Büyük yemyeşil bir adada sadece maymunlar yaşarmış. Bu maymunlar ülkesinde Çıtı Pıtı Hanım adında iyi kalpli bir maymun kız da varmış. Çıtı Pıtı Hanım zayıf, ufacık tefecik bir maymunmuş. Doğduğunda minicik bir bebek olduğu için annesi, maymun kızının adını Çıtı Pıtı Hanım koymuş. Çıtı Pıtı Hanım’ı tanıyan herkes onu çok . severmiş. O, hiç kimse için kötülük düşünmez, iyilik yapmaktan çok hoşlanırmış.
Çıtı Pıtı Hanım, ufak tefek olmasını dert etmezmiş. Tanımayanlar onu küçük bir kız zannederlermiş. Genç bir kız olduğunu öğrendiklerinde ise ona şaşkın şaşkın bakarlarmış. Bazen alay edenler de olurmuş ama Çıtı Pıtı Hanım onlara aldırış etmezmiş.
“Terbiyem . kıt olacağına, boyum kısa olsun, zararı yok.” dermiş.
Bir gün ülkenin bütün genç kızları saraya davet edilmiş. Maymun kral, oğlunu evlendirmek istiyormuş. Prens, genç kızları görüp tanışsın diye büyük bir davet düzenlenmiş. Çıtı Pıtı Hanım bu daveti duyar duymaz heyecanlanmış. Prenses olma hayallerine kapılmış.
Çıtı Pıtı Hanım’ın yüzü . çok güzel değilmiş ama gözleri çok güzelmiş. Prens gözlerimi bir fark etse kesin bana aşık olur diye düşünüyormuş. Davetin olduğu gün Çıtı Pıtı Hanım da giyinip kuşanıp saraya gitmiş. Çiçekli, güzel bir elbise giymiş. Gitmiş gitmesine ama kapıdan içeri girmesi bile sorun olmuş. Kapıda bekleyen iri yarı maymun, onu durdurmuş.
-Sen içeri giremezsin küçük kız, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım başını kaldırmış dev gibi duran maymuna bakmış. Sesini olabildiği en kalın ve en yüksek tonda çıkarmaya çalışarak bağırmış:
-Ben küçük bir kız değilim, sadece boyum kısa, demiş.
Nöbetçi maymun ona inanmamış, içeri girmesine izin vermemiş. Çıtı Pıtı Hanım’ın boyu kısaymış ama azmi büyükmüş. Öyle hemen mücadele etmeden vazgeçmezmiş. Kapının karşı tarafında bir yere saklanmış ve onu tanıyan birinin gelmesini beklemiş. Az sonra onların mahallesinde oturan bir maymun genç kız gelmiş. Çıtı Pıtı Hanım hemen onun yanına gitmiş, durumu anlatmış.
-Ne olur şu nöbetçiye benim de senin yaşında olduğumu söyle, . demiş.
Kız onu küçümser bir edayla süzmüş.
-Nasıl olsa prens seni beğenmeyecek, içeri girmenin sana bir faydası olmayacak. Boş yere kalabalık edip ayak altında dolaşma, demiş ve kırmızı kabarık elbisesinin eteğini sürüye sürüye içeri girmiş.
Çıtı Pıtı Hanım üzülmüş onun sözlerine ama yine vazgeçmemiş. Bir tanıdık daha gelir belki diye beklemiş. Az sonra okul arkadaşı gelmiş. Çıtı Pıtı Hanım ona da hemen durumu anlatmış.
-Tamam hadi gel birlikte gidelim, ben senin de benimle aynı yaşta olduğunu söylerim, demiş.
Nöbetçinin yanına gitmişler. Arkadaşı nöbetçiye:
-Çıtı Pıtı Hanım benim okul arkadaşımdır, aynı yaştayız, demiş.
Nöbetçi gülmüş.
-Tabi tabi benim de askerlik arkadaşım olur kendisi, demiş.
Okul arkadaşı:
-Yalan değil gerçekten benimle aynı yaşta, demiş.
Nöbetçi:
-Hanımefendi bu çocuğu sevindirmek için uğraştığınızı fark ediyorum. Fakat kralımızın emri var. Yaşlılar ve çocuklar alınmayacak. Sadece genç kızlar girebilir, demiş.
Okul arkadaşı nöbetçiyi ikna edemeyince Çıtı Pıtı Hanımı orada bırakıp içeri girmiş.
Çıtı Pıtı Hanım yine vazgeçmemiş. Acaba içeriye başka türlü nasıl girebilirim diye düşünmüş. Sarayın etrafında dolanmış. Pencereleri kontrol etmiş, içeriye girmenin yollarını araştırmış. Fakat her pencerenin altında bir nöbetçi bekliyormuş. Yeniden kapıya döndüğünde teyzesinin kızıyla karşılaşmış. Teyzesinin kızı çok güzelmiş. Hele o gece giydiği pembe, kabarık etekli elbisenin içinde bir kuğu gibi güzel ve edalı duruyormuş. Çıtı Pıtı Hanım ona durumu anlatmış.
Teyzesinin kızı:
-Tabi ki yardım ederim ama ne yapabiliriz. Şimdi nöbetçi bana da inanmaz, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım biraz düşünmüş. Aklına bir fikir gelmiş.
-Ben senin eteğinin altına saklanayım, demiş. Zaten yeterince kabarık. Azcık başımı eğdiğim zaman rahat rahat içinde yürüyebilirim.
Teyzesinin kızına bu plan pek parlak gelmemiş.
-Ya nöbetçi fark ederse, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım:
-Merak etme, demiş. Sen o kadar güzelsin ki yüzüne bakmaktan eteğine dikkat etmezler.
Çıtı Pıtı Hanım teyzesinin kızının eteğinin altına saklanıp onunla birlikte içeri girmeyi başarmış. Gerçekten de nöbetçiler kızın güzelliğine . bakmaktan eteğinin anormal kabarıklığını fark etmemişler bile.
Sarayın muhteşem salonunda yüzlerce genç kız prensin gelmesini beklemiş.
Yakışıklı prens geldiğinde heyecandan hepsinin kalbi küt küt atmaya başlamış. Çıtı Pıtı Hanım prensi görür görmez aşık olmuş. Prens kızlara tek tek hoşgeldiniz deyip tanışmaya başlamış. Çıtı Pıtı Hanım’ın sıra kendisine geldiğinde neredeyse . kalbi duracakmış. Bütün kızlar küçümser bir edayla onu süzüyorlarmış.
-İsmim Çıtı Pıtı Hanım prensim, demiş.
Prens de onu küçük bir kız sanmış.
-Memnun oldum. Ablanla birlikte mi geldin canım, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım bu sözlere üzülmüş. Güzel gözlerini prense dikerek:
-Hayır ben küçük değilim, genç bir kızım, demiş
Demiş demesine ama Prens onun güzel gözlerini fark etmemiş. Onu dinlememiş bile. Yanındaki genç kızla konuşmaya başlamış. Tanışma bittikten sonra prens Çıtı Pıtı Hanım’ın teyzesinin kızıyla çok ilgilenmiş. Prens ondan gözlerini alamıyormuş. Çıtı Pıtı Hanım bütün gece prensin dikkatini çekmek için etrafında dolaştıysa da prens onunla hiç ilgilenmemiş.
O gece . Çıtı Pıtı Hanım çok üzgün dönmüş evine. O günden sonra da boyunun kısa oluşuna üzülmeye başlamış. Boyum uzun olsaydı prens benimle evlenirdi, diye düşünmüş. Anne ve babası kızlarının derdine ortak oluyorlarmış. Fakat ne söylerlerse söylesinler Çıtı Pıtı Hanım’ı üzüntüsünden kurtaramıyorlarmış. Kederinden yemekten içmekten kesilen Çıtı Pıtı Hanım iyice zayıflayıp küçülmüş.
Bu arada teyzesinin kızıyla prens evleneceklermiş. Çıtı Pıtı Hanım teyzesinin kızının düğününe gitmemiş.
-Teyzemin kızı da olsa prensimin başkasıyla evlendiğini görmeye dayanamam, demiş.
Sarayda kırk gün kırk gece yapılan gösterişli düğünle prensle teyzesinin kızı evlenmişler.
Aradan aylar geçmiş. Zamanla Çıtı Pıtı Hanım’ın acısı azalmış. Bir gün annesine:
-Ben gideyim de teyzemin kızına hayırlı olsun diyeyim, demiş.
Saraya düğün hediyesi alıp öyle gitmiş. “Kim bilir, o şimdi ne kadar mutludur ona mutsuzluğumu belli etmeyeyim,” diye düşünüyormuş. Teyzesinin kızı onu gördüğüne çok sevinmiş. Aynen onun hayal ettiği gibi güzel bir elbise giyinmiş. Yere kadar uzun olan elbisesi, incilerle süslü ve pembe renkteymiş. Fakat Çıtı Pıtı Hanım’ın beklediği gibi mutlu değilmiş.
Çıtı Pıtı Hanım:
-Rengin solmuş, gözlerinin altı çökmüş, hasta mısın? diye sormuş.
Teyzesinin kızı:
-Hayır hasta değilim, sadece çok mutsuzum, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım çok şaşırmış.
-Mutsuz musun? diye sormuş inanmayan gözlerle.
Teyzesinin kızı:
-Evet çok mutsuzum, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım:
-Nasıl mutsuz olursun! demiş hayretle. Ülkemizin yakışıklı prensiyle evlendin, prenses oldun. Sarayda yaşıyorsun. İlerde kraliçe olacaksın. Nasıl mutsuz olursun, inanamıyorum.
Teyzesinin kızı:
-Mutsuzum çünkü prens hiç hayal ettiğim gibi biri değilmiş, demiş. Evet yüzü güzel ama huyu çok kötü. Çok kaba biri. İnanmazsın belki ama muzu soyup kabuğunu . yere atıyor. Bana çok kötü davranıyor, yürürken eteğime basıp gülüyor, bana hiç değer vermiyor. Kızınca beni dövüyor. Koskoca sarayda yapayalnızım.
Çıtı Pıtı Hanım güzel gözlerini kırpıştırarak,
-Bu söylediklerine inanamıyorum, demiş.
Teyzesinin kızı:
-Maalesef doğru, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım onun için çok üzülmüş. Teyzesinin kızı da sadece prensin zenginliğine, yakışıklılığına baktığı için sonunda pişmanmış. Çıtı Pıtı Hanım bu olayda kendisinin de aynı hatayı yaptığını hatırlamış.
O günden sonra Çıtı Pıtı Hanım bir daha hiçbir şeyde dış görünüşe aldanmamış. Onu eskiden beri sevip isteyen, boyu boyuna uygun bir gençle evlenmiş. Sarayda mutsuz bir prenses olacağına küçük ağaç evinin mutlu prensesi olmuş.
Çıtı Pıtı Hanım, ufak tefek olmasını dert etmezmiş. Tanımayanlar onu küçük bir kız zannederlermiş. Genç bir kız olduğunu öğrendiklerinde ise ona şaşkın şaşkın bakarlarmış. Bazen alay edenler de olurmuş ama Çıtı Pıtı Hanım onlara aldırış etmezmiş.
“Terbiyem . kıt olacağına, boyum kısa olsun, zararı yok.” dermiş.
Bir gün ülkenin bütün genç kızları saraya davet edilmiş. Maymun kral, oğlunu evlendirmek istiyormuş. Prens, genç kızları görüp tanışsın diye büyük bir davet düzenlenmiş. Çıtı Pıtı Hanım bu daveti duyar duymaz heyecanlanmış. Prenses olma hayallerine kapılmış.
Çıtı Pıtı Hanım’ın yüzü . çok güzel değilmiş ama gözleri çok güzelmiş. Prens gözlerimi bir fark etse kesin bana aşık olur diye düşünüyormuş. Davetin olduğu gün Çıtı Pıtı Hanım da giyinip kuşanıp saraya gitmiş. Çiçekli, güzel bir elbise giymiş. Gitmiş gitmesine ama kapıdan içeri girmesi bile sorun olmuş. Kapıda bekleyen iri yarı maymun, onu durdurmuş.
-Sen içeri giremezsin küçük kız, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım başını kaldırmış dev gibi duran maymuna bakmış. Sesini olabildiği en kalın ve en yüksek tonda çıkarmaya çalışarak bağırmış:
-Ben küçük bir kız değilim, sadece boyum kısa, demiş.
Nöbetçi maymun ona inanmamış, içeri girmesine izin vermemiş. Çıtı Pıtı Hanım’ın boyu kısaymış ama azmi büyükmüş. Öyle hemen mücadele etmeden vazgeçmezmiş. Kapının karşı tarafında bir yere saklanmış ve onu tanıyan birinin gelmesini beklemiş. Az sonra onların mahallesinde oturan bir maymun genç kız gelmiş. Çıtı Pıtı Hanım hemen onun yanına gitmiş, durumu anlatmış.
-Ne olur şu nöbetçiye benim de senin yaşında olduğumu söyle, . demiş.
Kız onu küçümser bir edayla süzmüş.
-Nasıl olsa prens seni beğenmeyecek, içeri girmenin sana bir faydası olmayacak. Boş yere kalabalık edip ayak altında dolaşma, demiş ve kırmızı kabarık elbisesinin eteğini sürüye sürüye içeri girmiş.
Çıtı Pıtı Hanım üzülmüş onun sözlerine ama yine vazgeçmemiş. Bir tanıdık daha gelir belki diye beklemiş. Az sonra okul arkadaşı gelmiş. Çıtı Pıtı Hanım ona da hemen durumu anlatmış.
-Tamam hadi gel birlikte gidelim, ben senin de benimle aynı yaşta olduğunu söylerim, demiş.
Nöbetçinin yanına gitmişler. Arkadaşı nöbetçiye:
-Çıtı Pıtı Hanım benim okul arkadaşımdır, aynı yaştayız, demiş.
Nöbetçi gülmüş.
-Tabi tabi benim de askerlik arkadaşım olur kendisi, demiş.
Okul arkadaşı:
-Yalan değil gerçekten benimle aynı yaşta, demiş.
Nöbetçi:
-Hanımefendi bu çocuğu sevindirmek için uğraştığınızı fark ediyorum. Fakat kralımızın emri var. Yaşlılar ve çocuklar alınmayacak. Sadece genç kızlar girebilir, demiş.
Okul arkadaşı nöbetçiyi ikna edemeyince Çıtı Pıtı Hanımı orada bırakıp içeri girmiş.
Çıtı Pıtı Hanım yine vazgeçmemiş. Acaba içeriye başka türlü nasıl girebilirim diye düşünmüş. Sarayın etrafında dolanmış. Pencereleri kontrol etmiş, içeriye girmenin yollarını araştırmış. Fakat her pencerenin altında bir nöbetçi bekliyormuş. Yeniden kapıya döndüğünde teyzesinin kızıyla karşılaşmış. Teyzesinin kızı çok güzelmiş. Hele o gece giydiği pembe, kabarık etekli elbisenin içinde bir kuğu gibi güzel ve edalı duruyormuş. Çıtı Pıtı Hanım ona durumu anlatmış.
Teyzesinin kızı:
-Tabi ki yardım ederim ama ne yapabiliriz. Şimdi nöbetçi bana da inanmaz, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım biraz düşünmüş. Aklına bir fikir gelmiş.
-Ben senin eteğinin altına saklanayım, demiş. Zaten yeterince kabarık. Azcık başımı eğdiğim zaman rahat rahat içinde yürüyebilirim.
Teyzesinin kızına bu plan pek parlak gelmemiş.
-Ya nöbetçi fark ederse, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım:
-Merak etme, demiş. Sen o kadar güzelsin ki yüzüne bakmaktan eteğine dikkat etmezler.
Çıtı Pıtı Hanım teyzesinin kızının eteğinin altına saklanıp onunla birlikte içeri girmeyi başarmış. Gerçekten de nöbetçiler kızın güzelliğine . bakmaktan eteğinin anormal kabarıklığını fark etmemişler bile.
Sarayın muhteşem salonunda yüzlerce genç kız prensin gelmesini beklemiş.
Yakışıklı prens geldiğinde heyecandan hepsinin kalbi küt küt atmaya başlamış. Çıtı Pıtı Hanım prensi görür görmez aşık olmuş. Prens kızlara tek tek hoşgeldiniz deyip tanışmaya başlamış. Çıtı Pıtı Hanım’ın sıra kendisine geldiğinde neredeyse . kalbi duracakmış. Bütün kızlar küçümser bir edayla onu süzüyorlarmış.
-İsmim Çıtı Pıtı Hanım prensim, demiş.
Prens de onu küçük bir kız sanmış.
-Memnun oldum. Ablanla birlikte mi geldin canım, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım bu sözlere üzülmüş. Güzel gözlerini prense dikerek:
-Hayır ben küçük değilim, genç bir kızım, demiş
Demiş demesine ama Prens onun güzel gözlerini fark etmemiş. Onu dinlememiş bile. Yanındaki genç kızla konuşmaya başlamış. Tanışma bittikten sonra prens Çıtı Pıtı Hanım’ın teyzesinin kızıyla çok ilgilenmiş. Prens ondan gözlerini alamıyormuş. Çıtı Pıtı Hanım bütün gece prensin dikkatini çekmek için etrafında dolaştıysa da prens onunla hiç ilgilenmemiş.
O gece . Çıtı Pıtı Hanım çok üzgün dönmüş evine. O günden sonra da boyunun kısa oluşuna üzülmeye başlamış. Boyum uzun olsaydı prens benimle evlenirdi, diye düşünmüş. Anne ve babası kızlarının derdine ortak oluyorlarmış. Fakat ne söylerlerse söylesinler Çıtı Pıtı Hanım’ı üzüntüsünden kurtaramıyorlarmış. Kederinden yemekten içmekten kesilen Çıtı Pıtı Hanım iyice zayıflayıp küçülmüş.
Bu arada teyzesinin kızıyla prens evleneceklermiş. Çıtı Pıtı Hanım teyzesinin kızının düğününe gitmemiş.
-Teyzemin kızı da olsa prensimin başkasıyla evlendiğini görmeye dayanamam, demiş.
Sarayda kırk gün kırk gece yapılan gösterişli düğünle prensle teyzesinin kızı evlenmişler.
Aradan aylar geçmiş. Zamanla Çıtı Pıtı Hanım’ın acısı azalmış. Bir gün annesine:
-Ben gideyim de teyzemin kızına hayırlı olsun diyeyim, demiş.
Saraya düğün hediyesi alıp öyle gitmiş. “Kim bilir, o şimdi ne kadar mutludur ona mutsuzluğumu belli etmeyeyim,” diye düşünüyormuş. Teyzesinin kızı onu gördüğüne çok sevinmiş. Aynen onun hayal ettiği gibi güzel bir elbise giyinmiş. Yere kadar uzun olan elbisesi, incilerle süslü ve pembe renkteymiş. Fakat Çıtı Pıtı Hanım’ın beklediği gibi mutlu değilmiş.
Çıtı Pıtı Hanım:
-Rengin solmuş, gözlerinin altı çökmüş, hasta mısın? diye sormuş.
Teyzesinin kızı:
-Hayır hasta değilim, sadece çok mutsuzum, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım çok şaşırmış.
-Mutsuz musun? diye sormuş inanmayan gözlerle.
Teyzesinin kızı:
-Evet çok mutsuzum, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım:
-Nasıl mutsuz olursun! demiş hayretle. Ülkemizin yakışıklı prensiyle evlendin, prenses oldun. Sarayda yaşıyorsun. İlerde kraliçe olacaksın. Nasıl mutsuz olursun, inanamıyorum.
Teyzesinin kızı:
-Mutsuzum çünkü prens hiç hayal ettiğim gibi biri değilmiş, demiş. Evet yüzü güzel ama huyu çok kötü. Çok kaba biri. İnanmazsın belki ama muzu soyup kabuğunu . yere atıyor. Bana çok kötü davranıyor, yürürken eteğime basıp gülüyor, bana hiç değer vermiyor. Kızınca beni dövüyor. Koskoca sarayda yapayalnızım.
Çıtı Pıtı Hanım güzel gözlerini kırpıştırarak,
-Bu söylediklerine inanamıyorum, demiş.
Teyzesinin kızı:
-Maalesef doğru, demiş.
Çıtı Pıtı Hanım onun için çok üzülmüş. Teyzesinin kızı da sadece prensin zenginliğine, yakışıklılığına baktığı için sonunda pişmanmış. Çıtı Pıtı Hanım bu olayda kendisinin de aynı hatayı yaptığını hatırlamış.
O günden sonra Çıtı Pıtı Hanım bir daha hiçbir şeyde dış görünüşe aldanmamış. Onu eskiden beri sevip isteyen, boyu boyuna uygun bir gençle evlenmiş. Sarayda mutsuz bir prenses olacağına küçük ağaç evinin mutlu prensesi olmuş.