İğne yapan doktor polis ve asker ile korkutulan çocuklarda ileri yaşlara kadar etkisini gösteren kalıcı korkular oluşuyor.
7 yaşına kadar çevresinden edindiği bütün bilgileri zihnine kaydeden çocuklarda 'iğneci geliyor' 'seni polis veya askere teslim ederim' sözcükleriyle yapılan uyarılar 'belonefobi' olarak adlandırılan iğne fobisine dönüşüyor. Uzmanlar küçükken bu şekilde korkutulan çocukların yetişkinliklerinde bile aşı olmaktan korktuğunu belirtiyor. Bu nedenle aşı gerektiren hastalıkların tedavi süreci zaman zaman uzuyor. Domuz gribinin ardından başlatılan kitlesel aşı kampanyasıyla yeniden gündeme gelen belonefobi nedeniyle bazı hastalar enjektöre (iğne) yakınlaşmaktan çekiniyor.
Çocuk gelişiminde 0-7 yaş arasında karakter şekillenmesinin gerçekleştiğine dikkat çeken Psikiyatr Dr. İsmail Gökşen "Fobilerin oluşumunda öğrenmenin ve yetiştirilme biçiminin önemli rolü olduğu düşünülmektedir. 0-7 yaş arasında anne ve babanın yanlış tutumları ve adeta korkuyu çocuklarına öğretmeleri nedeniyle oluşan geçici korkular uzun yıllar devam edebilir. Toplumumuzda korkutma bir çeşit eğitim ve disiplin aracı olarak kullanılmakta ve çocuğa adeta korku aşılanmakta. Ailelerin çocuklarını yaramazlıklardan alıkoymak terbiye etmek için iğneci ve polis ile korkutması ömür boyu sürecek korkuların oluşmasına neden oluyor." diye konuştu. İğne fobisinin bazı hastalıkların tedavi sürecini geciktirdiğini belirten Kayseri Sağlık İl Müdürü Kadir Çetinkara ise "İğne yapan doktorla korkutulan çocuklar yetişkin olduklarında küçük bir enjektörden bile korkuyor. Bunun örneklerini bugün bile görüyoruz. Hastaneye girince tansiyonu yükselen birçok hastaya rastlıyoruz. Domuz gribi nedeniyle başlatılan aşı kampanyasında zaman zaman iğne fobisi nedeniyle aşı yaptırmaktan kaçan insanlara rastlıyoruz." dedi. Fobilerde tedavi edilmeksizin düzelen hasta sayısının az olduğunu vurgulayan Psikiyatr Dr. İsmail Gökşen'in verdiği bilgilere göre fobi tedavisinde kişinin kaçınma davranışını önlemek ve belli durumlarda ortaya çıkan anksiyeteyi (endişe) azaltmak amaçlanıyor. Tek başına ilaç tedavisi genelde yeterli olmuyor. Bunun için antidepresan ilaçlarla birlikte değişik psikoterapi yöntemleri uygulanması gerekebiliyor. Fobilerde en sık kullanılan terapi yöntemi ise yüzleştirme tedavisi. Bu yöntemde hastanın korku oluşturan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çıkan anksiyete ile başa çıkması öğretiliyor. Anksiyete ile başa çıkma tedavisinde gevşeme teknikleri ve bilişsel davranışçı tedavilerden de yararlanılıyor.
7 yaşına kadar çevresinden edindiği bütün bilgileri zihnine kaydeden çocuklarda 'iğneci geliyor' 'seni polis veya askere teslim ederim' sözcükleriyle yapılan uyarılar 'belonefobi' olarak adlandırılan iğne fobisine dönüşüyor. Uzmanlar küçükken bu şekilde korkutulan çocukların yetişkinliklerinde bile aşı olmaktan korktuğunu belirtiyor. Bu nedenle aşı gerektiren hastalıkların tedavi süreci zaman zaman uzuyor. Domuz gribinin ardından başlatılan kitlesel aşı kampanyasıyla yeniden gündeme gelen belonefobi nedeniyle bazı hastalar enjektöre (iğne) yakınlaşmaktan çekiniyor.
Çocuk gelişiminde 0-7 yaş arasında karakter şekillenmesinin gerçekleştiğine dikkat çeken Psikiyatr Dr. İsmail Gökşen "Fobilerin oluşumunda öğrenmenin ve yetiştirilme biçiminin önemli rolü olduğu düşünülmektedir. 0-7 yaş arasında anne ve babanın yanlış tutumları ve adeta korkuyu çocuklarına öğretmeleri nedeniyle oluşan geçici korkular uzun yıllar devam edebilir. Toplumumuzda korkutma bir çeşit eğitim ve disiplin aracı olarak kullanılmakta ve çocuğa adeta korku aşılanmakta. Ailelerin çocuklarını yaramazlıklardan alıkoymak terbiye etmek için iğneci ve polis ile korkutması ömür boyu sürecek korkuların oluşmasına neden oluyor." diye konuştu. İğne fobisinin bazı hastalıkların tedavi sürecini geciktirdiğini belirten Kayseri Sağlık İl Müdürü Kadir Çetinkara ise "İğne yapan doktorla korkutulan çocuklar yetişkin olduklarında küçük bir enjektörden bile korkuyor. Bunun örneklerini bugün bile görüyoruz. Hastaneye girince tansiyonu yükselen birçok hastaya rastlıyoruz. Domuz gribi nedeniyle başlatılan aşı kampanyasında zaman zaman iğne fobisi nedeniyle aşı yaptırmaktan kaçan insanlara rastlıyoruz." dedi. Fobilerde tedavi edilmeksizin düzelen hasta sayısının az olduğunu vurgulayan Psikiyatr Dr. İsmail Gökşen'in verdiği bilgilere göre fobi tedavisinde kişinin kaçınma davranışını önlemek ve belli durumlarda ortaya çıkan anksiyeteyi (endişe) azaltmak amaçlanıyor. Tek başına ilaç tedavisi genelde yeterli olmuyor. Bunun için antidepresan ilaçlarla birlikte değişik psikoterapi yöntemleri uygulanması gerekebiliyor. Fobilerde en sık kullanılan terapi yöntemi ise yüzleştirme tedavisi. Bu yöntemde hastanın korku oluşturan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çıkan anksiyete ile başa çıkması öğretiliyor. Anksiyete ile başa çıkma tedavisinde gevşeme teknikleri ve bilişsel davranışçı tedavilerden de yararlanılıyor.