ashli
Bayan Üye
Pedagog Necla Çağlayan “Biz nerde yanlış yapıyoruz?” diyen ebeveynlere altın öneriler sunuyor.
"Nerede Yanlış Yaptım?"
Çocuk büyütürken yanlış yapmamak imkansız olduğu halde, düzgün gitmeyen bir şey olduğunda, her anne – baba kendisine şu soruyu sorar “ Nerede yanlış yaptım?”
Bu soruyu kendisine sormamış olan anne – baba yok gibidir…
Zira Türk toplumu olarak bizim normlarımızda, anne – babaların, çocukların yaptıkları her şeyden sorumlu tutulmaları gibi önemli bir ölçüt vardı!
Bu kültürel beklenti, anne – babalar için sorumluluğun ötesinde bir yük teşkil eder…
Kültürel beklentiler toplumdan topluma biçim değiştiriyor olsa da ; değişmeyen şey çocuğu eğitme sorumluluğunun birinci derecede anne – babaya düşüyor olmasıdır..
Çocuğu "Eğ-İtmek" mi Eğitmek mi İstiyoruz Önce Buna Karar Verilmesi Gerekiyor
Eğitim söz konusu olduğunda , atasözleri ve özdeyişlerimiz bize yön verir. Örneğin “ Ağaç yaşken eğilir ...” söylemi eğitim sözcüğünde hayat bulur. Eğitim , “Eğ” mek ve “ it”mektir. Küçük yaşlarda olumlu alışkanlıklar kazandırmak ve ileri doğru itmek anlamına gelir. Sevgili anne – babaları yanlış yapmalarının suçlusu değil ama doğru eğitmemenin sorumlusu olarak görebiliriz...
Çocuklarımız Kimin?
Çocuğun varoluşu , biyolojik olarak anne ve babaya ait olduğu kadar , kültürel olarak topluma , hatta evrensel olarak tüm dünyaya aittir...
Bilinçli Anne Baba Nasıl Olunur?
Geleceğin çocuğunu eğitmek ne biyolojik ne de kültürel anne–babalıkla mümkündür…
Bilinçli anne – babalık geleneksel olan ile doğru olanı ayırt etmek demektir… Bilinçli anne – baba: çocuğun her şeyini kusursuz yapmakla övünmek yerine; çocuğun her yaşta yapabileceği şeyleri ona yaptırma disiplinini kazandırmayı amaçlar…
Kendini çocuklarına adayan anne–baba olmayı değil; çocuklarına hayatı öğreten, kendi hayatının güçlükleriyle başa çıkabilen bireyler yetiştiren anne – baba olmayı bilir.
Bilinçli Anne –Baba:
Öğüt veren değil, örnek olandır…
Paylaşan, anlayandır...
Sevgi ve saygının karşılıklı olması gerektiğinin bilincindedir…
Neden Yanlış Yapıyoruz?
Bütün anne – babalar iyi niyetlidir. Çocuğa kendi bildikleri biçimde davranırlar. Kimi zaman “Bilgisizlik”, kimi zaman “Toplumun yanlış gelenekleri”, kimi zaman ise “Büyüklerin psikolojik doyumsuzlukları”, yapılan pek çok yanlışın sebebi olmaktadır...
Çocuk, kendisi için,
Kendi kişilik çizgisinde,
Kendi varoluşu için gelişmektedir…
Buna engel olacak her şeye karşı durur…
Yetişkinlere düşen bu gelişime destek olmaktır…
Çocuğumuzu Eğitirken Çoğu Zaman Tehlikeler ve Korkularımız Bize Yön Veriyor
Yetişkinin görevi; çocukları korkudan korumak, gerçek tehlikelere karşı uyarmak, onlarla başa çıkma yollarını öğretmektir… Ancak büyüklerin kendi endişe ve korkularını çocuklarına yansıtmaları sık görülen durumlardandır...
Çocukları Tehlikelere Uyarmak Ebeveynlerin Önemli Görevlerindendir...
Ancak uyarırken onları "hareketsiz kılacak" , “kararsız yapacak" , cesaretsiz bırakacak “ tutumlar tamamiyle yanlıştır
Bunlar özgüveni sarsar... Özgüvenin sarsılması problemlere yol açar... Pek çok korku yetişkinler tarafından “kasıtsız" olarak çocuklara öğretilir... ( Karanlık , deprem , hayvan korkuları...)
Bir de disiplin amacıyla korkutmak vardır. Çocuklar yaramazlık yapmasınlar diye “ yanlız bırakılmakla, “doktora gönderilmekle" hatta anneleri tarafından terk edilmekle “korkutulurlar ki bu tutumlar tamamıyle yanlıştır…
Anne-Babalar En Çok Hangi Hataları Yapıyor?
Türk aileleri genellikle söz verdikleri maddi şeyleri yapıyor…
Yaramazlık nedeniyle dışarı çıkmama cezası gibi bir cezanın uygulanması konusunda ise çocuğuna kıyamayıp sözünü tutmuyor…
Davranışlar ile ilgili kısıtlamalarda kararlı ve tutarlı olmadıkları gözleniyor…
Cezanın uygulanmadığını gören çocuk, benzeri durumda aynı şeyi ağla***** tutturup sonuca ulaşıyor...
Çocuk, kendisine verilecek olan cezadan haberdar olmadığında, anne–babasına güveni sarsılıyor...
Anne –baba fikir birliği yapmadığında çocuklar sınırları kavrayamıyor...
Anneler sınır koymaya açık... Babalar çocuğun dediğini yapmaktan mutlu…
Babalar genellikle büyüyünce geçer diye düşünüyor...
Eleştirilmeyi Öğrenmek…
Çocuk, eleştirilmeyi öğrenemezse büyüyemiyor…
Anne – babasının yanında eleştirilmeyi öğrenmiş, hatta bazen sert bir şekilde eleştirilmiş çocuklar, başkaları tarafından eleştirildiklerinde bu durumu doğal karşılıyorlar…
Ebeveyni tarafından eleştirilmemiş, sürekli kabul görmüş çocuklar ise her eleştiride kendilerini “suçlu" , “yetersiz" , “güvensiz" hissederler...
AŞIRI DENETİM; pasifleştirir...
AŞIRI SEVGİ; bağımlı kılar...
AŞIRI HOŞGÖRÜ; bencillik yaratır...
Çocuğunuzu Eğtirken Bu 10 Altın Kurala Özen Gösterin
1. Zaman Ayırın
“Para yerine koyulabilir, zaman asla geri getirilemez"
2. Mükemmel Olmaya Çalışmayın
“Mükemmel değil, seven – koruyan – kabul eden anne-baba olmayı tercih edin. . Hatalarınız öğrenme fırsatıdır…"
3. Söylediklerinizden Çok Yaptıklarınız Anlam Taşır
“Uzun konuşmalar, nasihatler yerine, dürüst ve şefkatli olmayı tercih edin."
4. Dinleyin
“Konuşmadan önce çocuğunuzu dinleyin… Siz ne kadar dinlerseniz çocuğunuz size o kadar çok şey anlatır...”
5. Özgüven
“Özgüven ruh sağlığının temel taşıdır. Yaşına uygun olarak seçimlerini yapan , kararlarını alan çocuklar, özgüvene sahip olurlar…
6. Ceza
“En etkili ceza zamanında verilen, neyi, neden onaylamadığınızı anlatan cezalardır...”
7. Doğru Cevap Verin
“Çocuğunuz size soru sorduğunda ; basit ve güvenilir bir cevap verin.. Ayrıntılı bilgi bir varil suyu bir bardağa doldurmaya benzer.. Kısa – net – doğru bilgi yeterlidir...”
8. Çevreye Saygı
“Yaşadığınız çevreye saygı göstermeyi, günlük yaşamın önemli bir parçası haline getirin..."
9. Siz Özelsiniz
“Arkadaşlar , öğretmenler , akrabalar , komşular ilgi çekici olsalar da , anne – babalar EŞSİZ ve ÖZELDİRLER!.."
10. Ebeveynlik
“Sandığınız kadar kolay , korktuğunuz kadar zor değildir!"
"Nerede Yanlış Yaptım?"
Çocuk büyütürken yanlış yapmamak imkansız olduğu halde, düzgün gitmeyen bir şey olduğunda, her anne – baba kendisine şu soruyu sorar “ Nerede yanlış yaptım?”
Bu soruyu kendisine sormamış olan anne – baba yok gibidir…
Zira Türk toplumu olarak bizim normlarımızda, anne – babaların, çocukların yaptıkları her şeyden sorumlu tutulmaları gibi önemli bir ölçüt vardı!
Bu kültürel beklenti, anne – babalar için sorumluluğun ötesinde bir yük teşkil eder…
Kültürel beklentiler toplumdan topluma biçim değiştiriyor olsa da ; değişmeyen şey çocuğu eğitme sorumluluğunun birinci derecede anne – babaya düşüyor olmasıdır..
Çocuğu "Eğ-İtmek" mi Eğitmek mi İstiyoruz Önce Buna Karar Verilmesi Gerekiyor
Eğitim söz konusu olduğunda , atasözleri ve özdeyişlerimiz bize yön verir. Örneğin “ Ağaç yaşken eğilir ...” söylemi eğitim sözcüğünde hayat bulur. Eğitim , “Eğ” mek ve “ it”mektir. Küçük yaşlarda olumlu alışkanlıklar kazandırmak ve ileri doğru itmek anlamına gelir. Sevgili anne – babaları yanlış yapmalarının suçlusu değil ama doğru eğitmemenin sorumlusu olarak görebiliriz...
Çocuklarımız Kimin?
Çocuğun varoluşu , biyolojik olarak anne ve babaya ait olduğu kadar , kültürel olarak topluma , hatta evrensel olarak tüm dünyaya aittir...
Bilinçli Anne Baba Nasıl Olunur?
Geleceğin çocuğunu eğitmek ne biyolojik ne de kültürel anne–babalıkla mümkündür…
Bilinçli anne – babalık geleneksel olan ile doğru olanı ayırt etmek demektir… Bilinçli anne – baba: çocuğun her şeyini kusursuz yapmakla övünmek yerine; çocuğun her yaşta yapabileceği şeyleri ona yaptırma disiplinini kazandırmayı amaçlar…
Kendini çocuklarına adayan anne–baba olmayı değil; çocuklarına hayatı öğreten, kendi hayatının güçlükleriyle başa çıkabilen bireyler yetiştiren anne – baba olmayı bilir.
Bilinçli Anne –Baba:
Öğüt veren değil, örnek olandır…
Paylaşan, anlayandır...
Sevgi ve saygının karşılıklı olması gerektiğinin bilincindedir…
Neden Yanlış Yapıyoruz?
Bütün anne – babalar iyi niyetlidir. Çocuğa kendi bildikleri biçimde davranırlar. Kimi zaman “Bilgisizlik”, kimi zaman “Toplumun yanlış gelenekleri”, kimi zaman ise “Büyüklerin psikolojik doyumsuzlukları”, yapılan pek çok yanlışın sebebi olmaktadır...
Çocuk, kendisi için,
Kendi kişilik çizgisinde,
Kendi varoluşu için gelişmektedir…
Buna engel olacak her şeye karşı durur…
Yetişkinlere düşen bu gelişime destek olmaktır…
Çocuğumuzu Eğitirken Çoğu Zaman Tehlikeler ve Korkularımız Bize Yön Veriyor
Yetişkinin görevi; çocukları korkudan korumak, gerçek tehlikelere karşı uyarmak, onlarla başa çıkma yollarını öğretmektir… Ancak büyüklerin kendi endişe ve korkularını çocuklarına yansıtmaları sık görülen durumlardandır...
Çocukları Tehlikelere Uyarmak Ebeveynlerin Önemli Görevlerindendir...
Ancak uyarırken onları "hareketsiz kılacak" , “kararsız yapacak" , cesaretsiz bırakacak “ tutumlar tamamiyle yanlıştır
Bunlar özgüveni sarsar... Özgüvenin sarsılması problemlere yol açar... Pek çok korku yetişkinler tarafından “kasıtsız" olarak çocuklara öğretilir... ( Karanlık , deprem , hayvan korkuları...)
Bir de disiplin amacıyla korkutmak vardır. Çocuklar yaramazlık yapmasınlar diye “ yanlız bırakılmakla, “doktora gönderilmekle" hatta anneleri tarafından terk edilmekle “korkutulurlar ki bu tutumlar tamamıyle yanlıştır…
Anne-Babalar En Çok Hangi Hataları Yapıyor?
Türk aileleri genellikle söz verdikleri maddi şeyleri yapıyor…
Yaramazlık nedeniyle dışarı çıkmama cezası gibi bir cezanın uygulanması konusunda ise çocuğuna kıyamayıp sözünü tutmuyor…
Davranışlar ile ilgili kısıtlamalarda kararlı ve tutarlı olmadıkları gözleniyor…
Cezanın uygulanmadığını gören çocuk, benzeri durumda aynı şeyi ağla***** tutturup sonuca ulaşıyor...
Çocuk, kendisine verilecek olan cezadan haberdar olmadığında, anne–babasına güveni sarsılıyor...
Anne –baba fikir birliği yapmadığında çocuklar sınırları kavrayamıyor...
Anneler sınır koymaya açık... Babalar çocuğun dediğini yapmaktan mutlu…
Babalar genellikle büyüyünce geçer diye düşünüyor...
Eleştirilmeyi Öğrenmek…
Çocuk, eleştirilmeyi öğrenemezse büyüyemiyor…
Anne – babasının yanında eleştirilmeyi öğrenmiş, hatta bazen sert bir şekilde eleştirilmiş çocuklar, başkaları tarafından eleştirildiklerinde bu durumu doğal karşılıyorlar…
Ebeveyni tarafından eleştirilmemiş, sürekli kabul görmüş çocuklar ise her eleştiride kendilerini “suçlu" , “yetersiz" , “güvensiz" hissederler...
AŞIRI DENETİM; pasifleştirir...
AŞIRI SEVGİ; bağımlı kılar...
AŞIRI HOŞGÖRÜ; bencillik yaratır...
Çocuğunuzu Eğtirken Bu 10 Altın Kurala Özen Gösterin
1. Zaman Ayırın
“Para yerine koyulabilir, zaman asla geri getirilemez"
2. Mükemmel Olmaya Çalışmayın
“Mükemmel değil, seven – koruyan – kabul eden anne-baba olmayı tercih edin. . Hatalarınız öğrenme fırsatıdır…"
3. Söylediklerinizden Çok Yaptıklarınız Anlam Taşır
“Uzun konuşmalar, nasihatler yerine, dürüst ve şefkatli olmayı tercih edin."
4. Dinleyin
“Konuşmadan önce çocuğunuzu dinleyin… Siz ne kadar dinlerseniz çocuğunuz size o kadar çok şey anlatır...”
5. Özgüven
“Özgüven ruh sağlığının temel taşıdır. Yaşına uygun olarak seçimlerini yapan , kararlarını alan çocuklar, özgüvene sahip olurlar…
6. Ceza
“En etkili ceza zamanında verilen, neyi, neden onaylamadığınızı anlatan cezalardır...”
7. Doğru Cevap Verin
“Çocuğunuz size soru sorduğunda ; basit ve güvenilir bir cevap verin.. Ayrıntılı bilgi bir varil suyu bir bardağa doldurmaya benzer.. Kısa – net – doğru bilgi yeterlidir...”
8. Çevreye Saygı
“Yaşadığınız çevreye saygı göstermeyi, günlük yaşamın önemli bir parçası haline getirin..."
9. Siz Özelsiniz
“Arkadaşlar , öğretmenler , akrabalar , komşular ilgi çekici olsalar da , anne – babalar EŞSİZ ve ÖZELDİRLER!.."
10. Ebeveynlik
“Sandığınız kadar kolay , korktuğunuz kadar zor değildir!"