' Kontes..
Bayan Üye
3-5 yaşları arasında hızla gelişen devinim dizgesi konuşma ve bilişsel yetileri ile çevreyi genişletmeye keşfetmeye bilmeye yönelik sorular ve devinimler.
"Sorma-bilme dürtüsü (curiosity) küçük narin bir bitki gibidir; bu bitkinin en önemli gereksinimi uyaranlar ve özgürlüktür". Einstein
Eski Yunan filozoflarından günümüzün bilim insanlarına dek uzayan çağlar boyunca sorma-bilme dürtüsü (tecessüs merak curiosity) doğayı anlamada doğayla savaşımda bilimin ve bilimsel düşüncenin gelişmesinde başta gelen itici güç olarak bilinmiştir. Yirminci Yüzyılın ortalarında yapılan araştırmalar insandaki sorma-bilme güdüsünün biyolojik temelli bir dürtü olduğu görüşünü yaygınlaştırmıştır. Çocuğun sorma-bilme dürtüsünü kamçılayan uyaranlar onun dikkat algılama bilinmeyeni bilme sorun çözme gibi bilişsel işlevlerinin gelişmesini sağlayarak büyümenin ve öğrenmenin önemli besi kaynağı olmaktadır. Sorma-bilme dürtüsünün temelinde büyük oranda insanoğlunun evrimsel-kalıtımsal gelişme değişme gizilgücü yatmaktadır.
Geçmişte ve günümüzde ülkemiz insanlarında sorma-bilme dürtüsünün ne denli eksik olduğunu gösteren sayısız örnekler verilebilir. Bu toplumda bilimin gelişmemesi yaygınlaşmaması önemli oranda bireylerde sorma-bilme dürtüsünün eksikliğine bağlıdır. Bu eksikliğin kaynaklarını incelemek gerekir. Bu konuşmamda ülkemizde sorma-bilme dürtüsünün çok kısıtlı oluşunun kökenlerini sorgulamaya çalışacağım.
"Sorma-bilme dürtüsü (curiosity) küçük narin bir bitki gibidir; bu bitkinin en önemli gereksinimi uyaranlar ve özgürlüktür". Einstein
Eski Yunan filozoflarından günümüzün bilim insanlarına dek uzayan çağlar boyunca sorma-bilme dürtüsü (tecessüs merak curiosity) doğayı anlamada doğayla savaşımda bilimin ve bilimsel düşüncenin gelişmesinde başta gelen itici güç olarak bilinmiştir. Yirminci Yüzyılın ortalarında yapılan araştırmalar insandaki sorma-bilme güdüsünün biyolojik temelli bir dürtü olduğu görüşünü yaygınlaştırmıştır. Çocuğun sorma-bilme dürtüsünü kamçılayan uyaranlar onun dikkat algılama bilinmeyeni bilme sorun çözme gibi bilişsel işlevlerinin gelişmesini sağlayarak büyümenin ve öğrenmenin önemli besi kaynağı olmaktadır. Sorma-bilme dürtüsünün temelinde büyük oranda insanoğlunun evrimsel-kalıtımsal gelişme değişme gizilgücü yatmaktadır.
Geçmişte ve günümüzde ülkemiz insanlarında sorma-bilme dürtüsünün ne denli eksik olduğunu gösteren sayısız örnekler verilebilir. Bu toplumda bilimin gelişmemesi yaygınlaşmaması önemli oranda bireylerde sorma-bilme dürtüsünün eksikliğine bağlıdır. Bu eksikliğin kaynaklarını incelemek gerekir. Bu konuşmamda ülkemizde sorma-bilme dürtüsünün çok kısıtlı oluşunun kökenlerini sorgulamaya çalışacağım.