götürürsün. Her sofra krizinden sonra
smiliv.gif
ağlamalarına dayanamaz
smiliv.gif
dediklerini uygulayacağına söz verirsin. Hep bir şeyler eksik kalır
smiliv.gif
onun istediklerini bir türkü tam yapamazsın. Ona giderek daha çok kızarsın. O da
smiliv.gif
sana kızar. Anlaşılamadığını düşünür. Sende anlaşılamadığından yakınırsın.

8. Hayatı hissedemeyen çocuk...
Hayat sahici mi? Öyle değilmiş gibi geliyor da...Temiz ama temiz değilmiş gibi... Her hazırlığı tamam
smiliv.gif
ama hiçbir hazırlığı yokmuş gibi... Yapılanlar sanki yapılır yapılmaz
smiliv.gif
eylem-hafızamızdan siliniyor. Hiçbir iz bırakmadan kayboluveriyor. Her yaptığımızı tekrar tekrar denetlemek
smiliv.gif
yaşananları hiç olmamış gibi algılamak
smiliv.gif
yapılanların devamlılığını ancak yapıldığı anla sınırlamak... Devamlı aynı şeyleri yapmak. Belleği birkaç basamaktan geriye gitmeyen ve söz tutmayan bir bebek belleği haline getiren bu sürece
smiliv.gif
bir çocuğun dayanması zordur. Yaşadıklarının sahiciliğinden hep şüpheye düştüğünde
smiliv.gif
yaşananları doğrulamaktan başka bir çare bulamayan çocuk
smiliv.gif
ısrarcıdır. Yaşayabilme telaşındadır. Bu günden ayrılmak istemez
smiliv.gif
bu gün ya da bu an
smiliv.gif
daha telaffuz ederken kelimeleri
smiliv.gif
geçmişte kalıverir. Bugün olarak bellediği bir geçmişe tutunan çocuk
smiliv.gif
tutucu ya da ilerlemeyi önleyici bir “siyasi” pozisyonuna sürükleniverir.

9. Dikkat dağılır ve toparlanır...
Obsesif bir çocuksanız eğer
smiliv.gif
dikkatiniz toplandığında dağılamaz. Nereye takıldınızsa
smiliv.gif
orada kalır. Dikkat dağınıklığı olan bir çocuksanız
smiliv.gif
dikkatinizi toplamanız zordur. Obsesif çocuklar
smiliv.gif
tedavi edildiklerinde
smiliv.gif
bazen o an’a tutsaklıktan kurtulmanın coşkusuyla
smiliv.gif
kontrolünü tümüyle bırakıverirler. Hareketli ve takıntılı olmak çelişkili gözükebilir. Kontrolsüzlüğün bir şekli “çok kontrol” ise
smiliv.gif
diğeri de “hiç kontrol”.

10. Edebiyat gençleştirir...
Çünkü hayat söz ile zapt edilebilir. Bir yazar (Leyla İpekçi)
smiliv.gif
Hürriyet’te yayımlanan bir röportajda diyor ki: “Edebiyatçı olmadan önce daha yaşlıydım. Çünkü hayat daha hızlı akıp geçiyordu.” Söz kullanma becerisinin gelişmesi
smiliv.gif
çocuğun hayatı ve zihni üzerindeki kontrolünü arttırdıkça
smiliv.gif
hayatı yavaşlatır. Söze dayalı beynimiz
smiliv.gif
sözsüz beynimizden daha ağırdan alır süreçleri. Hayatın hızına ayak uydurabilmek
smiliv.gif
hayata kaybolup gitmemek için ihtiyacımız olan bir yavaşlamadır bu. Bir bakışla karar veren sözsüz yanımızın süratini kesen sözlü yanımız
smiliv.gif
obsesif oldukça işi hayatı durdurmaya vardırır. Hayatın durmasını
smiliv.gif
hayatın bitmesi gibi görenler de olacaktır. Obsesifliğimiz depresyonla “taçlanır”. Korkular biter
smiliv.gif
hayat durduğu için. Hayatın tekrar hızlanmasında neler olacağının korkusu
smiliv.gif
çocuğun içini kaplar. “Tedaviye direnç”
smiliv.gif
korkunun aldığı son şekilde başka bir şey olamayabilir. O sırada çekilecek bir fonksiyonel manyetik rezonans
smiliv.gif
sol hemisferde artmış kan akımının kaudat çekirdekte yoğunlaştığını gösterebilecektir.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst