ashli
Bayan Üye
Miniğinizin sağlıklı gelişimi için hangi besinlerin faydalı olacağını, hangi besinleri asla tüketmemesi gerektiğini biliyor musunuz? Peki ya hangi besinlerin vücudunda alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini…
Ne yerse kardır diye düşünmeyin. Çocukların ne kadar yediği değil, ne yediğidir onun sağlıklı gelişmesini sağlayan. Çünkü çocukluk dönemindeki yetersiz ve sağlıksız beslenme, ileride zeka geriliği, obezite ve bağışıklık sisteminde zayıflık gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Bu nedenle ileride sağlıklı bir yetişkin olmalarının ilk şartı, çocukları hatalı beslenmeden uzak tutup doğru beslenmeye yöneltmek olmalı! Memorial Şişli Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle İnanç, çocukların tüketmemesi gereken besinleri tek tek ele aldı ve doğru beslenmeyle ilgili tüyolar verdi.
Bebeklikten çocukluğa beslenme
Sağlıklı beslenme, bebeğin anne-babasından aldığı genetik yapı temelinde, dengeli büyümesini ve gelişmesini sağlayacak, onu kısa ve uzun dönemde hastalıklara karşı koruyacak beslenme biçimidir. Özellikle ilk 2 yıldaki beslenme, çocuk ve dolayısıyla toplum sağlığı açısından çok önemlidir. Sağlıklı beslenme, anne karnında başlar; hatta temelleri genç kızlık dönemine kadar uzanır. Süt çocukluğu olarak tanımlanan 0-1 yaş dönemi, bir yandan hızlı fizyolojik gelişimin sağlandığı, diğer yandan da yaşam boyu iyi ve kalıcı bir yemek alışkanlığının kazandırılabildiği önemli bir dönemdir. Bu dönemde bebekler tam bir süt diyetinden, zor ve zahmetli, aynı zamanda sabır gerektiren katı yiyeceklerin hakim olduğu bir geçiş diyetine ve nihayet aile sofrasına geçerek yeterli ve dengeli bir diyete geçiş yaparlar.
Çocukların asla tüketmemesi gereken besinler
Alerji yapma riski olan turunçgiller (portakalmandalina), tropik meyveler, yumurta beyazı, çilek ve domates ilk 1 sene bebeklere verilmemelidir. Yemek sularının besleyici değeri az olduğu için ve yalnızca çocukların midelerini doldurduğu için önerilmez. İlk 1 sene yiyeceklere asla tuz ve şeker ilave edilmemelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer besinler;
Çay: Çocuk beslenmesinde yeri yoktur. Demir ve diğer mineralleri bağlayıcı özelliğinden dolayı demir eksikliğine neden olur. İçine ilave edilen şeker, iştahsızlığa ve diş çürümelerine yol açar.
Bal: Çocuklarda ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 1 yaşından önce önerilmez.
Bakla: Bazı enzim eksikliği olan çocuklarda, kanın yıkılmasına neden olabileceği için süt çocukluğu döneminde yedirilmemelidir.
Patlıcan: Nikotin içerdiği ve besleyici değeri olmadığı için önerilmez.
İnek sütü: Alerji yapma olasılığı yüksektir. Aşırı tüketiminde kansızlık ve kabızlık da yapabilir, bu yüzden bebeğe 1 yaşından önce verilmemelidir.
Kuru yemişler: Çocukların erişkinler gibi yutma fonksiyonları ancak 5 yaşında gelişir. Bu zamana kadar kabuklu yemişler boğulma tehlikesi doğurabilir.
Kabuklu deniz ürünleri: Ağır maden içerikleri yüzünden verilmez.
Beyin ve dalak: İyi pişirilmeleri zor olduğu için, enfeksiyon riskleri açısından önerilmez.
Tam pişmemiş veya çiğ yumurta: Besin zehirlenmesine neden olabilir. Yumurtanın beyazı alerji riski nedeniyle 1 yaşından sonra verilebilir. Ayrıca çiğ yumurtadan yapılmış mayonez gibi gıdalar, soslar, hazır pişmiş tavuk, pastörize sütten yapılmamış peynir, acılı ve baharatlı yiyecekler, hazır çorbalar, soda gibi karbonatlı ve gazlı içecekler, etiketinde hidrojene nebati yağ ya da hidrojene bitkisel yağ yazan tüm ürünler çocuklardan uzak tutulmalıdır. Yüksek şeker içeriği olan veya tatlandırıcı içeren besinler de önerilmez.
Anne sütüyle beslenen bebekler daha şanslı
Anne sütünün doğumdan sonra mümkün olan en erken sürede (30 dk-1 saat içinde) verilmeye başlanması gerekir. Emzirmenin ilk 6 ay tek başına, 6. aydan sonra ise uygun ek besinlerle birlikte 2 yaşına kadar sürdürülmesine “doğal beslenme” denir. Doğal beslenme, başta Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmak üzere dünyada tüm sağlık kuruluşlarının önerdiği en sağlıklı ve güvenli beslenme biçimidir. Anne sütü insan türüne özgüdür, o kadar mükemmeldir ki her anne, bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayacak özel süt üretir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde ishal, zatürre, menenjit, kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, ani ölüm sendromu gibi sorunlar daha az görülür. Bebekliğinde anne sütüyle beslenmiş erişkin insanlarda, kronik bağırsak hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, şizofreni, bazı kanserler ve kalp hastalıklarına daha az rastlanır. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde ek besinlere 6. ayda başlanır. Mama alan bebeklerde şartlar uygunsa ek besinlere 4. aydan sonra başlanabilir. 6. aydan önce ek gıdalara başlanması, anne sütünün yararını azaltır. Erken ek besin verilen bebeklerde alerjik hastalıklar daha sık görülür. 4 aydan önce ek besin almaya beÇocuklarımızın beğin vücudu hazır değildir, baş kontrolü, çiğneme becerisi yeterince gelişmemiştir. Bu nedenle ek besinler için en uygun zaman bebeğin oturmaya başladığı dönem, yani 6. aydır.
9 aylık bebekler için menü seçeneği
Aşağıdaki menüde miktarlar konusunda şunları dikkate alabilirsiniz: 5 ml=1 tatlı kaşığı, 10- 15 ml=1 yemek kaşığı, 150-200 ml=1 kase.
Kahvaltı: Anne sütü veya formül süt (50- 100 ml), 1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı, 1 tatlı kaşığı reçel ya da pekmez, 3-4 adet bisküvi veya 1 dilim ekmek
Öğle yemeği: 2 yemek kaşığı kıymalı sebze yemeği, 1 dilim ekmek
İkindi: Yarım kase yoğurt, 1 küçük meyve püresi
Akşam yemeği: 1 kase muhallebi
Gece: Anne sütü
1-2 yaş döneminde doğru beslenme
Bu dönemdeki çocukların yeterli ve dengeli beslenebilmeleri için görevleri farklı olan besin gruplarından, önerilen miktarlarda tüketmeleri gerekir. Bu yaşın besinleri 5 grupta toplanır.
Bunlar:
Et grubu: Et, tavuk, balık, hindi yumurta ve kuru baklagillerden oluşur. Bu gruptaki besinler, proteinden zengin olmasının yanı sıra demirden de zengindirler. Günlük 2 köfte kadar et, tavuk, balık ya da 3-4 yemek kaşığı kurubaklagil tüketilmelidir.
Süt grubu: Süt, yoğurt, peynir gibi besinler bu gruba girer. Proteinden ve kalsiyumdan zengindirler. Günlük 2 su bardağı süt ve yoğurt önerilir.
Ekmek ve tahıl grubu: Buğday, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan ekmek, makarna, bulgur, erişte vb. besinler bu gruptadır. Vücut için gerekli enerjinin ana kaynağını oluştururlar. Günlük 3-4 dilim ekmek tüketilebilir.
Sebze-meyve grubu: Lif ve C vitamininin en önemli kaynağını oluştururlar. Günlük 1 orta boy meyve, 2-3 yemek kaşığı pişmiş sebze önerilir.
Yağ ve şeker grubu: Bu gruptaki besinler, diğer grupların yenmesiyle de vücuda alınırlar. Bu nedenle önerilen miktarlardan fazla tüketilmesi çocuklarda şişmanlığa yol açar. Günlük 1-2 yemek kaşığı yağ ve 1-2 yemek kaşığı şeker alımı yeterlidir.
Okul öncesi (2-6 yaş) dönemde doğru beslenme
Öğünler 4-6 öğün şeklinde düzenlenmelidir. Kalsiyum gereksinimi için 2 su bardağı süt ile 1 kibrit kutusu peynir önerilir. Çocuğun demir gereksinimi için, 2 köfte kadar et, tavuk, balık ya da 1 porsiyon (3-4 yemek kaşığı) kurubaklagil yemeği yedirilmelidir. Vitaminler ve lif gereksinimi 1 orta boy meyve ve 1 porsiyon pişmiş sebzeden karşılanabilir. Enerji gereksiniminin karşılanabilmesi için, günde 4-6 ince dilim ekmek ya da pilav makarna, erişte gibi nişastalı besinler tüketilebilir. Yumurta her gün veya gün aşırı yenmelidir.
Dr. Dicle İnanç: “8. ayda ek besinler daha önemli hale gelir!”
Çocuklarımızın pütürlü gıdalara geçişi uygun aylarda sağlanamazsa “blender baby” dediğimiz sorunla, yani her şeyi pütürsüz yiyen ve öğüren çocuklarla mücadele etmek zorunda kalırız. Bebek önce sulu, devamında püre haline getirilmiş besinlere, daha sonra ise çatalla ezilerek verilen pütürlü besinlere alıştırılmalıdır. Ek besinlere başladıktan birkaç ay sonra da anne sütü hala temel besin kaynağıdır. Yaklaşık 8. ayda ek besin çeşidinin iyice artmasıyla emzirme sıklığı da azalmaya başlar ve 3 temel öğüne ek olarak, günde 3-4 kez anne sütü verilmelidir. Bebeğiniz meyve püresi, sebze çorbası, muhallebi ve yoğurda alıştıktan sonra 7. ayda kahvaltıya başlanabilir. Bebek yaklaşık 8 aylık olunca ek besinler daha önemli hale gelir. Evde cam rendeyle hazırlanmış elma ya da armut suyu, ardından bunların püresi, sebze çorbası, yine ev yapımı yoğurt ve sütlü pirinçli muhallebi verilebilir. Bu besinler hem az alerjendir hem de sindirimleri daha kolaydır.
Ne yerse kardır diye düşünmeyin. Çocukların ne kadar yediği değil, ne yediğidir onun sağlıklı gelişmesini sağlayan. Çünkü çocukluk dönemindeki yetersiz ve sağlıksız beslenme, ileride zeka geriliği, obezite ve bağışıklık sisteminde zayıflık gibi pek çok soruna yol açabiliyor. Bu nedenle ileride sağlıklı bir yetişkin olmalarının ilk şartı, çocukları hatalı beslenmeden uzak tutup doğru beslenmeye yöneltmek olmalı! Memorial Şişli Hastanesi’nden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dicle İnanç, çocukların tüketmemesi gereken besinleri tek tek ele aldı ve doğru beslenmeyle ilgili tüyolar verdi.
Bebeklikten çocukluğa beslenme
Sağlıklı beslenme, bebeğin anne-babasından aldığı genetik yapı temelinde, dengeli büyümesini ve gelişmesini sağlayacak, onu kısa ve uzun dönemde hastalıklara karşı koruyacak beslenme biçimidir. Özellikle ilk 2 yıldaki beslenme, çocuk ve dolayısıyla toplum sağlığı açısından çok önemlidir. Sağlıklı beslenme, anne karnında başlar; hatta temelleri genç kızlık dönemine kadar uzanır. Süt çocukluğu olarak tanımlanan 0-1 yaş dönemi, bir yandan hızlı fizyolojik gelişimin sağlandığı, diğer yandan da yaşam boyu iyi ve kalıcı bir yemek alışkanlığının kazandırılabildiği önemli bir dönemdir. Bu dönemde bebekler tam bir süt diyetinden, zor ve zahmetli, aynı zamanda sabır gerektiren katı yiyeceklerin hakim olduğu bir geçiş diyetine ve nihayet aile sofrasına geçerek yeterli ve dengeli bir diyete geçiş yaparlar.
Çocukların asla tüketmemesi gereken besinler
Alerji yapma riski olan turunçgiller (portakalmandalina), tropik meyveler, yumurta beyazı, çilek ve domates ilk 1 sene bebeklere verilmemelidir. Yemek sularının besleyici değeri az olduğu için ve yalnızca çocukların midelerini doldurduğu için önerilmez. İlk 1 sene yiyeceklere asla tuz ve şeker ilave edilmemelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer besinler;
Çay: Çocuk beslenmesinde yeri yoktur. Demir ve diğer mineralleri bağlayıcı özelliğinden dolayı demir eksikliğine neden olur. İçine ilave edilen şeker, iştahsızlığa ve diş çürümelerine yol açar.
Bal: Çocuklarda ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. 1 yaşından önce önerilmez.
Bakla: Bazı enzim eksikliği olan çocuklarda, kanın yıkılmasına neden olabileceği için süt çocukluğu döneminde yedirilmemelidir.
Patlıcan: Nikotin içerdiği ve besleyici değeri olmadığı için önerilmez.
İnek sütü: Alerji yapma olasılığı yüksektir. Aşırı tüketiminde kansızlık ve kabızlık da yapabilir, bu yüzden bebeğe 1 yaşından önce verilmemelidir.
Kuru yemişler: Çocukların erişkinler gibi yutma fonksiyonları ancak 5 yaşında gelişir. Bu zamana kadar kabuklu yemişler boğulma tehlikesi doğurabilir.
Kabuklu deniz ürünleri: Ağır maden içerikleri yüzünden verilmez.
Beyin ve dalak: İyi pişirilmeleri zor olduğu için, enfeksiyon riskleri açısından önerilmez.
Tam pişmemiş veya çiğ yumurta: Besin zehirlenmesine neden olabilir. Yumurtanın beyazı alerji riski nedeniyle 1 yaşından sonra verilebilir. Ayrıca çiğ yumurtadan yapılmış mayonez gibi gıdalar, soslar, hazır pişmiş tavuk, pastörize sütten yapılmamış peynir, acılı ve baharatlı yiyecekler, hazır çorbalar, soda gibi karbonatlı ve gazlı içecekler, etiketinde hidrojene nebati yağ ya da hidrojene bitkisel yağ yazan tüm ürünler çocuklardan uzak tutulmalıdır. Yüksek şeker içeriği olan veya tatlandırıcı içeren besinler de önerilmez.
Anne sütüyle beslenen bebekler daha şanslı
Anne sütünün doğumdan sonra mümkün olan en erken sürede (30 dk-1 saat içinde) verilmeye başlanması gerekir. Emzirmenin ilk 6 ay tek başına, 6. aydan sonra ise uygun ek besinlerle birlikte 2 yaşına kadar sürdürülmesine “doğal beslenme” denir. Doğal beslenme, başta Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olmak üzere dünyada tüm sağlık kuruluşlarının önerdiği en sağlıklı ve güvenli beslenme biçimidir. Anne sütü insan türüne özgüdür, o kadar mükemmeldir ki her anne, bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayacak özel süt üretir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde ishal, zatürre, menenjit, kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, ani ölüm sendromu gibi sorunlar daha az görülür. Bebekliğinde anne sütüyle beslenmiş erişkin insanlarda, kronik bağırsak hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, şizofreni, bazı kanserler ve kalp hastalıklarına daha az rastlanır. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde ek besinlere 6. ayda başlanır. Mama alan bebeklerde şartlar uygunsa ek besinlere 4. aydan sonra başlanabilir. 6. aydan önce ek gıdalara başlanması, anne sütünün yararını azaltır. Erken ek besin verilen bebeklerde alerjik hastalıklar daha sık görülür. 4 aydan önce ek besin almaya beÇocuklarımızın beğin vücudu hazır değildir, baş kontrolü, çiğneme becerisi yeterince gelişmemiştir. Bu nedenle ek besinler için en uygun zaman bebeğin oturmaya başladığı dönem, yani 6. aydır.
9 aylık bebekler için menü seçeneği
Aşağıdaki menüde miktarlar konusunda şunları dikkate alabilirsiniz: 5 ml=1 tatlı kaşığı, 10- 15 ml=1 yemek kaşığı, 150-200 ml=1 kase.
Kahvaltı: Anne sütü veya formül süt (50- 100 ml), 1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ya da tereyağı, 1 tatlı kaşığı reçel ya da pekmez, 3-4 adet bisküvi veya 1 dilim ekmek
Öğle yemeği: 2 yemek kaşığı kıymalı sebze yemeği, 1 dilim ekmek
İkindi: Yarım kase yoğurt, 1 küçük meyve püresi
Akşam yemeği: 1 kase muhallebi
Gece: Anne sütü
1-2 yaş döneminde doğru beslenme
Bu dönemdeki çocukların yeterli ve dengeli beslenebilmeleri için görevleri farklı olan besin gruplarından, önerilen miktarlarda tüketmeleri gerekir. Bu yaşın besinleri 5 grupta toplanır.
Bunlar:
Et grubu: Et, tavuk, balık, hindi yumurta ve kuru baklagillerden oluşur. Bu gruptaki besinler, proteinden zengin olmasının yanı sıra demirden de zengindirler. Günlük 2 köfte kadar et, tavuk, balık ya da 3-4 yemek kaşığı kurubaklagil tüketilmelidir.
Süt grubu: Süt, yoğurt, peynir gibi besinler bu gruba girer. Proteinden ve kalsiyumdan zengindirler. Günlük 2 su bardağı süt ve yoğurt önerilir.
Ekmek ve tahıl grubu: Buğday, pirinç, mısır ve bunlardan yapılan ekmek, makarna, bulgur, erişte vb. besinler bu gruptadır. Vücut için gerekli enerjinin ana kaynağını oluştururlar. Günlük 3-4 dilim ekmek tüketilebilir.
Sebze-meyve grubu: Lif ve C vitamininin en önemli kaynağını oluştururlar. Günlük 1 orta boy meyve, 2-3 yemek kaşığı pişmiş sebze önerilir.
Yağ ve şeker grubu: Bu gruptaki besinler, diğer grupların yenmesiyle de vücuda alınırlar. Bu nedenle önerilen miktarlardan fazla tüketilmesi çocuklarda şişmanlığa yol açar. Günlük 1-2 yemek kaşığı yağ ve 1-2 yemek kaşığı şeker alımı yeterlidir.
Okul öncesi (2-6 yaş) dönemde doğru beslenme
Öğünler 4-6 öğün şeklinde düzenlenmelidir. Kalsiyum gereksinimi için 2 su bardağı süt ile 1 kibrit kutusu peynir önerilir. Çocuğun demir gereksinimi için, 2 köfte kadar et, tavuk, balık ya da 1 porsiyon (3-4 yemek kaşığı) kurubaklagil yemeği yedirilmelidir. Vitaminler ve lif gereksinimi 1 orta boy meyve ve 1 porsiyon pişmiş sebzeden karşılanabilir. Enerji gereksiniminin karşılanabilmesi için, günde 4-6 ince dilim ekmek ya da pilav makarna, erişte gibi nişastalı besinler tüketilebilir. Yumurta her gün veya gün aşırı yenmelidir.
Dr. Dicle İnanç: “8. ayda ek besinler daha önemli hale gelir!”
Çocuklarımızın pütürlü gıdalara geçişi uygun aylarda sağlanamazsa “blender baby” dediğimiz sorunla, yani her şeyi pütürsüz yiyen ve öğüren çocuklarla mücadele etmek zorunda kalırız. Bebek önce sulu, devamında püre haline getirilmiş besinlere, daha sonra ise çatalla ezilerek verilen pütürlü besinlere alıştırılmalıdır. Ek besinlere başladıktan birkaç ay sonra da anne sütü hala temel besin kaynağıdır. Yaklaşık 8. ayda ek besin çeşidinin iyice artmasıyla emzirme sıklığı da azalmaya başlar ve 3 temel öğüne ek olarak, günde 3-4 kez anne sütü verilmelidir. Bebeğiniz meyve püresi, sebze çorbası, muhallebi ve yoğurda alıştıktan sonra 7. ayda kahvaltıya başlanabilir. Bebek yaklaşık 8 aylık olunca ek besinler daha önemli hale gelir. Evde cam rendeyle hazırlanmış elma ya da armut suyu, ardından bunların püresi, sebze çorbası, yine ev yapımı yoğurt ve sütlü pirinçli muhallebi verilebilir. Bu besinler hem az alerjendir hem de sindirimleri daha kolaydır.