Çocuğa Söz Geçirebilmek
Çocuklar bebekliklerinden itibaren çevreden gelen uyarılara tepki verirler. Yeni doğan döneminde bebeklerin tepkileri refleks biçimindedir; sese, ışığa, görüntüye tepki verirler. Bebekler dış dünyayı tanıyıp keşfetmeye başladıkça değişik durumlara değişik tepkiler vermeyi öğrenirler. Annelerinin ses tonundan sevildiklerini hissederler; kendilerine gülündüğünde bunu fark edip gülümserler; evde huzursuzluk olduğunda ve sesler yükseldiğinde irkilirler ve huzursuz olurlar. Bebek dili öğrenmeye başladığında sözel uyarıları da tanımaya başlar. Bir yaşlarındaki bir bebek al-ver-gel gibi komutları anlar ve uygun tepkiler verebilir. Özellikle de eline verilen şey onun aaaif alacağı bir materyal ise “al” komutuna daha hızlı ve istekle tepki vererek uzatılan objeyi alır. Yani bebeğin istenen bir şeyi yapması için sonunda haz alacağı bir ödül olması gereklidir. Bu yolla komuta uygun tepki vermeyi öğrenir. Bebeklerin yetişkinlerin isteklerini gerçekleştirmeleri böyle bir öğrenme yoluyla olur. İsteneni yaptıklarında ödüllendirildiklerini fark ederlerse daha fazla isteneni yapma eğiliminde olurlar.
Öğrenmedeki bu temel prensip aslında yaşam boyu devam eden bir öğrenme prensibidir. Bize haz veren, sonunda hoş bir durumla karşılaşma olasılığımız olan eylemleri yapmaya daha istekli oluruz; hatta bu eylemi sık sık tekrarlamak isteriz.
Çocukların da anne-babaların sözlerini dinlemeleri küçük yaşlardan itibaren öğrenilmiş bir tutumdur. Eğer anne-baba isteğini sunarken çocuğu motive edebiliyorsa ve bu isteğin yapılması sonucunda çocuk anne-babasını ne kadar memnun ettiğini görüyorsa bu isteği yerine getirmeye de hevesli olacaktır. Tam tersi olarak anne-baba isteğini çocuğa sunarken bu isteği yapmaması durumunda nelerle karşılaşacağını tehdit biçiminde sunuyorsa çocuklar söz dinlemeye pek de hevesli olmayacaklardır. Ödüllendirme istenen davranış ve tutumların gelişmesi için cezalandırmadan çok daha etkili bir yöntemdir.
Çocuklar bebekliklerinden itibaren çevreden gelen uyarılara tepki verirler. Yeni doğan döneminde bebeklerin tepkileri refleks biçimindedir; sese, ışığa, görüntüye tepki verirler. Bebekler dış dünyayı tanıyıp keşfetmeye başladıkça değişik durumlara değişik tepkiler vermeyi öğrenirler. Annelerinin ses tonundan sevildiklerini hissederler; kendilerine gülündüğünde bunu fark edip gülümserler; evde huzursuzluk olduğunda ve sesler yükseldiğinde irkilirler ve huzursuz olurlar. Bebek dili öğrenmeye başladığında sözel uyarıları da tanımaya başlar. Bir yaşlarındaki bir bebek al-ver-gel gibi komutları anlar ve uygun tepkiler verebilir. Özellikle de eline verilen şey onun aaaif alacağı bir materyal ise “al” komutuna daha hızlı ve istekle tepki vererek uzatılan objeyi alır. Yani bebeğin istenen bir şeyi yapması için sonunda haz alacağı bir ödül olması gereklidir. Bu yolla komuta uygun tepki vermeyi öğrenir. Bebeklerin yetişkinlerin isteklerini gerçekleştirmeleri böyle bir öğrenme yoluyla olur. İsteneni yaptıklarında ödüllendirildiklerini fark ederlerse daha fazla isteneni yapma eğiliminde olurlar.
Öğrenmedeki bu temel prensip aslında yaşam boyu devam eden bir öğrenme prensibidir. Bize haz veren, sonunda hoş bir durumla karşılaşma olasılığımız olan eylemleri yapmaya daha istekli oluruz; hatta bu eylemi sık sık tekrarlamak isteriz.
Çocukların da anne-babaların sözlerini dinlemeleri küçük yaşlardan itibaren öğrenilmiş bir tutumdur. Eğer anne-baba isteğini sunarken çocuğu motive edebiliyorsa ve bu isteğin yapılması sonucunda çocuk anne-babasını ne kadar memnun ettiğini görüyorsa bu isteği yerine getirmeye de hevesli olacaktır. Tam tersi olarak anne-baba isteğini çocuğa sunarken bu isteği yapmaması durumunda nelerle karşılaşacağını tehdit biçiminde sunuyorsa çocuklar söz dinlemeye pek de hevesli olmayacaklardır. Ödüllendirme istenen davranış ve tutumların gelişmesi için cezalandırmadan çok daha etkili bir yöntemdir.