nones
Bayan Üye
Cinlerle irtibat mümkün kabul edildikten sonra "Cinler kaybolan ya da çalınan şeyleri bilebilirler mi?" sorusu karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar arasında, kaybolan eşyalarını bulmaları için medyumlara, cinci hoca(!)lara başvuranların sayısı az değil. Toplum içinde saygın yerleri olan pek çok kişinin medyumların kapısını aşındırdıklarını da herkes biliyor. Medyumluk, gelişmiş Batı ülkelerinde olduğu gibi. ülkemizde de yeni bir sektör olarak karşımıza çıkıyor.
Cinlerin gaybı bilme konusunda insanlardan farklı olmadıkları konusunda İslam alimleri ittifak etmektedir. Cinlerin gaybı bilemeyecekleri, ancak yapıları itibariyle pek çok bilgiye vakıf olabilecekleri kabul edilmektedir. Bu görüşe göre cinler yapıları gereği, mevcut olan, ancak insanların kolay ulaşamayacakları konulardan haberdar olabilecekleri gibi. insanlardan farklı bir zaman içinde ve insanlardan daha uzun yaşadıkları için pek çok şeyi bilebilirler. Kurân-ı Kerim'de de kulak hırsızlığına teşebbüs eden cinlerin bu amaçlarına ulaşamayacakları Saffat suresinin 37/ 6 ve 10. ayetlerinde belirtiliyor. Ayette,
"Biz en yakın göğü ziynetle, yıldızlarla süsledik ve onu her türlü şeytandan koruduk. şeytanlar yüce topluluğu dinleyemezler, her yandan kendilerine (Şihablar) atılır. Kovulurlar. Onlar için sürekli azap vardır. Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir alev izler denilmektedir." (37/6-10)
denmektedir. Benzer bir vurgu, Hicr Suresi'nin 16 ve 18. ayetlerinde de yapılıyor. Bu nedenle İslam alimleri, gaybı konularda kahinlere başvurulmasını şiddetle men etmektedirler. Öte yandan Sebe suresi 14. ayette, cinlerin gaybı bilmeyecekleri açıkça vurgulanır:
"Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun vefatını önlere fark ettirdi. Hz. Süleyman'ın ölümü o vefat edip yere düşünce ortaya çıktı. Eğer cinler görülmeyeni bilmiş olsalardı alçak düşüren bir azap içinde kalmazlardı." (33/14)
Cinlerin gaybı bilme konusunda insanlardan farklı olmadıkları konusunda İslam alimleri ittifak etmektedir. Cinlerin gaybı bilemeyecekleri, ancak yapıları itibariyle pek çok bilgiye vakıf olabilecekleri kabul edilmektedir. Bu görüşe göre cinler yapıları gereği, mevcut olan, ancak insanların kolay ulaşamayacakları konulardan haberdar olabilecekleri gibi. insanlardan farklı bir zaman içinde ve insanlardan daha uzun yaşadıkları için pek çok şeyi bilebilirler. Kurân-ı Kerim'de de kulak hırsızlığına teşebbüs eden cinlerin bu amaçlarına ulaşamayacakları Saffat suresinin 37/ 6 ve 10. ayetlerinde belirtiliyor. Ayette,
"Biz en yakın göğü ziynetle, yıldızlarla süsledik ve onu her türlü şeytandan koruduk. şeytanlar yüce topluluğu dinleyemezler, her yandan kendilerine (Şihablar) atılır. Kovulurlar. Onlar için sürekli azap vardır. Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir alev izler denilmektedir." (37/6-10)
denmektedir. Benzer bir vurgu, Hicr Suresi'nin 16 ve 18. ayetlerinde de yapılıyor. Bu nedenle İslam alimleri, gaybı konularda kahinlere başvurulmasını şiddetle men etmektedirler. Öte yandan Sebe suresi 14. ayette, cinlerin gaybı bilmeyecekleri açıkça vurgulanır:
"Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun vefatını önlere fark ettirdi. Hz. Süleyman'ın ölümü o vefat edip yere düşünce ortaya çıktı. Eğer cinler görülmeyeni bilmiş olsalardı alçak düşüren bir azap içinde kalmazlardı." (33/14)