CinseLLik AnsikLopedisi

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
Kadın Cinsel Organlarının Yapısı
Kadın üreme organları (genital organlar) dışta yer alanlar ve içte yer alanlar olmak üzere ikiye ayrılır. İç genital organlar kadın iskeletinde bacakların hemen üzerinde yer alan leğen kemikleri ve bel kemiği tarafından oluşturulan kemik çatının (latince pelvis) içinde koruma altına alınmışlardır.
Kadın Organlarının Yapısı ve İşleyişi

Yandaki resimde kadın genital organları önden bakışta şematik olarak görülmektedir.
Kemik Çatı

Kadın doğası gebe kalmaya, rahim içinde gelişmekte olan bebeği büyütmeye ve nihayet olgunlaşmış bebeği dünyaya getirmeye göre düzenlenmiştir. Bu görevleri yerine getirmek amacına yönelik olarak kadının kemik çatısı erkeğin kemik çatısına göre belirgin farklılıklar gösterir:
Yandaki resimde solda alt alta yer alan iki resimde erkeğin kemik çatısı üstten ve önden bakışta, sağda alt alta yer alan iki resimde ise kadının kemik çatısı üstten ve önden bakışta görülmektedir. Dikkatlice bakıldığında erkeğin üstten bakışta kemik çatı açıklığının kalp şeklinde, kadının kemik çatı açıklığının ise yuvarlak olduğu görülebilir. Bu farklılık erkeğin leğen kemiklerinin yapısının daha çok ağır yük taşımaya yönelik, kadının leğen kemiklerinin yapısının ise bebeğin başının doğum esnasında leğen kemikleri tarafından oluşturulan doğum kanalına girmesine yönelik yapılanmasından kaynaklanmaktadır.

Yine benzer bir şekilde önden bakışta erkeğin leğen kemikleri alt açısı dar, kadının leğen kemikleri alt açısı bebeğin doğum kanalından dışarıya rahatça çıkabilmesine olanak tanımak için geniş açılı olarak yapılandırılmıştır.

Kadının kemik yapısının üzerinde yer alan kaslar ve bağlar bebeğin doğum kanalından geçerek dış dünyaya çıkma sürecinde ona mümkün olan en geniş alanı sağlamak amacına yönelik olarak gevşemeye elverişli olarak yapılandırılmışlardır. Erkeklerin leğen kemikleri daha çok yük taşımaya elverişli olacak şekilde biçimlendirildiğinden kaslar ve bağlar çok fazla gevşeme göstermezler. Kadınlarda bel ağrısının erkeklere göre daha sık görülmesinin en muhtemel nedeni budur.

Dış Genital Organlar

Kadın dış genital organları vücudu örten cilt tabakasının bir devamıdır ve kadın iç genital organlarına giriş kapısını, bebeğin doğduğu "doğum kanalından" çıkış kapısını oluştururlar. Dış genital organlara topluca vulva adı verilir.

Dış genital organların karşıdan bakıldığında görüntüsü
Kadın dış genital bölgesinin genel yapısı

Vulva, kadın dış genital bölgelerine karşıdan bakıldığında üstte "çatıyı" oluşturan leğen kemiklerinin birbiriyle orta hatta birleştiği bölgenin oluşturduğu kabarıklık olan pubis tepesi, altta anüs ve yanlarda büyük (dış) dudaklar adı verilen yapılarca sınırlanan bölgedir.
Pubis tepesi cilt ve altında yağ dokusu içerir, üzeri genital kıllarla kaplıdır. Pubis tepesinin hemen altında klitoris bulunur. Dış genital organların bir tabaka altında kadının doğum yapmasında, idrar ve dışkı çıkışı gibi işlevleri istemli olarak yürütmesinde önemli yeri olan kaslar bulunur. Bu kaslara topluca pelvis tabanı kasları adı verilir.

Dış (büyük) dudaklar

Dölyolu (vajina) girişini sağlı sollu örten cilt kıvrımlarının dışta yer alanlarıdır. Dış dudaklar önde genital kılların olduğu pubis tepesinde, arkada ise anüsün hemen üstünde birleşirler. Üzerleri genital kıllarla kaplıdır ve cilt altında yağdokusu içerirler.

İç (küçük) dudaklar

Sağlı sollu dış dudakların iç yüzlerinde yer alan, klitorisin üst kısmından vajina girişinin altına uzanan kıvrımlı yapılardır. İdrar deliği ve vajina girişinin etrafını sararlar. İç dudaklar normal şartlarda bacaklar kapalıyken görünmezken bazı kadınlarda dış dudaklardan daha geniş olduklarından dışarı taşabilirler. Kılla kaplı değildirler ve ciltaltı yağdokusu içermezler.

Vajina girişi

İç dudakların devamında yer alan ve kızlık zarına kadar devam eden 1-2 santimetrelik bir kısımdır. Kızlık zarı yırtıldıktan sonra vajinayla birleşir.

Kızlık zarı

Latince de hymen ("himen" okunur) olarak adlandırılan bu yapı, ince olmasına karşın nispeten esnektir ve ortasında bir veya daha fazla sayıda delik içerir. Her kadında farklı yapıya sahip olmasına karşın, genellikle ilk ilişki esnasında hafif bir kanamayla yırtılır ve böylece vajina girişiyle vajinanın birleşmesini sağlar.

Kızlık zarının kadın genital organlarını enfeksiyondan koruduğu söylense de, ortasında adet kanamasının akmasını sağlayacak deliği veya delikleri olan bu yapının bakterilerin geçişini nasıl engellediği açıklanamadığından, bu işlevi tartışmalıdır.

Klitoris
Klitoris hemen pubis tepesi altında yer alan bir yapıdır ve üstte ve yanlarda iç dudaklarla çevrilidir. Klitorisin hemen alt kısmında idrar deliği, idrar deliğinin altında ise vajina girişi bulunur. Klitorisin dıştan görünen düğme şeklindeki parçasının yanında vulvanın içine tümüyle gömülü şekilde yanlara doğru uzanan iki kolu vardır ve bu haliyle klitoris gerçekte Y şeklinde bir yapıdır. Klitoris cinsel ilişki esnasında aynen erkeğin penisi gibi sertleşebilme özelliğine sahiptir. Kan damarlarından oldukça zengin bu yapı kadın orgazmında önemli görevler üstlenir.

İdrar Deliği (uretra ağzı)

Klitorisin hemen altında, iç dudakların önde birleştiği yerde bulunan ve idrarın dışarı boşaltılmasını sağlayan idrar deliği aşağıda anlatılacak olan uretra adlı yapının son kısmını oluşturur.

Perine

Perine dış dudakların arkada birleştiği yerle anüs arasında yer alan bölgedir. Ciltle kaplı olan bölge ciltaltında idrar ve dışkı işlevlerinin kontrolünü sağlayan kasları barındırır. Bu kaslar doğum eylemi esnasında mümkün olduğunca gevşeyerek bebeğin başının doğmasına izin verirler.

Doğum eyleminin son aşamasına gelindiğinde bebeğin doğumunu kolaylaştırmak amacıyla perineye yapılan kesiye epizyotomi (doğum kesisi) adı verilir. Bu kesinin amacı bebek doğarken bu bölgenin yırtılmasını ve altta bulunan perine kaslarının zarar görmesini engellemektir.

Vulvada bulunan salgı bezleri

Dış genital bölgenin kurumasını önlemek ve cinsel ilişkide gerekli kayganlaşmayı sağlamak işlevini yürüten birkaç adet salgı bezi vardır. Bunlar arasında en önemlileri idrar çıkış deliğinin yanlarında yer alan Skene bezleri ve vajina girişinin yakınında sağlı sollu yer alan Bartholin ("bartolin" okunur) bezleridir.

Makat (anüs)

Makat kalın bağırsağın son kısmıdır ve depolanan dışkının dışa atılmasını sağlar.
Bu yapının vajinaya ne kadar yakın olduğuna dikkat edin. Bu anatomik yakınlık nedeniyle kalın bağırsaktan dışkılama esnasında gelen bakteriler vajinayla yakın temasta olurlar ve enfeksiyon tehlikesi oluştururlar.

Kadınların tuvalet sonrası temizlikte dikkat etmeleri gereken çok önemli bir kural vardır:

Temizlik arkadan öne (anüsten vajinaya) doğru değil, önden arkaya doğru yapılmalıdır. Zira arkadan öne temizlik kalın bağırsak bakterilerinin vajinaya ve buradan da uretra ağzına bulaşmasına ve bu bölgelerde sık sık enfeksiyonlar yaşanmasına neden olabilir.

Kızınıza tuvalet eğitimi verirken de bu kuralı öğretmeyi ihmal etmeyin.

İç genital organlar
;;İç genital organlar penisi içine kabul eden vajinayla başlar, rahim içine giriş kapısı olan ve aynı zamanda sperm için bir depo görevi üstlenen rahim ağzıyla, bebeğin büyüyerek geliştiği ve gebe olunmayan dönemlerde adet kanamasının oluştuğu rahim ile devam eder, buradan sağlı sollu rahimin her iki yanında boynuz gibi yer alan Fallop tüplerine uzanır ve her bir Fallop tüpü, uçlarında bulunan saçaklarıyla yumurtalıklarla yakın temas eder.

Vajina
Vajina, vajina girişiyle başlayan ve uç kısmında rahim ağzının yer aldığı boru şeklinde ve yaklaşık 10 santimetre uzunluğunda bir yapıdır. Vajina girişinde bulunan salgı bezleri ilişki esnasında vajina girişi ve vajinanın kayganlaşmasını sağlar.

Normalde ön-arka duvarları birbiri üzerine katlanmış olarak duran bu yapı, doğum eyleminde doğum kanalının yumuşak kısmının yapısında yer alır ve bebeğin başının geçmesine müsaade edecek kadar esner. ;; ;; ;;


Uretra

İdrarın depolandığı mesanenin devamında yer alan bu boru şeklindeki yapı idrar boşaltım sisteminin son basamağını teşkil eder.

Uretra kadında erkekten çok daha kısadır. Bu kısalık ve genital sistemin vajina ve anüse yakınlığı, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonlarının daha sık yaşanmasına neden olur. Yine ilk cinsel deneyimlerini yaşayan kadınlarda ilişkinin verdiği "tahriş", ilişki sonrasında sık idrara çıkma, idrarı zor yapma, idrarı boşaltamamış olma hissinin yaşanmasına neden olabilir.

Rahimağzı
Rahimağzı spermler için rahim içine giriş ve doğumda bebek için rahimden çıkış kapısıdır. Vajinanın devamında yer alır. Rahimağzı kanalında yer alan salgı bezleri gebeliğe elverişli günlerde spermlerin geçişini kolaylaştıran, gebeliğe elverişli olmayan günlerde bu geçişi zorlaştıran salgılar üretir. Rahimağzı salgıları ayrıca vajinadan rahim içine bakterilerin girişini engeller. Normal şartlarda sert bir koni biçiminde ve birkaç milimetre açıklığında olan bu yapı doğum eylemi esnasında yumuşar, incelir (bu incelmeye "silinme" denir) ve yaklaşık 10 santimetre açılarak bebeğin çıkmasına izin verir.

Rahim
Rahim (uterus), ucunda rahimağzı bulunan, yanlarda da boynuz şeklinde Fallop tüpleri yer alan, kasılma yeteneği güçlü kaslardan oluşan armut şeklinde bir yapıdır. Rahim içindeki boşlukta rahim iç tabakası (endometrium) yer alır. Rahim gebe olunmayan dönemde mandalina büyüklüğünde sert bir yapıdır ve ağırlığı yaklaşık 60 gramdır. Gebelikte rahim yaklaşık 3 kilogramlık bir bebeği içinde taşıyacak şekilde büyür ve doğum eylemi başladığında güçlü kaslarının kasılmasıyla, rahimağzının da gevşeyerek açılmasıyla bebeğin doğması sağlanır. Rahimin bilinen tek işlevi doğmamış bebeğin gelişmesini sağlayacak ortamı oluşturmak, bebeği dıştan gelebilecek darbelerden korumak (bu işlevi amniyos sıvısıyla elele yürütür) ve doğum eyleminde kasılarak bebeği dış dünyaya çıkarmak için anne adayının ıkınmalarıyla birlikte gerekli itici gücü oluşturmaktır. Menopoza giren bir kadında rahimin görevi de tamamlanmıştır ve boyutları giderek ufalır.

Rahim boşluğu ve rahim iç tabakası (endometrium)
Rahimin içinde yer alan boşluk rahim iç tabakasıyla kaplanmış durumdadır. Döllenmiş yumurta hücresi Fallop tüplerinden geçerek endometriuma ulaştığında burada en "verimli" bulduğu bölgeye yerleşir ve çoğalmaya ve gelişmeye başlar.
Rahim iç tabakası her adet döngüsünde yenilenir ve gebelik oluştuğunda embriyo rahim boşluğunda gelişimini sürdürür. Gebelik gerçekleşmediğinde bu tabaka yeniden oluşturulmak üzere rahimağzı yoluyla vajinaya, buradan da dış ortama atılır. Kanamayla beraber olan bu sürece adet kanaması adı verilir.
1. HAZIRLAYAN FAKTÖRLER

a) Ailenin ve toplumun cinselliğe bakış tarzı
b) Aşırı tutucu, dindar yetiştirilme biçimi
c) Eksik ya da yanlış cinsel bilgi
d) Cinsellikle ilgili gerçek dışı beklentiler
e) Anne baba arasındaki olumsuz ilişki biçimi
f) Erken travmatik yaşantılar
g) Eşler arasındaki iletişim biçimi
h) Uyarılma eşiğinin yüksek olması
j) Nevrotik kişilik özellikleri
k)Yakınlaşma sorunları
l) Ayrılık anksiyetesi
m) Cinsel istismara maruz kalma
2. ORTAYA ÇIKARAN FAKTÖRLER
a) Eşler arasındaki uyumsuzluk
b) Cinsel iletişim sorunları
c) Eşin cinsel bir sorununun olması
d) Performans anksiyetesi
e) Fiziksel ya da psikiyatrik hastalıklar
f) Yorgunluk ve stress
g) Aşırı alkol ve ilaç kullanımı
h) Hamile kalma korkusu
j) Evlenme
k) Evlilik öncesi ve dışı ilişkiler
l) Travmatik cinsel yaşantı
3. SÜRDÜREN FAKTÖRLER
a) Sorunun çözümüile ilgili yanlış uygulamalar
b) Çok sık cinsel ilişkide bulunma
c) Cinsel ilişkiden kaçınma
d) İlişkiye kendini verememe
e) Performans anksiyetesi
f) Suçluluk ve utanç duyguları
g) Eşin tepkileri
Cinsel İşlev Fizyolojisi
Cinsellik önce arzu etmekle başlar. Daha sonra Masters ve Johnson adlı iki bilim adamının tarif ettikleri uyarılma, plato, orgazm ve çözülme evreleri birbirini takip eder. Bu evreler kadın ve erkekte belirgin farklılıklar gösterir. Konumuz kadınlara odaklanmış olmasına karşın zaman zaman erkekle kadın arasındaki farklılıklar üzerinde de durulacaktır.

Cinsellik önce arzu etmekle başlar. Daha sonra Masters ve Johnson adlı iki bilim adamının tarif ettikleri uyarılma, plato, orgazm ve çözülme evreleri birbirini takip eder. Bu evreler kadın ve erkekte belirgin farklılıklar gösterir. Konumuz kadınlara odaklanmış olmasına karşın zaman zaman erkekle kadın arasındaki farklılıklar üzerinde de durulacaktır.
Evrelerin her biri yaş, hastalık, ilaçlar, alkol, uyuşturucu kullanımı ve psikolojik ve ikili ilişkilerden kaynaklanan sorunlardan olumsuz etkilenebilir.
Kadınların Duyarlı Bölgeleri
Kadınların çoğunda genital bölgenin en duyarlı kısmı klitoristir ve en güçlü orgazmlar bu bölgenin uyarılmasıyla ortaya çıkar. Kadının diğer duyarlı bölgeleri memeler, meme uçları, labiumlar ve vajinadır. G noktası ise (Graefenberg tarafından 1944 yılında tarif edilen bir bölgedir ve vajina ön duvarının ortalarında yer almaktadır) derin basınca duyarlı olarak kabul edilmekle beraber orgazm oluşumunda birincil önem taşıyan bir bölge değildir.
Orgazmda bazen aynen erkekteki ejakulasyona (boşalmaya) benzer bir sıvı geldiği saptanmış olmakla beraber bu sıvının aslında idrar olduğu ve kadındaki "ejakulasyon" yani "boşalma" olarak tarif edilen olayın muhtemelen orgazm esnasında idrar kaçağı olduğu sonradan anlaşılmıştır. Gerçekten de hiçbir idrar kaçırma şikayeti olmayan bayanlarda güçlü bir orgazmda istemsiz idrar kaçağı olabilmektedir.
Cinselliğin evreleri
Arzulama Evresi
Bu evre cinsellik dürtüsünün ortaya çıktığı ve cinselliği ifade etme arzusunun duyulduğu evredir. Hayaller ya da eşten alınan görsel uyaranla başlayabilir.

Uyarılma evresi
Arzulamayı uyarılma evresi takip eder. Bu evre parasempatik sistem tarafından yönetilen ve erotik duygular eşliğinde kadında vajinal salgının arttığı "ıslanma" dönemidir. Vajina duvarlarından ve vajina girişindeki Bartholin bezlerinden salgılanan sıvılarla birlikte nabız ve solunum hızlanır, tansiyon yükselir, genel bir sıcak basması hali, memelerde dolgunluk, kas gerginliğinde genel bir artış, meme başlarında dikleşme ortaya çıkar. Ciltte yama tarzında renk değişiklikleri, klitoris ve labiumlarda şişme, göğüs bölgesinde ve memelerde kızarma meydana gelir. Tüm bunlarla birlikte vajina uzar ve genişler. Uterus yükselerek pelvis dışına çıkar.
Erkekte ise uyarılma evresi penisin ereksiyonu (sertleşmesi) şeklinde gerçekleşir.

Plato Evresi
Bu evrede seksüel gerginlik ve erotik duygular yoğunlaşır ve had safhaya ulaşır. Cilt değişiklikleri daha belirgin hale gelir, meme başları daha da dikleşir. Labiumlar şişer ve koyu kırmızı bir renk alır. Vajinanın alt 1/3 lük kısmı şişip kalınlaşarak "orgazmik platform" adlı yapıyı meydana getirir. Uterus tümüyle pelvisten dışarı çıkmıştır. Yeterli uyaran olduğunda bu dönem orgazmla son bulur.
Plato evresinde ejakulasyon (boşalma) öncesinde erkekten sıklıkla berrak ve yapışkan kıvamlı bir sıvı gelir. Bu sıvının içinde az sayıda canlı sperm de bulunabileceğinden kadının erkek boşalmadan önce de ("geri çekme" adı verilen yöntemle) gebe kalabilmesi mümkün olmaktadır.

Orgazm Evresi
Orgazm esasen sempatik sistem tarafından yönlendirilen bir kasılma cevabıdır. Uyarılma ve plato evresinde birikmiş olan gerginliğin boşaltılmasıdır ve tüm cinsel hisler arasında en güçlü ve doyurucu olanıdır. Orgazm esnasında vajina, perine, anüs ve orgazmik platform adı verilen yapıyı oluşturan kaslarda 3-15 adet arası 0.8 saniye süren refleks ritmik düzenli kasılmalar oluşur ve bu kasılmalar orgazm duygusunu ortaya çıkarır. Orgazm esnasında birçok kadın ayrıca uterusta da kasılmalar hisseder. Bu yüzden bazı kadınlarda histerektomi (ameliyatla uterusun çıkarılması) sonrası orgazmın niteliklerinde değişiklik olabilir.
Erkeklerde ise orgazmı ejakulasyon (boşalma) takip eder. Erkekler orgazm döneminden sonra belli bir refrakter (cevapsız) döneme girer ve bu dönemde uyaranlara cevapsızdırlar. Kadınlarda ise böyle bir dönem olmadığından çok sayıda orgazmı arka arkaya yaşayabilir ve tek bir ilişki esnasında ve/veya öncesinde ardarda çok sayıda orgazm olabilirler.

Çözülme Evresi
Orgazmla birlikte uyarılma evresinde biriken tüm gerginlik kaybolur ve kadında bir gevşeme ve kendini iyi hissetme duygusu ortaya çıkar.Takiben uyarılma evresinde ortaya çıkan değişikliklerin tümü "çözülerek" geri döner. Tüm bu geri dönüş süreci 5-10 dakika sürer.
Cinsel İsteksizlik


Bazı bireyler de yukarıdakinin aksine cinsel yönden fazla arzulu olmadıklarını düşünürler. "Fazla cinsel arzu duymamak" da çoğu durumda yapısal bir özelliktir ve birey baştan beri böyledir. Bazı insanlar yapısal olarak cinselliğe daha az "düşkündürler".
Bazı bireyler de yukarıdakinin aksine cinsel yönden fazla arzulu olmadıklarını düşünürler. "Fazla cinsel arzu duymamak" da çoğu durumda yapısal bir özelliktir ve birey baştan beri böyledir. Bazı insanlar yapısal olarak cinselliğe daha az düşkündürler".

Bazen bir birey hayatının belli bir döneminde diğer dönemlerine göre daha az cinsel arzu duyduğunun farkına varabilir.

Cinsel arzunun anormal bir şekilde düşük olduğunun belirleyicisi, bu arzu azalmasının kişiyi rahatsız etmesi veya kişinin
eşiyle olan ilişkilerini olumsuz etkilemesidir. Bu tanımın dışında kalan "azalmış cinsel arzu" anormal kabul edilmez



Cinsel arzuyu etkileyen faktörler

bullet

Kişisel özellikler

Bir önceki konuda belirtildiği gibi hem erkeklerin hem de kadınların cinselliğe olan ilgileri değişkendir. Bazı kadınlar diğerlerinden daha

"isteksiz", bazıları ise "çok aşırı istekli" görünebilir.


Bazı kadınların cinselliğe olan ilgileri yüksek olmasına rağmen cinsel ilişkiye olan ilgileri daha zayıf olabilir. Bu kadınlar cinsel ilişkiden

daha çok yakın temasa ve dokunulmaya önem verirler. Mastürbasyon da kadınların sıklıkla uyguladığı bir cinsellik ifadesi olup kadının

cinsel ilişkiye olan ilgisinden tümüyle bağımsız bir olaydır.
;;
bullet


Yaş

Yaşlandıkça cinsellik arzusu ve cinsel ilişki sıklığı azalmakla birlikte kadınlar tüm hayatları boyunca cinselliğe olan ilgilerini ve cinsellikten aldıkları zevki sürdürürler.


Yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan anatomik değişiklikler (vajinanın kısalması, daralması, duvarlarının incelmesi, elastikiyetinin azalması, dış genital bölgeler ve klitorisin duyarlılığının azalması gibi özellikler) nedeniyle vulva ve vajina daha duyarlı hale gelir. Ek olarak vajinada ve idrar yollarında daha sık enfeksiyon ortaya çıkar. Tüm bu etkenler kadında cinsel ilişki esnasında ağrı nedeni olabilirler.İlişki esnasında ağrı duyulması kadının cinsellikten "soğumasıyla" sonuçlanabilir. Düzenli olarak ilişkiye devam eden kadınlarda bu olumsuz değişikliklerin daha ender görüldüğü belirlenmiştir.



Cinsellikle ilgili çalışmalarıyla tanınan Masters ve Johnson yaptıkları çalışmalarda 20-50 yaş arasında kadın ve erkeklerin haftada
ortalama 2-4 kez ilişkide bulunduklarını, 50 yaştan sonra bu sıklıkta hafif azalma olduğunu ancak hem erkek hem de kadında cinselliğe ilginin ömür boyu devam ettiğini göstermişlerdir.



Gençliğinde cinsel yönden diğerlerine göre daha istekli ve aktif olan kadınların menopoz döneminde de diğerlerinden daha bariz olarak aktif oldukları da diğer bir gerçektir.


Yaş asla önyargılı bir şekilde cinselliği azaltan bir etken olarak görülmemelidir. Menopoz döneminde ve hatta en ileri yaşlara kadar
"kendisine bakmayı" bilen ve düzenli doktor kontrollerine giden kadın eşiyle uyumlu bir cinsel yaşamı ömür boyu sürdürebilir.


bullet

İlaç kullanımı

Çok çeşitli ilaçlar (yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar, sakinleştiriciler gibi) cinsel arzu ve diğer cinsel işlevler üzerinde olumsuz etkiler yapabilirler. Böyle durumlarda ilacın değiştirilmesi veya doz ayarlaması gerekebilir.

;
bullet

Hastalıklar

Jinekolojik sorunlar (gebe kalamama, düzensiz kanama gibi) veya dahili hastalıklar (tansiyon yüksekliği, nörolojik hastalık, kanser gibi) ve diğer çok sayıda hastalık cinselliği olumsuz yönde etkileyebilir. Etkili bir şekilde tedavi edildiklerinde genellikle cinsellik eski haline geri döner.

;
bullet

Geçirilmiş ameliyatlar

Rahimin herhangi bir nedenle ameliyatla çıkarılmış olması sonrasında geçici olarak cinsel arzuda ve diğer cinsel işlevlerde azalma

olabilir. Yine rahimle beraber yumurtalıkların çıkarılmış olması östrojen hormonunun azalmasına bağlı direkt olarak veya hormon

azalmasının genital dokular üzerindeki geriletici etkilerine bağlı olarak cinselliği olumsuz etkileyebilir


Rahimin alınmış olmasının cinselliği kalıcı olarak olumsuz etkilediğine dair bir bilimsel veri mevcut değildir. Yumurtalıkların alınması

sonrasında östrojen hormonu tedavisi yapıldığında cinselliğin etkili bir şekilde sürdürülmesi mümkün olabilmektedir.

;
bullet

Gebe Kalma Korkusu

Genç bir kadın özellikle evlilik öncesi dönemde gebe kalma riskinin verdiği endişeyle cinselliğini uygun bir şekilde yaşayamayabilir. Etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmak bu endişenin ortadan kalkmasını sağlayabilir.

;
bullet

Cinsel yolla bulaşan hastalık edinme korkusu

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan birine yakalanma korkusu özellikle çok sayıda cinsel eşi olan veya çok sayıda cinsel eşi olan bir erkekle beraber olan bir kadında yerli bir korku olmalıdır. Bu tür hastalıkların genital sistemde ve hatta tüm vücutta yaratabilecekleri muhtemel hasarları önlemek için her kadının bu hastalıklardan korunmak için gerekli önlemleri alması önemlidir.
Cinselliğin İfade Edilmesi

Güdüler vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için insanı harekete geçiren bir iç enerji olarak beden ve ruhsal bütünlüğün korunması açısından oldukça önemlidirler.

Cinsellik güdüsü de (libido) aynen diğer güdüler gibi her normal kadın ve her normal erkekte vardır ve normal şartlarda karşı cinse yönlenmiştir.

Güdülerin yönlendirdiği davranışların ifade bulması, yani belli bir güdünün "doyurulması" için izlenen yol bireyden bireye farklı olabilir. Bu farklılığı yaratan, öncelikle bireyin üst benliğinin belli bir davranışa geçmeden önce o davranışın uygun olup olmadığını denetlemede izlediği yoldur.
Sosyal davranışlarımızı yönlendiren üst benlik, açlık hissi ortaya çıktığında bu arada başka bir konuyla ilgileniyorsak, bizi direkt yemek yeme avranışına yönlendirmek yerine, bu davranışı uygun olan bir zamanda gerçekleştirebilmemiz için açlık giderme davranışımızı belli bir süre ertelememizi sağlar.
Benzer bir şekilde cinsellik güdüsü de, direkt cinsel davranışa yönlenmek yerine, üst benlik tarafından çok sıkı bir şekilde denetlenerek belli bir süre ertelenir. Üst benlik cinsellik davranışını ertelemede o kadar etkin olabilir ki, ihtiyaç çok belirgin bir şekilde ortaya çıksa dahi, bu güdünün doyurulması etkin bir şekilde engellenebilir.
Özellikle cinselliğin "ayıp" olarak değerlendirildiği aile veya toplumlarda üst benlik bu konuda katı bir tutumla ihtiyacı bastırarak kişinin bilincinde bu ihtiyacı duymasını bile tümüyle engelleyebilir. Ancak böyle bir durumda ihtiyaç bilinç altında devam eder.
Yukarıdaki açıklamalardan çıkarılması gereken özet, cinselliğin ifade edilmesinde her bireyin ailesinden ve yakın çevresinden öğrendiği davranışların çok etkili olduğudur. Cinsellik karşı cinsten iki birey arasında yaşanan çok özel bir iletişim şeklidir ve normal bir birey kendi kişiliğince uygun kabul ettiği şartlar ortaya çıkana kadar bu güdünün doyurulmasını erteleyebilir.

Cinsellik Güdüsünün Dozajı
Cinsellik güdüsü yani duyulan cinsel arzunun "dozajı" veya şiddeti her bireyde farklıdır. Hatta bir birey belli bir zaman dilimi içerisinde geçici olarak cinsel arzusunda azalma veya artma hissedebilir.
Artmış Cinsel Arzu
Bazı bireyler çok fazla cinsel arzu duyduklarını hissederler ve bunun normal olmadığını düşünürler. "Aşırı cinsel arzu" olarak tanımlanan, çoğu durumda yapısal bir özelliktir ve bireyde baştan beri vardır. Bazı insanlar yapısal olarak cinselliğe daha "düşkündürler".
Bazen bir birey hayatının belli bir döneminde diğer dönemlerine göre daha fazla cinsel arzu duyduğunun farkına varabilir.
Cinsel arzunun anormal bir şekilde yüksek olduğunun belirleyicisi, bu arzunun veya bu arzudan doğan cinsel davranışın insani çok fazla meşgul etmesi ve günlük yaşantısını olumsuz etkilemesidir. Bu tanımın dışında kalan "yüksek dozlu cinsel arzu" anormal kabul edilmez.
Orgazm ile İlgili Yanlışlar


Orgazm İle İlgili Yanlışlar

Kadın ve erkeklerin orgazm konusunda birbirlerini yanılttığı birtakım düşünce ve tutumlar içine girebildiklerine sık sık tanık olunur. Sonuçta ortaya çıkan yanılgıların, yaygınlık kazanmış olan bazılarının üzerinde durmak gerekir. "Eğer erkek yeterince dayanabilirse, her kadın orgazma gelebilir !" Bu iddia ancak kısmen doğrudur.


Uzun süren bir koitusun sonunda erişilen doruk, teknik olarak orgazm sayılsa bile, hedefe varmak için girişilen acele ve endişe içinde, işin bütün zevki kaybolup gidecektir. Yazdığı kitaplar satış rekorları kıran ünlü fahişe Xaviera Hollander, en yoğun orgazmların, ilk 5 dakika içinde gerçekleştiğini söylemektedir. Aslında birçok bilimsel araştırma da bu iddiayı doğrulamaktadır. Dolayısıyla zevkli bir cinsel birleşmenin anahtarı, özenli ve uzun ön oynaşma süreci olmaktadır. ;


;"Kadın gelmeye başlayınca, erkek mümkün olduğunca sert hareket etmelidir !" Oysa bunun tam tersi geçerlidir; erkek olabildiğince hareketsiz kalmalıdır. Ancak böyle olursa, hem kadın hem de erkek, kadının kasılan dölyolu kaslarının farkına ve hazzına varabilir.



Hollander, kendi kendilerini uyararak ulaştıkları orgazmların, niye cinsel birleşmede ulaştıklarından daha yoğun olduğunu soran çok sayıda kadının mektubuna verdiği cevapta, meseleyi, dölyolu kaslarının kasılmasını algılayabilmeye bağlamaktadır. Her ne kadar bu konuda kadından kadına farklılıklar söz konusuysa da, genel olarak orgazm sırasında erkeğin sert hareket etmesini gerekçeleyen herhangi bir ipucu yoktur.
;

;"En iyi orgazmlar, eşanlı olanlardır !" Bu da yanlıştır. Uzun süre birlikte olmuş insanların eşanlı olarak orgazma gelmesi hem mümkün, hem de zevkli olabilir. Ancak bu, doğal olursa haz verebilir. Aksi durumda, duyguları geri plana iten bir koşuşma söz konusudur.

Eşlerden birinin önce gelmesi, hiçbir şekilde diğerinin orgazma ulaşmasını engelleyemeyeceği gibi, tersine, eşlerin üzerinden yetişme ya da erteleme endişesini kaldıracağı için, birleşme sürecinin zevk boyutu öne çıkabilecektir.
Erken Boşalan Erkekler

* Hızlı yemek yerler
* Hızlı araba kullanırlar
* Her konuda aceleci davranırlar
* Çabuk sinirlenirler
* Kontrolsüz davranışları vardır
* Ya çok çabuk güvenirler ya da güven duymada zorlanırlar
* Kaygılı ruh halleri vardır
* Çocukluklarında babalarıyla sorunları vardır
* Çocukluklarında yataklarını ıslatmışlardır
* Genellikle eğitim düzeyleri yüksektir
* A tipi kişilik yapısına sahiptirler. Yani rekabetçi, sosyal alanda ve mesleğinde hırslı, dakik, güçlü ve etkileyici, sabırsız, aynı anda birkaç iş yapmayı seven, insanlara ve olaylara çabuk sinirlenen, onaylanmayı bekleyen, sorunlu bir dinlenme tarzı olan, daima telaşlı, ev ve iş dışında çok az ilgi alanı olan, duygularını saklayan, kendini ve başkalarını işlerini bitirmeye zorlayan vb. özellikleri vardır.
Erken Boşalmada Öneriler
Bu egzersizler veya tedaviler sonucunda boşalmada yeteri kadar geciktirme sağlanınca, "ben iyileştim ön yargısı" ile hareket etmek doğru değildir. Israrla vurguladığımız gibi erken boşalma bir hastalık olmadığına göre, boşalmanın geciktirilmesi, bir hastalıktan kurtuluş değildir. Böyle bir yargı, ardından gelen cinsel ilişkilerde öğrenilenlerin ihmal edilmesiyle heyecanın artmasına ve sorunun tekrarlamasına yol açabilir. Aslında en doğru olanı, erkeklerin boşalma kontrolü sağlamayı öğrenmesi ve bu tecrübelerini her cinsel ilişkide kullanmaya çalışmasıdır. Ayrıca erken boşalmayı önlemek için aşağıdaki önerilere de kulak asılmasında fayda vardır:

* Açık havada dolaşın
* Heyecanlardan ve önyargılardan uzaklaşın
* Sık banyo yapın
* Sinir sistemini dinlendirici ortamlarda bulunun
* Hafif alkol alın
* Her erkeğin bazen erken boşalabileceğini unutmayın, bu normaldir
* Erken boşaldığınızda her şeyi yitirdiğinizi düşünmeyin, önemli olanın partnerinizle birlikte olmak olduğunu ve her ikinizin de hoşuna giden bir şeyler yapabileceğinizi düşünün
* Eşinize karşı daima sağlıklı ve uyumlu düşünceler besleyin
* Cinsel birleşim öncesi aşk oyunlarını ciddiye alın
* Çift olarak birlikte orgazm olmayı arzulayın, bunun için daha önce bir işaret kararlaştırın ve zamanı gelince bu işaretten yararlanın
* Psikoterapik yardım almaktan çekinmeyin
* Cinsel ilişkide kendinizi kanıtlamak zorunda hissetmeyin
* Aşk kaslarınızı kasıp gevşeterek boşalmanızı geciktirebilirsiniz
* Herkesin cinsel sorunlar yaşayabileceğini unutmayın
* Sık sık çiş yapın ve çiş yaparken kendinizi tutup bırakın, böylece aşk kaslarınızı kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz
* Erkeklerin penisin baş kısmı ve çevresinin uyarılmasıyla büyük heyecan duyduğunu unutmayın
* Kendinizi yetersiz veya suçlu hissetmekte aceleci olmayın
* Yavaşça giriş yapın, penisi olanaklı olduğu kadar derine yerleştirin, hafif hareketlerle devam edin, fazla uyarıldığınızı duyumsadığınızda gidip gelme hareketlerini hemen durdurun, penisinizin başı içeride kalacak şekilde hızla geri çekin, sakinleşene kadar derin derin nefes alıp bekleyin
* Cinsel ilişki sırasında hareketlerinize zaman zaman ara verin, heyecanınızı yatıştırabilmek için dinlenin ve dinlenirken duyguları alevlenen ve sabırsız duruma gelen partnerinizi okşayarak ve klitorisiyle oynayarak uyarmayı ihmal etmeyin
* Her gece yatmadan önce, kendinizi kontrol ettiğiniz uzun bir cinsel birleşmenin hayalini kurun. Yapacağınız bu "fantezi modellemesi", boşalmanın geciktirilmesini önceden planlamanızı kolaylaştıracaktır
* Erkeklerin ilk birleşmede boşalma süresi daha kısadır ikincisinde daha geç boşalırlar. Bu nedenle ilk birleşmede ön sevişme zamanını uzun tutun ve partnerinizin yeterince uyarılmasını sağlayın. İkincisin de ise partneriniz sizi daha çok uyarsın
* Eşinizle sorunlarınızı konuşun ve kesinlikle iletişim eksikliği gelişmesine izin vermeyin.

Ağrılı Cinsel İlişki
Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması disparoni adını alır. Ağrının nedeni organik bir rahatsızlık olabileceği gibi, psikolojik de olabilir. Bunun ayrımı ise komple bir jinekolojikmuayene ile yapılır.

Disparoni eğer ilk cinsel ilişki deneyiminden beri varsa birincil, sonradan ortaya çıkmışsa ikincil adını alır. Bu ayrım muhtemel nedenlerin ortaya konması açısından önemlidir.

Yüzeyel disparoni vajina girişinde, derin disparoni ise penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ağrıdır ve bu ayrım da tanıaçısından önemlidir. Derin disparonide ağrı alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilir.


Kadınların yaklaşık %15?i hayatlarının bir döneminde böyle bir ağrıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak %1-2?sinde ise ağrı tedavi gerektirecek kadar şiddetlidir. Bazı kadınlar bu ağrıyı daha çok genital bölgede basınç, yırtılma veya yanma hissi olarak tarif ederler.



Neden olur?

Disparoni nedenleri incelenirken aşağıdan yukarı doğru (vajina girişinden iç genital organlara doğru) bir ayrım yapmak konunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.

Vajina girişine bağlı nedenler: yüzeyel disparoni nedenidirler.

Kızlık zarıyla ilgili sorunlar: Kızlık zarının yapısal olarak sert olması

Menopoza bağlı atrofi: Menopoz döneminde dokular esnekliklerini yitirdiklerinden cinsel ilişki tahrişe ve ağrıya neden olabilir.

Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş


Epizyotomi nedbeleri: özellikle zor doğumlardan sonra fazla sayıda dikiş gerektiğinde ve/veya epizyotomi iyileşmesi esnasında enfeksiyon meydana geldiğinde dikiş yerleri sıklıkla nedbe bırakarak iyileşir ve bu nedbeler ilişkide ağrı duyulmasına neden olur.

Enfeksiyonlar: Herpes Simpleks enfeksiyonları (genital uçuk) hem ilişkide hem de ilişki olmayan döneminde ağrı yapar.



Vajinaya bağlı nedenler:

Enfeksiyonlar: vajinit bazı durumlarda ağrıya neden olabilir.


Kitle ve tümörler: vajinada kitle nadir görülür. Büyük kitleler ağrı ve beraberinde kanamaya neden olabilirler.


Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş


Rektosel (vajina arka duvarı sarkması), uterus sarkması ve sistosel (vajina ön duvarı sarkması): gerilmeye bağlı ağrı nedeni olabilirler.


Yabancı cisimlere karşı gelişen allerjik cevap


Vajina kubbesinde cerrahi veya radyoterapiye bağlı değişiklikler


Doğumsal anomaliler: nadir görülürler




Pelvik yapılara ait nedenler

(iç genital organlara bağlı nedenler): Bu durumlarda derin disparoni ortaya çıkar.


(iç genital organlara bağlı nedenler): Bu durumlarda derin disparoni ortaya çıkar.

Pelvik iltihabi durumlar: pelvik enfeksiyonlar hem akut dönemde hem de iyileştikten sonraki dönemde ilişkide ağrı nedeni olabilirler.


Endometriozis: endometriozis genital bölgedeki organlarda yapışıklıklara neden olan bir durumdur. Bu yapışıklıklar ilişki esnasında

gerilmeye ve ağrıya neden olabilirler.


Uterus habis veya selim tümörleri


Pelviste enfeksiyonlara, ameliyatlara veya endometriozise bağlı gelişen yapışıklıklar


Geçirilmiş pelvis kırıkları





Sindirim sistemi hastalıkları: nadiren disparoni nedenidirler.


Enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn hastalığı-Divertikülit)

Kabızlık

Hemoroid, fistül ve fissür gibi anüs ve rektum bölgesi hastalıkları: dışkılama esnasında ve sonrasında ağrıya neden olabilecekleri gibi

yakın komşuluk nedeniyle disparoni nedeni de olabilirler.




İdrar yolu hastalıkları: Üretra veya mesaneye ait lezyonlar


Psikolojik bozukluklar: Korku, kaygı, fobik reaksiyonlar, konversiyon reaksiyonları, partnerle uyumsuzluk,

İlk ilişkinin yarattığı psikolojik travma gibi psikolojik durumlar da en önemli disparoni nedenleri arasında üst sıralarda yer alırlar.



Disparoninin (Cinsel ilişki esnasında ağrı ortaya çıkması) vajinismustan (vajina girişi kaslarının ilişki esnasında kasılması) ayırıcı tanısı mutlaka yapılmış olmalıdır.



Tedavi öncesi incelemeler

Öncelikle enfeksiyon, kitle, kanser veya kanser öncüsü lezyon açısından muayene, ultrason, vajinal kültür, papsmear, idrar kültürü gibi incelemeler yapılır.


Şüpheli durumlarda vulva ve/veya vajinaya kolposkopik inceleme yapılır ve gerekirse biyopsi alınır.

Derin disparonide laparoskopik inceleme sıklıkla gereklidir.



Tedavi

Tedavide ilk adım hastanın ve eşinin hastalığın tabiatı konusunda bilgi sahibi olmasıdır.

Organik nedenler usulüne uygun olarak ilaç ve/veya cerrahi yolla tedavi edilir.

Hastalığın psikolojik komponenti varsa bireysel ve/veya eşle beraber psikopterapi çok önemlidir ve ihmal edilmemelidir.
Erken Boşalmanın Nedenleri Çoğu erkek soluk soluğa bir telaşla cinsel zevkin peşinden koşarken boşalmanın kontrol edilmesi, durdurulması veya sabitlenmesini başaramaz. Bedenini partneriyle uyum içinde hareket ettiremeyen erkekte şimdiye yoğunlaşmak, o anı duyumsamak olanaksızlaşır ve cinsel birleşmenin ansızın son bulacağı kaygısı olur. Bu nedenle her cinsel sorun gibi erken boşalmada bu kaygıdan ya da bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Ama asıl sorun erkeğin cinsel işlevlerinde değil, cinsel işlevlerini nasıl yerine getirmesi konusundaki düşüncelerindedir. Çünkü aklını düşüncelerden arındıramayan, özgür ve doğal bir şekilde cinselliği yaşayamayan erkek tedirginlik duygusundan uzaklaşamaz ve boşalma konusunda sorun yaşar. Kısaca erken boşalmanın başlıca nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

-Gençlik çağlarında uygunsuz ortamlarda yapılan mastürbasyonlar,
-Cinsel mitler yani hurafeler,
-Cinsel ilişki konusunda tecrübesizlik,
-Yorgunluk, sıkkınlık, kızgınlık ve tedirginlik,
-Cinsellikle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler,
-Cinsel uyarım eksikliği,
-Gerekli koşulların sağlanamaması,
-Sertleşmiş penise verilen orantısız önem,
-Cinsel açıdan baskı altında yetişme,
-Aşırı cinsel isteğin verdiği gerginlik,
-Günah işleme veya suçluluk duygusu,
-Hastalık kapma korkusu,
-Partnerin anlaşılamayan korkusu veya reddetmesi,
-Gebe bırakma korkusu,
-Kastrasyon anksiyetesi,
-Partnerin hayal kırıklığı korkusu,
-Vajinanın aşılamama korkusu,
-Kadına karşı isteksizlik,
-Partnerle çatışma,
-Başkaları tarafından mahrem yerlerinin keşfedilme korkusu,
-Partnere aşırı ilgi, bağlılık ve sevgi,
-Para karşılığı kurulan ilişkiler veya genelev alışkanlığı,
-Cinsel uyumsuzluk,
-Bilinçaltında yatan cinsel ilişki ile ilgili olumsuz düşünceler,
-Prostatit, üretrit vb. hastalıklar,
-Penil hipersensitivite,
-T12-L1 düzeyindeki nörolojik yaralanmalar,
-Narkotik veya antipsikotik tedavinin aniden kesilmesi vb.

ERKEKLERİN BOŞALMASINI HIZLANDIRAN NEDENLER

-Genç olmak,
-Romantik, içgüdüleri zayıf ve mantığıyla hareket eden erkekler,
-Heyecanlanmak,
-Uzun süren cinsel perhizler sonrası kurulan cinsel ilişkiler,
-Partnerinin daha istekli olması,
-Yeni evlenmiş veya hiç cinsel ilişkide bulunmamış olmak,
-Cinsel ilişki yoğunluğunun azalması,
-Cinsel birleşme esnasındaki gidip gelmelerin hızlanması,
-Kaygılı ve sinirli ruh hali,
-Aşırı istekli olmak veya aşırı cinsel isteğin verdiği gerginlik,
-Eve günün stresinden bunalmış, yorgun ve sıkıntılı bir halde gelmek,
-Performans anksiyetesi yani başarısızlık korkusu,
-Partner olarak seçilmiş kadının cinsel isteksizliği,
-Cinsel zevke önem vermeyen kadınlarla, hayat kadınlarıyla veya yakalanma korkusu olan bir ortamda kız arkadaşlarla yaşanan erken cinsel deneyimler,
-Devamlı alışılmış partnerle değil de ek olarak başka bir partnerle ilişkiye girme,
-Sorunlu veya bozuk giden evlilikler,
-Sertleşme bozukluğu olacağı endişesi vb.
 
---> CinseLLik AnsikLopedisi

Erken Boşalmada Tedavi Yüzyılımızın başında dünyanın en önde gelen cinsel bilimcisi olan Havelock ELLIS’in yaşamı boyunca erken boşalma sorunundan kurtulamadığını bilirsek, tedavinin ne denli anlamlı bir süreç olduğunu da görebiliriz.

Erkeklerin boşalmayı kontrol etmeleri tıpkı bisiklete binmek gibidir, öğrenene kadar sıkıntı çekerler ama bir kez öğrendiler mi bir daha unutmazlar
Sonu belirsiz ve zaman sınırlaması olmayan bir cinsel aktiviteye erkekler yönlendirilmelidir. Böylece çiftler arasındaki yakınlık en yüksek düzeye çıkar ve bu yakınlık süreklilik kazanır. Örneğin buz pateniyle dans ederken, buz pistini sınırlayan hiçbir başlangıç ve varılacak son nokta veya bir işaret yoktur. Çiftler özgürce dans ederler. Önemli olan o anı yaşamaktır. Cinsellikte de önemli olan son noktayı düşünmeden telaşsız bir şekilde şimdiye ve duygularımıza yoğunlaşmaktır. Ayrıca yoğunlaşırken bedenimizin serbestçe hareket etmesine olanak tanırsak, cinsellik doğal bir şekilde gerçekleşir. Aksi taktirde “nasıl cinsel birleşme olmalıdır” kavramını tanımlayan toplumun genelinde kabul görmüş cinsel mitlere uygun bir şekilde hareket edersek, ani bir boşalma kaçınılmaz olacaktır. Boşalma bir ateşleme mekanizmasıdır. Ateşleme başladığı zaman hiç kimse hiçbir onu durduramaz, bastıramaz, geciktiremez, denetim altında tutamaz. Yapılması gereken şey, ateşlenme noktasına gelmeden sistemi yavaşlatmak, durdurmak veya kontrol altına almaktır. Bu nedenle erken boşalmanın tedavisinde boşalma süresini uzatmak değil, kişiyi telaşsız bir birleşmenin getireceği sonsuz yakınlık duygusuna ulaştırmak, zamansız bir şekilde cinsel birleşme becerisini ve kalıcı olarak boşalma refleksi üzerinde istemli denetim sağlamayı öğretmek esas olmalıdır. Erkeğin ne kadar sürede boşaldığından çok, boşalmanın istendiği zamanda olması için; düşük uyarım ve heyecan düzeyinde cinsel aktiviteye devam edilmeli, aşırı heyecanlanıldığında sakinleşene kadar beklenmeli ya da yavaşlamalı ve sakinleştikten sonra yeniden cinsel aktiviteye başlanmalıdır. Bu sayede cinsel heyecanı arttırıp azaltma becerisini kazanıp, istemeden doruğa ulaşılan o noktadan uzak durma öğrenilebilir. Ama bu süreç içinde boşalmayı kontrol etmeyi öğrenirken “sabırsız” olunmamalıdır. Çünkü önemli olan heyecan düzeyi arttığında geri çekilmek gerektiğini anımsamaktır. Erken geri çekilmek, geç kalmış olmaktan her zaman daha iyidir. Boşalmayı kontrol etmeyi değil, boşalmanın istem dışı bir şekilde gerçekleştiği kaçınılmazlık noktasına ulaşmamak için heyecan düzeyimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Bu durum üzerinde şelale bulunan bir ırmakta kayıkta kürek çeken bir kişiye benzetilebilir. Tecrübeli kayıkçı ırmağın durgun sularında kalır, şelaleye fazla yaklaşmaz. Tecrübesiz kayıkçı şelaleye fazla yaklaşırsa kayığın üzerindeki kontrolünü tamamıyla yitirebilir. Eğer kayıkçı şelaleyi aşmayı amaçlamıyorsa yani henüz boşalıp orgazm olmak istemiyorsa, deneyimleri ona, ırmağın durgun sularında kalmayı yani heyecan seviyesini kontrol etmeyi öğretecektir. Bu yöntemin, heyecan seviyesini kontrol etme yeteneğini ortaya çıkarıp geliştirebilmek için cinsel aktivitenin yeterince uzatılmasına olanak tanır.

Tedavide;

-sebebin açığa çıkarılması,
-endişelerin giderilmesi,
-sık cinsel ilişkide bulunarak cinsel gerilimin azaltılması,
-cinsel birliktelikte birden fazla ilişki sayısı,
-ilişki öncesi mastürbasyon yapılması,
-erkeklerin boşalma olmaksızın en az bir saat süreyle sevişmeye motive edildiği carezza yöntemi,
-cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması,
-soluk almanın kontrol edilmesi esasına dayanan pranayama tekniği,
-lokal anestezikli kremlerin penis başına sürülmesi bazen işe yarayabilir.
-sebebin açığa çıkarılması,
-endişelerin giderilmesi,
-sık cinsel ilişkide bulunarak cinsel gerilimin azaltılması,
-cinsel birliktelikte birden fazla ilişki sayısı,
-ilişki öncesi mastürbasyon yapılması,
-erkeklerin boşalma olmaksızın en az bir saat süreyle sevişmeye motive edildiği carezza yöntemi,
-cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılması,
-soluk almanın kontrol edilmesi esasına dayanan pranayama tekniği,
-lokal anestezikli kremlerin penis başına sürülmesi bazen işe yarayabilir.
BOŞALMAYI GECİKTİREN CİNSEL POZİSYONLARI KULLANMA

Cinsel birleşme anında erkeğin pozisyonunun boşalma üzerine etkisi vardır. Bu yüzden bazı pozisyonlarda boşalma daha hızlı olmaktadır. Erkeğin üstte olduğu klasik cinsel birleşme pozisyonu (misyoner pozisyonu) boşalmanın geciktirilmesi için elverişli bir pozisyon değildir. Erkeğin daha rahat olduğu, kolay gevşeyebildiği ve efor harcamadığı kadını kucağına aldığı veya sırt üstü yerde yattığı pozisyonda erkek boşalmasını daha rahat kontrol edebilir. Ayrıca bu pozisyonlarda kadınlar daha hızlı ve rahat orgazma ulaşabilirler.

ÇİN TEKNİĞİ
Eski çağda Çinli erkekler tarafından bulunan bir yöntemdir. Erkek boşalacağını anladığı zaman sol elin baş ve orta parmaklarıyla, testis ve anüs arasında kalan bölgeye derince bastırır. Bu arada nefesini ona kadar sayarak tutar ve verir. Bir iki kez tekrarlandığında bu yöntemle boşalma ertelenebilmektedir.

DÜŞÜNCELERİ KULLANMA
Zamansız bir boşalmayı engellemek için o an başka şeyler düşünmeye çalışılmasıdır. Örneğin ona kadar sayın, o gün kahvaltıda ne yediğinizi düşünün ya da günlerden hangisi olduğunu hatırlamaya çalışın. Fakat şunu da eklemek doğru olur: Boşalmayı geciktirmek için düşünceleri başka konulara yöneltmek ve tamamıyla önemsiz şeylerle yormak, erkeğin cinsel gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğinden pek tavsiye edilmez. Çünkü cinsel ilişki sırasında başka şeyler düşünmek, gerektiği anda boşalmanın oluşmasını da engelleyebilir ve zamanla iktidarsızlık da ortaya çıkabilir.

Yukarıdaki yöntemler denenmesine rağmen erken boşalma eşlerin biri veya her ikisi için dayanılmaz bir cinsel sorun halini gelirse aşağıdaki tedavi seçeneklerine geçilmelidir:

CİNSEL TERAPİ
Cinsel terapiler; bir cinsel terapistin kontrolünde eşlerin birlikte yerine getirebileceği uygulamalardır. Bu uygulamalar eşlere tarif edilerek “ev ödevi” şeklinde yapmaları istenir. En sık olarak “sıkma tekniği” ve “dur-başla tekniği” kullanılır. Bazı vakalarda erken boşalma derinlerdeki bir ruhsal çatışmadan veya depresyondan kaynaklanıyor olabilir. Bunların açığa çıkarılması, “psikoterapi” uygulanması veya depresyonun tedavisi erken boşalmayı ortadan kaldırabilir. Cinsel terapi ile tedavinin erken boşalmada başarı oranı çok ama çok yüksektir.

Cinsel terapide danışanlara, temel hedefi, erkeği heyecanını kontrol etmeyi öğrenmeye yönlendirmek olan 12 haftada toplam 24 saatlik “cinsel heyecan üzerinde istemli kontrol kazanma” eğitim programında aşağıdaki tavsiyelerde bulunulur:

-Partnerinizle birbirinize önce cinsel olmayan beden masajı yapın. Daha sonra cinsel masaj yapın.
-Ön sevişme, cinsel birleşme yada kendi kendini uyarma gibi istediğiniz cinsel aktiviteyi yapmakla başlayın.
-Ön sevişmeyi uzun tutun.
-Cinselliğin bir başlangıcı, ortası veya sonu olduğu düşüncesinden uzak durun.
-Yavaşça soluk alıp verin.
-Ruhunuzu kemiren “telaş” duygusunu tamamıyla dağıtın.
-Öpüşme ve sevişme gibi cinsel aktivitelerin ve hareketlerinizin yavaş olmasına çok dikkat edin.
-Düşük uyarım ve heyecan düzeyinde cinsel aktiviteye devam edin.
-Aşırı heyecanlandığında kontrolünü yitirmemek için gerektiğinde sakinleşene kadar bekleyin ya da yavaşlayın.
-Yavaşladığınızda veya durduğunuzda derin soluklar alın, gevşeyin, sakinleşene kadar bekleyin.
-Rahatlayıp gevşedikten ve sakinleştikten sonra, daha fazla yavaş olmaya özen göstererek yeniden cinsel aktiviteye başlayın.
-Sevişme pozisyonu, cinsel uyarım şekli, bedenlerin birbirine dokunuş şekli, sevişme deviniminin ritmi gibi uyguladığınız hareketleri değiştirin.
-Bedeninizi partnerinizle uyum içinde hareket ettirmeye çalışın.
-Şimdiye yoğunlaşın ve o anı duyumsayın.
-Duyumsadığınız cinsel heyecanın tamamıyla kontrolünüz altında olduğuna eminseniz, hızınızı kademeli olarak yavaşça arttırın.
-Eğer yeniden çok fazla heyecanlandığınızı hissederseniz, tereddüt etmeden durun. Gerektiğinde durup yeniden başlayın.
-Hiç durmanızı gerektirmeyecek bir hız yakalamaya çalışın. Ama dönüşü olmayan boşalma noktasına yaklaştığınızı hissettiğiniz anda durmaktan kaçınmayın.
-Cinsel heyecanı arttırıp azaltma becerisini kazanıp, istemeden doruğa ulaşılan o noktadan uzak durmayı öğrenin.
-Boşalmayı kontrol etmeyi öğrenirken “sabırsız” olmayın. Çünkü zamanla sezgilerinizle bunu otomatik olarak yapmaya başlayacaksınız. Örneğin futbol maçında her atakta bir gol atılsa, bu durum, ne denli eğlenceli ve heyecan verici olurdu ki? Benzer bir şekilde cinsel deneyimlerimizi de kusursuz bir şekilde kontrol edebilseydik, cinsellik, var olan bütün doğallığını ve heyecanını yitirirdi. Kontrol hiçbir zaman kusursuz olmayacaktır. Unutmayın cinsel heyecanı kontrol etme becerisi bir sanattır.
-Boşalmayı kontrol etmeyi değil, boşalmanın istem dışı bir şekilde gerçekleştiği kaçınılmazlık noktasına ulaşmamak için heyecan düzeyimizi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz.
-Uygulama becerisini ise; duygularınızı bastırarak, engelleyerek veya göz ardı ederek değil, tam tersine duygularınızın farkına vararak kazanacaksınız. Çünkü duygularınızı göz ardı etmek veya fethetmeye kalkışmak, insanın kendini kontrol etme yeteneğini ve özgürlüğünü yok edebilir. Aksine cinsel aktivitelerin ortaya çıkardığı güzel duyguları ve cinsel hazzı ne denli içimizde hissedersek, kendimizi o denli kontrol edebiliriz. Ne zaman yavaşlayıp ne zaman da hızlanacağımızı daha iyi anlarız.

Bununla birlikte, bir erkek, boşalmayı kontrol etmeyi yüksek bir uyarım düzeyinde öğrenmeye kalkışırsa, yaşadığı deneyimin boşalma ile yarıda kalması tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Çünkü her erkek boşalmanın olduğu kaçınılmazlık noktasında duygularını kontrol edemez.

Cinsel heyecan üzerinde istemli kontrol kazanma eğitim programıyla eşler; kendilerini kontrol etme becerilerini arttırabilir, birbirlerinin cinselliklerini keşfedebilir, cinsel tepkilerini öğrenebilir, eğlenebilir, gerginliklerini hafifletebilir, cinsel yaşamlarına ayrı bir tat katabilir, birbirlerini kızdırıp şaşırtabilir, güven kazanabilir ya da aralarındaki yakınlığı ve iletişimi arttırabilirler. Ayrıca erkeklerin fiziksel ve zihinsel duyumlara duyarlılığı azalır ve boşalma refleksinin gerçekleştiği eşik düzeyi yükselir. Böylece boşalmanın gerçekleşmesi için çok daha fazla cinsel uyarıma gereksinim olur.
RKEN BOŞALMA NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?

Erken boşalmanın temel belirtileri olan : Boşalma küçük cinsel uyarılarla ve neredeyse kontrolsüz bir şekilde meydana gelmesi, Cinsel tatminde azalma,Suçluluk, utanç ve hayal kırıklığı hissi erkekleri etkileyen en sık görülen seksüel problemdir. Çalışmalar bu problemin erkeklerin %40’ında endişelenmeyi gerektirecek bir boyutta olduğunu göstermektedir.

ALTTA YATAN FAKTÖRLER NELERDİR?
Erken boşalmanın temel belirtileri olan : Boşalma küçük cinsel uyarılarla ve neredeyse kontrolsüz bir şekilde meydana gelmesi, Cinsel tatminde azalma,Suçluluk, utanç ve hayal kırıklığı hissi erkekleri etkileyen en sık görülen seksüel problemdir. Çalışmalar bu problemin erkeklerin %40’ında endişelenmeyi gerektirecek bir boyutta olduğunu göstermektedir.

ALTTA YATAN FAKTÖRLER NELERDİR?
Bazen ilk ilişkiden itibaren ortaya çıkabileceği gibi bazı durumlarda da daha önce problemi olmayan bir kişide daha sonra gelişebilmektedir.

Bazen ilk ilişkiden itibaren ortaya çıkabileceği gibi bazı durumlarda da daha önce problemi olmayan bir kişide daha sonra gelişebilmektedir.
Düzensiz cinsel ilişki, kişinin düzenli boşalamıyor olması burada önemli bir faktördür.Ayrıca ilişkiye verilen önem ve gerginlik yani performansın çok önemli olarak algılandığı durumlarda da ortaya çıktığı görülmektedir.

Kişinin ilişkiyi algılayış şekli önemlidir: İlk cinsel deneyimlerin sağlıklı olmayan ortamlarda yaşandığı durumlarda kişinin aşırı gergin ve bir performans gösterme gereği içerisinde ilişkiye yaklaştığı durumlarda erken boşlamanın sık görüldüğünü görmekteyiz.

Kişinin olaya verdiği değer, önemin fazla olması, yani performans anksiyetesinin yoğunluğu, düzensiz cinsel ilişki ya da nörojenik hassasiyetin varlığı erken boşalmayı yaratmada önemli faktörler olarak görülmektedir.

FİZİKSEL BİR NEDENİ DE OLABİLİR Mİ?

Genellikle altta yatan neden psikolojik olsa da nadiren fiziksel bir neden (prostat bezi inflamasyonu veya sinir sistemi fonksiyon bozukluğu gibi) de etken olabilir:

- Sempatik sinir sistemi hasarı (örneğin abdominal ameliyat sonrası)
- Prostat hipertrofisi ve prostatitis
- Üretrit
- Diabetes Mellitus (şeker hastalığı)
- Bölgesel genito-üriner hastalık
- Bölgesel duyu hasarı
- Polisitemi
- Polinörit vb. gibi organik faktörler etkili olabilir.

ERKEN BOŞALMA DAHA SIK OLARAK HANGİ YAŞLARDA GÖRÜLÜR?

Her yaşta olmakla beraber en çok genç erkeklerde görülür. Erken boşalma erkeğin yaşından çok seksüel deneyiminin yeni olmasından (yeni bir partner , vb) kaynaklanmaktadır. Ancak yaş ilerledikçe ikincil ereksiyon için gereken sürenin uzaması, tam ereksiyona ulaşamamadan dolayı başvurular sıkça olmaktadır. Ereksiyon tam olamayınca erken boşalma kaçınılmaz olmaktadır. Çoğu zaman evliliklerde eşler bu sorunu kabullenmiş görünüyor, oysa evlilik dışı bir ilişkiye girildiğinde yeni partner için bu sorun büyük paniğe yol açabiliyor.


TEDAVİSİ NEDİR?

Öncelikle erkeğin psikolojik yapısını inceleyip psikosomatik bir durum var mı, yoksa uyarıyı arttıran özel bir sebep var mı, onu araştırıyoruz. Önemli olan bir uzmana başvurulması. Erken boşalma sorunu da olsa erkekler bir uzmana başvurarak bu konuyu anlatmaya çekiniyor.

Kişinin boşalmanın kontrolünü elde etmesi için bazı ev ödevleri verilir. Kişinin kendisinin ve eşiyle beraberken yapacağı birtakım çalışmalardan oluşur. Burada kişinin boşalmanın kontrolünü sağlaması için egzersizler oluşturmaktadır. İlaç tedavileri de destek olarak verilmekle birlikte ev ödevleriyle kişinin ilaca bağımlı olmaksızın kendi başına kontrolü sağlaması amaçlanmaktadır.

Tedavide, kişinin olayı algılayış biçimi, partnerinin olup olmaması ve onunla beraber terapiye gelmesi çok önemlidir.

Cinsel tedaviler eğer kişinin başka bir kişilik veya ilişki problemi varsa uygun değildir. Öncelikle kişinin diğer problemlerinin ele alınması ve tedavisi gerekir.Çünkü bu problemler cinsel tedavide engel oluştururlar.Örneğin: kişinin depresyonu ya da partner problemi , boşanma döneminde cinsel tedaviden önce depresyonunun ve ilişki problemlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.


EGZERSİZLER

Tedavide egzersizler kişinin kendi başına yapacağı çalışmalar ve partneriyle yapacağı çalışmalar şeklinde düzenlenmektedir.

Erken boşalmada boşalma refleksif hale gelmeden kişinin bunu hissetmesi ve durdurması hedeflenir. Çok erken boşalan kişide, bu noktada herhangi bir egzersiz (sıkma, germe, çift yönlü germe) uygun değildir.

En sık olarak sıkıştırma / sıkma tedavisi de kullanılmaktadır. Cinsel ilişki sırasında veya öncesinde eğer erkek erken boşalma olacağını hissederse cinsel ilişkiye ara verir ve kendisi veya eşi penisi baş ve işaret parmakları ile kavrayarak sıkar; ve penisin uç kısmının hemen gerisine yaklaşık 20 saniye süresince hafif bir basınç uygular, daha sonra cinsel ilişkiye baştan başlanır. Bu yöntem gerektiği kadar sıklıkla uygulanabilir. Basit bir eğitim şekli de ilişki halinde veya mastürbasyon yaparken: penisinizi sizin yada partnerinizin uyarması fakat boşalmadan hemen önce bu uyarıyı durdurması, 30-60 sn. uyarıyı durdurduktan sonra tekrar uyarması ve boşalmadan az önce durdurması şeklinde bir siklusu 5-6 kere tekrarladıktan sonra ancak boşalmaya izin vermektir.

Burada unutulmaması gereken husus, hasta ve partnerinin verilen ödevleri algılayabilecek düzeyde olması ve öncelikle diğer tetkiklerinin tamamlanmış olarak bu terapilere başlanmasının önemidir.


TEDAVİDE DİĞER YÖNTEMLER:

Düzenli bir cinsel yaşam ve sürekli bir partner öneriyoruz. Ayrıca İlaç tedavisi - dopamine antagonistleri - antidepresanlar - anksiyolitikler - Anestezik etkili losyon/kremler de davranış terapiye ek olarak önerebiliyoruz. Ayrıca yoga meditasyondan da fayda görüldüğünü belirten çalışmalar mevcuttur.
Davranış tedavisinin başarı oranı %60-90 arasındadır. Ancak, eşlerin birbiri ile uyumunun iyi olması gerekir ve tedavi edildikten sonra da erken boşalma tekrarlayabilir.


ERKEN BOŞALMANIN ETKİLERİ NELERDİR?

Bir çok erkek zaman zaman erken boşalma problemi yaşamakta ve sonradan kendileri bu sorunu çözmektedirler. Tedavi gerektiren durumlarda ise oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Kalıcı “erken boşalma” hem erkeğin hem partnerinin seksüel fonksiyonları üzerine zararlı etkileri vardır. Çoğu erkek ilk ilişkilerinde erken boşalma eğilimindedir. Erkeğin cinsel deneyimlerinin sayısı arttıkça ve sevişmenin yapılabildiği uygun ortamlar doğdukça daha güvenli olur ve erkek kendini tutmayı öğrenir. Çoğu erkek bu problemin üstesinden gelir ama bazıları bir uzmanın görüşüne ihtiyaç duyar.
Vajinismus Çaresiz Değildir

;

Vajinismus, ağrılı ilişki, vajinismus tedavisi, cinsel sorunlar, vajinismus sorunu ve çözümleri

vajinismusta hipnoz ve hipnoterapi nin yeri varmı, vajinismus sorunu olan hastaların

sorunları ve çözümü



hakkında tüm detaylara ulaşabileceği, vajinismus konusunda Türkiye'nin en kapsamlı sitesi...

Sitemize girerek soru ve sorunlarınızı konunun uzmanlarına iletebilir üye olup çeşitli

modüllerimizden yararlanabilirsiniz...


;






VAJİNİSMUS KADERİNİZ DEĞİL

VAJİNİSMUS BİR HASTALIK DEĞİL
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst