ashli
Bayan Üye
Uyku sorunu yaratan etkenlerden önde geleni “Gece korkuları”dır. Bu korkular görünürde ana-baba için anlamsızdır. Bebeklik dönemini aştıktan sonra, çocuk dört yaş civarına geldiğinde gece korkuları başlayabilir. Gece korkuları genellikle çocuk uykuya daldıktan bir-iki saat sonra ortaya çıkar. Çocuk çığlık atarak uyanır. Ter içindedir, kalp atışları hızlıdır, derin derin soluk alıp verir. Korktuktan sonra artık yatağında tek başına yatmak istemez. Annesiyle yatmak ister veya gece sık sık kalkıp anne-babasının odasına gidip ortalarına yatar. Bu durumun alışkanlık ya da şımarıklık olmadığı, korkunun gerçek olduğu çocuğun saatlerce uykuya dalamayışından anlaşılır.
Anne ile babanın büyük kavgaları gündüz yaşanan heyecanlı olaylar, korkulu rüyaların görülmesi, anne-babanın cinsel birleşmesine tanık olma gibi olaylar gece korkularına sebep olabilir.
Çocuk gece korkusuyla uyandıktan sonra anne-baba ona yeterince sevgi göstermeli ve sakinleşmesini sağlamalıdır. “Yine neden korktun, korkacak bir şey yok ki, hadi uyu bakalım” tarzındaki konuşma ve yaklaşımlar çocuğu sakinleştirmez, daha da hırçınlaştırır. Bu yüzden korkan çocuğa anne-baba şefkatle yaklaşmalı, onu sakinleştirmelidir. Uyuyana kadar çocuğun yanında kalmak, çocuğa güven duygusu verir. Bazen çocuk çok korktuğu gecelerde yatağında yatmak istemez ve anne-babasının yatağına gitmek ister. Çocuğu daha fazla örselememek için, çocuk uyanana kadar anne-babasının yanına alınmalı ama sabaha kadar yatmasına izin verilmemeli, uyuduktan sonra tekrar yatağına geri yatırılmalıdır.
Bu yaklaşımlar, çocuğun gece korktuğu zaman, onu sakinleştiren ve yeniden uykuya geçmesini sağlayan davranışlardır. Büyükler çocukların korkularını yenmek için giriştikleri çabalarda, onları destekleyerek yardımcı olabilirler. Bazen korku veren durumla yüz yüze gelerek, bazen bu durumu bir oyun konusu yaparak onlara yardımcı olmak gerekir. Asıl sorunu öğrenmeden, çocuğun gece korkuları bitmez. Çocuk korkulu bir rüya gördüğünden dolayı veya iç huzursuzluğundan dolayı korkuyla uyanabilir. Bu huzursuzluk araştırılıp bulunmalıdır.
Çocuklara yatmadan önce korku filmleri izletmemek gerekir. Çocuğun yanında onu korkutacak konuşmalardan kaçınmalıdır. Anne-baba kavgaları ve tartışmaları çocuğun yanında yapılmamalıdır.
Sonuç olarak şunu söyleyebilir: Çocuğun korkusuna saygı göstermek, küçümsememek, alay edercesine davranışlarda bulunmamak gerekir. Çocukların korkularıyla başa çıkmalarında yetişkinin tutumu çok önemlidir. Çocuk anlaşılamadığı inancına ve küskünlüğüne sürüklenmemelidir. Çocuğun ifade ettiği korku onun için gerçektir ve o andaki gereksinimi destek ve sevgidir.
Gece korkuları, çocuğun yaşı büyüdükçe kendiliğinden geçebilir. Ama çok aşırı durumlarda tedavi gereklidir.
Anne ile babanın büyük kavgaları gündüz yaşanan heyecanlı olaylar, korkulu rüyaların görülmesi, anne-babanın cinsel birleşmesine tanık olma gibi olaylar gece korkularına sebep olabilir.
Çocuk gece korkusuyla uyandıktan sonra anne-baba ona yeterince sevgi göstermeli ve sakinleşmesini sağlamalıdır. “Yine neden korktun, korkacak bir şey yok ki, hadi uyu bakalım” tarzındaki konuşma ve yaklaşımlar çocuğu sakinleştirmez, daha da hırçınlaştırır. Bu yüzden korkan çocuğa anne-baba şefkatle yaklaşmalı, onu sakinleştirmelidir. Uyuyana kadar çocuğun yanında kalmak, çocuğa güven duygusu verir. Bazen çocuk çok korktuğu gecelerde yatağında yatmak istemez ve anne-babasının yatağına gitmek ister. Çocuğu daha fazla örselememek için, çocuk uyanana kadar anne-babasının yanına alınmalı ama sabaha kadar yatmasına izin verilmemeli, uyuduktan sonra tekrar yatağına geri yatırılmalıdır.
Bu yaklaşımlar, çocuğun gece korktuğu zaman, onu sakinleştiren ve yeniden uykuya geçmesini sağlayan davranışlardır. Büyükler çocukların korkularını yenmek için giriştikleri çabalarda, onları destekleyerek yardımcı olabilirler. Bazen korku veren durumla yüz yüze gelerek, bazen bu durumu bir oyun konusu yaparak onlara yardımcı olmak gerekir. Asıl sorunu öğrenmeden, çocuğun gece korkuları bitmez. Çocuk korkulu bir rüya gördüğünden dolayı veya iç huzursuzluğundan dolayı korkuyla uyanabilir. Bu huzursuzluk araştırılıp bulunmalıdır.
Çocuklara yatmadan önce korku filmleri izletmemek gerekir. Çocuğun yanında onu korkutacak konuşmalardan kaçınmalıdır. Anne-baba kavgaları ve tartışmaları çocuğun yanında yapılmamalıdır.
Sonuç olarak şunu söyleyebilir: Çocuğun korkusuna saygı göstermek, küçümsememek, alay edercesine davranışlarda bulunmamak gerekir. Çocukların korkularıyla başa çıkmalarında yetişkinin tutumu çok önemlidir. Çocuk anlaşılamadığı inancına ve küskünlüğüne sürüklenmemelidir. Çocuğun ifade ettiği korku onun için gerçektir ve o andaki gereksinimi destek ve sevgidir.
Gece korkuları, çocuğun yaşı büyüdükçe kendiliğinden geçebilir. Ama çok aşırı durumlarda tedavi gereklidir.