Alessandra
Bayan Üye
Öğretmen çocuklara sürekli olarak, “Beni dinleyin! Dikkatinizi yoğunlaştırın!” deyip durur. Onlar dikkatli ama onlar başka bir şeye dikkat ediyorlar. Bir kuş okul binasının dışında tüm kalbiyle şarkı söylüyor ve çocuk kuşa dikkatini veriyor. Kimse dikkat etmediğini söyleyemez, kimse meditasyon halinde olmadığını söyleyemez, kimse derin bir konsantrasyon içinde olduğunu söyleyemez; o öyledir! Aslında o, öğretmeni ve öğretmenin karatahtada yapmakta olduğu aritmetiği tamamen unutmuştur. Çocuk tüm bunlardan tamamıyla habersizdir. O, kuş ve onun şarkısı tarafından tamamen ele geçirilmiştir. Fakat öğretmen, “Dikkatini yoğunlaştır! Ne yapıyorsun? Aklın başka yerlere gitmesin!” der.
Aslında öğretmen çocuğun ilgisini dağıtıyor! Çocuk dikkatli; o doğal olarak gerçekleşiyor. Kuşu dinlerken o mutlu. Öğretmen dikkatini dağıtıyor; öğretmen, “Dikkatini toplayamıyorsun” diyor. Öğretmen yalan söylüyor! Çocuk dikkatliydi. Kuş onun için daha cazipti, bu durumda o ne yapabilir ki? Öğretmen o kadar çekici değildi, aritmetiğin hiçbir cazibesi yoktu.
Bizler yeryüzüne matematikçi olalım diye gönderilmedik. Kuşlarla ilgilenmeyecek birkaç çocuk vardır; kuşların söylediği şarkının sesi giderek daha çok ve daha çok yükselebilir ve onlar karatahtaya dikkat etmeye devam edeceklerdir. Bu durumda aritmetik onlar içindir. O zaman onların bir meditasyonu vardır. Matematiğe sıra geldiğinde gerçekleşen doğal bir meditasyon hali vardır.
Aklımız doğal olmayan şeylerle meşgul: para, prestij, güç. Kuşları dinlemek sana para vermeyecek. Kuşları dinlemek sana güç, prestij vermeyecek. Bir kelebeğe bakmak sana ekonomik olarak, politik olarak, sosyal olarak yardım etmeyecek. Bu şeyler kârlı değil fakat bunlar seni mutlu eder.
Gerçek bir insan kendisini mutlu eden şeylerle hareket etme cesaretini gösterir. Eğer fakir kalırsa, fakir kalır; bu konuda bir şikâyeti yoktur, bir garezi yoktur. “Ben kendi yolumu seçtim; ben kuşları ve kelebekleri ve çiçekleri seçtim. Zengin olamam, bunda bir sorun yok! Ben zaten zenginim çünkü mutluyum” der. Fakat insanoğlu tepetakla olmuştur.
OSHO - Çocuk / Kendin Olma Özgürlüğü
Aslında öğretmen çocuğun ilgisini dağıtıyor! Çocuk dikkatli; o doğal olarak gerçekleşiyor. Kuşu dinlerken o mutlu. Öğretmen dikkatini dağıtıyor; öğretmen, “Dikkatini toplayamıyorsun” diyor. Öğretmen yalan söylüyor! Çocuk dikkatliydi. Kuş onun için daha cazipti, bu durumda o ne yapabilir ki? Öğretmen o kadar çekici değildi, aritmetiğin hiçbir cazibesi yoktu.
Bizler yeryüzüne matematikçi olalım diye gönderilmedik. Kuşlarla ilgilenmeyecek birkaç çocuk vardır; kuşların söylediği şarkının sesi giderek daha çok ve daha çok yükselebilir ve onlar karatahtaya dikkat etmeye devam edeceklerdir. Bu durumda aritmetik onlar içindir. O zaman onların bir meditasyonu vardır. Matematiğe sıra geldiğinde gerçekleşen doğal bir meditasyon hali vardır.
Aklımız doğal olmayan şeylerle meşgul: para, prestij, güç. Kuşları dinlemek sana para vermeyecek. Kuşları dinlemek sana güç, prestij vermeyecek. Bir kelebeğe bakmak sana ekonomik olarak, politik olarak, sosyal olarak yardım etmeyecek. Bu şeyler kârlı değil fakat bunlar seni mutlu eder.
Gerçek bir insan kendisini mutlu eden şeylerle hareket etme cesaretini gösterir. Eğer fakir kalırsa, fakir kalır; bu konuda bir şikâyeti yoktur, bir garezi yoktur. “Ben kendi yolumu seçtim; ben kuşları ve kelebekleri ve çiçekleri seçtim. Zengin olamam, bunda bir sorun yok! Ben zaten zenginim çünkü mutluyum” der. Fakat insanoğlu tepetakla olmuştur.
OSHO - Çocuk / Kendin Olma Özgürlüğü